• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: DÜNYADA MEVCUT ENERJĠ DURUMU VE ENERJĠ

2.2. DÜNYADA ENERJĠ ARZ GÜVENLĠĞĠ POLĠTĠKALARI

2.2.2. GeliĢmekte Olan Ülkelerde Enerji Politikaları

2.2.2.3. Hindistan

Hindistan, dünya nüfusunun %17‘sine sahip bir ülke olarak önemli enerji tüketimine sahiptir. Küresel krize rağmen, yüksek ekonomik büyüme, ülkede enerji tüketimi artıĢını devam ettirmiĢtir. Enerji daha çok konutlarda, ticari ve tarımsal faaliyetler için kullanılmaktadır (Lalwani ve Mool, 2010:2).

Dünyada, küresel enerji arzı ve tüketiminin çevresel, ekonomik ve sosyal olarak sürdürülebilir olmaktan uzaklaĢtığı Ģu günlerde enerji sitemleri bir yol ayrımına gelmiĢtir. Ancak petrolün hala dünyada en önemli enerji kaynağı olduğu ve alternatif teknolojiler geliĢtirilip, yaygınlaĢtırılana kadar da önemini kaybetmeyeceği varsayılmaktadır.

2.2.2.3.1. Enerji Durumu ve Sektörde YaĢanan Sıkıntılar

Hindistan‘da fosil yakıtların rezerv, üretim ve tüketim rakamlarına bakıldığında, ithal enerji bağımlılık oranının yüksek olduğu görülmektedir. 2009 yılında 1,12 trilyon m3 kanıtlanmıĢ rezerv büyüklüğü olan doğal gazda, 39,3 milyar m3

üretim yapılmıĢtır. Daha çok ülkenin batısındaki kıyı-ötesi rezervlerden sağlanan üretim, tüketimi karĢılamadığı için ülke, 2004 yılından bu yana net ithalatçı olmuĢtur. Doğal gazın, ¾‘ü elektrik enerjisi ve gübre üretiminde kullanılmaktadır. 2009 doğal gaz tüketimi, bir önceki yıla göre %25 artarak 51,9 milyar m3

olarak gerçekleĢmiĢtir (BP, 2010).

Hindistan, 0,8 milyon ton petrol rezervi ile Çin‘in ardından Asya-pasifik bölgesinde en büyük petrol rezervine sahiptir. 2009 yılında, dünyada petrol tüketiminde beĢinci sırada yer almaktadır. 2009 yılında 35,4 milyon ton üretime karĢılık 148,5 milyon ton petrol tüketimi gerçekleĢmiĢtir. Net ithalatçı durumunda olan ülkenin %70 ithalatı Orta Doğu ülkelerinden yapılmaktadır. Petrol ithalatının kaynak ülkelerine bakıldığında, Suudi Arabistan %18, Ġran %16, Kuveyt %10, Irak %9, BAE %8, Nijerya %8, Angola %5, Venezüella %4 ve diğerleri %22 oranına sahiptir (BP, 2010).

2009 yılında kanıtlanmıĢ kömür rezervlerinin, 267,21 milyar ton olduğu tahmin

edilmektedir. Ülkede kömür üretimi, modern teknoloji yatırımlarının sonucu olarak, 365 milyon tona yükselmiĢtir. Hindistan dünyada tüketilen toplam kömürün %7‘sini tüketmektedir. Ülkede tüketilen kömürün %68‘i elektrik üretimi, %18‘i endüstri, %3 konut

ve ticari iĢlerde ve %11‘i diğer sektörlerde kullanılmaktadır. Hindistan, güneĢ enerjisi

Potansiyelinin sadece %10‘nu kullandığında yıllık 8 milyon MW veya 5,909 milyon Tep enerji elde edebilecektir. 2009 yılında, 20 GW güneĢ enerjisi kapasite kurmak için 19 milyar $ yatırım planlanmıĢtır. Ġklim DeğiĢikliği Ulusal Eylem Planı dâhilinde, 2013 yılına kadar 1000 MW kapasite artıĢı beklenmektedir (BP, 2010).

