• Sonuç bulunamadı

Hindistan ve Burma (Myanmar)’daki Esir Kampları

3.2. HİLÂL-İ AHMER CEMİYETİ’NİN I DÜNYA HARBİ SIRASINDA ERTUĞRUL

3.3.2. İngiliz Esir Kampları

3.3.2.1. Hindistan ve Burma (Myanmar)’daki Esir Kampları

Burada teşkil edilen esir kampları İngiliz askeri yetkilileri tarafından idare edilirken toplama kampları ise sivil eyalet hükümet yetkilileri tarafından idare edilmekteydi. Öte yandan İngiliz Hükümeti 3 Mart 1917’de kampı, Kızılhaç yetkilerinin serbest bir şekilde tetkik etmesine müsaade etmiştir. Hindistan’da asker ve sivil kişilerin esaret altında tutulduğu Semerpur, Ahmed Nagar, Belgaum, Bellary, Kalküta, Kataphar, Tongnung, Thatmyo, Schwebo, Meiktila ve Rangon gibi başlıca kamplar vardı (Akkor, 2006: 44-64).

3.3.2.1.1. Thatmyo Esir Kampı

I. Dünya Savaşı başladığında Irak Cephesi’ndeki Türk esirler ilk önce Bağdat ve Basra’daki toplama kamplarında geçici olarak tutulmuş daha sonra bu esirler gemilerle Birmanya’daki kamplara nakledilmiştir. Günümüzde Myanmar olarak bilinen bölgenin ismi (Akkor, 2006: 55-56) savaş yıllarında ise Hindi Çin Barmanya (KA, 688/162), Berma (KA, 817/80) ve Birmanya olarak ifade edilmiştir (KA, 1038/377).

Burma Eyaleti’nin Arnikon Vilayeti’ne bağlı (KA, 688/162), Thatmyo Kasabası’nda İngiliz askerlerin kaldığı binalar esir kampına dönüştürülmüştür. Kamptaki Türk kökenli askerler ile Arap askerler birlikte tutulmuştur. Kampa, ilk Türk esiri 1914 yılında gelmiş ve burada 1921 yılına kadar Türk esirler barındırılmıştır. Kamptan kapma esir nakli olduğu için kampta esir tutulan Türk askeri sayısı kesin olarak bilinmemekle beraber 1917 yılında ise bu sayı 5.000 civarındaydı (Akkor, 2006: 55-61).

Edindiğimiz bilgilere göre Burma Thatmyo Esir Kampı’nda Ertuğrul Sancağı’ndan toplam 9 asker, esir olarak İngilizler tarafından götürülmüştür. Kampta, Osmaneli Nahiyesi’nden 1, Söğüt Kazası’ndan 3, Bozüyük Nahiyesi’nden 3, İnegöl Kazası’ndan 1 ve Yenice Nahiyesi’nden 1 kişinin esir olarak tutulduğu tespit edilmiştir. Bu dönemde Hind-i Çin Barmanya Eyaleti’nin Arnikon Vilayeti’ne bağlı Thatmyo Barma Kasabası Esir Karargâhı’nda Osmaneli Nahiyesi’nin Yenice-i Kebir

113

Karyesi’nden Osman Nuri esir olarak tutulmuştur. Kampta, 4. Tabur’ın İtfaiye Bölüğü’nde 3248 esir numarasıyla kayıtlı olan Osman Nuri, aynı köyde ikamet eden babası Hocazade Mustafa’ya Üsera Komisyonu vasıtasıyla mektup göndermiştir. Oğlundan gelen mektuba sevinen Hocazade Mustafa Bey, Hilal-i Ahmer Cemiyyeti’ne müteşekkir olduğunu ifade etmiştir. Esirin babası, 23 Kasım 1916’da yine Üsera Komisyonu vasıtasıyla oğluna 55 kuruş göndermiştir (KA, 688/162).

