• Sonuç bulunamadı

Malpighiales ordosuna ait Hypericaceae familyasının 9 cinsinden biri de Hypericum’dur. Robson’un 1977 yılında Hypericum cinsi ile ilgili yaptığı monograf çalışmasında, bu cinsin 591 taksona sahip olduğu (457 tür, 70 alttür, 13 varyete, 11 forma ve 40 hybrid) belirtilmiştir.

Hypericum cinsi tüm kuzey yarımkürede, güney Amerika’nın And Dağları’nda, tropikal ve güney Afrika’da, Madagaskar’da, güneydoğu Asya’da yayılış göstermekle birlikte birkaç türü de Avusturalya ve Okyanusya’da bulunmaktadır. Hypericum cinsi içindeki çeşitliliğin ana merkezi Palearktik alanlar olup türlerin %45’den fazlası bu alanlarda doğal olarak bulunurken, çeşitliliğin ikinci merkezi olan Neotropik alanlarda ise türlerin %30’u mevcuttur. Hindistan-Malezya, Nearktik ve Afrotropik bölgelerde ise çeşitliliğin çok daha az olduğu tespit edilmiştir.

Hypericum cinsi tropikal bölgelerde yüksek dağları habitat edinen bir cins olup, bu cinsin ekvatoryal kökenli olan türlerinin evrimsel açıdan cins içindeki diğer türlere göre daha eski olduğu tahmininde bulunan Robson (1977), Hypericum’un Gondwanan (Orta Afrika) kökenli olduğu hipotezini ortaya koymuştur. Bu cinse çok yakın akraba olan cinslerin (Thornea, Vismia, Harungana, Cratoxylum ve Eliea) de tropikal flora elementi olduğu dikkate alındığında Robson’un hipotezinin akla ve mantığa uygunluğu artmıştır (Nürk, 2011).

Sarı petal rengi Hypericum cinsi için karakteristik olup, cinsin sınırlarını belirlemede kullanılır (Robson, 1977). Petal rengi Lianthus cinsinde beyaz, Triadenum cinsinde pembe- mor veya beyaz, Thornea cinsinde pembe veya pembe-beyaz, fakat Santomasia cinsinde sarıdır (Stevens, 2007). Hypericum cinsi içinde bazı modifikasyonlar da sözkonusudur. Çok nadir de olsa Tayvan ve Filipinler’deki H. geminiflorum ve Türkiye’deki H. albiflorum gibi türlerde saf beyaz renk gözlenmiştir. İçerdikleri antosiyanin renk maddesinden dolayı H. revolutum türünde kırmızı noktalı çiçekler, Türkiye ve Suriye’de bulunan H. capitatum var. capitatum türünde ise koyu kırmızı çiçekler bulunduğu Robson 1981’de belirtilmiştir.

Hypericum cinsinde belirlenmiş iki tip gland mevcuttur, bunlardan biri siyahtan kırmızaya kadar renklenen “koyu” (dark), diğeri ise amber renkli “soluk” (pale) gland tipidir. Koyu renkli glanda sahip olanlar naftodiantron grubundan Hypericin veya Pseudohypericin maddesini salgılarken, amber renkli glanda sahip olanlar uçucu yağ

bileşenlerini ve floroglusinol türevlerini (örneğin; Hyperforin) salgılarlar. Bu glandlar yaprakların, sepallerin veya petallerin üzerinde intermarjinal ya da laminar olarak bulunurlar (Crockett ve Robson, 2011). Hyperisin ve pseudohyperisin gibi maddelerden dolayı cins üzerindeki çalışmalar, antibakteriyel, antimikrobiyal, antidepresan ve antioksidan aktivitesi üzerine yoğunlaşmış olup, aynı zamanda cinsin uçucu yağıyla ilgili de pek çok çalışma yapılmıştır (Bağcı ve Yüce, 2010a; Bağcı ve Yüce, 2010b). Cins, içerdiği uçucu yağları nedeniyle potansiyel tat ve koku endüstrisinde de önemli bir hammadde kaynağı olmuştur.

