• Sonuç bulunamadı

Hui halkının dillerinin kökenlerindeki çeşitlilik

4. Çin İslam Tarihi Hakkında Genel Bilgiler

1.3. CAMİ EĞİTİMİNDE KULLANILDIĞI DİL

1.3.1. Hui Dilinin Tarihi

1.3.1.2. Hui halkının dillerinin kökenlerindeki çeşitlilik

Hui atalarının millet çeşitliliği, dil çeşitliliğini de beraberinde getirdi. Hui halkının ataları farklı bölgelerden, farklı ülkelerden ve farklı etnik gruplardan gelip Çin topraklarına yerleştikleri için farklı dillere sahip olmaları gayet doğaldır. Elimizdeki kaynaklara göre şu diller kullanılmaktadır:

1.3.1.2.1 Arapça

İslam’ın Çin'e yayılmasında, Arap Müslüman iş adamlarının adeta bir medya görevi gören önemli etkisi yok sayılamaz. Arapça, hem Kuran’ın hem de hadislerin dili olduğu için Müslümanlara göre kutsal bir dildir. Bir Müslüman en azından bir kaç tane Arapça kelime ya da sure bilmelidir. Çin Müslümanlarının atalarının bir kısmı Arap olmasından dolayı bazı Çin Müslümanları Arapçayı kendi ana dili gibi değerlendirmektedirler. Bu nedenle Çinli Müslümanlar Arapça konuşmaktan gurur duyuyorlardı.

1.3.1.2.2. Farsça

Arapça din konusunda önemlidir: Ancak Hui atalarının arasında daha yaygın olan Fars Müslüman tüccarlar tarafından kullanılan Farsça dilidir. Tang ve Song dönemindeki Fanfang'da (Müslümanlar yerleştirildiği yer) “Hui kadını İran Kadını demektir”. Tang dönemindeki şiir başlığında “pusaman”, Farsça Mussulmandan alınmış telaffuz çevrilmesidir. Tang ve Song hanedanlıklarında muhtemelen fazlaca Farsça konuşan kimse yoktu, ancak Yuan Hanedanlığında üç batı seferi nedeniyle doğuya doğru göç ettirilen Orta Asya ve Orta Doğu insanlarının arasında, konuşulan dil Farsça’ydı. Huilerin dilini biraz araştırırsak Farsça’nın eskiden Huiler için ne kadar önemli olduğunu öğrenebiliriz. Farsça’nın yaygın kullanılma sebebleri ise aşağıda gösterilmektedir:

Birinci olarak, Fars bölgesi dünyadaki eski medeniyetlerin beşiklerinden birisidir. Fars kültürü, kendi doğal parlaklığı ile Orta Asya ve Orta doğu'daki tüm grupları etkiler. Ayrıca Farsça öğrenmek Arapça'dan daha kolaydır.

İkinci olarak, Araplar Sasani askerlerini ele geçirmiş olmalarına rağmen, dil ve kültür konusunda Farslardan derin bir şekilde etkilenmişlerdir. Muhtemelen bundan dolayı Yuan ve Ming hanedanlarında Farsça Huilerin dili olarak değerlendirilmektedir. “Yabancı devlet dairesi araştırması” nda şöyle anlatılıyor: “Hui Hui’nin batı bölgeleri (Çin’in batı kısımları),

Tianfang (Arap) ülkesi ile komşudur”56 Bu cümlede “Huiler” ve “Araplar” tamamen

ayrılmıştır; buna göre Ming dönemindeki Hui Hui dili Arapça değildir. Coğrafi dağılışa göre Farsça olma ihtimali daha yüksektir. Qing dönemindeki bilim adamı Wen Tingşi’nin kitabında “Chun Changzi’nin Sözleri”de şöyle nakledilmiştir: Yuan Hanedanlığı'ndaki imparatorluktan yapılan Hui kolejinde öğretilen dil Farsça’dır.57

1.3.1.2.3. Türkçe Başta Olmak Üzere Orta Asya Dilleri

Orta Asya'daki tüm etnik grupların Yuan Hanedanı zamanında kullandıkları dil çok çeşitli ve karışıktı. Farsça ağırlıklı olmakla birlikte, diğer diller de farklı derecelerde kullanılmaktaydı. Qing hanedanının bilim adamı Qian Daxin(钱大昕)'in “Yuan Tarihi Klan

56 Yazar belirsiz, Siyiguan Kao(四夷馆考)(Ticari Yayınları, 1972), 41.

Tablosun”da Huilerin çeşitliliğini kaydetmesi, dil açısından da farklılıkları beraberinde getirmektedir. Cami dilinin cümle yapısına göre büyük ihtimalle Türkçe konuşan grup en geniş gruptur. Bu söylediğmiz daha önceki “Farsça tabanlı” bilgi ile çelişmemektedir. Çünkü insanlar bir kültürü seviyorsa, onun karşılığında o dili öğrenip benimseyecektir. Bu kendi dilini tamamen bırakmak ve Farsça’yı kabul etmek değildir. Çin’de bugünkü Han kültürünü koruyup ve Çince öğrenerek milli mirasına sahip çıkan bütün etnik azınlıklar birbirinin aynısıdır.

1.3.1.2.4. Malayca

Shandong eyaletinin Dezhou şehrindeki Huilerin oluşumu biraz daha gecikmiştir. 1417/819 yılında Saltanah Sulu (Filipin) kralı 340'dan fazla üyesi ile Çin'e geldi ve doğu kralı Dezhou'na ulaşınca vefat etti...Eşi, cariyesi ve beraberindeki on kişiyi mezarına bakmak üzere

bıraktı”.58 Bu on kişi Shandong'daki Huilerin ilk kaynağı oldu ve o dönemindeki

kullandıkları dil Malayca olmalıydı. Hainan eyaletinin kasabası Yaxian’daki Huilerin günümüzde kullandıkları dil, uzmanlara göre hala atalarından kalan Malayca’dır.

