• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM

3.5. İşlem Yolu

Araştırmanın problemlerine yanıt bulmak amacı ile “Kişisel Bilgi Formu”, “Öznel İyi Oluş Ölçeği” ve “Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği”nden oluşan ölçme araçları örneklem kapsamındaki yatılı bölge ortaokulları ile yatılı olmayan ortaokuluna bizzat araştırmacı tarafından uygulanmıştır. Uygulama için gerekli resmi izinler alındıktan sonra sınıflara girilmiş, öncelikle yönerge verilmiş ve açıklama yapılarak sorulara cevaplar verilmiştir. Her bir uygulama yaklaşık 40 dakika sürmüştür.

2012- 2013 eğitim- öğretim yılında çalışma grubuna dahil edilen tüm öğrenciler Tokat’ın Almus ilçesinde okuyan öğrencilerden ölçüt örneklem yolu ile seçilen 248 kız (%53,8), 213 erkek (%46,2) olmak üzere toplam 461 öğrenci bu araştırmanın çalışma grubunu oluşturmaktadır. Grubun yaşları 11 ile 15 arasında değişmekte ve yaş ortalaması 12,93’tür.

3.6. Verilerin Analizi

Araştırma verilerinin toplanmasından sonra, Kişisel Bilgi Formu, Öznel İyi Oluş Ölçeği ve Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği’nden toplanan verilerin işlenmesi ve yorumlanması için SPSS 15.0 programı kullanılmıştır. Ham veriler öncelikle bu programa aktarılmış ve analize hazır hâle getirilmiştir. Daha sonra ise SPSS programı kullanılarak analizler yapılmıştır. Verilerin analizi için “İlişkisiz Örneklemler İçin t– Testi” ve “İlişkisiz Örneklemler İçin Tek Faktörlü ANOVA” analizlerinden yararlanılmıştır.

BÖLÜM IV

BULGULAR

Bu bölümde, araştırmanın amacı doğrultusunda belirlenen araştırma problemlerine yönelik analiz ve bulgular verilmiştir.

Problem 1. “Ortaokul öğrencileri ve yatılı bölge ortaokul öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyleri arasında anlamlı fark var mıdır?”

Araştırmanın yukarıda verilen alt problemine yönelik t- Testi analizleri yapılmış ve bulgular tablolar şeklinde verilerek açıklanmıştır.

4.1.1. “Ortaokul Öğrencileri ve Yatılı Bölge Ortaokul Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeylerinin Karşılaştırmalı İncelenmesi”

Araştırmaya katılan öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin yatılılık

değişkenine göre t- Testi sonuçları Tablo 4.1’de verilmiştir.

Tablo 4.1 Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeylerinin Yatılılık Durumuna Göre t- Testi Sonuçları Öznel İyi Oluş Düzeyi Yatılılık Durumu N X Ss Sd t p Evet 194 135.95 19.932 459 -3.081 .00** Hayır 267 141.70 19.654 * p<.05** p<.01

Tablo 4.1 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinde yatılılık durumuna göre yatılı olmayan öğrencilerin lehine anlamlı farklılık olduğu bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= -3.081, p<.01]. Okulunda yatılı kalan öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarının (X=135.95), yatılı kalmayan öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarına (X=141.70) kıyasla anlamlı düzeyde daha düşük olduğu anlaşılmaktadır.

Problem 2. “Ortaokul öğrencileri ile yatılı bölge ortaokul öğrencilerinin temel psikolojik ihtiyaçlar ve alt boyutlarından aldıkları toplam puanlar arasında anlamlı farklılık var mıdır?”

Araştırmanın yukarıda verilen alt problemine yönelik t- Testi analizleri yapılmış ve bulgular tablolar şeklinde verilerek açıklanmıştır.

4.2.1 Öğrencilerin Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeğinden Aldıkları Toplam Puanların Yatılı Olma ve Yatılı Olmama Durumuna Göre Karşılaştırmalı İncelenmesi

Araştırmaya katılan öğrencilerinin temel psikolojik ihtiyaçlar düzeylerinin

yatılılık değişkenine göre t- Testi sonuçları Tablo 4.2’de verilmiştir.

