• Sonuç bulunamadı

İş ve Aile Yaşam Alanlarındaki Rollerde Yaşanan Çatışmaların (Dengesizliğin) Temelleri

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2. İş ve Aile Yaşam Alanlarındaki Rollerde Yaşanan Çatışmaların (Dengesizliğin) Temelleri

Birey, hayatı boyunca üstüne düşen rollerin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmek zorundadır. Birey, zamanı gelip iş hayatında yer aldığında statü seti gereği rollerinde artış yaşanmaktadır. Ancak birey zaman zaman iş yaşamında taşıdığı rolleri

ile iş dışında taşıdığı rolleri aynı zamanda tam olarak yerine getirmekte güçlükler yaşayabilmektedir (Seçilmiş & Kılıç, 2017:67). Bireyin bu statü setlerinde bulunan rollerdeki başarısı ya da başarısızlıkları üyesi olduğu gruplarla ilişkisinin kalitesini etkilemekte ve rol çatışmaları, rol karmaşası ya da rol belirsizlikleri ile ciddi mücadele etmek durumunda bırakmaktadır.

Literatürde iş ve aile yaşam alanı arasındaki söz konusu etkileşim “saçılma etkisi” ile ifade edilmektedir. Saçılma etkisine göre, bireylerin bir alana verdikleri emek ve ayırdıkları zaman, diğer alanı ihmal etmelerine neden olabilmektedir. Bu anlamda, bireyler için her iki yaşam alanından aynı anda doyum ve başarı elde etmek oldukça önemli ve bir o kadar da zordur (Karabacak, 2013, p. 1). Birey rolleri arasında denge kurduğu sürece mutlu olmaktadır (Vithanage & Arachchige, 2017). İş-aile yaşam dengesini kuramama durumunda bireyin tüm yaşam kalitesi olumsuz etkilenmektedir (Erdirençelebi, 2020).

Özünde, bir rolün, diğer bir rolü engellemesi olan iş-aile yaşam çatışması, literatürde iş-aile etkileşimi sorunları, iş-aile uyumsuzluğu, iş-aile yaşam dengesizliği ve iş-aile gerginliği gibi kavramlarla da ifade edilmektedir (Voydanoff, 2005).

Literatürde iş-aile yaşam çatışmasını konu alan çalışmalar, Kahn, ve arkadaşlarının 1964 yılında rol kuramı üzerine yapmış oldukları çalışmaya dayandırılmaktadır. Bu çalışmaya göre, rol çatışması, bireyin bir role uyum sağlaması sırasında başka bir diğer rolüne olan uyumunun zorlaşması ya da iki ya da daha fazla rolü aynı zamanda

üstlenmesinden dolayı baskı hissetmesi sonucunda ortaya çıkan gerilim durumudur” (Efeoğlu, 2006:10). Başka bir deyişle birey iki ya da daha fazla rolü aynı anda yerine getirmeye çabalarken bazı nedenlerle rollerden birini ihmal etmekte (Greenhaus & Beutell, 1985:77) ya da rollerinin gerektirdiklerine yetişememektedir. Bireyin yerine getirmesi gereken rollerden birinin daha fazla zaman ve sorumluluk gerektirdiği durumlarda diğer rolün gerektirdiklerini eksiksiz biçimde yerine getiremediğinden bazı problemler ortaya çıkmaktadır (Morgan, 2009).

Özellikle de bireyin rol aldığı iş ve aile yaşam alanları arasındaki ilişkiler ve bu ilişkilerin birbirlerine etki düzeyleri psikoloji, sosyoloji, yönetim gibi farklı alanlarda çalışan birçok araştırmacı tarafından ele alınmıştır (Allen, Herst, Bruck & Suttom, 2000; Frone & Cooper, 1992; Higgins & Duxbury, 1992). Bu araştırmaların odağında; çalışan bireylerin farklı alanlardaki farklı rollerinin yarattığı çatışmaların işyerlerindeki tutum ve davranışları yer almaktadır (Frone vd., 1992; Gutek vd., 1991; Higgins & Duxbury, 1992).

