• Sonuç bulunamadı

Hz Ali’nin İlk İcraatı: Yeni Vali Atamaları

1. Hz Ali’nin Halife Seçilmesi

3.1. Hz Ali’nin İlk İcraatı: Yeni Vali Atamaları

Hz. Ali’nin halife olur olmaz yapmış olduğu ilk icraat Hz. Osman döneminin en büyük şikâyet konusu olan valileri azlederek yerine yeni valiler atamak olmuştur. Hz. Ali, halkın huzurunu sağlamak için eşraf ve ahalinin görüşlerini önemsemiştir. Atanacak valinin bölge halkı tarafından benimsenecek bir kişi olabilmesine dikkat edilmiştir. Hz. Ali halkın taleplerini göz önünde bulundurarak vali tayinlerinde bulunmuştur. Hicri 36. yılının girmesiyle birlikte Hz. Ali, Hz. Osman’ın atadığı valileri azledip kendisi bu bölgelere yeni valiler atamıştır.92 Basra, Kûfe ve Mısır gibi şehirlere valiler atayarak destek sağlamıştır.93

Hz. Ali, Basra’ya Osmân b. Huneyf’i (ö. 41/661) göndermiştir. Ancak Basra’nın mevcut valisi Abdullah b. Âmir b. Küreyz (ö.59/679), Hz. Osman’ın şehit edildiğini halka duyurmuş ve Hz. Osman’ın kanını talep etmeleri gerektiği konusunda halkı galeyana getirmiştir. İbn Âmir, Medine’ye Talha ve Zübeyir’in yanına gitmiş ve istedikleri takdirde yüz bin kişilik ordu ve istedikleri kadar mal temin edeceğini bildirmiştir.94

Hz. Ali’nin, Abdullah b. Âmir’e yazdığı mektubu şöyledir:

“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla! Allah’ın kulu ve Müminlerin Emîri Ali’den Abdullah b. Âmir’e! Allah nezdinde insanların hayırlısı hak ve vecibelerinde Allah’a en çok itaat edendir. Acı da olsa hakkı söyleyendir. Zira yer ve gökler hak ile kurulmuştur. İçin muhakkak dışın gibi olsun. Hükmün bir, gidişatın istikamet üzere olsun. Basra şeytanın indiği yerdir. Onlardan hiç kimsenin eliyle ne biz ne de senin kapatamayacağımız bir kapıyı açma. Selam ile.”95

Hz. Ali, Kûfe’ye Umâre b. Hassân b. Şihâb ’ı göndermiştir. Yolda karşılaştığı bir adam halkın vali olarak Ebû Musa el-Eş’ari’yi istediğini söyleyince Umâre Medine’ye dönmüştür. Halk arasında fitne ortaya çıkmış, ülkenin birlik ve

92 Taberî, Tarihi Taberî Tercemesi, 3/168.

93 Robert Mantran, İslâmın Yayılış Tarihi, çev. İsmail Kayaoğlu (Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, 1981), 99.

94 İbn Hibbân, es-Sîretü’n-Nebeviyye ve Ahbâru’l- Hulefâ, çev. Harun Bekiroğlu, 426. 95 Minkarî, Vak’atu Sıffîn, çev. Cemalettin Saylık, 100.

beraberliği bozulmuştur. Ebu Musa, Hz. Ali’ye bir mektup göndererek halkın çoğunluğunun biat ettiğini bildirmiştir.96

Yemen’e Ubeydullah b. Abbas’ı (ö.58/678) atamıştır. Ya’lâ b. Münebbih’i azletmiştir.97 Ubeydullah hiçbir sorunla karşılaşmamıştır.98 Yemen halkından bazıları Hz. Osman’ın kanını talep ettikleri için Hz. Ali’ye biat etmemişlerdir. Bu istekleri gerçekleşmeyince Tahkim’den sonra Muaviye ile irtibata geçmelerine rağmen istedikleri başarıya ulaşamamışlardır.99

Fitne hadisesinde en önemli şehirlerden olan Mısır’a ise meşhur sahabi Sa’d b. Ubâde’nin oğlu Kays b. Sa’d’ı (ö.60/680) atamıştır.100 Kays b. Sa’d, yanında yedi arkadaşıyla birlikte Mısır’a gitmiştir. Camide minbere çıkıp Hz. Ali’nin yazdığı mektubu cemaate okumuştur. Hz. Ali mektubuna Allah’a hamd Resûlüne salat ve selam getirerek başlamıştır. Hz. Ali, Hz. Peygamber’in (s.a.v) döneminden bahsetmiş ve halifelere değinmiştir. Mektupta Hz. Ali’nin ilk halifeye ve fitne hadisesine yaklaşımı net bir şekilde verildiği için mektubu burada nakletmenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Mektup şöyledir:

