• Sonuç bulunamadı

Hayvan Hastalıklarının Tedavisi

Belgede Adıge Kültüründe Şifacılık (sayfa 146-150)

4. ADIGE ŞİFACILARIN HASTALIKLARDAN KORUNMA, TEŞHİS VE TEDAVİ

4.4. HAYVAN VE BİTKİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİ

4.4.1. Hayvan Hastalıklarının Tedavisi

Adıge toplumunun yaşam felsefesini yansıtan Xabze kurallarında; doğa ve çevre ilişkilerinin önemle gözetildiği bilinmektedir.

“Xabze’de yaygın olarak kullanılan “Psaguat” sözcüğü vardır ve hayvanlar için kullanılır. Hayvan konuşamaz; ama üzülebilir, ağlayabilir, sevildiğini anlayabilir. Ayrıca hayvan insanın yaşamsal bir arkadaşı olarak, tarihsel süreç içerisinde toplumla beraber gelmektedir. Örneğin; toplumumuzda dünyanın yaradılışıyla ilgili şarkıda, çamur olan yeryüzünü sertleştirmek için tepelenmesinde koyunların kullanıldığı belirtilmektedir. Bu da gösteriyor ki, koyun ilk ehlileştirildiğinden beri insanların dostudur. Keza Xabze toplumunda atın kendine has, çok ciddi ve büyük bir önemi vardır. O kadar ki at, sahibinin arkadaşı, yoldaşı, savaş aracı, binek aracı ve her türlü işbirliğine koşan bir dostudur. Bazı söylencelerde de köpek simge olarak kullanılmaktadır. Kısaca çevreyi oluşturan hayvanlar ve bitkiler alemiyle ilgili Xabze kurallarında koruma, sevme, dost edinme ve onun bir kişilik sahibi olabileceğine inanma esasları vardır.” (Tuna,2009:271).

Kafkas insanının en önce evcilleştirdiği hayvan köpekti. Onu sığır, koyun, keçi, domuz ve kümes hayvanları, daha sonra da geyik izledi, en son evcilleştirdiği ise at oldu (Bi, 2011:175).

çıkarılmıştır. (Markovin, 2008:107) Buradan anlaşılıyor ki, Proto Adigeler köpeği evcilleştiren ilk toplumlardadır.

Evliya Çelebi, 1666’da Kafkasya’ya yaptığı gezi sırasındaki izlenimlerinde; “…Hayvancılıkta çok ilerlemişlerdir. Geceleri köylerini çok büyük köpekler korur…” der (Erkan, 1999:31).

Dolmen bölgesinde bulunan hayvan kemiklerinden; sözkonusu dönemde, sığır gibi iri hayvanların beslendiği tespit edilmiştir. Koyun ve keçiye fazla rağbet edilmemiş, daha çok sığır ve domuz beslemişlerdir. Bu ise onların göçebe değil, yerleşik olduklarının göstergesidir. Ayrıca öküz ve at kemikleri de dolmenlerin içinde bulunmuştur (Markovin, 2008:109-110).

M.Ö. 3000'de Kuban nehrinin güneyinde Maykop Kültürü doğup gelişmiştir. Sözkonusu dönemde Kuzey Kafkasya’da at, artık evcilleştirilmişti ve binek hayvanı olarak ta yaygındı. Böylece Ön ve Orta Asya ile birlikte Kuzey Kafkasya, atın ilk olarak evcilleştirildiği bölgelerden biri sayılabilir (Betrozov, 2009:69).

Yine Kafkasya bölgesinde, arkeologların ortaya çıkardığına göre 2000 yıl kadar önce defnedilen bir Sind komutanının höyük haline getirilen mezarında 400 atın kemikleri bulunmuştur (Karmokov,t.y:15).

Tarım ve hayvancılık Çerkeslerin başlıca geçim kaynaklarındandır. Büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanları ile binek hayvanları gerek besin ihtiyacını karşılamada, gerek giysi ihtiyacını gidermede, gerek ulaşımı kolaylaştırmada, gerek alet yapımında insanların en büyük yardımcıları olmuştur. Sadece bunlarla kalmayıp bazı ilaçların yapımında, avcılıkta ve tarımda da hayvanlardan yararlanılmıştır.

İnsan yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline gelen evcil hayvanlar, onun nazarında değerli bir varlık hâline gelmiş, hayvanlarda görülen hastalıkları da tedavi yoluna gitmişlerdir. Öyle ki Hititlerde sağlam hayvanları, hasta hayvanların yanına götürenlere ceza veren yasalar konulmuştur (Yurdakök 1999:457).

Çerkesler yaygın olarak bozkırlarda sığır sürülerini, dağlarda ise koyunları yetiştiriyordu. Aynı zamanda keçi, ve at yetiştiriciliği de yapmaktaydılar (Natho, 2009:90).

Dağlıların atların sürüde tutulması ve ıslahı ile ilgili temel teknikleri, sürüleri dağlara yaz boyunca sürmeleri ve kışın, yemyeşil, engin, düzlük ovalarında yemleme hazırlıkları ile geliştirilmiştir (Красников, Sanal, 2019:2).