Hindistan, hidroelektrik enerji üretiminde ilk santralini 1898 yılında kurarak, Asya‘da sudan elektrik üreten öncü ülke olmuĢtur. 2008 yılında, %97 kamu mülkiyeti olan toplamda 36.877 MW kapasiteye sahiptir. Hindistan, 16.881 MW bitki atıkları, 5000 MW kogenerasyon ve 2700 MW çöp enerjisi kapasitesi ile oldukça zengin biyokütle kapasitesine sahiptir. Biyokütle enerjisi, yıllık 5 milyar ünite elektrik üretimi ve kırsal kesimde 20 milyon istihdam yaratarak ülkede bir sektör haline gelmiĢtir (WEC, 2009).

Hindistan dünyada jeotermal kapasitesinde 15. sırada yer almaktadır. Jeotermal, yıllık 10600 MW elektrik enerjisi kapasitesi ile kömür yakıtlı tesislerin neden olduğu kirliliğe karĢı, ülkede temiz ve çevre dostu enerji alternatifi olarak görülmektedir. Hindistan‘ın 2030 yılına kadar 220 000 MW termal enerji kapasitesine ulaĢması tahmin edilmektedir.

2.2.2.3.2. Enerji Politikası

Hindistan enerji politikasının temel hedefi, fakir hane halkları için hayati enerji ihtiyacını karĢılarken, bütün sektörlerde de enerji talebini, ekonomik açıdan rasyonel ve güvenilir bir Ģekilde karĢılamaktır. Bu hedef, 2008 yılında kabul edilen geniĢ kapsamlı Entegre Enerji Politikasının (Integrated Energy Policy-IEP), en önemli temel prensibi olmuĢtur. Hindistan son on yılda, ülkenin enerji güvenliğini tehdit eden ithal enerji kaynağı bağımlılığını azaltmada önemli bir araç olan, yerli enerji kaynaklarının geliĢtirilmesinde önemli bir mesafe kaydetmiĢtir. Bu alanda yapılan çalıĢmaların en önemlisi ülkede yeni petrol ve doğal gaz arama faaliyetleridir. 1997 yılında kabul edilen Yeni Arama ve Lisans Politikası‖nın (New Exploration and Licensing Policy-NELP), uygulamaya konulması ile bazı yabancı Ģirketlerin yeni kıyı-ötesi petrol petrol rezervleri keĢfetmesi, ülkedeki enerji açığının kapanmasına yardımcı olmuĢtur. Hindistan‘da 2001 yılında çıkarılan Enerji Tasarrufu Yasası ve 2002 yılında kurulan Enerji Verimliliği Ofisi enerji verimliliğinde önemli geliĢmelerin yaĢanmasına neden olmuĢtur ancak ülkenin enerji verimliliği rakamı hala dünya ortalamasının altındadır (WEC, 2009).

Enerji Tasarrufu Yasası (ETY) kömür yakıtlı enerji tesislerinde verimliliğin artırılması, demiryolu ulaĢımının %40‘dan %50‘ye çıkarılması ve otomobillerde yakıt tasarrufunun %50 azaltılması gibi bir dizi hedef belirlemiĢtir. ETY, toplu kamusal ulaĢımı ve teknoloji geliĢiminde kamusal finansmanı ve tarım sektöründe su pompalarının verimliliğinin artırılması ve enerji verimliliğini artırmak için etkili bir araç olan enerji tasarrufu ilkelerini/klavuzunu desteklemektedir (Gielen ve Taylor, 2009:7).