Tablo 4.2 Öğrencilerinin Psikolojik İhtiyaçlar Toplam Puan ve Alt Boyutlarından Aldıkları Puanların Yatılı Olma ve Yatılı Olmama Duruma Göre t- Testi Sonuçları Psikolojik İhtiyaçlar Yatılılık Durumu N X Ss Sd T P Özerklik Evet 194 24.50 4.700 459 -1.760 .08* Hayır 267 25.27 4.630 Yeterlilik Evet 194 19,96 3.787 459 -2.021 .04* Hayır 267 20.67 3.727 İlişki Evet 194 30.00 5.342 459 -3.301 .00** Hayır 267 31.67 5.381 Toplam Puan Evet 194 74.46 11.477 459 -2.977 .00** Hayır 267 77.62 11.081 * p<.05 ** p<.01

Tablo 4.2 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar özerklik alt boyutunun yatılılık durumuna göre anlamlı farklılık olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= -1.760, p>.05]. Yatılı kalan öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar özerklik alt boyutu puanlarının (X=24.50), yatılı kalmayan öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar özerklik alt boyutu puanları (X=25.27) arasında anlamlı farklılık olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Buna göre öğrencilerin özerklik ihtiyaçları, yatılı olma ve yatılı olmama durumuna göre değişmediğini söylemek doğru olacaktır.

Tablo 4.2 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar yeterlik alt boyutunun yatılı olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık gösterdiği bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= -2.021, p<.05]. Yatılı kalan öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar yeterlik alt boyutu puanlarının (X=19.96), yatılı kalmayan öğrencilerin

psikolojik ihtiyaçlar yeterlik alt boyutu puanlarına (X=20.67) göre düşük olduğu

anlaşılmaktadır. Buna göre yatılı olan öğrencilerin yeterlik ihtiyaçları, yatılı olmayanlara göre daha azdır.

Tablo 4.2 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar ilişki alt boyutunun yatılı olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık gösterdiği bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= -3.301, p<.01]. Yatılı kalan öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar ilişki alt boyutu puanlarının (X=30.00), yatılı kalmayan öğrencilerin

psikolojik ihtiyaçlar ilişki alt boyutu puanlarına (X=31.67) göre daha düşük olduğu

anlaşılmaktadır. Buna göre yatılı öğrencilerin ilişki ihtiyaçları, yatılı olmayanlara kıyasla daha azdır.

Tablo 4.2 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlarının yatılı olup olmama durumuna göre anlamlı farklılık oluştuğu bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= -2.977, p<.01]. Yatılı kalan öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar puanları toplam puan ortalamalarının (X=74.46), yatılı kalmayan öğrencilerin

psikolojik ihtiyaçlar puanlarına (X=77.62) göre daha düşük olduğu anlaşılmaktadır.

Buna göre yatılı kalan öğrencilerin yatılı kalmayan öğrencilere kıyasla psikolojik ihtiyaçlarının az olduğu söylenebilir.

Problem 3. “Öğrencilerin öznel iyi oluş düzeylerinde cinsiyet ve sınıf düzeyine göre anlamlı farklılaşma var mıdır?”

Araştırmanın yukarıda verilen alt problemine yönelik t-testi, ANOVA testi ve varyans analizleri yapılmış ve bulgular tablolar şeklinde verilerek açıklanmıştır.

4.3.1 “Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeyinin Cinsiyet Durumuna Göre İncelenmesi”

Araştırmaya katılan öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyinin cinsiyet değişkenine

Tablo 4.3 Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeyinin Cinsiyet Durumuna Göre t- Testi Sonuçları

Cinsiyet N Ort Ss Sd t p Öznel İyi Oluş Kız 248 141.35 20.272 459 2.415 .02*

Erkek 213 136.87 19.345

* p<.05 ** p<.01

Tablo 4.3 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyinin cinsiyet değişkenine göre kız öğrenciler lehine anlamlı farklılık olduğu bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= 2.145, p<.05]. Buna göre kız öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarının (X=141.35), erkek öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarına (X=136.87) göre daha yüksek olduğu söylenebilir.

