• Sonuç bulunamadı

6. ARAŞTIRMA BULGULARI

6.2. İncelenen İşletmelerin Rekabet Analizi

6.2.2. İşletmelerin rekabet güçlerinin artırılmasına yönelik öneriler

İşletmelerin temel amacı kar elde etmektir. Bu kural süt işletmeleri için de geçerlidir. Yani işletmenin faaliyetlerinin sürdürülebilirliği işletmenin kar edip etmemesine bağlıdır. İşletmelerin karlılığı ise söz konusu işletmede izlenen stratejilere bağlıdır. Bu stratejiler işletmelerin rekabet güçlerine olumlu veya olumsuz yönde etki etmektedir. Burada temel amaç işletmenin iç unsurlarını koordine ederek dışsal faktörlere uyum sağlayarak işletmenin karını artırmaktır. Bu bölümde incelenen işletmelerin rekabet güçlerini artırabilmeleri için bazı stratejiler önerilmiştir. Bunlar aşağıda izah edilmiştir.

a) Maliyet liderliği stratejisi

Rekabet gücünü belirleyen en önemli faktörlerden biri, maliyetlerin düzeyidir. Çünkü maliyetler yoluyla rekabet gücü sağlanamazsa, işletmelerin yaşaması ve zaman içinde kalıcı olması imkansız hale gelecektir. Düşük maliyetli bir konuma sahip olmak, firmaya sektöründe ortalamanın üstünde getiriler sağlar (Porter, 1990).

İşletmede maliyet üstünlüğünü arttırabilecek bazı yöntemler; yem giderlerini aşağıya çekmek, hammaddeyi ve malzemeyi daha düşük maliyetle sağlama, aile işgücünü daha etkin bir şekilde kullanma yollarının araştırılması, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yoğunlaştırılması şeklinde sıralanabilir. Süt işletmelerinde değişen

masraflar içinde en yüksek payı yem giderleri almaktadır. Yem maliyetlerini aşağıya çekmek için özellikle kaba yem işletme içinde yetiştirilerek daha ucuza elde edilebilecektir.

b) Farklılaştırma stratejisi

Farklılaştırma stratejisi ile işletmenin sunduğu ürün ya da hizmeti farklılaştırarak, tüm sektörde benzersiz olarak kabul edilen bir ürün yaratmaktır. Gerçekleştirilebilmesi halinde, farklılaştırma bir sektörde ortalamanın üzerinde getiriler elde etmek açısından uygulanabilir bir stratejidir (Porter, 1990). Süt işletmelerinde özellikle organik süt üretimi yapılarak ürün farklılaştırması yapılabilmektedir. Organik süt üretimi ile müşterilerin beklentileri yerine getirilmiş olur ve daha yüksek fiyat uygulayarak sektör ortalaması üzerinde bir gelir elde edilebilmektedir.

c) Büyüme stratejisi

İşletmelerin sektördeki durumlarını geliştirebilmek ve daha fazla getiri elde edebilmek amacı ile uyguladıkları stratejidir. İşletmeler iç ve dış olmak üzere iki farklı şekilde büyüme gerçekleştirebilirler (Ülgen, 2003).

İç Büyüme; işletmeler rekabet ortamında faaliyetlerini sürdürürken, diğer taraftan büyümeye ve faaliyette bulundukları alanlarda gelişmeye çalışırlar. İşletmeler büyüme stratejileri geliştirirlerken, piyasa tarafından karşılanmayan müşteri gereksinimlerini keşfederek, ihtiyaçları giderme yönünde strateji geliştirmelidirler.

Dış Büyüme; işletme birleşmeleri ve satın almaları ile ortak girişimler ve stratejik ortaklıklar kurularak gerçekleştirilir. Bu stratejilerin uygulanmasındaki amaç; büyümek, durumu korumak ve rekabet üstünlüğünü sağlamaktır.

Bu stratejinin uygulanması ile beraber işletmeler ölçek ekonomisinden yararlanma fırsatını yakalayabilmektedirler. Ölçek ekonomisinin üreticiye sağladığı en önemli fayda birim maliyetlerinin düşürülmesidir. Ölçek ekonomisi sayesinde işletmeler birim başına maliyetleri azaltarak maliyetten tasarruf elde edebilmektedirler (Işın ve Talim, 1998).

d) Kümelenme

Günümüzde üstün rekabet gücüne sahip olmanın ve ekonomik kalkınmanın temelinde kümelenme faktörü bulunmaktadır. Kümelenme ile birlikte rekabetçi sektörler gelişmekte ve güçlenmektedir. Michael Porter’ın ortaya koyduğu kümelenme kavramı; aynı sektörde faaliyet gösteren, aralarında iş birliği ve aynı zamanda rekabet olan firma ve kuruluşların, onlara mal ve hizmet sunan tedarikçilerin, üniversiteler, araştırma kurumları, meslek kuruluşları gibi ilgili kurumsal yapıların aynı coğrafi bölgede yoğunlaşmalarını ifade etmektedir. Bir kümede aynı malı üreten veya birbirini tamamlayıcı nitelikte mal üreten işletmeler Ar-Ge, pazarlama, üretim gibi konularda birbirleri ile iş birliği içindedir ve kümenin üyesi olan bir firma aynı anda birçok firma ile çeşitli konularda iş birliği geliştirebilir (Porter, 1998).