Artan petrol fiyatları karĢısında, enerji arz güvenliği riskine karĢı, yerli kaynakları kullanarak çözüm üretilmesinin, gelecekte ülkede en zengin enerji kaynağı olarak, kömür tüketiminin artmasına neden olacağı beklenmektedir. Ancak kömür tüketimi enerji arz güvenliği riskini hafifletirken, iklim değiĢikliğinin daha da kötüye gitmesine neden olmaktadır. Kömür tüketimindeki artıĢın, iklim değiĢikliği rejimi gereği azaltılmasının, doğal gaz ithalatını artırırken nükleer enerji seçeneği ile de arz güvenliğini artıracağı beklenmektedir. Karbon tutma ve depolama (CCS), ülkede hem yerli kömür tüketimini artırarak enerji arz güvenliği riskini azaltacak, hem de CO2 emisyonunu azaltarak iklim değiĢikliği riskini azaltacaktır. Karbon tutma ve depolama, kömür tesislerinin sayısı arttıkça ölçek ekonomisi ile de kazandıracaktır. Ġki farklı sistem kullanılarak yapılan CCS çalıĢmalarının, enerji verimliliğini artırması ve yakıt portföyünün çeĢitlendirilmesi gibi faydalar sağlayacağı ifade edilmektedir. CCS teknolojinin maliyet ve potansiyeli için yapılacak yatırımların küçük de olsa, ülkede enerji arz güvenliği riskini ve CCS maliyetini azaltarak yüksek getiri sağlayacağı ifade edilmektedir (Garg ve Shukla, 2009:5).

Hindistan‘da, enerji arz güvenliği ile ilgili yapılan bu çalıĢmalara rağmen, kurumsal kapasite, insan kaynakları ve politika uygulamalarını denetleyecek etkili bir sistemin geliĢtirilmesi gibi bir dizi çözülmesi gereken problemler vardır. Ülkede GSYĠH için enerji arzının yoğunluğu, aynı konumdaki geliĢmekte olan ülkelerle karĢılaĢtırıldığında hala yüksektir. Enerji tüketiminde verimliliği artırmak için gerekli olan enerji fiyat sisteminin düzenleyen bir politikası yoktur (WEC, 2009; Gielen ve Taylor, 2009:7).

Hindistan, 2012 yılına kadar enerji üretiminde yenilenebilir enerji hedefini %4-5 olarak belirlemesine karĢın ulusal yenilenebilir enerji politikası yoktur. Halen devam eden yenilenebilir enerji desteği 2003 yılında çıkarılan (86(1)e) sayılı Elektrik Enerjisi Yasasına dayanmaktadır. Yasayla ülkedeki elektrik endüstrisi, elektrik enerjisi

hizmetlerinin dikey entegre yapıya dönüĢtürülmesi ve elektrik tarifelerini düzenlemek için Devlet Düzenleme Komisyonu (SERCs) kurulmuĢtur. Ayrıca elektrik iletim sisteminin özel giriĢimciye açılması, tüketiciye dilediği üreticiyi tercih etme imkânı sağlamıĢtır. Yenilenebilir enerji üretiminde özellikle rüzgar enerjisi projelerinde kullanılmak üzere portföy standardı getirilmiĢtir. Hindistan, 2009 yılında elektrik enerjisi üretiminde %5 olan yenilenebilir enerjinin payını, yıllık %10 artıĢla 2012‘e kadar %20‗ye çıkarmayı hedeflemiĢtir (Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi [GWEC] 2009).

Hindistan, ayrıca rüzgâr gücünü desteklemek için;

 Mali ve Finansal Destek: Ġthalatta rüzgar türbinleri için vergi kolaylığı ve harçlarda indirime gidilmesi,

 Arazi Politikası Temini: Rüzgâr enerjisine yatırım yapacak olan giriĢimciler için 30 yıllık arazi kiralama imkanı sağlanması,

 Finansal Destek: Yenilenebilir enerji yatırımları için Hindistan eyaletlerine ilk krediyi verecek olan Hindistan Yenilenebilir Enerji GeliĢtirme Ajansı‘nın (Indian Renewable Energy Development Agency -IREDA), kurulması,

 Rüzgar Gücü Kaynağı potansiyelinin tespit edilmesi için Rürgar Enerjisi Teknolojisi Merkezi ( Centre for Wind Energy Technology -C-WET) kurulması gibi ilave önlemler alınmıĢtır (GWEC, 2009).

Kronolojik olarak 2003 Elektrik Enerjisi Yasası, 2005 Ulusal Elektrik Politikası, 2006 Tarife Politikası, 2006 yılında oluĢturulan Entegre Enerji Politikasının temelini oluĢturmuĢtur. Ülke genelinde, bazı eyaletler dıĢında yenilenebilir enerji politikasının olmaması, ortak bir Yenilenebilir Enerji Portföy Standardını zorunlu kılmıĢtır. Yenilenebilir enerji tüketiminin 2009-2010 yılından itibaren her yıl %1-2 oranında artırılarak, üretilen ürünün satın alma garantisi, tercihli Ģebeke ağı ve iletim sistemlerinin harç ve elektrik enerjisi vergisinden muaf tutulması gibi bir dizi yasal teĢvik uygulaması baĢlatılmıĢtır (MNRE, 2010).

