• Sonuç bulunamadı

İş Yükü ve Psikolojik Sağlık İle İlişkisi

BÖLÜM 3: ARAŞTIRMA DEĞİŞKENLERİNE İLİŞKİN TEORİK ÇERÇEVE 90

3.1.4. İş Yükü ve Psikolojik Sağlık İle İlişkisi

Keser’e (2006) göre iş yükü “bireyin işyerinde kendisine yüklenen işin normalin (örneğin haftalık 40 saatlik çalışma saatinin üzerinde çalışma) üzerinde olduğuna yönelik algısıdır”. Niteliksel olarak; iş yükü bireylere işten gelen talepler, görev ve sorumlulukların zor olması ile ortaya çıkmakta, niceliksel olarak ise; iş yükü bireyin birden çok farklı göreve sahip olması ve bunları yerine getirmekte zorlanmasından kaynaklanmaktadır (Derya, 2008:14). Niceliksel iş yüküne, bireylerin yapması gereken çok şey olmasına karşın, sahip oldukları sürenin yetersiz olması sebep olur. Bu durum bireylerde zaman baskısı yaratacağından, baskı ile birlikte sahip oldukları görev ve sorumlulukları yerine getirmek için yeterli donanıma sahip olan birey, işin gereklerini yapamayacaktır (Karacaoğlu ve Çetin, 2015: 49). Niteliksel iş yükünde ise birey işin yapılması için gerekli olan eğitim, bilgi ve yeteneğe sahip değildir. Bu nedenle birey ile iş arasında uyumsuzluktan kaynaklanan iş yükü ortaya çıkmaktadır.

(Wallace’a (1999: 801) göre iş yükünün önemli özelliklerinden bazıları;

• Algılanan zaman baskısı,

• Teslim tarihleri,

• Aşırı iş talepleri,

• Aşırı bilgi yüklemesidir.

İş yükü türleri literatürde 4 başlık altında incelenmektedir. Bunlar fiziksel iş yükü, çevresel iş yükü, zihinsel iş yükü ve vücut duruşuna bağlı konumsal iş yükü.

3.1.4.1.Fiziksel İş Yükü

Fiziksel aktivite gerektiren işlerde yükün ağırlığı, taşıma frekansı, taşıma mesafesi ve taşıma süresine bağlı olarak elle yapılan ve yorgunluk yaratan iş yükleridir (Dağdeviren ve diğerleri, 2005:520). Bu sebeple işlerin fiziksel güç ile yapıldığı iş yüküdür. Çalışanların bir işi yaparken harcadıkları fiziksel kaynakların ölçülebilir ifadesi de fiziksel iş yükünü tanımlamaktadır (Ordukaya, 2011:2). Bu tür iş yükünün, bireylerin fiziksel sağlıkları açısından daha yıpratıcı olduğu araştırmalarda tespit edilmiştir. Fiziksel iş yükünü yapılan işteki yükün taşıma sıklığı, süresi ve mesafesi ile yükün ağırlığı etkilemekte (Dağdeviren ve diğerleri, 2005:520), nihayetinde sağlığı doğrudan etkileyen kazalar, sakatlanmalar ve bazı hastalıklara sebebiyet vererek bireyleri çalışamaz duruma getirecek riskler içermektedir (Demirkaya, 2014:8).

3.1.4.2. Çevresel İş Yükü

Çalışma çevresinden kaynaklanan uygun olmayan sıcaklık, aydınlatma, titreşim, gürültü, toz ve gaz gibi zararlı maddelerin sebep olduğu ve çalışma çevresinin getirdiği iş yüküdür (Dağdeviren, 2005:520). Araştırmalarda çevresel faktörlerin bireylerin sağlıkları üzerinde negatif ve pozitif etki yarattığı ve iş stresini arttırdığı yönünde sonuçlar bulunmaktadır (Dağdeviren, 2005:520).

3.1.4.3. Zihinsel İş Yükü

İş ile ilgili algılama ve zihinsel düşünme süreçlerinin karar verme, araştırma, hesap yapma ve iletişim kurma gibi sebeplerin zorlaması sonucu ortaya çıkan iş yüküdür. Zihinsel iş

yükü, görevin talep ettiği kaynaklar ve mevcut kaynaklar arasındaki fark ile doğru orantılı olarak etkilenmektedir (Dağdeviren ve diğerleri, 2005:520). İşin gerektirdiği özellikler zihinsel iş yükü ile ilişkili olduğundan, işin mevcut özelliklerini değiştirerek iş yükünün azaltılabileceği yönünde görüşler bulunmaktadır (Ildız, 2009:34)

3.1.4.4. Vücut Duruşuna Bağlı Konumsal İş Yükü

İşin yapılması sırasında vücut duruşuna bağlı olarak fiziksel hareketlerin yanlış ve zarar verici şekilde yapılması sebebiyle ortaya çıkan iş yüküdür. Ters vücut hareketleri ve elverişsiz konum buna sebep olmaktadır. Çalışma esnasında bireyin baş, gövde, kol ve bacaklar vücut sistemine uygun bir şekilde hizalanmalıdır. Uygun olmayan şekilde bir veya birden fazla uzvun hareketsiz vücut duruşundan sapması ve bu konumun bireyin üzerinde baskısı ile iş yükünün artmasına sebep olacağı bilinmektedir (Dağdeviren, 2005:521)

İş yüküne sebep olan durumlardan bazıları (Keser, 2006:106);

• Belirgin olmayan görev yüklenimi,

• Zaman baskısı ( işin bireyin yapabileceği zamandan daha kısa bir sürede bitirilmesinin istenmesinin birey üzerinde stres yaratması),

• İş ile ilgili uyumsuz eğitim ve geliştirme,

• Sosyal destek düzeyinin düşük olması

şeklinde sıralanabilir.

