• Sonuç bulunamadı

Ücretlerin asgari sınırının belirlenmesinin temelinde, iĢ sözleĢmesi ile çalıĢan ve iĢ yasasının kapsamında olan veya olmayan, her türlü iĢçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi gereği bulunmaktadır.

Ücret geliri elde edenler toplumun büyük bir çoğunluğunu oluĢturmaktadır. Ücret, her toplumun ekonomik ve sosyal yaĢamında önem taĢıyan bir unsurdur. Ancak asgari ücret, üretim faktörü olarak emeğin karĢılığı olmanın ötesinde, insanın yaĢaması, varlığını sürdürmesi, insan onurunun gerektirdiği yaĢama düzeyini sağlaması gereken gelirdir.

Temel insan haklarının güvencesi altında bir "sosyal hak" niteliğinde kabul edilen asgari ücret, sosyal açıdan taĢıdığı anlam ve önem göz önünde bulundurularak, belirlenmesi salt piyasa kurallarına bırakılmayacak değerdedir. Asgari ücret uygulamasının temel nedeni, emek sömürüsünü önlemektir. DüĢük ücret temelinde sürdürülecek bir haksız rekabet ortamını ortadan kaldırmaktır.

Yaygın iĢsizlik ortamında, belirlenen asgari ücretin altında çalıĢmaya hazır insanların bulunması ve çalıĢtırılması, çaresiz durumda olanların durumundan yararlanarak tek taraflı çalıĢma koĢullarının dayatılması kabul edilemez bir davranıĢtır. Ġnsani değildir, gayri ahlakidir. Sosyal hukuk devleti ilkesinin ayaklar altına alınmasıdır.

Asgari ücretin "sosyal ücret" kavramına yaraĢır, insanca yaĢama düzeyini sağlayacak, gelir dağılımındaki adaletsizliği ve yoksulluğu bir ölçüde azaltacak, iĢsizliğin sürekli etkilediği iĢgücü arz ve talebi arasındaki dengesizlik nedeniyle çalıĢanların istismarını önleyecek düzeyde belirlenebilmesi asgari ücret belirleme çalıĢmalarının temeli olmalıdır.

Türkiye’de bazı kesimlerin, demokrasinin, iĢçi hak ve özgürlüklerinin, sosyal koruma uygulamalarının olmadığı, tartıĢma konusu edildiği ülkelerde uygulanan ücret politikalarını, asgari ücret düzeyini ve uygulamalarını örnek ve temel alan yaklaĢımlarını benimsemek mümkün değildir.

Türkiye’nin, rekabet Ģartlarını düĢük ücret politikasıyla sağlamak doğrultusunda bir anlayıĢı egemen kılarak Avrupa Birliği’ne üye olması mümkün değildir. Bugün ülkemizdeki asgari ücret düzeyi çoğu AB üyesi ülkelerde geçerli olanın çok gerisindedir.

ĠĢsizlik, ülkemizin ekonomik ve sosyal gündeminde ağırlıklı olarak yer alan yakıcı bir sorundur. ĠĢsizlik, yoksulluğun ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin temel sebeplerinden birisidir. Hükümetler, insan onuruna yaraĢır iĢ olanaklarının yaratılması için çaba göstermek durumundadır. Özel sektörün yaratacağı iĢ imkanları da bu nitelikte, yani Uluslararası ÇalıĢma TeĢkilatı’nın "insana yaraĢır iĢ" kapsamında olması gerekmektedir.

Türkiye’de bazı kesimlerin, yatırımların, istihdamı artırmanın önündeki engel olarak iĢgücü maliyetinin yüksekliğini ileri sürmesi ve bu kapsamda asgari ücret artıĢını sınırlandırmak istemesi yönündeki talepleri, ülke gerçekleriyle, geçmiĢte yaĢanan deneyimle, bilimsel doğrularla bağdaĢmamaktadır.

Ülkede yeni yatırım ve iĢ imkanlarının önündeki engel, ücretler ve iĢgücü maliyeti değildir. Asgari ücret ise hiç değildir. Merkez Bankası Ġktisadi Yönelim Anketi’nin sonucuna göre; yatırım harcamalarını kısıtlayan faktörler arasında iĢgücü maliyeti, neredeyse ihmal edilir orandadır.

Asgari Ücret Yönetmeliği, asgari ücreti "ĠĢçilere normal bir çalıĢma günü karĢılığı olarak ödenen ve iĢçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaĢım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karĢılamaya yetecek ücret" biçiminde tanımlamaktadır.

Anayasanın 55’inci maddesinde yapılan değiĢiklik sonucu, asgari ücretin tespitinde

"ülkenin ekonomik durumunun yanında çalıĢanların geçim Ģartlarının da" göz önünde bulundurulması gereğine iĢaret edilmektedir. TÜRK-Ġġ AraĢtırma Merkezi’nin hesapladığı açlık ve yoksulluk sınırı verileri, ülkemizdeki geçim Ģartlarını ortaya koyan önemli bir göstergedir.

