• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.1. Bipolar Affektif Bozukluk

2.1.10. Hemşirelik Yaklaşımı

Hemşireler ruh sağlığı sorunu olan bireylerin yönlendirilmesinde ve gittikçe artan bir şekilde de tedavisinde yer alarak, hastalıkla ilgili olan ve olmayan düzenlemeleri yürütmeleri ile kaliteli klinik bakımın önemli bir parçasıdırlar. Hemşirelerin davranış bozukluklarını doğru değerlendirmelerinin ve hastaya doğru yaklaşımlarının önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bu yaklaşımın, depresyon teşhisi konmuş hastaların izlenmesi ve BAB’tan kaynaklanan potansiyel durumlara karşı hazır olmayı gerektirdiği belirtilmiştir. Hemşireler BAB’un teşhisinde, hasta ve ailelerin eğitiminde, tedavide ve uzun vadeli hasta bakımında anahtar role sahiptirler (Varcarolis, 1998).

Psikiyatri hemşiresinin, BAB tanısı olan hasta ve ailesi için eğitici danışmanlık yapmasının ve tedavi planında eğitimin yer almasının önemli ve gerekli olduğu belirtilmektedir. Böylece hastalığın tedavi yönetimi ve sorumluluğunun mümkün olduğu kadar sağlık hizmeti verenlerden aile ve hastaya kaydırılması sağlanabilecektir. Tedavinin sorumluluğunun hemşire tarafından hastaya verilmesi hastanın mutluluğunu ve tedaviye uyumu arttırmaktadır. Hasta ve ailesinin tedaviye aktif katılımını sağlayan bu eğitim programlarının mutlaka psikiyatri hemşiresi, psikiyatrist veya psikolog gibi bireysel veya ailesel tedavi yapanlarla işbirliği içerisinde yürütülmelidir (Kum, 1996; Varcarolis, 1998).

2.1.10.1. BAB’da Bazı Hemşirelik Tanıları ve Uygulanacak Girişimler 2.1.10.1.1. Beslenmede bozukluk:

-Diyetisyenle işbirliği yapılarak hastaya uygun kalori miktarında bir diyet belirlenir.

-Hastanın günde yaklaşık olarak 3 litre sıvı tüketmesi sağlanır.

-Hastanın bol lif içeren yiyecekler ve bol sıvı alımı yardımıyla normal barsak hareketlerine sahip olması sağlanır.

-Hastanın yüksek protein, vitamin ve mineral içeren besin ve sıvıları tüketmesi sağlanır.

-Eğer bir dehidrotasyon ya da elektrolit dengesizliği durumu söz konusu ise, sıvı desteği sağlanır, aldığı-çıkardığı ve laboratuar sonuçları doğru olarak kaydedilir; izlenir. Hastanın haftalık kilosu takip edilir.

-Hastanın sevdiği yiyecekleri, gerekiyorsa hasta ailesinin getirmesi sağlanır. 2.1.10.1.2. Uyku düzeni bozukluğu:

-Uyaranların az olduğu sessiz bir ortam sağlanır.

-Hastaya gün boyu dinlenebileceği ve uyumasını engelleyici bir etkinlik programı hazırlanır.

-Çay, kahve, kola gibi uyarıcı içecekler sınırlanır.

-Ilık, uyarıcı olmayan içecekler, ılık banyo ve sırt masajı gibi uykuyu kolaylaştırıcı yollarla hastaya yardımcı olunur.

-Uykudan önce, müzikle gevşeme egzersizleri yardımcı olabilir.

-Aşırı uyuyan hastaya odada oturması için sınır konur. Günlük etkink-liklere katılması için desteklenir.

2.1.10.1.3. Aile sürecinde değişim:

Genelde dönem sonlandığında hastalar normal işlevlerine geri dönerler. Bazen bu aşamada kendilerini halsiz, işsiz, arkadaşsız ve eşsiz bulabilirler. Ailelerin, ne olduğunu anlamaya, desteğe ve psikolojik danışmanlığa ihtiyaçları vardır.

