• Sonuç bulunamadı

İş Sağlığı Güvenliği Kurulu Kararına ve İşçinin Talebine Rağmen

belirtildiği gibi bu hastalık fiziki olabileceği gibi ruhi de olabilir. Burada önemli olan bu fiziki ya da psikolojik hastalığın işçinin işi ile bağdaşıp bağdaşmadığıdır. Bunun için de işçinin yaptığı iş, çalıştığı ortam ile hastalık kendi koşulları içerisinde değerlendirilmeli ve bir sonuca ulaşılmalıdır. Söz konusu olayda depresyon tanısı koyulmuş bir bankacı işçi söz konusudur. Bankacılık dikkat isteyen ve müşterilerle birebir temas içersinde götürülen bir meslek olması sebebi ile müşteriye verilecek ani bir tepki ya da dalgınlık ile yapılan bir hata halinde banka ve işçi açısından telafi edilemeyecek zararlar doğurması kaçınılmazdır. Bu nedenle psikolojik rahatsızlığa tutulan işçinin feshini haklı bulan kararın yerinde olduğu kanısındayız.

Alman Hukukunda da işçinin hastalığı sözleşmede kararlaştırılan edimi ifaya devam ettiği takdirde hayatı ya da sağlığı açsından tehlike oluşturuyorsa haklı nedenin varlığı kabul edilir. Çünkü işçiden bilerek sağlığını tehlikeye atması ve bu şartlarda iş ilişkisini devam ettirmesi kendisinden beklenemez. Belirtmek gerekir ki Alman Medeni Kanunu madde 626’ya göre haklı nedenle fesih yapma yetkisine sahip olan kişi feshe sebebiyet veren durumu öğrendiği andan başlayarak iki hafta içinde fesih beyanında bulunması gerekmektedir144.

C. İş Sağlığı Güvenliği Kurulu Kararına ve İşçinin Talebine Rağmen Gerekli

koruma, işçiye yardımcı olma, işçiye zarar verebilecek davranışlardan kaçınma borcunu yüklemektedir. İşverenin işçiyi gözetme borcunun özel hukuk alanındaki dayanağı BK 332 iken kamu hukukuna dayanan ve İş Kanununda düzenlenen temel hüküm Kanunun 77. maddesidir. İşverenin kendisine yüklenen gözetme borcunu yerine getirmemesi, gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almaması işçiye iş sözleşmesini fesih hakkı verir145.

İş Kanunun 77. maddesine göre, işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla yükümlüdür. Yine Kanunun 83. maddesinde düzenlenen hükme göre, “İşçi, işyerinde iş sağılığı ve güvenliğini bozacak veya vücut bütünlüğünü tehlikeye sokacak yakın, acil ve hayati bir tehlike ile karşı karşıya kaldığı takdirde iş sağlığı ve güvenliği kuruluna146 başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul aynı gün içinde acilen toplanarak kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder.”

İş kanunun 83. maddesinin 5. fıkrasında ise işçinin iş sağlığı ve güvenliği nedeniyle iş sözleşmesini feshini düzenlenmiştir. Söz konusu hükme göre, “İş sağlığı ve güvenliği kurulunun kararına ve işçinin talebine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı işyerlerinde işçiler altı iş günü içerisinde, bu Kanunun 24. maddesinin I

      

145 Akın, Levent: İş Kazasından Doğan Maddi Tazminat, Ankara 2001, s. 57 vd.

146 4857 sayılı İş Kanunun 80. maddesine göre; “Bu kanuna göre sanayiden sayılan, devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde her işveren bir iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür.”  

numaralı bendine uygun olarak belirli veya belirsiz süreli hizmet akitlerini derhal feshedebilir”.

Görüldüğü üzere işçi yakın, acil ve hayati bir tehlike ile karşı karşıya kaldığı takdirde gerekli tedbirlerin alınması için iş sağlığı ve güvenliği kuruluna başvurmaktadır. Aynı gün içinde acil olarak toplanan ve karar veren kurulun kararına ve işçinin talebine rağmen gerekli tedbirler alınmaz ise işçiye altı iş günü içerisinde iş akdini haklı nedenle fesih hakkı tanınmıştır. Kanunun 83. maddesinde düzenlenen bu fesih hakkı için 24. maddenin I. bendine yollama yapılmaktadır.

Yukarıda incelediğimiz üzere, işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkını düzenleyen 24. maddenin I. bendinde haklı neden oluşturan sağlık nedenleri iki alt bent halinde düzenlenmiştir. Kanunun 83. maddesinin 5. fıkrasında düzenlenen işçinin işbu fesih hakkı içinse 24. maddenin. I. bendine atıfta bulunulmuştur. Her ne kadar atfı bu şekilde olsa da söz konusu fesih hakkı kural olarak a alt bendi yani “iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı ve yaşayışı için tehlikeli olursa” kapsamında değerlendirilebilir. Bununla birlikte bunun yeni bir fesih nedeni mi yoksa 24/I-a kapsamında mı değerlendirileceği konusu da tartışmalıdır. Bu noktada konuya ilişkin düzenlemenin bilim kurulu taslağındaki haline göz atmak gerekmektedir147.