Türkiye’ de yöresel olarak Binbirdelik otu, Kan otu, Kılıç otu, Mayasıl otu, Yara otu, Kuzu kıran ve İngilizcede St. John’s wort adıyla bilinen Hypericum perforatum L., Hypericaceae familyasına dahil ve Avrupa, Asya, Kuzey Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yetişen çok yıllık önemli bir bitkidir. Geleneksel tıpta antidepresan bir bitki olarak kullanılmaktadır (Merck Index, 2003). Çeşitli Avrupa ülkelerinde fitoterapi sahasında yaygın bir şekilde kullanımı sözkonusudur. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda H. perforatum ve diğer türlerden elde edilen uçucu yağlar ve ekstraklarının antiviral, antioksidan, antimikrobiyal, antifungal, yara iyileşmesi, anksiyolotik ve antikonvülsan aktiviteye sahip oldukları saptanmıştır (Rocha ve ark., 1995; Vandenbogaerde ve ark., 2000; S’anchez-Mateo ve ark., 2002; Butterweck ve ark., 2003; Çakır ve ark., 2005; Gibbons ve ark., 2005; Hosseinzadeh ve ark., 2005; Po Shiu ve Gibbons, 2006).

Bazı Hypericum türlerinin sinir yaralanmalarında ve her türlü sinirsel şikayette, çarpma sonucu yaralanmalarda ve ağır kaldırma sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklarda kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca bu bitkinin yağı; ağrı kesici, iltihap önleyici ve iyileştirici özellikleriyle, en iyi yara yağıdır. Yalnızca açık yaralarda, yeni yaralanmalarda, hematomlarda (deride mavi-mor lekeler), beze şişkinliklerinde, güneş yanıklarında ve pürüzlü ciltlerde bakım toniği olarak kullanılmakla kalmayıp, uçuklar (herpes), varisli damarlar, basurlar, sırt ağrıları, siyatik, mafsal (eklem) iltihabı, romatizma ve felçli-inmeli bölgelerde de etkili bir friksiyon (ovarak sürme) yağı olarak da kullanılabilir (http://www.bitkisel.tedavi.com).

Robson 1981 yayınında, cins içindeki kromozom sayısının sabit olmadığı “n” olarak ifade edilen koromozom setinin genelde 12-7 arasında değişirken bazı türlerde de 6 olduğu belirtilmiştir (H. setosum ve H. cumulicola gibi). Genelde çalımsı görüntüde olanların n=9 ve n=10 olduğu rapor edilirken, otsu formda olanların n=7 ve n=8 olduğu belirlenmiştir.

Cins içinde diploit bireylerin yanı sıra, tetraploit hatta hekzaploit bireylerin mevcut olduğu da tespit edilmiştir (Robson 1981).

Robson 1977 yılında yaptığı Hypericum cinsinin monograf çalışmasında, cinsi 30 seksiyona ayırmış ve daha sonra farklı yıllarda yaptığı çalışmalarla tür tanımlamaları için eklediği karakterler sayesinde seksiyon sayısı 36’ya yükselmiştir (Carine ve Christenhusz, 2010).

Seksiyon 1. Campylosporus (Spach) R. Keller Seksiyon 2. Psorophytum (Spach) Nyman Seksiyon 3. Ascyreia Choisy

Seksiyon 4. Takasagoya (Y. Kimura) N. Robson Seksiyon 5. Androsaemum (Duhamel) Godron Seksiyon 6. Inodora Stef.

Seksiyon 7. Umbraculoides N. Robson Seksiyon 8. Roscyna (Spach) R. Keller Seksiyon 9. Bupleuroides Stef.