Thatmyo Osmanlı Kuzey Esir Karargâhı’nda Söğüt Kazası’ndan ise 3 Osmanlı askeri esir olarak tutulmuştur. Esir tutulan Türk askerlerden biri olan Hacı Hüseyin Oğlu Halil 10 Temmuz 1917’de Söğüt kazası Çukurhisar Karyesi’nde ikamet etmekte olan pederi Hacı Hüseyin Ağa’ya daha önce mektup yazmış fakat hiçbir haber alamamıştır. Babasından haber alamayan esir Halil, mecbur kaldığı için bu defa Hilâl-i Ahmer Cemiyeti vasıtasıyla ailesine mektup göndermiştir. Nitekim esir Halil gönderdiği mektubunda ailesinden kendisine birkaç kuruş kadar meblağ göndermelerini istirham etmiştir. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti 24 Ocak 1918’de bu mektubun cevabını esire tebliğ etmiştir. Fakat belgede para gelip gelmediğine dair herhangi bir bilgi yer verilmemiştir (KA, 907/289, 907/289.1).

Aynı esir Karargahı’nda Söğüt Kazası’nın Tanışmat Karyesi’nden 2. Tabur’un 10. Bölüğü, 8664 numarada esir kaydı olan Onbaşı Aziz de esir olarak tutulmuştur. Onbaşı Aziz’e 15 Ağustos 1917’de Eskişehir’in Söğüt Kazası Tozman Karyesi’nde ikamet etmekte olan İbrahim oğlu Mustafa tarafından Osmanlı Bankası vasıtasıyla Merkez-i Umûmiye’ye 400 kuruş harçlık gönderilmiştir (KA, 822/387).

Kampta esir tutulanlar askerler arasında Söğüt’ün Esnemez Köyü’nden de Ahmet Çavuş Oğlu Mustafa adında bir kişi vardı (KA, 817/31). Ahmed Çavuş, 21 Ağustos 1917’de esir düşen oğlu Mustafa'ya bir adet mektup ile 200 kuruş kadar bir meblağı gönderilmesi için Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cem'iyyet-i Üsera Komisyonu Nakdiyye Şubesi’ne vermiştir. Fakat Üsera Komisyonu gönderilmesi istenen mektup ve parayı esirin adresi olmadığı için gönderemiştir. Bunun üzerine Üsera Komisyonu’nun tarafından Ahmet Çavuş’a 6 Eylül 1917’de gönderilen yazıda esirin adres bilgilerinin olmadığı için verilen emanetin gönderilmediğini ve eğer adres bilgilerini göndermedikleri takdirde, parayı taraflarına iade edeceklerini de belirtmiştir. Bu gelişme üzerine ailesi tarafından 6 Ekim 1917’de esirin, Hindistan Burma Thatmyo’da

114

Osmanlı Kuzey Üsera Karargâhı’nda 2. Tabur, 10. Bölük, 8715 numarada kayıtlı olduğunu belirten bilgilerin yanısıra mektubunda ayrıca selam ederek sıhhatlerinin iyi olduklarını ifade etmişlerdir (KA, 817/31.1, 817/31.2).

Hindistan’ın Berma Eyaleti’ne bağlı Thatmyo Kasabası Osmanlı Üsera Karargahı’nda İngilizler tarafından esir alınanlar arasında Bozüyük Nahiyesi’nden de 4 Osmanlı askeri bulunmaktaydı. Nitekim Üsera Karargahı’ında tutulan Bozüyük’lü esirlerden biri olan İbrahim Oğlu Mehmed; kampta, 2. Tabur’un 11. Bölüğü’de 8733 esir numarasına kayıtlıydı. Esir Mehmed’e 28 Temmuz 1917’de babası tarafından Üsera Komisyonu vasıtasıyla 500 kuruş meblağ gönderilmiştir (KA, 817/80, 817/80.1).

