• Sonuç bulunamadı

C. Hokand Hanlığı

III. Hive

Arkeologlar tarafından varlığı 6. yüzyıla dayandırılan şehir hakkında ilk bilgiler 10. yüzyıl İslam kaynaklarında yer almaktadır. Ancak Hive’nin tarih içerisinde önem kazandığı dönem, Hive Hanlığının başkenti olduğu 16. yüzyılın sonlarıyla başlar. Biz ise burada şehrin 19. yüzyılda içinde bulunduğu durumu izah edeceğiz.

485 Vámbéry, Travels in Central Asia, s. 213–214. 486 Vámbéry, Travels in Central Asia, s. 217. 487 Schuyler, a.g.e., C. I, s. 233.

Kızılkum çölünün bittiği yerden itibaren başlayan yeşillik alanda kurulu Hive’nin etrafı meyve ağaçlarının yer aldığı bahçelerle çevrilidir489. Vámbéry ve Mac Gahan gibi şehri bahçeler arasında kurulmuş bir yer olarak tarif eden Emin Efendi, buranın doğusunda küçük bir gölün bulunduğunu ve şehrin ismini bu gölden aldığını söyler490. Ancak bu konuda Emin Efendi’yi teyit eder başka bir bilgiye ulaşılamamıştır. Buhara ve Hive’yi 19. yüzyıldaki konumuyla karşılaştıran Becker, Buhara’nın Hive’ye nazaran daha büyük, kalabalık ve kentsel bir yapı arz ettiğini söyler491.

Hive şehri iki hisardan oluşmaktadır. Bunlar iç hisar ve dış hisardır. Dış hisarın uzunluğu yedi kilometre kadardır. On iki kapısı bulunup her kapının iki tarafında birer yüksek kule yer alır. Kulelerin üzeri bir kubbe ile örtülüdür. Mevcut kapılardan bazılarının isimleri Ürgenç, Kendi miyan, Hezârâb, Serçeli ve Gaziâbâd’dır492. Dış kale toplam on mahalleden oluşmaktadır. Bunlar; Or, Kefterkhane, Meyve satışının yapıldığı Meyveistan (Mivesztan), Mehterabad, Yenikale, bir tür eğlence ve dinlenme yeri olarak hizmet veren etrafı ağaçlarla çevrili büyük bir su haznesinin bulunduğu Bala Havuz, Nanyemezorama, Nurullahbey, Bagtche ve Rafenek’dir493

İç hisarın ise beş kapısı mevcuttur. Surların genişliği yaklaşık 2-3 metre, yüksekliği ise 4-5 metredir. Üzerinde tüfek kullanmak için tasarlanmış mazgalların bulunduğu surların dışı hendeklerle çevrilmiştir. Emin Efendi iç hisarda hanın sarayı ile birlikte yirmi beş medresenin üç kervansarayın, bunlardan en büyüğü olan “Uluğ Saray” isimli kervansarayın içinde “Bâchane” denilen gümrük dairesi ile kervansarayın bitişiğinde üç yüz kadar dükkânın yer aldığı bir bedestenin varlığından söz eder494. Vámbéry, buranın beş mahalleden oluştuğunu ve bu mahallelerin Pehlivan, Uluyokuş (Uluyogudj), Akmescit, İpekçi (Yipektchi) ve Kuşbeyi şeklinde isimlendirildiğini söyler495.

489 Mac Gahan, a.g.e., s. 110. Vambery, a.g.e., s. 121 490 Mehmed Emin Efendi, a.g.e., s. 122-123.

491 Becker, , a.g.e., s. 7.

492 Mehmed Emin Efendi, a.g.e., s. 151-152. 493 Vambery, a.g.e., s. 330.

494 Mehmed Emin Efendi, a.g.e., s. 152. Vambery de şehrin iki kısımdan oluştuğunu söyler. O, bu

kısımları iç kale, dış kale şeklinde değil, “Gerçek Hive” ve “İç Kale” olarak zikreder. Emin Efendi’den farklı olarak o iç kalenin dört kapısı, Gerçek Hive dediği dış kalenin ise dokuz kapısı bulunduğunu söyler. Dış kaleye ait kapıların isimlerini de; kuzeye doğru Ürgenç Dervazesi, Gendumghia Dervazesi, Imaret Dervazesi, doğuya doğru Ismahmudate Dervazesi, Hazaresp Dervazesi, güneye doğru Shikhlar Dervazesi, Pishkenik Dervazesi, Rafenek Dervazesi ve batıya doğru Bedirhan Dervazesi şeklinde sıralar. Vambery,

a.g.e., s. 330.