2006 yılında yeniden yapılandırılarak oluĢturulan Yenilenebilir Enerji Bakanlığı (MNRE17), artan enerji talebini karĢılamak için yenilenebilir enerji kurulu kapasitesini, 13,2 GW‘a çıkarmıĢtır. Ayrıca Tablo 2.27‘de görüldüğü üzere, 10. ve 11. BeĢ yıllık

17

Hindistan Yeni ve Yenilenebilir Enerji Bakanlığı (Ministry for New and Renewable Energy of India -MNRE)

planda yenilenebilir enerji kapasitesi ve 2012 hedefleri yer almaktadır. 2012 yılına kadar 10,5 GW rüzgâr enerjisi olmak üzere, 14 GW ek kapasite artıĢı planlanmaktadır. MNRE, tahminlerine göre, 48.561 MW rüzgâr enerjisi, 14.294 MW hidroelektrik, 26.367 MW biyokütle ve 657 GW kurulu kapasite ile güneĢ enerjisi olmak üzere toplamda 90.000 MW enerji üretimi kapasitesi olduğu tahmin edilmektedir (MNRE, 2010).

Tablo 2.27. Yenilenebilir Enerji Kurulu Kapasitesi ve Yeni Hedefler

Enerji Kaynakları 2003-2007 (MW) Hedef 2003-2007 (MW) Cari kapasite 2008-2012 (MW) Hedef Rüzgâr Enerjisi 2.200 5.426 10.500 Hidroelektrik (<25 MW) 550 537 1.400 Biyokütle Enerjisi/ Kogenerasyon 725 759 1.700 Biyogaz 37 26 PV GüneĢ Enerjisi 2 1 Atık Enerjisi 70 47 400 Toplam 3.584 6.795 14.000 Kaynak: MNRE, 2010.

Yenilenebilir Enerji Portföy Standardı (RPS), bazı eyaletlerde rüzgar enerjisi üretimini desteklemek için, geleneksel elektrik enerjisi üretiminden daha yüksek sabit fiyat uygulaması baĢlatmıĢtır. Hindistan hükümetinin mevcut yasal düzenlemelere dayanarak oluĢturduğu yenilenebilir enerji politikasının temel hedefi, enerji yapısı içinde Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) payını artırmaktır. Öncelikle en büyük YEK potansiyeli olan, rüzgâr enerjisi potansiyelini belirlemek için ülkedeki rüzgâr enerjisi kapasitesi haritasını çıkaracak çalıĢmalara baĢlamıĢtır. Ġlk olarak Rüzgâr Enerjisi Teknoloji Merkezi‘ni (C-WET) kurmuĢtur. Ülkede C-WET tarafından yapılan çalıĢmaya göre, rüzgâr enerjisi kapasitesinin 40 GW olduğu tahmin edilmektedir. Dünya Sürdürülebilir Enerji Enstitüsü, Hindistan bürosu (India-WISE) daha geniĢ araĢtırmalar ve daha büyük kapasiteli türbinlerle, kurulu kapasitenin 100 GW‘a çıkabileceğini tahmin etmektedir. 2009 yılında Hindistan 5,659 MW ile rüzgâr enerjisi kurulu kapasitesi itibariyle Çin‘in arkasından ikinci sırada yer almaktadır (Hindistan Yenilenebilir Enerji Bakanlığı [MNRE] 2010).

2010 yılı itibariyle yenilenebilir enerjinin hızlı yükseliĢi, dünyada kömürden sonra en fazla elektrik enerjisi üretiminde kullanılan doğal gazın önüne geçecek düzeye

gelmiĢtir. Yenilenebilir enerji teknolojileri, biyokütle ve hidro dıĢında kalan rüzgâr, güneĢ, jeo-termal, dalga ve gel-git enerjisinin geliĢtikçe üretim maliyetinin düĢmesi ve destekleyici politikalar ve yükselen fosil yakıt fiyatlarının da etkisiyle, sübvansiyonlara gerek olmaksızın, yeni teknolojilerin temel enerji kaynağı olması beklenmektedir.