Bilimsel, objektif ve güvenilir veriler esas alınarak tespit yapılması yerine, asgari ücret pazarlık konusu edilmiĢ ve Türkiye Ġstatistik Kurumu’nun, perakende fiyatları kullanarak, üstelik sadece tek iĢçi için belirlediği ve net olarak iĢçinin eline geçmesi gereken tutar bile, kabul edilmek bir yana, daha da aĢağıya çekilmiĢ ve brüt olarak açıklanmıĢtır.

Türkiye Ġstatistik Kurumu (TÜĠK)’nun tek iĢçi için hesapladığı tutar Aralık 2005 itibariyle net 508,19 YTL’dır. Ancak iĢveren-hükümet kesimi asgari ücreti net 380,46 YTL olarak kabul ve ilan etmiĢtir.

2006 yılında brüt 531.- YTL olarak uygulanacak asgari ücretten sosyal sigorta iĢçi primi, gelir vergisi, iĢsizlik sigortası gibi ödemeler için yüzde 28,4 oranında kesinti yapılacaktır. Asgari ücretli bir çalıĢan 2006 yılında ayda 67,70 ve yılda yaklaĢık 812,40 YTL gelir vergisi ödemek durumunda kalmaktadır. Asgari ücretli bir iĢçinin SSK primi için ödeyeceği tutar ise ayda 78,34 YTL olmuĢtur.

Asgari ücret seviyesinde gelir elde eden iĢçiden yapılan kesintilerin makul bir oranda olmasını iĢçi kesimi olarak yıllardır savunuyoruz. Türkiye, ücretten yapılan kesintilerin yüksekliği bakımından OECD üyesi ülkeler arasında baĢta gelmektedir. Bugün ücretliler üzerinde taĢınmaz boyutlarda vergi yükü bulunmaktadır. Aynı Ģekilde, sosyal güvenlik için kesilen prim asgari ücretli için yüksektir ve mutlaka devletin, sosyal devlet olma gereğinin bir sonucu olarak, katkısı gerekmektedir.

Ülkemizde, istihdam vergisine dönüĢen ücretler üzerindeki ilave yükler düĢürülmeli ve AB ülkeleri düzeyine getirilmelidir. Hükümet, asgari ücretten vergi alınmaması yönünde sosyal kesimler arasında oluĢan görüĢ birliğini dikkate alarak bu konuda yeni bir düzenlemeyi yapmak yerine, sermaye kesiminin vergi yükünü daha da düĢüren düzenlemeler yapmaktadır.

Türkiye’de kayıtdıĢı ekonomi ve ona bağlı olarak yaygınlık kazanan kayıtdıĢı istihdam önemli bir sorun olarak gündemdedir. KayıtdıĢı istihdamın yaygınlığı, sosyal hukuk devleti uygulamalarının ve sendikal örgütlenmenin önündeki en önemli engellerden birisidir.

KayıtdıĢı istihdamla mücadele tüm sosyal taraflar ile kamu kurum ve kuruluĢlarının baĢta gelen görev ve sorumluluğudur.

Kurallara dayalı ekonomik yapının egemen kılınması ve geliĢtirilmiĢ olan kuralların, kurumlar tarafından özenle uygulanması yerine kayıtdıĢı istihdam yaygınlaĢtırılmakta ve bu durum, kurallara uygun davrananlar aleyhine, haksız rekabete yol açmaktadır.

Türkiye’de kayıtdıĢı istihdamın ülke ekonomisine maliyeti fazladır. Asgari ücret temel alınarak yaptığımız bir hesaplama, kayıtdıĢı istihdam nedeniyle alınamayan sosyal sigorta ve vergi kaybının boyutunu ortaya koymaktadır. ĠĢçi kesimi, kaçak ve kayıtdıĢı istihdamla

mücadeleye büyük önem vermektedir. Bu konuda tüm sosyal tarafların katılımıyla bir "ulusal eylem planı" hazırlanmasını ve kayıtdıĢı istihdama yönelik mücadelenin çok yönlü bir bütünsellik içinde sürekli olması gereğini savunmaktadır.

KayıtdıĢı istihdamla bütünsel bir yaklaĢım içinde mücadele etmek yerine, kayıtdıĢı istihdama neden olmasın yaklaĢımıyla asgari ücreti düĢük belirlemek, sorunu temelden çözecek politikaların uygulanması yerine durumu meĢrulaĢtırmak anlamındadır.