495 Vambery, Hive’nin her mahallesinde Osmanlı ülkesindeki Subaşı’ya benzer Mirab olarak

Şehirdeki önemli yapılardan ilki Hive sarayıdır. 6 m yüksekliğinde surlarla çevrili sarayın dört köşesinde ufak kuleler yer alır. Ayrıca saray muntazam bir kapıya sahiptir. Surların içerisinde ise odalar bulunmaktadır. Sol tarafta hayvanların yetiştirildiği ahırlar yer alır. Ahırların ilerisinde 4.5 m yüksekliğinde duvarlarla çevrili bir avlu vardır. Yaklaşık 18 odası bulunan bu avlu ahırdan sorumlu kişilere tahsis edilmiştir.

Kaufman’ın sarayı ele geçirmesi akabinde hareme girmeyi başaran Mac Gahan, bu dairenin penceresiz olduğunu söyler. Yine onun ifade ettiği üzere harem dairesinin aydınlatılması kapı ve duvardaki ufak deliklerle sağlanır. İçerisi küçük halı ve kaliteli kumaşlarla mükemmel bir şekilde süslenmiştir. Yaklaşık 200 kadar genç ve güzel kadın burada yaşamaktadır. Sarayın bir de hazine odası mevcuttur. Burada birçok değerli eşya yer almakta olup şehir, Rusların eline geçtikten sonra bu değerli eşyalar St. Petersburg’a transfer edilmiştir496. Sarayın 12-15 m genişliğinde ve dört köşeli yapıda bir bölümü daha vardır. Buraya Divanhane denilir. 6 m yüksekliğinde duvarlarla çevrili divanhanenin ortasında bir taht, sağ ve sol taraflarında ise sandalyeler yer almaktadır497.

Seyyahların dikkatini çeken yapılardan bir diğeri cami, türbe ve mescitlerdir. Vámbéry’nin sadece birkaç caminin var olduğunu söylediği498 şehirde, ondan otuz yıl sonra bölgeye gelen Mac Gahan 30 kadar mescid ve cami ile Arap lisanıyla dini ilimlerin tahsil olunduğu 22 medresenin mevcut bulunduğunu söyler. Onun belirttiği üzere bu cami ve medreselerin her birinin vakfı mevcuttur. Bu vakıflar onların günlük yemek masraflarını karşılamaktadır. Hive’deki camiler arasında en önemlisi “Pehlivan Ata” isimli camidir. Cami, Hiveliler tarafından çok saygı duyulan Pehlivan Ata isimli bir zatın türbesinin burada bulunmasından dolayı bu şekilde adlandırılmıştır. Caminin avlusundaki kubbeli türbede ayrıca Hive Hanlarından Muhammed Rahim, Ebul Niyaz ve Şir Gazi’nin mezarları bulunmaktadır. Caminin arka taraflarında bir takım odalar ve âmâlara mahsus bir mektep binası yer alır. Öğrenciler gündüz vakitlerinde camide ders işleyip akşam vakitlerinde medrese odalarında dinlenirler. Medresenin dış kapısı ile mıntıkasındaki herhangi bir karışıklık, hırsızlık veya diğer suçlar karşısında kamu düzenini sağlamakla sorumludur. Gün batımıyla birlikte semtlerin güvenliği bu kişilerin sorumluluğuna geçer. Kale girişinin önünde tüm gece devriye gezmek mecburiyetinde olan mirablar gece vaktinde sokakta dolaşan insanları tevkif ederler. En fazla hassas oldukları konu hırsızlık ve yasak ilişkilerdir. Mirabların bir üst makamında onlardan sorumlu şefler vardır. Her şefin idaresi altında ise sekiz mirab bulunur. Vambery, a.g.e., s. 229, 333-334.

496 Mac Gahan, a.g.e., s. 154–155. 497 Mac Gahan, a.g.e., s. 147. 498 Vambery, a.g.e., s. 331.

birlikte tüm odalar avluya açılır. Her talebeye biri yemek pişirmek, diğeri istirahat etmek ve uyumak için tasarlanmış iki oda tahsis edilir499. Vámbéry, cami avlusunu tarif ederken burada büyük bir binanın ve iki küçük kubbenin yer aldığını ayrıca avluda bulunan Pehlivan Ata’ya ait türbedeki süslemelerin gayet zarif olduğunu söyler. Seyyahın varlığından söz ettiği diğer camiler, Hive Hanının Cuma günleri uğraması dolayısıyla önem arz eden Cuma Mescidi ile Ata Murad Kuşbeyi, Karayüz Mescidi ve kalenin içinde yer alan Han Mescidi’dir500.

