• Sonuç bulunamadı

Hipotalamustan GnRH salgılandıktan sonra portal sistem ile hipofize gelerek gonadotropinlerin, özellikle de LH'nın salgılanmasını sağlamaktadır. FSH, GnRH'nın etkisiyle salgılanırsa da, daha çok bağımsız olarak salgılanmaktadır. FSH ve LH değerler 3-17 mμ/mL arasındadır. Fizyolojik değerler arasında kalmak şartıyla, FSH siklus başında yüksek olarak salgılanır.

Folliküldeki granüloza hücrelerindeki reseptörlerine tutunarak, bir yandan LH reseptörlerinin sayısını ve hassasiyetini arttırır, diğer yandan da aromatizasyonu başlatmaktadır. Siklus ortasına doğru FSH salgılanmasında bir miktar düşme olur. Ancak bu düşme, foIlikül büyümesini ve östrojen salgılanmasını etkilememektedir. 10 mm çapı geçen follikül FSH stimülasyonu olmadan spontan büyümesine devam eder. FSH preovulatuvar dönemde bir pik yaparsa da bu önemli değildir. Siklusun ikinci yarısında FSH değerleri, folliküler fazdakine oranla daha düşüktür (42).

Siklusun 25-26'ncı günlerinde, plazmada östrojen ve progesteronun bazal değerlere düĢmesiyle, başka bir ifade ile, beklenen menstruasyona bir kaç gün kala, FSH yeniden yükselmeye başlar. Folliküler fazdaki LH değerleri FSH değerlerine eĢit veya biraz daha düĢük seyreder. Preovulatuvar dönemde, artan östrojenlerin pozitif geri besleme etkisiyle LH pik yaparak ovulasyonun olmasına katkıda bulunur. Daha sonra, folliküler fazdaki değerlere düşerek, siklus boyunca FSH değerlerine eşlik

21

etmektedir. Östrojen düzeyi siklus başında düşüktür. Östradiol miktarı yaklaşık 50 pg/mL’dir. Follikülün büyümesine paralel olarak östrojen miktarında artma olur ve siklusun yaklaşık 11-12. günlerinde pik yaparak 300-400 pg/mL’ye ulaşır. Östrojen pik yaptıktan yaklaşık 36 saat sonra, LH pikine neden olur (42).

Östrojen miktarında ovulasyonu takiben geçici bir azalma olur. Luteal fazda ise, hiç bir zaman preovulatuvar pik değerini geçmemek üzere, 50-400 pg/mL arasında değişen değerlerde saptanır. Normal siklusun 25-26. günlerinde, veya menstrüasyona birkaç gün kala 50 pg/mL. değere düşer (42).

Progesteron folliküler fazda salgılanmaz, sadece O.6 ng/mL değerindedir. Preovulatuvar dönemde salgılanması hafifçe artar ve hatta bu artış LH pikini de etkilemektedir (42).

Progesteron tam olarak, ovulasyondan sonra meydana gelen korpus luteum tarafından salgılanmaktadır. Ovulasyonla birlikte miktarında artma olur ve midluteal fazda en yüksek seviyeye erişir. Daha sonra tekrar azalmaya başlar ve normal sikluslarda, siklusun 25-26. günlerinde folliküler fazdaki seviyesine iner. Luteal faz boyunca 5-15 ng/mL arasında değişiklik gösterir. Midluteal fazda 8 ng/mL’nin altında saptandığında, progesteron azlığından ya da luteal yetmezlikten bahsedilir (42).

22

Normal Menstrual Siklus Boyunca Ovaryel, Uterin ve Hormonal Varyasyonların Birbirlerine Göre Durumları (33):

1. Menstrual siklusun başlangıcında gonadal steroidlerin düzeyleri düşük olup önceki luteal fazdan beri düşüş içerisinde olmaktadır.

2. Korpus luteum’ un kaybolmasıyla FSH düzeyleri yükselmeye başlamakta ve bir grup büyüyen folikül ortaya çıkmaktadır. Bu foliküllerin her biri foliküler fazda büyürken artan miktarlarda östrojen salgılamaktadır. Bu da uterusta endometrial proliferasyon için uyarı oluşturmaktadır.