Kümelenmelerin sinerji yaratan en önemli özelliği ise; “cevap verme” yeteneğidir. Başka bir deyişle, kümelenme içerisinde yer alan firmaların piyasalardaki değişime zamanında cevap verme ve uyum sağlama becerisi, kümelenmelerin bir diğer özelliğidir. Yeni bölgesel gelişim modelinde “yerel yenilikçi ortam” özellikle bu cevap verebilme yeteneğine odaklanmaktadır.

Kümelenmenin işletmelere sağlayacağı yararları şu şekilde belirtebiliriz:

i) Ölçek ekonomileri: Uzmanlaşma yoluyla, kümeler işletmelerin ölçek ekonomilerine ulaşmasını sağlayabilir.

ii) Verimlilik ve esneklik: Kümeler, üretim maliyetlerini düşürerek, esnekliği artırarak ve uzmanlaşmış kaynaklara erişimi sağlayarak işletmelerde verimlilik artışının gerçekleştirilmesini kolaylaştırabilir.

iii) Öğrenme ve yenilikçilik: Kümeler yenilikçiliğin gelişebileceği bir çevre ve platform sunabilmektedir. İşletmeler arası çok taraflı ve yoğun etkileşim, teknolojik ve teknolojik olmayan yenilikçiliğin gerçekleşmesini sağlayan başlıca süreçtir (Rosenfeld, 2002).

Genel olarak küme dahilindeki işletmeler küme içinde etkileşimde bulunduğunda, iletişim kurduğunda ve rekabet ettiğinde uzun vadeli rekabetçi avantajlar sağlayabilirler. Özellikle küçük ölçekli işletmelerin paydaşlarla beraber küme oluşturmaları durumunda bu işletmeler faaliyetlerini karlı bir şekilde sürdürebileceklerdir. Bu bağlamda araştırma bölgesinde faaliyette bulunan süt işletmelerinin de tüm sektörün paydaşları ile birlikte bir küme oluşturmaları söz konusu işletmelerin uzun vadede rekabet güçlerinin artmasına olumlu katkı sağlayacaktır.

Çünkü kümelenmenin oluşturulması ile işletmelerin güçlü yönlerinin ve fırsatların artmasına ve zayıf yönleri ile tehditlerin minimize edilmesinde önemli rol oynamaktadır. Kümelenme sayesinde işletmeler birlikte hareket ederek daha fazla kar elde etme olanağına sahip olmaktadırlar.

e) Kalite ve verimliliği artırma

İşletmelerin gerek iç ve gerekse dış pazarlarda rekabet üstünlüğü sağlayabilmeleri, düşük maliyet ve dolayısıyla uygun fiyat yanında, her şeyden önce kaliteli ürünleri ortaya koyabilmelerine bağlıdır. Kalite, ürünün belirlenmiş standartlara ne kadar uyduğunu gösteren bir ölçüdür.

Üründe tüketicinin kalite gereksinimlerini her aşamada karşılayabilmek için, kalite sisteminin kurulması ve uygulanması gereklidir. Yakın bir gelecekte resmi kuruluşların, büyük alıcıların ve özellikle yurtdışındaki alıcıların ürün alımlarında kalite standartlarına uygunluk belgesini önkoşul olarak arayacaklardır. Bu belgeye sahip işletmelerin, yoğun rekabet ortamında rakiplere göre üstünlük elde edecekleri kaçınılmazdır.

İşletmenin başarısını etkileyen en önemli unsurların birisi de verimliliktir. İşletmelerin verimliliğini etkileyen çok sayıda faktör vardır ve hiçbir faktör diğerlerinden bağımsız değildir. Verimlilik artışı; insan, makine, malzeme ve diğer kaynaklardan daha iyi yararlanıldığı sürece sağlanabilir. Hangi kaynağın verimliliğine önem verileceği işletmeye göre değişir (Elmacı, 2001).

Araştırma sonucuna göre işletmelerin kalite ve verimlilik düzeyi oldukça düşük bulunmuştur. Bu durum işletmelerin rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemektedir. Bu işletmelerin rekabet güçlerinin artırılabilmesi için öncelikle kalite ve verimliliğe önem verilmesi gerekmektedir. İşletmelerde kalite ve verimliliğin artırılabilmesi için işletmelerde yüksek verimli hayvan ırkları, uygun teknoloji ve kalifiyeli işgücü kaynaklarının kullanımı artırılmalıdır.

Benzer Belgeler