Hive’de Pehlivan Ata külliyesinin dışında birkaç tane daha medrese bulunmaktadır. Bunlardan ilki Medemin Han Medresesidir. Bu medrese bir İranlı mimar tarafından 1842 yılında inşa edilmiştir. İçerisinde 130 hücrenin bulunduğu medrese 260 öğrenciyi barındıracak kapasitededir. Medresenin kendisine ait sabit gelirleri vardır. Elde edilen gelirler, hem öğrencilere hem de burada çalışan personele taksim edilir501. Ülkedeki diğer medreseler; 120 hücreye sahip Allahkulu Han Medresesi, Kutlug Murad Inag Medresesi, sadece birkaç hücresi bulunan fakat oldukça görkemli bir donanıma sahip Arap Han Medresesi ile Şirgazi Han Medresesidir. Buralarda dersler hocaların odalarında işlenir. Her medresenin avlusu büyük ihtimam gösterilerek temizlenir. Ayrıca avlulara ya ağaç dikilir ya da buralar bahçe olarak kullanılır. Hive medreseleri çamurdan yapılmış evlerin ortasındaki tek bina yapılardır502.

Son cümleden hareketle Hive evlerinden kısaca bahsetmek gerekirse Vámbéry bura evlerinin düzensiz bir şekilde planlandığını ve çamurdan inşa edildiğini söyler. Aynı zamanda evlerin, yine çamurdan yapılmış pürüzlü duvarlarla çevrildiğini ve yüksekliklerinin on fit olduğunu belirtir503.

499 Mac Gahan, a.g.e., s. 179-181. Vambery de çalışmasında bu camiden bahseder ve caminin ismini

“Hazreti Pehlivan Camisi” şeklinde zikreder. Vambery, a.g.e., s. 331. Bu seyyahlardan farklı olarak Emin Efendi şehirdeki cami ve mescit sayısının 35 olduğunu söyler. Mehmet Emin Efendi, a.g.e., s. 152. Her üç seyyahın bölgeye geliş zamanlarındaki farklılık ve verilen rakamların birbirine yakın olması dolayısıyla bilgilerin doğru olduğu kanaatindeyiz.

500 Vambery, a.g.e., s. 331-332.

501 Örneğin medresede görev alan beş Ahund (Hoca) yıllık 3.000 kadar “Batman” ve 150 tilla alır. Bir

İmam 2.000 Batman ve 40 tilla alır. Bir Müezzin 200 batman, iki hizmetçi 200 batman, bir berber 200 batman, iki mütevelli ise tüm gelirlerin onda birini alır. Geriye kalan para ise öğrenciler arasında dağıtılır. Buna göre birinci sınıf öğrencisi 60 batman ve 4 tilla, ikinci sınıf öğrencisi 30 batman ve 2 tilla, üçüncü sınıf öğrencisi ise 15 batman ve 1 tilla alır. Vambery, a.g.e., s. 332-333.

502 Vambery, a.g.e., s. 333. 503 Vambery, a.g.e., s. 329.

Hive şehrinin alışveriş merkezleri çarşı ve kervansaraylardan oluşur. Halkın en sık uğradığı ve Mac Gahan’ın “asıl çarşı” diye ifade ettiği yer, 91 m uzunluğunda 15 m genişliğinde ve 12 m yüksekliğindedir. Burada dükkânlar iki sıra halinde dizilmişlerdir ve içerisinin aydınlatılması tavanda bulunan delikle sağlanır. Dükkânların dört bir tarafı açıktır. Buralarda Çin malları da dahil olmak üzere her türlü eşya mevcuttur. Çay, şeker, ipek ve pamuktan örülmüş kumaşlar, hilatlar, yemeni, papuç, çizme, tütün vb. gibi Orta Asya’ya mahsus çeşitli emtiaların hepsini bu dükkânlarda bulmak mümkündür504. Vámbéry, bu çarşının ismini “Tim” olarak zikreder ve burayı yüksek kemerli ve 120 dükkânın mevcut olduğu bir yer olarak tarif eder. O, Mac Gahan’dan farklı olarak çarşıda satılan ürünler arasında madeni eşya, süs eşyaları ile Buhara ve İran’da üretimi az olması dolayısıyla Rusya’dan getirilen keten ve pamuğun yer aldığını söyler. Ayrıca Vámbéry, bu çarşının çevresinde ekmek satışlarının yapıldığı Nan pazarı, Bakkal pazarı, Şam pazarı (Shembazari) ile sayıları yaklaşık on iki olan berber odalarının bulunduğunu ifade eder505.