4.3.2 “Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeyinin Sınıf Düzeyi Durumuna Göre İncelenmesi”

Araştırmaya katılan öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyinin sınıf düzeyi değişkenine göre ANOVA testi sonuçları Tablo 4.4’te verilmiştir.

Tablo 4.4 Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeyinin Sınıf Düzeyi Durumuna Göre ANOVA Testi Sonuçları

Sınıf Düzeyi N X Ss Sd F p Anlamlı Fark

Öznel İyi Oluş

6. Sınıf 148 140.61 19.902 2, 458 1.271 .28* --- 7. Sınıf 173 137.38 19.808 8. Sınıf 140 140.23 20.148 Toplam 461 139.28 19.953 * p<.05 ** p<.01

Tablo 4.3 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin sınıf düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır. [F(2-458)= 1.271, p>.05]. Çalışma grubunun öznel iyi oluş puanları sınıf düzeylerine göre; 6. sınıf öğrencileri (X=140.61), 7. sınıf öğrencileri (X=137.38) ve 8. sınıf öğrencileri (X=140.23) düzeyindedir.

Problem 4. “Öğrencilerin temel psikolojik ihtiyaçları ölçeği toplam puanı ve alt ölçek puanlarında cinsiyet ve sınıf düzeyine göre anlamlı farklılaşma var mıdır?”

Araştırmanın yukarıda verilen alt problemine yönelik t-testi, ANOVA testi ve varyans analizleri yapılmış ve bulgular tablolar şeklinde verilerek açıklanmıştır.

4.4.1. Öğrencilerin temel psikolojik ihtiyaçları ölçeği toplam puanı ve alt ölçek puanlarında cinsiyet durumuna göre karşılaştırılması.

Araştırmaya katılan öğrencilerinin temel psikolojik ihtiyaçlar düzeyinin cinsiyet değişkenine göre t- testi sonuçları Tablo 4.5’te verilmiştir.

Tablo 4.5 Öğrencilerinin Psikolojik İhtiyaçlar Toplam Puan ve Alt Boyutlarından Aldıkları Puanların Cinsiyet Durumuna Göre t- Testi Sonuçları

Psikolojik İhtiyaçlar Cinsiyet N Ss Sd t P

Özerklik Kız 248 25.32 4.891 459 1.844 .07* Erkek 213 24.52 4.369 Yeterlik Kız 248 20.65 3.967 459 1.744 .08* Erkek 213 20.05 3.496 İlişki Kız 248 31.15 5.782 459 0.803 .42* Erkek 213 30.75 4.974 Toplam Puan Kız 248 77.13 12.410 459 1.741 .08* Erkek 213 75.31 9.904 * p<.05 ** p<.01

Tablo 4.5 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar özerklik alt boyutunun cinsiyet durumuna göre anlamlı farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= 1.844, p>.05]. Kız öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar özerklik alt boyutu puanları (X=25.32) ile erkek öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar özerklik alt boyutu puanları (X=24.52) arasında anlamlı farklılaşma olmadığını söylenebilir.

Tablo 4.5 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar yeterlik alt boyutundan aldıkları toplam puanlarda cinsiyet durumuna göre anlamlı farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= 1.728, p>.05]. Kız öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar yeterlik alt boyutu puanları (X=20.65) ile erkek öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar yeterlik alt boyutu puanları (X=20.05) arasında anlamlı farklılaşma olmadığını söylenebilir.

Tablo 4.5 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar ilişki alt boyutundan aldıkları toplam puanlarda cinsiyet durumuna göre anlamlı farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= .803, p>.05]. Kız öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar ilişki alt boyutu puanları (X=31.15) ile erkek öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar ilişki alt boyutu puanları (X=30.75) arasında anlamlı farklılaşma olmadığını söylenebilir.

Tablo 4.5 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar ölçeğinden aldıkları toplam puanlarda cinsiyet durumuna göre anlamlı farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır [t(459)= 1.741, p>.05]. Kız öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar puanları (X=25.32) ile erkek öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlar puanları (X=24.52) arasında anlamlı farklılaşma olmadığını söylenebilir.