1.3.1.2.5. Çin'de Çeşitli Milletlerin Dilleri

Çin'deki birçok yerli halk, Hui uyruğuna dahil olmasından ötürü Huilerin kullandıkları dile, farklı dillerin katılması söz konusudur. Li, Zhuang, Dai, Tibet, Han. vb milletlerin dilleri ön plana çıkmaktadır.

Biz “Nanhai Ganjiao Bölgesindeki Pu Ailesinin Şeceresini” incelediğimizde, Huilerin, Pu ailesinden evlendiği kadınların, çoğunlukla Chen, Huang, vb soyuna mensup olduğunu görmekteyiz.59 Bu soydan gelen kimseler ise Li milletinde yaygın olarak görülmektedir.

Diğer milletlere bakacak olursak Qinghai’deki Zanghui, Yunnan’daki Daihui gibi sadece isim olarak farklı etnik grupların birleştirilmesi, dilsel heterojenliği açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Farklı etnik gruplardan olan insanlar evlendiğinde onlar Hui atalarının dilini kısa bir süre olsa da muhtemelen kullanmışlardır. Böylece, dillerin büyük bir yakınlığını görmekteyiz. Huilerin ataları tarafından kullanılan diller: Çince-Tibet dil ailesi bölümü,

58 Tingxie Wu (吴廷燮), Ming Shilu (明实录) (Pekin: Çin Kitab Evi, 1974), 675.

59 Guoyong Ding(丁国勇), Nanhai Ganjiao Pushi Jiazu(南海干蕉浦氏家族)(Tianjin: Tianjin Eski Kitap

Güney Ada dil ailesi, Altay dil ailesi, vb. dir. Bu kategoriler bize Hui dillerinin, dünya dil sınıflamasının neredeyse yarısından fazlasına sahip olduğunu göstermektedir. Bu hal diğer etnik gruplarda muhtemelen nadir rastlanılan bir durumdur.

1.3.1. 3. Ortak Bir Dil ile Harmanlanması

Huiler karmaşık bir gruptur ve Çin'e geldiklerinde kullandıkları diller de çeşitlidir. Fakat bir kişinin aynı anda bir kaç dil öğrenmesi kolay değildir, bu yüzden aralarında oluşan iletişim zorlukları ortak bir iletişim aracı arama zorunluluğunu getirmiştir. Huilerin ana grubları Orta Asya ve Orta Doğu’dan gelip çoğu da Arapça ve Farsça bildikleri için yavaş yavaş Arapça özellikle de Farsça ana ortak dilini ortaya çıkarmışlardır. Huilerin Çin'deki eski cami yazıtlarından ve çok sayıda ortaya çıkarılan kalıntılarından bunu açıkça gözlemleyebiliriz. Ayrıca Hui halkının namazda niyet ederken Arapça değil de Farsça veya Çince olarak niyet etmeleri dikkat çekici bir ayrıntıdır. Ming Hanedanlığında Hui gezgini Zheng He’nin tarihi kaynaklarda sefelere çıktığı, Seylan’a ulaştığında ise yerel halkı İslam'a davet edip oraya bir anıt dikildiği bilinmektedir. Bu anıtın yazısına gelecek olursak yazısı Çince, Tamilce ve Farsça ile yazılmıştır ve bugün hala Sri Lanka Ulusal Müzesi'nde korunmaktadır. Çin ve diğer ülkelerin diplomasi dili olarak kullanılan Çince ve yerel dil olan Tamilce’nin kullanılması gayet doğalken neden üçüncü bir dil olarak Farsça tercih edildi? Asıl tartışma konusu budur. Bu durum tamamen Farsça’nın o dönemdeki Çinli Müslüman gruplar arasında Arapça’dan daha yaygın olduğunu göstergesidir.

Hui halkı Çin'in tüm bölgelerinde dağılmıştı fakat çoğunlukla ulaşıma elverişli bölgelere yerleşiyorlardı. Bu nedenle Han halkıyla iletişim zorunluluğu kaçınılmaz bir sonuçtu. Aralarındaki iletişimde Çince öğrenmek de önemliydi. Sonuç olarak, Huiler arasında iki tane dil (Çince ve Farsça) kullanılmaya başlandı: Farsça kendi klanları içinde kullanılıyorken, diğer klanlarla Çince kullanılıyordu. “Bu iki dilin konuşulması yaklaşık iki yüz yıl sürdü”60. Ming Hanedanındaki yöneticiler, asimilasyon politikası uygulamasıyla

yabancı dil konuşmayı, yabancı isim ve soy isim kullanmayı, yabancı kıyafetler giyinmeyi ve Huilerin kendi içinde evlilik yapmalarını yasakladılar. Huiler Çinlileşmeye zorlandığı için iki

60 Jiwu An(安继武), “Jianlun Huizu Yuyan Bianhua Ji Yingxiang(简论回族语言变化及影响)”, Sıncan Sosyal

dil konuşan bir toplumdan tek dil konuşan bir toplum haline gelmeleri hızlandı. Fakat Huiler alışkın oldukları orijinal ana dil, ortak dini ve etnik duygular nedeniyle, kullandıkları Çince'de çok sayıda Arapça ve Farsça kelimeleri karıştırmaktadırlar hatta bazen gramer yapsı bile bundan etkilenmektedir. Bu nedenle cami eğitiminde kullanılan dil tamamen Çince değil, fakat Çince’ye dayalı Arapça ve Farsça harmanlanmış karışık bir dildir.