Greenhaus ve Beutell (1985:77) iş-aile yaşam çatışmasının temelde üç biçimde ortaya çıktığını savunmaktadırlar:

1-Zaman temelli çatışma (time-based): Bir rolün gerçekleştirilmesinin

zaman bakımından diğer rollerin gereklerinin sergilenmesinde engeller oluşturmasıdır (Greenhaus & Beutell, 1985:77). Farklı rollere sahip olan birey bir gün içerisinde tüm gerekleri yerine getirmekle mükelleftir. Ancak yeni bir rolün gereklerinin yerine getirilme sürecinin daha fazla zaman alması diğer rollerin zamanından

çalmaktadır. Bu durumda birey zaman temelli çatışma yaşamaktadır (Cardenas & Major, 2005:36-37).

Birçok araştırmacı, aşırı rol yükünün, zaman temelli çatışmanın temelini oluşturduğunu savunmaktadır. Çünkü araştırmacılara göre, aşırı rol yükü bireyde, yapılması gereken çok iş olduğu ancak yapabilmek için yeteri kadar zaman olmadığı algısını oluşturur. Ayrıca araştırmalarda kadınların erkeklere oranla daha fazla zaman temelli çatışma yaşadıkları yer almaktadır (Wong & Lin, 2007; Mesmer-Magnus & Visvvesvaran, 2009; akt. Karabacak, 2013:9). İş yaşamının aile yaşamına olumsuz etkileri arasında; uzun çalışma süreleri ya da sık sık mesaiye kalma, sık sık şehir/yurt dışına çıkma, yeni bir işe başlama, terfi alma vb. yer almaktadır. Ailedeki rol nedeniyle taşınılan sorumlulukların artış göstermesi ise tam tersi işe yönelik bozucu etkiler oluşturmaktadır. Küçük bebek ya da hastalanan çocuk bakımı, çocukların okul süreçleri ile sorumlu olma, yaşlı/hasta ebeveyn bakımı gibi durumlar aile yaşamının iş yaşamı üzerindeki olumsuz etkileridir. (Kinnunen & Mauno, 1998:158).

2- Gerilim temelli çatışma (strain-based): Rol alanlarından birinde

strese maruz kalmanın ortaya çıkardığı gerilim, yorgunluk, sinirlilik gibi semptomların diğer bir rol alanında bireyin performansını etkilemesi durumudur (Greenhaus & Beutell, 1985:77; Kinnunen & Mauno, 1998:158). Psikolojik nedenli çatışma olarak da adlandırılan bu çatışma iş ya da aile yaşamının birey üzerinde oluşturduğu olumsuz psikolojik etkileri sonucunda bireyin diğer rolünü tam olarak yerine getirememesidir. Bireyin yöneticisi ile yaşadığı pek çok olumsuzluk

nedeniyle yorgun, gergin, sinirli ya da endişeli biçimde eve döndüğünde, ailesi ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmesinde engel olması iş kaynaklı iken; eşi ile tartışan veya çocuğu ile ilgili olarak çok sinirlenen bir bireyin bu durumu iş ortamına yansıtması da aile kaynaklı çatışma örneğidir. İki yaşam alanından birisinde meydana gelebilecek olumsuzluklar, gerginlikler diğer yaşam alanına taşınarak o alanla ilgili rollerin gereklerini yerine getirmekte zorluk yaşatmaktadır (Özdevecioğlu & Doruk, 2009:73).

3- Davranış temelli çatışma (behavior-based): Bir yaşam alanına dair

rollerin gerektirdiği davranış örüntülerinin diğer rollerdeki davranış örüntüleriyle uyumsuz olması durumudur (Greenhaus & Beutell, 1985:77; Kinnunen & Mauno, 1998:158). Birey, her rolünün gerektirdiği davranışları sergilemek zorundadır. Aile içerisinde işyerindeki gibi, işyerinde de aile içerisindeki gibi davranırsa sorun ve çatışma çıkması muhtemeldir. Örneğin ailesine karşı oldukça sıcak, hassas ve yumuşak davranan bir birey, yönetici olarak çalışanlara da aynı biçimde davranması birtakım sorunların yaşanmasına yol açacaktır. Çünkü iş ve aile temelde birbirinden farklı yapısal özelliklere sahiptirler. Aile duygusal temelli iken iş rasyonelliğe dayalıdır. Bu nedenledir ki farklı davranış biçimlerini onaylamaktadırlar (Greenhaus ve Beutell, 1985:82).

3. İş ve Aile Yaşam Alanları Arasında Yaşanan Çatışmanın