4.4.2 Öğrencilerin temel psikolojik ihtiyaçları ölçeği toplam puanı ve alt ölçek puanlarının sınıf düzeyine göre karşılaştırılması.

Araştırmaya katılan öğrencilerinin temel psikolojik ihtiyaçlar düzeyinin sınıf düzeyi değişkenine göre ANOVA testi sonuçları Tablo 4.6’da verilmiştir.

Tablo 4.6 Öğrencilerinin Psikolojik İhtiyaçlar Toplam Puan ve Alt Boyutlarından Aldıkları Puanların Sınıf Düzeyi Göre ANOVA Testi Sonuçları

Psikolojik İhtiyaçlar Sınıf Düzeyi N X Ss. Sd F p Anlamlı Fark Özerklik 6 148 25.13 4.570 2, 458 1.388 .25* --- 7 173 24.49 4.791 8 140 25.32 4.609 Yeterlilik 6 148 19.84 3.883 2, 458 2.235 .12* --- 7 173 20.66 3.881 8 140 20.58 3.446 İlişki 6 148 31.11 5.086 2, 458 .887 .41* --- 7 173 30.55 5.429 8 140 31.34 5.752 Toplam Puan 6 148 76.07 10.984 2, 458 .742 .48* --- 7 173 75.71 11.755 8 140 77.24 11.225 * p<.05 ** p<.01

Tablo 4.6 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar özerklik alt boyutunun sınıf düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır. [F(2-458)= 1.388, p>.05]. Çalışma grubunun psikolojik ihtiyaçlar özerklik alt boyutunun puanları sınıf düzeylerine göre; 6. sınıf öğrencileri (X=25.13), 7. sınıf öğrencileri (X=24.49) ve 8. sınıf öğrencileri (X=25.32) birbirlerine yakın düzeydedir.

Tablo 4.6 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar yeterlik alt boyutunun sınıf düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır. [F(2-458)= 2.335, p>.05]. Çalışma grubunun psikolojik ihtiyaçlar yeterlik alt boyutu puanları sınıf düzeylerine göre; 6. sınıf öğrencileri (X=19.84), 7. sınıf öğrencileri (X=20.66) ve 8. sınıf öğrencileri (X=20.58) birbirlerine yakın düzeydedir.

Tablo 4.6 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlar ilişki alt boyutunun sınıf düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır. [F(2-458)= .887, p>.05]. Çalışma grubunun psikolojik ihtiyaçlar ilişki alt boyutunun puanları sınıf düzeylerine göre; 6. sınıf öğrencileri (X=31.11), 7. sınıf öğrencileri (X=30.55) ve 8. sınıf öğrencileri (X=31.34) birbirlerine yakın düzeydedir.

Tablo 4.6 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlarının sınıf düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır. [F(2-458)= .742, p>.05]. Çalışma grubunun psikolojik ihtiyaçlarının puanları sınıf düzeylerine göre; 6. sınıf öğrencileri (X=76.07), 7. sınıf öğrencileri (X=75.71) ve 8. sınıf öğrencileri (X=77.24) birbirlerine yakın düzeydedir.

BÖLÜM V

TARTIŞMA

Bu bölümde, araştırma sürecinde toplanan veriler üzerinde yapılan istatiksel analizler sonucunda elde edilen bulgular diğer araştırma sonuçları ile karşılaştırılarak tartışılmış ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Bu araştırmada, ortaokul öğrencileri ile yatılı bölge ortaokul öğrencilerinin öznel iyi oluş ve psikolojik ihtiyaçları karşılaştırmalı incelenmiştir. Ayrıca ortaokul öğrencileri ile yatılı bölge ortaokul öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyleri ve psikolojik ihtiyaçlarının yatılılık durumu, cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenlerine göre farklılaşma gösterip göstermediği ile ilgili sorulara yanıt aranmıştır.

1. Ortaokul öğrencileri ve yatılı bölge ortaokul öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyleri arasında anlamlı fark var mıdır?