İş yüküne çok sayıda potansiyel faktör etki ettiği düşülmektedir ki bu etki bireylerin hem zihinsel hem de fiziksel sağlığını, performansını ve verimini etkilemektedir (Dağdeviren ve diğerleri, 2005:518). Benzer şekilde Gjerdingen ve diğerlerinin Amerika, İsveç ve Hollanda’da gerçekleştirdikleri karşılaştırmalı çalışmada, iş yükünün özellikle kadınlarda kardiyovasküler hastalık, kas-iskelet sistemi rahatsızları, depresyon ve anksiyete gibi fiziksel ve psikolojik sağlıkta bozulmalara neden olduğu tespitinde bulunmuşlardır (2001:15). Ayrıca Geurts’a göre(2003:552) iş yükü bireylerdeki olumsuz duyguları ortaya çıkarmakta, bireylerin kendilerini öfkeli hissetmesine, daha kolay

hastalanmalarına, hayal kırıklıklarına uğramalarına ve de huzursuzluk yaşamalarına neden olmaktadır.

Rydstedt ve Johansson (1998) kadın ve erkek otobüs şoförleri ile gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre, 18 ay süresince iş yükünde meydana gelen değişikliklerin işin yapılması için gereken çaba ve yorgunluk üzerinde güçlü bir şekilde ilişkide olduğu bulunmuştur. Aynı zamanda iş yükünün artması, iş sebebiyle bireyde tükenmenin artmasına, evde rahatlamada zorluklar, evdeki taleplerle başa çıkmada ve boş zaman kullanımında sorunlara sebep olduğu görülmektedir. Son olarak psikolojik rahatsızlarla ilişkili olduğu ancak ilaç kullanacak derecede bir potansiyel yaratmadığı belirtilmektedir.

Britt ve Dawson(2005:213) askerlerle gerçekleştirdikleri çalışmalarında, iş yükünün yüksek düzeyde iş aile çatışması, depresyon ve fiziksel hastalıklarla ilişki olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Karatepe’ye (2013:628) göre ise iş yükü iş aile çatışmasına neden olarak, bireylerde duygusal tükenme, işlerine ve görevlerine daha az ilgi ve performans düşüklüklerine neden olmaktadır.

BÖLÜM 4: TÜRKİYE’DE ÇALIŞAN KADINLARDA ÇOKLU

ROLLERİN PSİKOLOJİK SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ

BELİRLEMEYE YÖNELİK ARAŞTIRMA

Bu bölümde çalışan kadınlarda çoklu rollerin psikolojik sağlığa etkilerini ortaya koymak için gerçekleştirilmiş olan saha çalışmasına yönelik detaylı bilgiler aktarılmaktadır. Bu kapsamda psikolojik sağlığa etki edebilecek sosyal destek algısı, iş yükü, benlik saygısı ve iş aile çatışması değişkenleri ilişkisi açıklanmaya çalışılacaktır.

Bu tez çalışması üç farklı alan araştırmasından oluşmaktadır. İlk iki aşama ana araştırmaya yol göstermesi için planlanmış ön çalışmalardır.

Birinci aşamada, uluslararası literatür temel alınarak Türkiye’de çalışan kadınların işyeri hekimlerine çoklu rolleri sebebiyle başvurup vurmadıkları incelenmiştir. Çalışmanın amacı konu ile ilgili teorilerin varsayımlarının alanda bu konuda uzman kişiler tarafından nasıl gözlemlendiğini keşfetmektir.

İkinci aşama da öncelikle birinci aşamadan elde edilen bulgular ışığında bir anket geliştirilmiş, bu anket araştırmacı tarafından örneklem dahilinde 14 kadına birebir uygulanmıştır. Bu uygulamada, anketteki soruların anlaşılırlığı, soruların sıralaması, anket tamamlama süresi ve kadınların anket ile ilgili yorumları alınmıştır. Çalışma sonucunda ankette revizyona gidilmiş soru sayısı azaltılarak ve yeni sorular eklenerek yeni bir anket formu oluşturulmuştur. Tekrar şekillendirilen anket formu ile pilot çalışma gerçekleştirilmiştir. Pilot çalışma 113 çalışan, evli ve çocuklu kadına uygulanarak, anketin güvenilirlik ve geçerlilik çalışmaları yapılmıştır.

Üçüncü aşama ise bu doktora tezinin ana araştırmasıdır. İlk iki aşamadaki çalışmalardan elde edilen bilgiler ışığında oluşturulmuş olan anket, Türkiye’de özel sektörde yer alan, evli ve çocuklu 814 kadına uygulanarak araştırma tamamlanmıştır.