Seksiyon 10. Hypericum L. Seksiyon 11. Concinna N. Robson Seksiyon 12. Graveolentia N. Robson Seksiyon 13. Sampsonia N. Robson Seksiyon 14. Elodeoida N. Robson Seksiyon 15. Monanthema N. Robson Seksiyon 16. Olympia (Spach) Nyman Seksiyon 17. Campylopus Boiss. Seksiyon 18. Origanifolia Stef. Seksiyon 19. Drosocarpium Spach Seksiyon 20. Oligostema (Boiss.) Stef. Seksiyon 21. Thasia Boiss.

Seksiyon 22. Crossophyllum Spach Seksiyon 23. Hirtella Stef.

Seksiyon 24. Taeniocarpium Jaub. & Spach Seksiyon 25. Coridium Spach

Seksiyon 27. Webbia (Spach) R. Keller Seksiyon 28. Arthrophyllum Jaub. & Spach Seksiyon 29. Triadenioides Jaub. & Spach Seksiyon 30. Heterophylla N. Robson

Seksiyon 31. Adenotrias (Jaub. & Spach) R. Keller Seksiyon 32. Humifusoideum R. Keller

Seksiyon 33. Adenosepalum Spach Seksiyon 34. Elodes (Adans.) W. Koch Seksiyon 35. Brathys (Mutix ex. L. f.) Choisy

Seksiyon 36. Trigynobrathys (Y. Kimura) N. Robson

Cinsin seksiyon ayrımı şu karakterler dikkate alınarak yapılmıştır (Robson, 1977);

Habit : Ağaçlar → Çalılar → Çok yıllık otsu bitkiler → Tek yıllık otsu bitkiler İndumentum : Yok → var (bazı bağımsız oluşumlar)

Guddeler : Genel olarak iki tip vardır; (i) tanen, bal mumları veya reçineler içeren salgı hücreleriyle schizogenous (ortasından bölünerek üreyen) cepler (oyuklar), bunlar solgun veya yarı şeffaf noktalar, çizgiler olarak tanımlanır; (ii) oyukları olmayan salgı hücrelerinin kütlesi, mumlu bir madde ve çoğunlukla hiperisin içerirler ve kehribar- kırmızı veya siyah (veya bazen sadece koyu) noktalar veya çizgiler olarak tanımlanır.

Gövde : Boyuna dört çizgili → iki çizgili → silindirik

Yapraklar :

kısa sapçıklı

Sapsız

Ampleksikaul → perfoliat

Düşücü → Kalıcı

Karşılıklı→3 halkalı → 4 halkalı Damarlanma paralel → ağsı

Sepaller

Eşit olmayan → eşit

Kenarı düz → dişli → silli → saçaklı Petaller

Kalıcı → düşücü (bir kaç bağımsız oluşum) Asimetrik →simetrik

Periant

5-parçalı → 4-parçalı (iki bağımsız oluşum) Stamen demetleri

5 → 4

Tek → çeşitli şekillerde kümeli [2+1+1+1, 2+2+1, (5), (4)] Kalıcı → düşücü (bir kaç bağımsız oluşum)

Stilus ve plasenta 5→ 4→ 3→ 2 Plasentalanma belirli aksil Gevşek aksil çepersel Tohumlar

Dar kanatlı → omurgalı → silindirik Kromozom sayısı

12→7 (? 6)

Türkiye Florasında H. sorgerae ve H. davisii türleri dışındaki Drosanthe seksiyonu taksonları Hirtella seksiyonunda yer almaktadır (Davis ve ark., 1967). Hirtella seksiyonundaki türler; H. elongatum Ledeb., H. apricum Karelin & Kiril., H. uniglandulosum Hausskn. Ex Bornm., H. salsolifolium Hand.-Mazz., H. hyssopifolium Vill., H. lydium Boiss., H. amblysepalum Hochst., H. spectabile Jaub. & Spach., H. lysimachioides Boiss. & Noé, H. asperulum Jaub. & Spach, H. hirtellum (Spach) Boiss., H. retusum Aucher-Eloy, H. libanoticum N. Robson, H. pseudolaeve N. Robson, H. thymbrifolium Boiss. & Noé, H. helianthemoides (Spach) Boiss., H. vermiculare Boiss. & Hausskn., H. olivieri (Spach) Boiss., H. capitatum Choisy, H. scabroides Robson & Poulter, H. scabrum L. ve H. thymopsis Boiss.’dir.

