• Sonuç bulunamadı

Mobbing mağdurlarının yasalar önünde ne gibi haklarının olduğu konusu iyi bilinmemektedir. Mobbing sürecinin insanların kiĢisel bütünlüklerine zarar vermemesi için her Ģeyden önce, patronların, yöneticilerin ve diğer görevlilerin iĢ etiği ve insan iliĢkileri konusunda duyarlı olmaları beklenir (Çobanoğlu 2005).

Günümüzde dünyanın neredeyse tamamında mobbing eylemlerinin artması ve bundan olumsuz etkilenen çalıĢanların korunması adına yasal düzenlemeler yapılmaya baĢlanmıĢtır. Özellikle Almanya, Amerika BirleĢik Devletleri ve Ġsveç gibi ülkelerde mobbinge yönelik birçok yasal düzenlemenin yapıldığı görülmektedir (Özler ve Mercan 2009).

Nitekim bu tür modern hukuklarda olduğu gibi, Türk hukukunda da son yıllarda doktrin ve uygulamanın konu ile ilgilendiği, hatta iĢ yerinde mobbing kavramının yargı kararlarına girdiği görülmektedir (Demircioğlu 2007).

TCK m. 96‟da (Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranıĢları gerçekleĢtiren kiĢi hakkında iki yıldan beĢ yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.) eziyet suçuna yer verilmiĢtir. Bu madde ile mobbing mağdurunun onuru, maddi ve manevi bütünlüğü korunmak istenmektedir. ĠĢyerinde çalıĢana karĢı gerçekleĢtirilecek olan ve çalıĢana ruhsal yönden acı veren eylemler eziyet suçunu oluĢturabilmektedir. Önemli olan nokta suçun ani olarak değil sistematik bir Ģekilde ve belli bir süreç içinde suçun iĢlenmesidir. KiĢilerin huzur ve sükununu bozma suçu TCK m. 123‟de (Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı baĢka bir davranıĢta bulunulması hâlinde, mağdurun Ģikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.) yer alan bir suç türüdür. Eziyet suçunda olduğu gibi

31

burada da önemli olan nokta, bu tür davranıĢların ısrarla yapılmasıdır. Mobbing davranıĢlarının oluĢabilmesi için de bu sürekliliğe ihtiyaç olduğundan huzur ve sükunu bozma suçu ile eziyet suçu mobbing olgusu ile örtüĢen bir görüntü çizmektedir. ĠĢ yaĢamında mobbing ile karĢılaĢma sıklığının son zamanlarda ciddi oranlarda artmasına rağmen diğer geliĢmiĢ ülkelerin hukuk sistemlerinin aksine, Türk hukuk sisteminde direkt olarak mobbingi konu alan, mobbing içerikli bir kanun hükmü bulunmamaktadır. ĠĢyerinde mobbinge maruz kalan bir çalıĢanın baĢvuracağı açık bir kanun maddesi bulunmadığı için mobbing mağduru çalıĢan Türk Ceza Kanunu ya da ĠĢ Kanunu hükümlerinden faydalanarak derdine çözüm bulmaya çalıĢmaktadır (Özkul ve Çarıkçı 2010).

Mobbingin gerekçesi ister baskı, ister yıldırma isterse motive etme olsun mobbing uygulaması temel insan haklarının ihlalidir. Ġnsan haklarının ve insan onurunun korunması ise 1982 Anayasası ile devlete yüklenmiĢtir (Erdoğan 2009).

1.11.1. Örnek Mobbing Vakaları

AĢağıda, özellikle ülkemizden yaĢanmıĢ bazı mobbing vakaları örnek olarak kurbanların kendi ağızlarından ya da özet Ģeklinde sunulmaktadır.

Örnek Olay D. Hanım:

“D. Hanım 32-33 yaşlarında, hoş görünümlü, duygusal zekası yüksek, çok iyi İngilizce konuşup tıbbi makaleler yazabilen, olayları ve yaşananları mantıklı ve empatik ölçüler içerisinde yorumlayabilen başarılı bir doktordur.