Esir tutulanlardan biri olan 3. Tabur’un 4. Bölüğü’nde 8171 numaraya kayıtlı Mehmed oğlu Sadır esir düştükten beri Bozüyük Nahiyesi’nin Kandilli Karyesi’nde ikamet etmekte olan yakınlarının hayat ve mematlarına dair haber alamamıştır. Ailesinden haber alamayan esir Sadır bunun üzerine 30 Ekim 1918’de Üsera Komisyonu’na mektup göndermek için müracaat etmiştir. Üsera Komisyonu’na gönderilmesi için verdiği mektubunda ise ailesine hiç harçlığı kalmadığını için 5-10 kuruş kadar harçlık göndermelerini talep etmiştir (KA, 1028/248).

Üsera Karargâhı’nda tutulan esirlerden biri olan 3. Taburun 4. Bölüğünde 8171 numaraya kayıtlı Sadullah Efendi de Bozüyük’ün Kandilli Karyesi’nde ikamet etmekte olan pederi Göçek Hüseyin Ağa ve diğer aile efradının hayat ve mematına dair uzun bir müddet malumat alamamıştır. Esir Sadullah Efendi bunun üzerine 22 Nisan 1919’da Üsera Komisyonu’na müracaat ederek ailesi hakkında tahkikat yapılması talebinde bulunmuştur (KA, 1038/218).

Hindistan’ın Burma Thatmyo Osmanlı Üsera Karargâhı’nda esir tutulanlar arasında İngöl Kazası’ndan da Osmanlı askeri vardı. Bu esirlerden kayıt numarası 8565 olan İnegöl’lü Mehmed bin Hüseyin uzun bir müddetten beri akrabasının sıhhat haberini alamadığı için endişe ve merak içindedir. Esir Mehmed bin Hüseyin bunun üzerine 19 Şubat 1919’da Osmanlı Üsera Komisyonu’na müracaat etmiştir. Akrabaları hakkında tahkikat yapılmasını isteyen Mehmed bin Hüseyin yine onların sıhhat ve afiyet haberlerini kendisine kartpostal veya Üsera Komisyonu vasıtasıyla düzenli olarak haber edilmesini istemiştir (KA, 1028/309). Yapılan müracaatın ardından Üsera Komisyonu

115

bu talebi İnegöl Kaymakamlığı’na iletmiştir. Esirin mektubunda ise pederinin adresi olarak İstanbul Bozili Karyesi gösterilmiştir. Muhtemelen babası da asker olduğu için İnegöl Kaymakamlığı’dan Romanya Takım Kumandanlığı’na gönderilen yazıda pederi Kılıçoğlu Hüseyin Ağa’dan mektup alındığı belirtilmiştir. Alınan bu mektup 21 Mart 1919’da İnegöl Kaymakamlığı’na gönderilmiştir. Yapılan tahkikatın sonucu ise 19 Haziran 1919’da Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Üsera Komisyonu tarafından esire yazılmıştır (KA, 1028/309.1, 1028/309.2).

Thatmyo Üsera Karargâhı’nda harp esiri olarak tutlanlarda biri de Yenice’li Zekeriya’ydı. 2. tabur 3. bölük 7708 numaraya kayıtlı olan esir Zekeriya, Yenice Nahiyesi’nin Günay Mahallesi’nden ayrılalı iki buçuk sene olmuştur. Bu süre zarfında gerek validesi ve gerekse akrabalarından mektup alamadığı için son derece müteessir duruma düşmüştür. Ayrıca giderken amcası Hacı Mevlüd ve validesinin hasta olduklarını bildiği için de endişeye düşmüştür. Bunun üzerine 7 Ocak 1917’de Üsera Komisyonu’na müracaat eden esir Zekeriya ailesi ve akrabaları hakkında tahkikat yapılarak durumları hakkında kendisine malumat verilmesini talep etmiştir (KA, 1038/45).

3.3.2.1.2. Bellary Esir Kampı

Bombay şehrinin güneydoğusunda yer alan kamp, Bellary şehrine ise 3 km mesafe uzaklıktaydı. Kamp ilk etapta 4.000 kişilik iken fakat daha sonra inşaat tamamlandığında bu sayı 5.000’e çıkarılmıştır (Akkor, 2006: 50).