“Müslümanlar, Muhammed’in (s.a.v) irtihalinden sonra iki salih kimseyi emir ve halife seçtiler. Bu iki halife, Kitab’a göre hareket ettiler. Güzel bir gidişat sergilediler. Sünnetin dışına çıkmadılar. Sonra Allah, bunların da hayatlarını noktaladı, vefat ettirdi. Allah, bu ikisine rahmet etsin. Bunlardan sonra bazı hadiseler meydana getiren bir kimse halife seçildi. Muhammed ümmeti, onun aleyhinde söylenecek şeyler gördü. Sonra da ondan intikam aldılar. Saldırganlık gösterdiler. Onu öldürdükten sonra bana gelip biat ettiler. Ben de Allah’tan dilerim ki, beni kendi yoluna iletsin, bana hidayet versin. Allah’tan, beni kendisine karşı gelmekten sakındırması için yardım diliyorum. Dikkat edin, Allah’ın kitabı ve Resûlu’nün sünnetine göre amel etmemiz, sizin bizden isteyeceğiniz bir hakkınızdır. Sizin gıyabınızda da olsa Allah’ın kitabı ve Resûlu’nün sünnetine göre hakkınızda hüküm vermemiz ve size öğüt vermemiz icab etmektedir. Kendisinden yardım dilenilen

96 İbn Kesîr, Büyük İslâm Tarihi, çev. Mehmet Keskin, 7/370. 97 Taberî, Tarihi Taberî Tercemesi, 3/168.

98 İbn Hibbân, es-Sîretü’n-Nebeviyye ve Ahbâru’l- Hulefâ, çev. Harun Bekiroğlu, 425.

99 Muhammed Ali Sallâbî, Hz. Ali (ra) Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi, çev. Şerafettin Şenaslan (İstanbul: Ravza Yayınları, 2016), 377.

100 İbn Hibbân, es-Sîretü’n-Nebeviyye ve Ahbâru’l- Hulefâ, çev. Harun Bekiroğlu, 425; İbnü’l Esir, el-

sadece, Allah’tır. O, bize yeter, O, ne güzel vekildir. Ben, size Kays b. Ubade’yi vali olarak gönderdim. Ona destek olun. Ona yaklaşın. Hak hususunda ona yardımcı olun. Ben de kendisine iyilikte bulunulmasını emrettim. Ben de size iyilik yaparım. Sizi kuşkuya düşürenlere karşı katıyım. Genel veya özel olarak tamamınıza merhamet ve şefkatle muamele ederim. Kays b. Sa’d gidişatından memnun olduğum bir kimsedir. Salih bir kimse olacağını ve size nasihatta bulunacağını ümit ederim. Allah’tan bize ve size temiz ameller yapmamızı nasip etmesini, bol sevaplar ve geniş rahmetler ihsan etmesini diliyorum. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.”101 Mısır halkı gruplara ayrılmış, kimisi Kays’a biat ederken kimisi Hz. Osman’ın kanını talep etmiştir.102

Şam’a da Sehl b. Huneyf’i (ö.38/658) vali olarak atamış ve Muaviye’yi azletmiştir. Vali Sehl, Tebük’e ulaşınca Muaviye’ye ait bir süvari birliği ile karşılaşmıştır. Sehl’i Medine’ye gitmesi gerektiği konusunda uyarmışlardır.103 Sehl b. Huneyf geri Hz. Ali’nin yanına dönmüştür.104

Mekke’ye Ebu Katade el-Ensarî’yi vali olarak tayin etmiştir. Ebu Katade’nin valiliği kısa sürmüştür. Hz. Ali, Medine’den Irak’a gitmek istediği sırada Mekke’ye Kusem b. Abbas’ı tayin etmiştir.105

Medine’de halifenin kendisi bulunduğu için devlet işlerini ve diğer işleri kendisi yerine getirmektedir. Halifenin bulunmadığı sırada yerine bir kişi naib olarak atanmaktadır. Hz. Ali’nin Sehl b. Huneyf el-Ensarî’yi atadığı nakledilmektedir.106

Nehcu’l-Belâğa’da Hz. Ali’nin valilerine gönderdiği bazı mektuplar şunlardır:

Medine halkından bazılarının Muâviye tarafına katılmasıyla ilgili Medine valisi Sehl b. Huneyf el-Ensarî’ye gönderilen mektup şöyledir:

“Yanındakilerden bazı adamların Muâviye’nin yanına sıvıştıkları haberini aldım. Onların sayılarından kaçırdığın ve desteklerinden kaybettiğin şeyler için üzülme. Hidayetten ve haktan kaçmaları, körlüğe ve cehâlete koşmaları onlara günah, sana onlardan şifa olarak yeter! Onlar, dünya ehlidirler; ona gidiyorlar,

101 İbn Kesîr, Büyük İslâm Tarihi, çev. Mehmet Keskin, 7/406-407. 102 İbn Kesîr, Büyük İslâm Tarihi, çev. Mehmet Keskin, 7/370.