Bu araştırmada yatılı kalan öğrencilerin öznel iyi oluşlarının yatılı kalmayan öğrencilerin öznel iyi oluşlarına göre daha düşük olduğu söylenebilir. Ortaokul öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin yatılı kalan öğrenciler lehine anlamlı bir farklılık gösterdiği bulgusuna ulaşılmıştır. Araştırma bulgularına göre yatılı kalan öğrencilerin öznel iyi oluş puanları yatılı kalmayan öğrencilerin puanlarından daha düşüktür. Konuyla doğrudan ilgili bir çalışma bulunmamakla birlikte, bazı araştırma bulguları bu sonuçları destekler niteliktedir.

Kutlu’nun (1992) yetiştirme yurdunda kalan ortaokul ve lise ile aynı okullara devam eden fakat ailelerinin yanında kalan aynı sayıda öğrenci üzerinde yürüttüğü bir araştırmada öğrencilerin özsaygı düzeyleri karşılaştırılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, yetiştirme yurdunda kalan öğrencilerin özsaygı düzeylerinin ailesi yanında kalan öğrencilerinkinden düşük olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırma bulgusuna göre,öznel iyi oluşun yatılılık durumuna göre farklılaştığı söylenebilir.

Güven’in (1996) yetiştirme yurdunda yaşayan ergenlerle ailesi yanında yaşayan ergenlerin karşılaştırmalı olarak incelediği bir çalışmasında yetiştirme yurdunda yaşayan ergenlerin karşılaştırma grubuna göre kişisel ve sosyal uyum düzeylerinin düşük olduğu bulunmuştur.

Saföz Güven (2008), fen lisesi öğrencilerinin, genel lise öğrencilerine göre psikolojik belirtiler açısından daha iyi durumda oldukları ve genel lise öğrencilerinin daha çok psikolojik problemler ifade ettiklerini saptanmıştır. Çelik (2008), genel lise öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin, anadolu ve meslek lisesi öğrencilerine göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Şimşek’in (2010), yatılı ilköğretim bölge okulu ve ailesi yanında kalan ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin akran ilişkileri, sosyal destek algıları ve yaşam doyumlarının incelediği araştırmasında elde edilen bulgular, ergenlerin okuldan aldıkları yaşam doyumu düzeylerinin okul türüne göre anlamlı bir biçimde farklılaşmadığını göstermiştir. Elde edilen bu sonuç, bu araştırmada elde edilen bulgularla tutarlı değildir.

Görüldüğü gibi yatılılık durumu ve öznel iyi oluş ilişkisini araştıran çalışmalarda, yatılılık durumu bazen olumsuz etkilerken bazen de bir etkisi olmadığı sonuçları elde edilmiştir. Yatılılık değişkeninin ortaokul öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyleri arasında farklılık ortaya çıkarmasının sebebi yatılı kalan öğrencilerin ailelerinden uzakta yaşamaları, düzenli olarak aileleri ile birlikte kalmamaları, okul ortamında sorumluluklarının artması, kendi ihtiyaçlarını gidermeye çalışmalarından kaynaklanıyor olabilir.

2. Ortaokul öğrencileri ile yatılı bölge ortaokul öğrencilerinin temel psikolojik ihtiyaçlar ve alt boyutlarından aldıkları toplam puanlar arasında anlamlı farklılık var mıdır?

Bu araştırmada yatılı kalan öğrencilerin özerklik ihtiyacının yatılı kalmayan öğrencilerin özerklik ihtiyacına göre bir farklılık olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Yatılı kalan öğrencilerin yeterlilik ve ilişki ihtiyaçlarının yatılı kalmayan öğrencilerin yeterlilik ve ilişki ihtiyaçlarına göre daha az olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Yatılı kalan öğrencilerin temel psikolojik ihtiyaçlarının yatılı kalmayan öğrencilerin temel psikolojik ihtiyaçlarından daha fazla olduğu söylenebilir. Konuyla doğrudan ilgili bir çalışma bulunmamakla birlikte, bazı araştırma bulguları bu sonuçları destekler niteliktedir.