Hindistan‘ın hızla artan nüfusu ve büyüyen ekonomisi, elektrik enerjisi talebini artırmaktadır. 2009 yılında, elektrik enerjisi kurulu kapasitesi, 150 GW‘a ulaĢmıĢtır. 2009 yılı itibariyle elektrik enerjisi üretiminde %51 kömür, %25 hidroelektrik, %9 yenilenebilir enerji, %11 doğal gaz, %3 nükleer enerji ve %1 dizel kaynaklar kullanılmıĢtır. Ülkede yenilenebilir elektrik enerjisi üretiminin %40‘ı büyük hidroelektrik santrallerinden; %60‘ı diğer kaynaklardan sağlanmaktadır (MNRE, 2010).

2009 yılında Dünya Bankası, ülkedeki büyük ölçekli santrallerinin yapılmasında ve halen iĢleyen beĢ büyük elektrik iletim ve dağıtım sisteminin inĢası ve yenilenmesinde 1 milyar $ finansman sağlamıĢtır. Ülkede temiz, verimli ve yenilenebilir enerji üretimi ve kömürle elektrik enerjisi üreten eski, verimsiz tesislerin rehabilitasyonu için Dünya Bankası mali ve teknik destek sağlamaktadır. 2008 yılında, rüzgâr enerjisinin küresel anlamda yaygınlaĢtırılması ve geliĢtirilmesinde önemli bir yeri olan Temiz Kalkınma Mekanizması (The Clean Development Mechanism), büyük çoğunluğu Hindistan (5659 MW 301 Proje), Çin (20695 MW 371 proje), Brezilya (674 MW 10 proje), Güney Kore (339 MW 12 proje) ve Meksika (1272 MW 12 proje) gibi ülkelerin yer aldığı, toplamda 739 rüzgâr enerjisi projesi, 30.000 MW kururlu kapasite ile ―CDM boru hattı‖, önemli bir yere sahiptir (MNRE, 2010).

Hindistan, Kyoto Protoko‘lü gereği karbon emisyonu piyasasından elde ettiği gelirini, yenilenebilir enerji yatırımlarında finansman olarak kullanmaktadır. Enerji arzı güvenliğini sağlamak ve düĢük karbon emisyonlu enerji sistemlerine geçmek için hükümetlerin, mâli destek ve düĢük karbon emisyonu enerjisi ile ilgili radikal kararlar alması gerekmektedir. BirleĢmiĢ Milletlerin Temiz Kalkınma Mekanizması, yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak için karbon emisyonu piyasası vergilerini finansman amacıyla kullanmaya baĢlamıĢtır. Referans senaryolarda ülkede, rüzgâr enerjisinin karbon emisyonunun azaltılmasına katkısının 2010 yılına kadar yıllık 24 milyon ton, 2020 yılına kadar 40 milyon ton, 2030 yılına kadar kümülatif rakamla 992 milyon ton CO2 olması tahmin edilmektedir (MNRE, 2010).

Dünyada birincil enerji talebinin 2006-2030 yılları arasında yıllık, ortalama %1,6 artıĢla, 11.730 milyon Tep den 17.010 milyon Tep çıkması ve toplamda %45 artması beklenmektedir. 2006-2030 yılları arasında Çin ve Hindistan‘ın artan enerji ihtiyacı, dünya birincil enerji talebi artıĢının yarısından fazlasını oluĢturması beklenmektedir. Hindistan için fosil yakıtların tükenmesi, iklim değiĢikliği ve enerji arz güvenliği nedeniyle petrole dayalı enerji sisteminden yenilenebilir enerjiye dayalı siteme geçilmesi gerekmektedir. Yenilenebilir enerji sistemi için teknoloji finansmanı bir an önce yapılması gerekenler içindedir. Ulusal enerji politikası için, enerji güvenliği, ekonomik büyüme ve çevrenin korunması temel öncelikler arasındadır (MNRE, 2010).