Şehir, tüccarların büyük alışverişlerini yaptıkları bir kervansaraya sahiptir. Hive kervansarayı 1823 yılında Hive Hanı Muhammed Rahim Han tarafından inşa edilmiştir. Kervansarayın her iki tarafına sıralanmış mağazalarda Rus, Orta Asya, Çin ve Hint emtiaları satılmaktadır. Hive’de bir de esir pazarı mevcuttur. Burada Rus ve İranlı esirlerin satışı yapılmaktadır506. Vámbéry esir pazarını küçük kervansaray olarak zikreder ve burada Yomut ve Teke Türkmenlerinin getirdiği kölelerin satışının yapıldığını bildirir507.

Hive çarşı ve pazarlarında hükümet tarafından tayin edilen memurlar görev almaktadır. Onlar görevleri sırasında esnafın kantar ve terazisine dikkat ettikleri gibi namaz vakitlerinde halkın camiye gitmesinden de sorumludurlar. Çarşı Ağası denilen bu

504 Mac Gahan, a.g.e., s. 184–185. 505 Vambery, a.g.e., s. 330-331. 506 Mac Gahan, a.g.e.,s. 186-187.

507 Hive ve Buhara’da köle ticaretinin halk arasında büyük bir önemi vardır. Çünkü şehir nüfusunun

büyük çoğunluğunu oluşturan Özbekler hem yerleşik bir hayat düzenine alışık olmadıklarından hem de toprak kültürüyle yetişmediklerinden kendileri adına bağ bahçe işleriyle uğraşmaları için köle satın alırlar. Vambery, a.g.e., s. 331. Köleleştirilenler Müslüman olmayan insanlar arasından seçilir. Bu bakımdan Ruslar ilk sırayı alırken, Sünni Özbeklerden farklı bir mezhebe sahip olmaları hasebiyle esir edilen İranlılar ikinci sıradadırlar. Mesela Burnes, Shurukhs’da bulunduğu sırada Türkmenler tarafından köleleştirilen bir İranlı’ya tesadüf eder. Buhara ve Hive’de köle ticareti o kadar yaygındır ki bu durum her iki hanlığın Rusya ve İranla olan ilişkilerini de etkilemektedir. Burnes, Buhara’nın Rusya ve İranla ilişkilerini zikrederken bu iki ülkenin, hanlıklara karşı düşmanca tutum sergilemelerinden biri olarak onların İran ve Rusları köleleştirme faaliyetlerine destek vermelerini gösterir. Burnes, a.g.e.,C.II, s. 57, 379-380.

memurlar herhangi bir itaatsizlik durumunda o kişiyi çarşının ortasında dövme yetkisine sahiptirler508.

Şehre ait mezarlıklardan bahsetmek gerekirse, onlar Kala-Ata ve Hezaresb kasabalarında yer almaktadır. Hivelilerin kabristanları yarım küre şeklinde kubbeli türbeler gibidir. Kabrin üzeri kiremitle kaplandığı gibi çamurla sıvalı olanlar da mevcuttur. Her mezar taşının ortak özelliği ise üzerinde pek çok ayeti kerimenin yazılı bulunmasıdır509.

Vámbéry genel olarak Hive’yi çok beğendiğini itiraf etmekle birlikte burayı Avrupa’nın pek çok büyüleyici şehri kadar etkileyici bulduğunu belirtir510. Burnaby ise daha şehre girmeden buradaki cami minarelerinin ve şehir kalesinin kiremit renkli yüksek kubbelerinin görkeminden etkilendiğini, şehir girişinin ise oldukça saygın bir görünüm arz ettiğini söyler511. Emin Efendi’nin şehir hakkındaki fikirleri de diğer seyyahlarla örtüşmektedir. Hive için “zengin ve mamur bir şehir” tanımını yapan seyyah, şehri düşman işgallerinden koruyan çölleri ise Allah’ın bir lutfu olarak değerlendirir512 (Hive Şehri içiçn bkz. Resim 7).