Özgüven’in (1990), yurtlarda kalan üniversite öğrencilerinin sağlık ve psikolojik sorunlarının incelendiği araştırmasında, öğrencilerin yüksek düzeyde sıkıntıları ve sorunları olduğu ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin gerilim, aşırı kaygı, aşırı uykusuzluk, duygusal kararsızlık, sürekli hayal kurma, aşırı heyecan ve aşırı alınganlık gibi

psikolojik problemler yaşadıkları ve uyum sağlamada güçlük çektikleri, içine kapanmanın yüksek olduğu, ilişki kurma sıkıntısı ve sebebi belirsiz korku duygularını yoğun bir şekilde yaşadıkları bulunmuştur.

Türkdoğan’ın (2011) üniversite öğrencilerinde temel ihtiyaçların karşılanma düzeyinin bazı sosyo-demografik değişkenler açısından incelediği araştırmasında; üniversite öğrencilerinin beş temel ihtiyaç arasında en yüksek doyumu sevgi ve ait olma ihtiyacından algıladıkları; öğrencilerin güç, eğlence ve özgürlük ihtiyaçlarının karşılanma düzeyine ilişkin algıladıkları doyumun, görece daha düşük düzeyde ortaya çıktığı; fakat beş temel ihtiyacın karşılanma düzeyine ilişkin en düşük doyumun, hayatta kalma ihtiyacında algılanmakta olduğu bulgusuna ulaşmıştır.

Diener ve Diener’in (1995), 49 farklı üniversitenin öğrencileri üzerinde yürüttükleri araştırmada üniversite öğrencileri, yaşamın çeşitli boyutlarından hangi düzeyde doyum algılamakta olduklarıyla ilgili olarak, en düşük doyum düzeyini hayatta kalma ihtiyacıyla ilişkili olarak, ekonomik doyumdan; doyumun en yüksek düzeylerini ise, sevgi ve ait olma ihtiyacıyla ilişkili olarak, arkadaşlar ve aile doyumundan algılamakta olduklarını belirtmektedir.

Yapılan araştırmalar incelendiğinde, yatılılık durumu ve temel psikolojik ihtiyaçlarla, ilişki ve yeterlilik ihtiyaçlarının karşılanmamasının bireyler üzerinde olumsuz duygu durumlarına sebep olduğu görülmüştür. Yatılı ortaokul öğrencileri ile yatılı olmayanlar arasında temel psikolojik ihtiyaçlar yönünden farklılık çıkmasının sebebi yatılı kalan öğrencilerin kaldıkları YBO’da fiziki ve maddi koşullardaki eksiklerden kaynaklanıyor olabilir. Aynı zamanda öğrencilerin sosyo ekonomik durumlarının düşük olması da bu farklılığa sebep olabilir. Yeterlilik ve ilişki ihtiyacının yatılı kalan öğrencilerin yatılı kalmayan öğrencilere göre daha az olmasının sebebi ise yatılı kalan öğrencilerin hayata erken atılmaları, okul ortamında kendi ihtiyaçlarını kendilerinin karşılamaya çalışması, ailelerinden uzakta yaşamaları sebebiyle kendi yeteneklerini daha erken keşfetmeleri ve okuldaki öğrenciler ile kısa sürede arkadaşlık kurmalarından kaynaklanıyor olabilir.

3. Öğrencilerin öznel iyi oluş düzeylerinde cinsiyet ve sınıf düzeyine göre anlamlı farklılaşma var mıdır?

Bu araştırmada ortaokul öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulgusuna ulaşılmıştır. Kız öğrencilerin öznel iyi oluş düzeylerinin erkek öğrencilerden yüksek olduğu söylenebilir. Öznel iyi oluş düzeyinin hangi cinsiyette daha fazla görüldüğüne ilişkin araştırma bulguları farklılık göstermektedir.

Fujita ve Diener (2005), öznel iyi oluş açısından kadın ve erkekler arasında çok az fark bulmuştur. Saföz Güven (2008), öznel iyi oluşun cinsiyet değişkeni açısından farklılık gösterdiğini ve erkek ergenlerin öznel iyi oluşlarının kız ergenlerden daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Myers ve Diener’a (1995) göre de mutluluğun bir göstergesi olan öznel iyi oluş, cinsiyet gibi dışsal kaynaklarla daha zayıf ilişkilidir.