3. Yükselen östrojen düzeyleri hipofizde FSH sekresyonu üzerinde negatif geri bildirim oluşturmakta, ancak bu etki foliküler dönemin ortalarına doğru kaybolmaya başlamaktadır. Bunun aksine foliküler faz boyunca östrojen sekresyonuyla LH salgısı uyarılmaktadır.

4. Foliküler fazın sonunda (ovulasyondan hemen önce) granüloza hücrelerinde FSH’ ın uyardığı LH reseptörleri mevcut olup bunlar LH uyarısıyla progesteron salgısını modüle etmektedirler.

5. Yeterli miktarda östrojenik uyarıdan sonra hipofizden LH ani artışı başlatılmaktadır. Bu artışın etkisiyle 24–36 saat sonra ovulasyon oluşmaktadır. Ovulasyon, luteal/sekretuar faza geçişi oluşturmaktadır.

6. Östrojen düzeyinde ovülasyonun hemen öncesinden başlayan azalma erken luteal faz boyunca devam etmekte ve orta uteal faza kadar sürmektedir. Bu son fazda korpus luteumun sekresyonu sonucunda yeniden yükselmeye başlamaktadır.

7. Ovülasyondan sonra progesteron düzeyleri yüksek kalmakta, korpus luteumun kaybolmasıyla birlikte her 2 hormon azalmaktadır (33).

23

Menstrual Siklusun Regulasyonu Aşağıdaki Şekilde Özetlenebilir (33):

1. GnRH, hipotalamusun nukleus arcuatus’unda üretildikten sonra pulsatil bir şekilde portal dolaşıma salınmakta ve bu şekilde ön hipofize gelmektedir.

2. Ovaryel folikül gelişimi gonadotropinden bağımsız periyottan FSH’ ya bağımlı faza geçmektedir.

3. Bir önceki siklusun korpus luteum’u fonksiyonunu yitirirken luteal pregosteron ve inhibin üretimi azalmakta, bu da FSH’ nın yükselmesine olanak vermektedir.

4. FSH uyarısına cevap olarak foliküller büyümekte, farklılaşma olmakta ve artan miktarlarda östrojen salgılamaktadır.

5. Östrojenler implantasyona hazırlanan endometriumun fonksiyonel tabakasının büyüme ve diferansiyasyonunu uyarmaktadır. Foliküler gelişimin uyarılmasında östrojenler FSH ile birlikte çalışmaktadır.

6. İki hücre iki gonotropin teorisi, LH uyarısı ile ovaryel teka hücrelerinin androjenleri ürettiğini, bu androjenlerin granuloza hücrelerinde FSH uyarısı altında östrojenlere dönüştüğünü bildirmektedir.

7. Yükselen östrojen düzeyleri hipofiz ve hipotalamus üzerinde negatif geribildirim etki yaparak FSH salgısını düşürmektedir.

8. Bir siklusta ovülasyonu gerçekleştirecek foliküle dominant folikül adı verilmektedir. Bu folikülde nisbeten daha fazla FSH reseptörü mevcut olup atreziye gidecek foliküllere oranla daha yüksek konsantrasyonlarda östrojen üretmektedir. Bu folikül, FSH düzeyindeki azalmaya rağmen büyümesini sürdürebilmektedir.

9. Yüksek östrojen düzeyinin bir süre davam etmesi hipofizden yüksek düzeyde LH salgısını oluşturmakta, bu ani LH artışı ovulasyon tetiğini çekmekte, progesteron üretimini uyarırken sekretuar veya luteal faza girilmesini sağlamaktadır.

10. Luteal fonksiyon LH varlığına bağımlıdır. LH sekresyonu devam etmediği taktirde korpus luteum 12–16 gün içerisinde gerilemektedir.

24

11. Gebelik oluştuğu taktirde embryonun salgıladığı HCG, LH nın etkisini taklit ederek korpus luteum’u desteklemektedir. Korpus luteum progesteron salgılamaya devam ederek sekretuar endometriumu desteklemekte, böylece gebeliğin gelişmeyi sürdürmesini mümkün kılmaktadır (33).

Benzer Belgeler