• Sonuç bulunamadı

Gençliğin tanımı ülkeden ülkeye, kültüre, kurumlara ve politik değerlere göre farklılık göstermektedir. Genç yaş aralığı İngiltere’de 18-24, Almanya’da 16-19 iken, İtalya’nın kuzeyinde 14-29 güneyinde ise 14- 32 olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda, ülkelerin gerçekleştirdiği işgücü politikaları da gençlik yaş aralığına göre değişiklik göstermektedir (O’Higgins, 2001: 10- 11). UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü)‘nun tanımına göre gençlik; herhangi bir aile ferdi olmadan, yaşamını tek başına devam ettirmesi mümkün olmayan çocukluk döneminden bağımsız yaşama bilincine sahip olunan, yetişkinlik sürecini ifade etmektedir. Ayrıca gençlik kavramı, istihdam ve eğitim ile ilişkili olup, bireyin mecburi eğitimini tamamladığı yaş ile ilk kez iş bulduğu yaş arasındaki dönemi kapsamaktadır (UNESCO, 2015).

Genç işsizliği, bireyler üzerinde meydana getirdiği sosyo-ekonomik etkilerin daha kalıcı olmasından dolayı, diğer iktisadi sorunlardan ayrı tutulan bir konu olmuştur. Bunun nedeni olarak, işsizliğin bireyler üzerinde yarattığı ekonomik etki olan gelir kaybı ile birlikte yaşanan umutsuzluk, güvensizlik, sefalet ve korku gibi sosyal etkilerin daimî olması gösterilmektedir. Bu sebeplerden ötürü, genç işsizliğinin ekonomik sonuçlarının yanında sosyal sonuçlarının da ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir (Erdayı, 2009: 135).

Genç işsizliğinin ülke ekonomisi ve bireyler üzerinde oluşturduğu etkiler açısından önemi, konunun tarihsel süreç içerisinde değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Genç işsizliğin artmasında özellikle 1990’lardan sonra üretim odaklı yatırımların azalması, hızlı nüfus artışı, teknolojinin gelişimine bağlı olarak istihdamsız büyüme, kırdan kente göçlerde artış ve yeni iş imkanlarının oluşturulamaması gibi nedenler sıralanmaktadır. Artan işsizlik oranları, bireylerin gelir kaybına yol açarken, hükümetlerin de sosyal yardım harcamalarını artırması yönünde baskı oluşturarak, gelir vergisinde azalmalara neden olmaktadır (İzgi, 2012: 296).

Genç işsizliği ekonomide birçok konu ile ilişkili olup diğer işsizlik türlerine göre daha hassas bir yapıya sahiptir. Örneğin; ekonomik kriz dönemlerinde gençler yetişkinlere göre işsizlikten daha çok etkilenmektedir. Bununla birlikte, ekonominin iyileşme dönemlerinde genç nüfusa sahip olan bireyler daha hızlı toparlanmaktadır. İşgücüne katılma oranı ve genç işsizlik arasında ters yönlü bir ilişki bulunurken, artan yüksek işsizlik oranı işgücüne katılma oranını düşürmektedir. Genç işsizliğin ilişkili olduğu diğer bir konu olan eğitim, gençlerin işgücüne katılıma oranlarını düşürmektedir. Türkiye’de ve Avrupa ülkelerinde eğitime katılan genç nüfusunun artması ile birlikte işgücünden çekilmeler yaşanmaktadır (Okur, 2014:8). Bu bağlamda işsizlikten, yetişkinlere göre sosyoekonomik açıdan daha fazla etkilenen genç nüfusun oluşturduğu genç işsizlik; nedenleri ve meydana getirdiği sonuçlarından dolayı ayrıca araştırılması gereken makroekonomik bir sorun haline gelmiştir.