Mecliste yapılan değişiklik ile yukarıdaki şekli ile yasalaşan hüküm hakkında bilim kurulu taslağında ise şu hükme yer verilmiş idi; “İş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmayan işyerlerinde, işçiler çalışma şartlarının uygulanmaması

      

147 Akyiğit, s. 156; Mollamahmutoğlu, s. 977. 

sebebiyle bu kanunun 26 ıncı maddesinin e fıkrası (şimdi 24/II, f) uygun olarak belirli veya belirsiz süreli hizmet sözleşmesini derhal feshedebilir”148.

Süzek’e göre, 83. maddenin 5. fıkrasında kanunun 24. maddesinin I. bendine yapılan yollama isabetli değildir. Çünkü burada sadece işin niteliğinden kaynaklanan tehlikeler için değil alınmayan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinden doğan tehlikeler için fesih hakkı tanınmaktadır. Bu nedenle buradaki yollamanın kanunun 24.

maddesinin f fıkrasına yani çalışma koşullarının uygulanmaması hükmüne olması daha isabetli olurdu149.

İş Kanunu madde 24/II-f’e göre çalışma şartları uygulanmazsa işçi iş akdini haklı nedenle derhal feshedebilir. İş sağlığı ve güveliğine ilişkin mevzuat hükümleri de şüphesiz çalışma şartları kavramına dahildir. Bu nedenle işçi alınmayan iş sağlığı ve güvenliği önlemleri nedeni ile bu alt bent kapsamında iş akdini haklı nedenle fesih hakkına zaten sahiptir. İşçiye Kanunun 83. maddesinin 5. fıkrasında tanınan fesih hakkı madde 24/II-f hükmünün uygulama olanağını ortadan kaldırmaz. Elbette ki 83.

maddede yer alan prosedür izlenerek iş akdini feshetmesi iç açısından daha güvenli bir yoldur. Ancak ortada hayati, acil ve yakın bir tehlike yoksa işçi bu yola başvuramayacağından madde24/II-f kapsamında sözleşmeyi feshedebilecektir150.

Kanımızca da kanunun 83. maddesinin 5. fıkrasındaki atfın 24/II-f maddesine yapılması daha isabetli olurdu. Şöyle ki işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini       

148 Süzek, s. 821. 

149 Süzek, s. 822-823; Akın, Levent: İş Sağlığı ve Güvenliği, III. Yılında İş Yasası, İstanbul 2005, s.

324. 

150 Süzek, s. 822-823. 

almaması iş hukuku mevzuatındaki hükümlere aykırılık teşkil etmektedir. Buradaki fesih hakkı sadece işin niteliğinden doğan tehlikeler için değil, alınmayan iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri için tanınmıştır.

Bununla birlikte belirtmek gerekir ki feshin dayanağını madde 24/I’in oluşturması ile madde 24/II-f’in oluşturması arasında sonuçları bakımından önemli farklılıkları bulunmaktadır. İşçi iş sözleşmesini madde 24/I‘e göre feshetmiş sayıldığında işçi kanunun 26. maddesinin 2. fıkrasına göre tazminat talep edemeyecektir. Bu nedenle 26/2 uyarınca tazminat isteme hakkını kullanmak isteyen işçinin İK madde 83/5’e göre değil 24/II-f’e göre iş akdini feshetmesi uygun olacaktır. Ancak işçi 24 / I- a’ ya göre iş akdini haklı nedenle feshettiğinde de zararı varsa Borçlar Kanunun genel hükümlerine göre (madde 46 – 47 ) tazminat talep edebileceği kabul edilmelidir. İş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadığı sürece maddede belirtilen altı günlük hak düşürücü süre de işlemeyeceğinden bu altı günlük sürenin bilim kurulu taslağından farklı olarak madde metnine eklenmesi de uygun olmamıştır151.

II. AHLAK VE İYİ NİYET KURALLARINA UYMAYAN HALLER VE BENZERLERİ

Taraflar iş sözleşmesinden doğan borçlarını yerine getirirken doğruluk ve güven kurallarına uymak zorundadır. İş sözleşmesi işçi ve işverenin karşılıklı       

151  Ekmekçi, Ömer: 4857 Sayılı İş Kanununa Göre İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda İşyeri Örgütlenmesi, İstanbul 2005, s. 74, dpn. 53; Süzek, s. 823; Seratlı, Gaye Burcu: 4857 Sayılı İş Kanuna Göre İş Sağlığı ve Güvenliği, AÜHFD, 2004, S. 2, s. 230. 

güvenleri çerçevesinde kurulan ve taraflar arasında kişisel ilişki kuran bir sözleşmedir. Dolayısıyla tarafların karşılıklı edimleri sadece iş görme ve ücretten ibaret değildir. İşçi ve işveren arasında kurulan kişisel ilişki bazı yükümlülükleri de beraberinde getirir. Taraflar ahlak ve iyiniyet kurallarına uygun davranmakla yükümlüdürler. İş Kanunun 24. ve 25. maddelerinin 2. fıkrasında hem işçi hem de işveren açısından ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı haller ve benzerleri başlığı altında işte bu yükümlülüğe aykırı durumların varlığı halinde tarafların haklı nedenle fesih hakları düzenlenmiştir. Belirtilen fıkrada haklı neden teşkil eden haller, sınırlı bir şekilde sayılmamış, benzeri ifadesi ile maddede belirtilen ahlak ve iyiniyet kurallarına ayıkırı hallere nitelik itibari ile benzeyen hallerin de haklı neden olarak kabul edilebilmesi sağlanmıştır. Aşağıda işçi açısından haklı neden teşkil eden ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı haller incelecektir.