Şimşek (2010), yatılı ilköğretim bölge okulu ve ailesi yanında kalan ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin akran ilişkileri, sosyal destek algıları ve yaşam doyumlarını incelediği araştırmasında; YİBO’ da ve ailesi yanında kalan ergenlerin cinsiyete göre aile ve arkadaştan aldıkları yaşam doyumu düzeylerinde anlamlı farklılık olmadığını bulmuştur. Bayraktar (2009) araştırmasında, göç etmiş ergenlerde yaşam doyumu, benlik saygısı, sosyal destek ağları ve kültürlenme düzeyi puanlarının yaş ve cinsiyete göre farklılaşmadığını saptamıştır. Elde edilen bu sonuçlar, bu araştırmada elde edilen bulgularla tutarlı değildir.

Tuzgöl-Dost (2004), üniversite öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin cinsiyete göre fark göstermediğini tespit etmiştir. Özen (2005), ergenlerin öznel iyi oluş düzeylerinin cinsiyete göre farklılık göstermediğini saptamıştır. Öztürk ve Aydoğan (2007), lisansüstü öğrencilerinin yaşam doyumlarının cinsiyetlerine göre fark göstermediği sonucuna ulaşmışlardır. Çelik (2008), lise öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin cinsiyete göre fark göstermediğini, Saygın (2008) ise üniversite öğrencilerinin öznel iyi oluşlarının cinsiyete göre fark göstermediğini tespit etmişlerdir.

Köker (1991), kız ergenlerin yaşam doyumunun, erkek ergenlerinkinden daha yüksek olduğunu tespit etmiştir. Saföz Güven (2008), erkek ergenlerin öznel iyi oluş düzeyinin kız ergenlerden daha yüksek olduğunu saptamıştır. Gençay (2009), kız öğrencilerin yaşam doyumlarının daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır. Görüldüğü gibi cinsiyet ve öznel iyi oluş ilişkisini araştıran çalışmalarda, bazen kızlar lehine bazen de erkekler lehine sonuçlar elde edilmiştir. Bu araştırmada kız öğrencilerin öznel iyi oluş düzeylerinin erkek öğrencilerden yüksek olmasının sebebi erkeklere verilen sosyal

sorumlulukların fazla olması, ailenin erkek çocuklardan beklentisinin kızlara göre farklı olması, ergenlik döneminin de bu beklentilerin daha da belirgin hâle gelmesi erkekler üzerinde baskı oluşturuyor olabilir ve buna bağlı olarak da öznel iyi oluşları kızlara göre daha düşük olabilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin sınıf düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulgusuna ulaşılmıştır. Yani 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyleri birbirine yakındır. Öznel iyi oluş düzeyinin sınıf düzeyi değişkeni durumuna ilişkin araştırma bulgularına yapılan tarama sonucunda literatürde rastlanılmamıştır. Konuyla doğrudan ilgili bir çalışma bulunmamakla birlikte, bazı araştırma bulguları bu sonuçları destekler niteliktedir.

Çevik (2010), lise öğrencilerinin sınıf düzeylerinin, öznel iyi oluş düzeylerini yordamadığı sonucuna ulaşmıştır. Özen (2005), Çelik (2008) ve Saföz Güven’in (2008) çalışmalarında, lise öğrencilerinin sınıf düzeylerine göre öznel iyi oluşlarının farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Gür (1996) ise sınıf düzeyinin depresyonu yordayan değişkenlerden biri olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca Saygın (2008), öznel iyi oluşun, sınıf düzeyine göre birincive ikinci sınıflar lehine olmak üzere farklılık gösterdiğini tespit etmiştir.

Sınıf düzeyi değişkeninin ortaokul öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerini yordamamış olmasının sebebi ergenlik çağı problemlerinin ortaokul dönemi boyunca devam edebilen bir süreç olması olabilir. Yani altıncı sınıf öğrencisi ile sekizinci sınıf öğrencisinin yaşadıkları problemler ortak olduğu için öznel iyi oluşları arasında farklılık yoktur, diyebiliriz.

4. Öğrencilerin temel psikolojik ihtiyaçları ölçeği toplam puanı ve alt ölçek puanlarında

Benzer Belgeler