Hindistan'da Bellary Osmanlı Üsera Karagah’ında Bozüyük Nahiyesi ve Bilecik Kazası’ndan 1’er Osmanlı askeri esir olarak tutulmuştur. Bu esirlerden Bozüyük’lü Mehmed Oğlu İbrahim’e 18 Temmuz 1917’de ailesi tarafından 200 kuruş meblağ gönderilmiştir (KA, 817/200, 817/200.1).

Üsera Karargâhı’nda harp esirlerinden biri olan Bilecik’li Eyüp Oğlu Mehmet Onbaşı ise 9. Bölük’te 1457 esir numarasına kayıtlıydı. 29 Ocak 1918’de ise esirin Bilecik İlyasça Karyesi’nde bulunan babası Kara Salih Oğlu Eyüp tarafından oğluna verilmek üzere 250 kuruş meblağ Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’ne teslim edilmiştir (KA, 816/22).

116

3.3.2.1.3. Meiktila Esir Kampı

Daha önce İngiliz Hükümeti’nin yazlık olarak da kullandığı Meiktila Üsera Kampı 1917 yılının Nisan ayı başında Meiktila Gölü’nün kıyısında teşkil edilmiştir. Kamp, Mandalay şehrinin güneyinde yer almaktaydı. 5.000 kişilik esir kapasitesine sahip kampta, Türk askerleri 1921 yılına kadar kalmıştı (Akkor, 2006: 63).

Birmanya Meiktila Osmanlı Üsera Karargâhı’nda Yenişehir Kazası’ndan esir olarak tutulan 3 Osmanlı askeri bulunuyordu. Üsera Karargahı’nda harp esiri olarak tutulan bu askerlerden Şükrü oğlu Mustafa 1950 numaraya kayıtlıydı. Esir Mustafa, esarete düşeli 2 yıl geçmiş olmasına rağmen Yenişehir Kazası’nın Karacaali Karyesi’nde bulunan ailesinin hayat ve mematı hakkında haber alamamıştır. Uzun bir müddetden beri ailesinden haber alamayan Esir Şükrü 7 Mart 1919’da Üsera Komisyonu’na müracaat etmiş ve ailesinin bulunarak kendisine de bir miktar da para gönderilmesini talep etmiştir. Bunun üzerine Üsera Komisyonu esirin ailesi hakkında tahkikat yapılması için 13 Mayıs 1919’da Yenişehir Kaymakamlığı’na yazı göndermiştir (KA, 1038/377).

Bundan başka Yenişehir Kazası’nın Akbıyık Tekke Karyesi eşrafından Şaban Ağa’nın biraderi Mehmet Ali Oğlu Süleyman ile eniştesi Aziz Hoca oğlu Hilmi de Çanakkale Cephesi’nde İngilizler’e esir olarak düşmüş, bu iki Osmanlı askeri daha sonra İngilizler tarafından Hindistan’daki esir kamplarına nakledilmiştir. İngilizler’e esir düşüp Hindistan'a götürülen askerler bir süre sonra memleketlerine dönmeye başlamış fakat gelen esirler arasında Mehmet Ali oğlu Süleyman ve eniştesi Aziz Hoca oğlu Hilmi’nin olmadığı tespit edilmiştir. Bu iki esirden ise en son Çanakkale’de iken 30 Nisan 1920’de sadece bir mektup gelmiş ve bir daha haber alınamamıştır. Adı geçen esirler hakkında aileleri hayat ve mematlarına dair her hangi bir alamayınca perişan olmuşlardır. Bunun üzerine Şaban Ağa 22 Temmuz 1923’te Hilâl-i Âhmer Cemiyeti’ne müracaat ederek adı geçen esirler hakkında tahkikat talebinde bulunmuştur. Üsera Komisyonu tarafından yapılan tahkikat sonucunda Aziz Hoca oğlu Hilmi’nin esir kayıt numarası 40030, biraderi Mehmet Ali Oğlu Süleyman’ın ise esir kayıt numarası 50060 olduğu Şaban Ağa’ya bildirilmiştir (KA, 281/204).

117

Benzer Belgeler