Olaylar D.Hanım’ın Citation Index isimli bir Tıp dergisinde iki makalesinin yayınlanması ile başlamış, şefi olan Doçent Hanım, kırıcı sözler sarf etmiştir. Bütün bunlara rağmen D. Hanım hocalarına hep saygılı davranmış ancak aradan geçen zamana rağmen durum iyileşeceği yerde daha da kötüleşmiş. Cesaretini toplayarak hocasıyla konuşmuş fakat bu girişim hiçbir işe yaramamış ve sonuçsuz kalmıştır.

32 Bu arada mobbingin uykusuzluk, halsizlik, iştahsızlık ve

tedirginlik gibi fiziksel belirtileri ortaya çıkmış. Biraz da kilo kaybeden D. Hanım şefi tarafından esas görevli olduğu bölümden alınarak, tamamen etraftan izole olmuş bir laboratuara verilmiştir. Kliniğin başasistanı olması gereken bir doktorun bir teknisyen tarafından idare edilebilecek laboratuara verilmesi diğer asistanların da dikkatini çekmiştir. Bir gün yarım saatlik bir süre için ofisten erken ayrılması nedeniyle herkesin katıldığı önemli bir toplantıda iyice hırpalanmıştır. Doçentin çok güçlü bir mevkide bulunan eşinin etkisiyle üniversite içinde oldukça baskın bir konumda olmasından dolayı herkes tarafından fark edilen baskıcı davranışlara müdahale edebilecek birisi çıkmamıştır.

Artık mobbingin ikinci ve üçüncü aşamasındaki rahatsızlıklar da baş gösterir olmuş; terlemeler, kilo kayıpları, uykusuzluk, çarpıntı, işe hiç gitmeme hatta mesleği bırakma arzusu…

D. Hanımın yaşadıkları tam anlamı ile bir mobbing sendromudur. Çünkü iletişimi ve kendisini göstermesi engellenmiş, eleştirilmiş, hatta zaman zaman azarlanmış ve aşağılanmıştır. Kendisine ruhsal tedavi görmesi için imalarda bile bulunulmuştur. Sosyal yaşamdan izole edilerek nitelikleri dışında işlerle meşgul edilmiştir” (Çobanoğlu 2005).

Örnek Olay Eve

“Emekli olan bir hapishane kantini müdürü yerine atanan Eve isimli bir kadın 6 adet aşçının başına getirilir. Bu emeklilik olayı ile birlikte hapishane yönetimi kantinde çıkan yemeklerde değişiklik yapmak istemiş ve yemeklerin hem daha ekonomik hem de daha sağlıklı olması gerektiğini kararlaştırmışlardır. Fakat aşçılar bu durumdan haberdar olmadıklarından bu kararların sadece yeni gelen

33 müdürleri tarafından, Eve tarafından verildiğini düşünmektedirler.

Eve hakkında dedikodular yapılmakta ve emirleri dinlenmemektedir. Eve de çaresiz isteklerini üst yönetime bildirdiğinde, üst yönetimden de olumsuz cevaplar almaya başlamıştır. Eve’nin sürekli yönetimden isteklerinin olması ve görev tanımı, sorumluluklarının neler olduğunu bilmesi gerektiğini bildirmesi üst yönetim tarafından başkaldırma şeklinde yorumlanmaktadır. Aşçılar da üst yönetimin kendi taraflarında olduğunu gördüklerinden, Eve’nin emirlerine ve isteklerine cevap vermemektedirler. Yönetimin de yaptığı yanlışlar sonucu aşçıların ve yönetimin davranışları mobbing sürecine girmiştir. Böylece, Eve otoritesini de kaybetmiştir. Sonunda üst yönetim emri ile Eve için hapishane doktorundan uzun bir hastalık izni verilmiş ki bu izin iki yıl kadar sürmüş ve Eve işten ayrılmıştır”

(Leymann 1996).

Benzer Belgeler