2.1.10.1.4. Kendine ya da başkalarına yönelik şiddet riski:

-En sıkı önlemler altında bile özkıyım olayı görülebilir. Fakat bu konuda her zaman uyanık olunmalıdır. Çok sıkıntılı ağır çökkün hastalarda duruma göre aileyi uyarmak, hastanın yalnız bırakılmamasını söylemek gerekir.

-Her türlü özkıyım düşüncesi ya da girişimi ciddiye alınmalıdır. Her özkıyım düşüncesinin anlatımı ya da girişimi ciddi bir uyarıdır, bir yardım çağrısıdır.

-Uyaranların gerginliği arttırıcı etkisi nedeniyle çevre düzenlemesi yapılır. Zararlı olabilecek tüm nesneler hastanın çevresinden uzaklaştırılır.

-Hastanın öfkesini boşaltabileceği bir yol bulabilmesi için; fizik egzersiz, iş- uğraşı programları gibi etkinliklere katılması sağlanır.

-Hasta yaklaşımında sakin bir tavır sergilenir.

-Hekimin önerdiği sedatif ilaçlar verilir. Etkisi ve yan etkisi gözlenir.

-Eğer hasta görüşme ve ilaçlarla sakinleşemiyorsa, mekanik kısıtlama yapılabilir. Kısıtlama sonrası, hasta 5 dakikada bir izlenir, yalnız bırakılmaması sağlanır. Hastanın güvenliği yönünden ekstremiteler ve pozisyon kontrol edilir. Hastanın yeme, içme ve boşaltım gereksinimleri zamanında ve yeterince karşılanmalıdır. Hastanın huzursuzluğu azalmışsa kısıtlamadan çıkmaya hazır olup olmadığı belirlenir.

-Hastayla açıkça konuşularak bir anlaşma yapılması, tedavi süresince herhangi bir özkıyım girişiminde bulunmayacağına dair hastadan söz alınması gerekir.

-Diğer bireylerin güvenliği için görevli sayısının yeterli olması sağlanır. -Bir sağaltım kurumunda özkıyıma karşı önlemler, hastaların özerklik, özgürlük gereksinimlerini engelleyecek, terapötik ortamı olumsuzlaştıracak nitelikte olmamalıdır.

2.1.10.1.5. Yaralanma riski:

-Hemşire hasta ile birlikte huzurlu bir ortamda 07.00-23.00 arasında günde 3- 4 defa vakit geçirmelidir.

-Grup etkinlikleri sınırlanır. Hastanın bir ya da iki kişi ile yakın ilişki kurması sağlanır. Hasta teke tek ilişkide kendini daha güvenli hisseder.

-Zararlı olabilecek nesneler (kibrit, çakmak dahil) hastadan uzaklaştırılır. Hasta güvenliğinin sağlanması hemşirenin önceliklerindendir.

-Mevcut enerjinin zarar görmeden atılması ve gerginliğin azalması için yazı yazma, pinpon, jimnastik gibi fiziksel etkinlikler belirlenir ve uygulanması sağlanır.

-Hastanın aktif uyarıcı çevreden uzaklaştırılması veya çevrenin uyaranları azaltacak biçimde düzenlenmesi sağlanır (sessizlik, loş ışık, sakin atmosfer gibi).

2.1.10.1.6. Düşünce süreçlerinde değişim:

-Hemşire hastanın sanrısına katılmaz; sanrıya katılmak, hastanın sanrılarını gerçek kabul etmesine yol açar.

-Hastanın inandığı olgular yadsınmaz ya da tartışmaya girilmez.

-Düşünce bozukluğu nedeni ile hastayı anlamak zorlaştığında somutlaştırma gibi terapötik teknikler kullanılır.

-Gerçeklere yoğunlaşılır (şimdi ve burada ilkesi).

-Hasta gerçekte olan ile sanrısını ayırt ettiğinde olumlu pekiştirme yapılır. Olumlu pekiştirme benlik saygısını yükseltir.

-Hastaya düşünceyi durdurma teknikleri öğretilir. Böylece sanrısı ortaya çıktığında hasta, bunların üstesinden gelebilir.

-Dokunma dikkatle kullanılır. Perseküsyon sanrıları olan hastalar bunu tehdit olarak algılayabilir ve saldırgan tepki verebilirler (Varcarolis, 1998; Kum, 2000; Erdemir (çev.),2005).

Benzer Belgeler