Ülke ekonomileri açısından genç nüfusa sahip olmanın getirdiği birtakım avantajlar bulunmaktadır. Yeniliğe dönük ve dinamik bir nüfusa sahip olmak ülke ekonomisinin kalkınmasında büyük bir etken olabilmektedir. Ancak bu avantajın

33

ekonomide kalkınma motivasyonu oluşturabilmesi için öncelikle gençlerin mevcut potansiyelinden yararlanılması ve gençlerin istihdamını sağlamak gerekmektedir (Günaydın ve Çetin, 2015: 18). Genç nüfusun avantajlarının yanı sıra, artan genç işsizliğine yol açan nedenler ile birlikte genç işsizliğin sosyoekonomik sonuçları, istihdam edilemeyen dinamik genç nüfus ülke için kritik öneme sahip olmaktadır.

Genç nüfusun üretici potansiyellerinden yararlanılmaması hayata karşı cesaretlerinin kırılması ile eğitim sistemindeki yetersizliklerin birleşmesi, gençlerin tüm yaşamları sürecince kendilerini gerçekleştirmelerini engelleyen bir kısır döngüye neden olmaktadır. Gençlerin tüm yaşamını etkileyen bu işsizlik durumu umutsuzluk, işe yaramazlık, yoksulluk gibi birtakım sosyal sorunlara yol açmaktadır. Tüm bu sebepler neticesinde genç işsizliği; ülkelerin geleceğini ve gençlerin kişisel yaşamlarını direkt olarak etkileyen çözülmesi zorunlu olan makroekonomik bir sorun olarak kabul edilmelidir (Erdayı, 2009: 136).

OECD ülkelerinin genelinde işsiz gençlerin yaklaşık % 18’i bir yıl ya da daha uzun süre işsiz kalmaktadır. Bugünkü konjonktürde gençlerin büyük bir kısmı eğitimine devam etme isteğindedirler. Gençler ülke ekonomilerine dinamiklik ve verimlilik kazandırdığı gibi geleceğe dair beklentilerin oluşmasında belirleyici rol oynamaktadırlar. Bu noktada önem arz eden husus; gençlere yetenekleri, eğitimleri ve eğilimleri doğrultusunda insan onuruna yakışır iş alanlarının oluşturulmasıdır. Bu optimal koşulların sağlanamadığı ve gençlerin eksik istihdamda çalıştırıldıkları durumda; ülke, birey ve bireyin bakmakla yükümlü olduğu ailesi birtakım maliyetlere katlanmak zorunda kalacaktır (Murat ve Şahin, 2011: 97).

Grafik 4: 2002- 2018 Döneminde Dünya’da Genç İşsizliğinin Gelişimi (%)

Kaynak: www. data.worldbank.org

Grafik 4’te dünya genelindeki genç işsizlik oranı verilmiştir. Genç işsizliği 2002 ve 2018 yılları arasında ortalama % 13 oranında seyretmiş ve en düşük genç işsizliği 2007 yılında % 12,2 olmuştur.

ILO’nun 2017 yılındaki Raporuna göre (ILO, Global Employment Trends for Youth 2017: 8):

i) Dünya genelinde 1997 ile 2017 yılları arasında genç nüfus 139 milyon kişi artarken, genç işgücü 34, 9 milyon kişi oranında daralmıştır.

ii) Küresel genç işgücüne katılma oranı son 20 yılda % 55’ten % 45,7’ye düşmüştür.

iii) Toplam genç işsizlik 2017 yılında 70,9 milyon kişi iken, Arap ülkelerinde toplam genç işsizlik oranı % 30‘ dur.

iv) Gelişmekte olan ülkelerde, genç işsizlik oranının 2017 yılında % 9,5 olması beklenirken, gelişmiş ülkelerde bu oranın % 13,8 oranına yükselmesi tahmin edilmektedir.

Genç işsizliği yalnızca az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sosyoekonomik bir sorunu olmaktan çıkmış aynı zamanda gelişmiş ülkeler içinde büyük problemler

13,9 13,7 13,4 13,2 12,8 12,2 12,7 13,3 13 13 13,1 13,1 12,9 13,1 13,3 13,3 13,2 11 11,5 12 12,5 13 13,5 14 14,5 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018

35

meydana getirmiştir. Dünya geneline yayılan genç işsizliği küresel düzeyde genç işgücüne katılım oranlarını da düşürmüştür.