103 Dîneverî, el- Ahbâr et-Tıvâl, çev. Nusrettin Bolleli & İbrahim Tüfekçi, 192. 104 İbn Kesîr, Büyük İslâm Tarihi, çev. Mehmet Keskin, 7/370.

105 Sallâbî, Hz. Ali, çev. Şerafettin Şenaslan, 375. 106 Sallâbî, Hz. Ali, çev. Şerafettin Şenaslan, 376.

koşuyorlar. Adaleti bildiler, gördüler, işittiler ve ezberlediler; insanların bizim yanımızda hakta eşit olduklarını öğrendiler; ancak kayırılmaya kaçtılar. Defolsunlar! Allah’a yemin olsun ki, onlar herhangi bi zulümden kaçıp adalete sığınmadılar. Biz, Allah’ın bu işin zorluklarını bizim için hakir kılmasını ve engebelerini kolaylaştırmasını arzuluyoruz. İnşaallah. Vesselam…”107

Benzer bir rivayete göre; Hz. Ali (r.a) Medine valisi Sehl b. Huneyf’e şunu yazdı: “Bana ulaştığına göre Medineli bazı insanlar Muaviye’ye katılmak üzere Medine’den çıkıyorlar. Onlara üzülme. Aptallık olarak bu, onlara yeter. Onların haktan ve hidayetten kaçıp körlük ve cehalete girmeleri de seni onlardan rahatlatmıştır. Onlar dünya ehlidir ve ona yönelmişlerdir. Onlar, insanların hakta örnek birine uyduklarını gördüler. Bundan dolayı kibir ve gurura koştular. Onlara yazıklar olsun. Kabirler içindekileri dışarı attığı, göğüstekiler ortaya çıktığı, hasımlar toplandığı ve Allah’ın, kullar arasında adaletle hükmettiği zaman, onlar yaptıklarının karşılığını göreceklerdir. Bana mektubun geldi. Yanıma gelmek için izin istiyorsun. Dilersen gel. Allah bizi de sizi de bağışlasın ve’s-selam.108

Hz. Ali’nin Eş’as b. Kays’a gönderdiği mektup şu şekildedir:

“Sana verilen görev, arpalık olarak verilmiş değildir; o boynunda bir emanettir. Sen üstündeki kimse tarafından güdülen birisin. Emrindekilere karşı istibdatta bulunmaya hakkın yoktur. Delil olmadan iş yapma. Elinde, Aziz ve Celil olan Allah’ın malından bir mal var. Onu bana teslim edinceye kadar o malın hazinedarlarındansın. Sana karşı kötü yöneticilerden olmamayı umuyorum. Vesselam.”109

Hz. Ali, Bahreyn’e vali olarak atamış olduğu Ömer b. Ebî Seleme’yi bir süre sonra yanında Irak’ta bulunması için azletmiştir. Ona azliyle ilgili gönderdiği mektubu şudur:

“en-Nu’mân b. ‘Aclân ez-Zurekî’yi Bahreyn’e atadım. Seni yermeden ve eleştirmeden görevden alıyorum. Sana verilen görevi güzel bir şekilde ifa edip emaneti yerine getirdin. Zan altında olmadan, azarlanmamış, itham edilmemiş ve suçlanmamış olarak gel. Şamlıların zâlimlerine karşı harekete geçmek istiyorum.

107 Radî, Nehcü’l Belâğa, çev. Adnan Demircan, 341-342. 108 Belâzürî, Ensâbu’l-Eşrâf, çev. Hikmet Akdemir, 2/426. 109 Radî, Nehcü’l Belâğa, çev. Adnan Demircan, 270.

Senin de benimle beraber olmanı arzu ettim. Sen -Allah’ın izniyle- düşmanla cihatta ve dinin direğinin ayakta tutulmasında dayanacağım kişilerdensin.”110

Hz. Ali, Nehcü’l-Belâğa’da ve diğer kaynaklarda geçen mektuplardan hareketle, valilerine gönderdiği mektuplarda hak edene hak ettiği cevabı verdiğini, valilerden görevini ifa edenleri onurlandırdığı anlaşılmaktadır. Valileri halkın hakkına girilmemesi konusunda uyarmıştır. Hz. Ali yönetici olarak emri altında bulunanları denetlemeyi ihmal etmemiştir. Halkı hoş tutmak, toplum arasında fitneye mahal verecek yanlış anlaşılmaların oluşmasına imkan vermemek için çalışmıştır.