Asgari ücret tespitinde, iĢçilerin ailesiyle birlikte değerlendirilmesi gereğini dikkate almayan yaklaĢım hatalı olmuĢtur. Ülkemizdeki iĢçi ailelerinin çoğunda, bakıma muhtaç yaĢlılar ile küçük yaĢtaki çocuklar bulunmakta ve çok sayıdaki iĢçinin ücreti, iktisaden faal olmayan bu nüfus tarafından paylaĢılmaktadır. Diğer bir ifadeyle, ülkemizde aile bağımlılığı, sosyolojik bir olgudur. Bu bakımdan, asgari ücretin tespitinde, sadece iĢçinin göz önünde bulundurulması ülke gerçeklerine aykırı düĢmektedir.

ĠĢçinin ailesinin hesaplamalarda dikkate alınmaması sonucu asgari ücret eksik ve yetersiz olarak belirlenirken, bu tutardan ayrıca kesinti yapılması nedeniyle asgari ücret

"sefalet ücreti"ne dönüĢmektedir. Sosyal dıĢlanmanın ortadan kaldırılması çalıĢmaları kapsamında "aile yardımı" uygulaması artık ülkemizde de gündeme gelmelidir.

Asgari ücret ile en düĢük kamu çalıĢanı maaĢı arasında yapılacak kıyaslama, bu alanda yıllardır sürdürülen haksız ve yanlıĢ uygulamaları ortaya koymaktadır. En düĢük kamu çalıĢanı maaĢı Ocak 2006’da 611.- YTL ve Temmuz 2006’da 665.-YTL olmaktadır.

Hükümetin, "düĢük ücrete yüksek zam ilkesi" çerçevesinde en düĢük kamu çalıĢanına 2006 yılı için uygulayacağı zam oranı yüzde 19,5 oranında olmuĢtur.

Asgari ücretin düzeyi dikkate alındığında yapılan artıĢ fazla bir anlam taĢımamaktadır.

Asgari ücretin tespiti çalıĢmalarında sunulan raporlarla, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun olumlu olduğu, Devletin resmi verileri ve raporlarıyla ifade edilmiĢtir. Ancak, ekonominin kriz döneminde asgari ücretle çalıĢanlardan istenen fedakarlığın devam etmesi istenmektedir.

ÇalıĢanlar, ya iĢsiz kalmak ya da düĢük ücrete razı olmak ikilemi ile karĢı karĢıya bırakılmaktadır.

ĠĢçi kesimi temsilcileri olarak Komisyon çalıĢmalarında asgari ücretin;

- ĠĢçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koĢullarına göre insanca yaĢamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaĢacak bir düzeyde;

- Belirlenen tutarın iĢçinin eline net geçecek biçimde;

- Ulusal düzeyde, sanayi/tarım ve yaĢ, cinsiyet ayırımı yapılmadan;

- ĠĢçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileĢtirmenin ayrıca ilave edilerek;

- Adil gelir dağılımını sağlamaya yönelik olarak refahtan pay içerecek;

Biçimde hesaplanması gereğini savunduk, savunmaya devam ediyoruz.

Savunduğumuz bu görüĢlerin büyük bir bölümü Komisyon çalıĢmalarında dikkate alınmamıĢtır. Bunun sonucu, belirlenen asgari ücret düzeyi yetersiz ve ülkenin bugünkü koĢullarında "insan onuruna yaraĢır bir yaĢam düzeyi” sağlamaktan uzak kalmıĢtır.

Asgari ücretin belirlenmesi çalıĢmalarında Komisyon iradesi belirleyici olmamıĢtır.

Bir baĢka ifadesiyle, Hükümet tarafından önceden belirlenmiĢ asgari ücret düzeyi ilan edilmiĢtir.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun iĢveren-hükümet kesimi temsilcilerinin oy çoğunluğuyla belirlenen asgari ücrete, gerek miktar ve gerek belirleme yöntemi açısından katılmadığımızdan, iĢçi kesimi olarak muhalif kalıyoruz.

Asgari İşçilik Tespit Komisyonunca Belirlenen Çeşitli İşkollarına Ait Asgari İşçilik Oranlarını Gösterir Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ

Resmi Gazete Tarihi : 22/06/2006

Resmi Gazete Sayısı : 26206

ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

MADDE 1 - 29/09/2005 tarihli ve 25951 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Asgari ĠĢçilik Tespit Komisyonunca Belirlenen ÇeĢitli ĠĢkollarına Ait Asgari ĠĢçilik Oranlarını Gösterir Tebliğ" eki listenin ilgili bölümlerine eklenmek üzere, Asgari ĠĢçilik Tespit Komisyonu tarafından 33 iĢkoluna iliĢkin olarak yeni belirlenmiĢ olan asgari iĢçilik oranları aĢağıda gösterilmiĢtir.

ÇEŞİTLİ İŞKOLLARINA AİT İŞLERİN ASGARİ İŞÇİLİK ORANLARI

Benzer Belgeler