Hirtella seksiyonu taksonları Akdeniz, Türkiye, Kırım, Irak ve Altay Dağları’ndan Kafkasya’ya kadar yayılış göstermektedir. H. hyssopifolium, H. asperulum, H. hirtellum, H. libanoticum ve H. vermiculare taksonları ise Türkiye’de yayılış göstermemektedir (Robson, 1977).

Robson 2010 yılında yapmış olduğu Hirtella seksiyonun monograf çalışmasında; Hypericum elongatum türünü 3 varyete (var. antasiaticum, var. elongatum, var. lythrifolium) şeklinde yeniden düzenlemiştir. Daha önce bu türün alttürü olarak belirtilen H. elongatum subsp. microcalycinum ve subsp. apiculaticum, H. microcalycinum ve H. apiculatum olarak ayrı türler yapılmıştır.

Hypericum cinsi Türkiye Florası’nda A’dan başlayıp F‘ye kadar devam eden gruplardan ve değişik seksiyonlardan oluşmaktadır. Oldukça geniş bir yayılışa sahip olan Hypericum cinsi bitkileri birçok fitocoğrafik bölgede doğal yayılış göstermektedir. Cinsin ülkemizdeki yayılışı ise Şekil 1.5’de verildiği gibidir. Cins üyeleri çok yıllık otsu, çoğu zaman ise çalı formundadırlar. Hypericum bitkisinde çiçekler iki eşeylidir. Sepaller (çanak yapraklar) 5 adettir. Petaller (taç yapraklar) 5 adet olup genellikle sarı, çoğu kez hafif kırmızı veya kırmızı damarlıdır. Nadiren nektar içerirler. Stamen sayısı 5’den 200’e kadar değişkenlik gösteririr. Ovaryum 3-5 lokuslu veya kısmen ya da tamamen bir lokuslu ya da çok sayıda tohum taslağı üzerindeki plasentadan oluşur. Stiluslar 3-5 adet olup, ayrı, ince ve uzundur. Tohum; kapsül içinde kendi kendine zardan ayrılan, genellikle yağ muhafazası reçine ihtiva eden veya kese ya da duvar içinde ya da nadiren etli ve kendi kendine açılmayan bir özellik gösterir. Bitkide bezlerin görünümü ve dağılışı türlerin sistematik pozisyonun belirlenmesinde önemlidir. Bezler organ çevresinde olduğu zaman marjinal, çevrenin yakınında olduğu zaman intermarjinal ve çevreden uzakta olduğunda ise süperfisial olarak tanımlanırlar. Yumurtalık ve kapsül duvarları içerisinde dar ve ensiz bezler var ise vittae (yağ muhafazası) olarak isimlendirilirler. Kısa boylu şişkin bezler ise kese olarak tarif edilir (Davis ve ark., 1967).

Robson’un 1981 yılında cinsin türleri üzerinde 89 morfolojik karakter kullanarak yaptığı numerik kladistik analizler sayesinde elde edilen veriler, cinsin filogenesi ile igili çalışmalarda da temel bilgi niteliğindedir. Son zamanlarda cins içindeki akrabalık ilişkilerini daha ayrıntılı bir şekilde otaya koymak adına, Avrupa ve Kuzey Amerika’da birçok farklı grup tarafından son moleküler teknikler kullanılarak bu konudaki çalışmalar devam ettirilmektedir (Crockett ve Robson, 2011).

Şekil 1.5. Hypericum cinsinin Türkiye’deki yayılışı (Davis ve ark., 1967; Güner ve ark., 2000)