Kafkasya’nın zengin bitki örtüsü ve gür ormanları içinde doğal hayvan varlığı da günümüze kadar hayatiyetini sürdürmüştür (Özsaray, 2012:23).

Adıgeler toplum sağlığını korumak adına uyguladıkları yöntemleri hayvanların yaşadıkları alanlarda da gözetmişler; hayvanların yaşam alanlarında temizliğe özellikle önem vermişlerdir. Bununla birlikte sağlıklı beslenmeleri, korunmaları, aşırı yorulmamaları, yavruların bakımına özen gösterilmesi, vb. konularda da toplumsal sorumluluk üstlenmişlerdir.

Adıge şifacılar hayvan hastalıklarının tedavisinde bitkisel, hayvansal ve madensel maddelerle yapılmış ilaçlar ile tedavi yöntemleri geliştirmişlerdir. Bu yöntemlerden günümüze ulaşanlar aşağıdaki başlıklarda aktarılmıştır:

4.4.1.1. Zehirlenmeler

 Zehirlenen hayvana iyileşene kadar Kundewutz içirilir (S.Tuç ile görüşme, 24.03.2018).

 Zehrin etki etmemesi için çeşitli dualar okunur, üflenir (S.Tuç ile görüşme, 24.03.2018).

4.4.1.2. Kırıklar

 Büyükbaş hayvanların ayak kırıklarında kırık bölge düzeltilip, yumurta akıyla sabun karıştırılarak beze sürülür ve kırık olan bölgeye sarılarak sabitlenir (S.Tuç ile görüşme, 24.03.2018,).

 Koyun, keçi gibi hayvanların ayak kırıklarında iki tahta ile kırık sabitlenir, üzeri keçe ile sarılır (S.Tuç ile görüşme, 24.03.2018).

4.4.1.3. Yaralanmalar

 Yaralar kızgın bir demirle dağlanır (A.Katı ile görüşme, 28.04.2018).

 Yün kırpma sırasında deri kesilirse, kesiğin üzerine anında sıcak kül basılarak hem acısı hafifletilir hem de dışardan mikrop kapması engellenir, onun üzerine katran sürülür (S.Tuç ile görüşme, 24.03.2018).

 Koyunu kırparken, deride kesik oluştuğunda iltihabı önlemek için, üzerine bolca tezek külü (яжъэ) bastırılır (G.Besler ile görüşme, 08.02.2018).

 Atın eyerin altında kalan sırt bölgesinde yaralar olduğunda; Karden Wutz kurutulduktan sonra elle ufalanıp elekten geçirilerek yumuşak toz haline getirilir. Bir hafta- on gün kadar iyileşme durumuna göre, sırttaki yaralı bölgeye serpiştirilerek kesin sonuç alınır (S.Yamaç ile görüşme, 20.12.2017).

4.4.1.4. Diğer

 Ezilme, burkulmalarda kuru soğan külde pişirilerek sözkonusu bölgeye sarılır (S.Yamaç ile görüşme, 20.12.2017).

 Kışın kapalı yerlerde bulunan sığırlardaki kilo kaybını önlemek ve kilo almasını sağlamak için, ökse otunun meyveleri olmadan yaprak ve sapları yem olarak verilir (Тхагапсова, Sanal, 2019:3).

 Aşırı yiyip şişen hayvanlar, karnının şişi inene kadar atla kovalanıp koşturtulur (S.Tuç ile görüşme, 24.03.2018).

 Koyunların karnı şişince kan akıtma yapılır (Ş.Demir ile görüşme, 30.03.2018).

 At iştahtan kesilirse, Şıfınçesilhas denilen yöntemle ağzının içine bıçakla kesik atılıp kan akıtılırdı (S.Tuç ile görüşme,24.03.2018).

 Koşmaktan yorulan atı çatlamaktan kurtarmak için, burun kısmındaki poğubje denilen yeri kesilir (A.Katı ile görüşme, 28.04.2018).

 Fazla yem yiyen at çok susar, Psınçe diye bir durum olur. Bu durumda susamasını önlemek için atın damağı kesilir (A.Katı ile görüşme, 28.04.2018).

 Çift taraflı flağoda ise mafsalla birbirine bağlanmış, bir daha büyük olan 2 adet sivri uçlu alet bulunurdu, büyük olan taraf atlardan kan almak için kullanılırdı. (C.Devrim ile görüşme, 15.12.2017).

 Atın sırt bölgesinde oluşan ve Kenke denilen tümörlü bölge açılarak afyon yerleştirilip, tedavi edilir (A.Katı ile görüşme,28.04.2018).

 At ve inek gibi büyük hayvanların derilerinde olan tahrişlerde; ısırgan otu tereyağına karıştırıp krem kaline getirilerek tahriş olan bölgeye iyileşene kadar sürülür (M.Sarı ile görüşme, 11.04.2019).

 Atlarda Пэгупч/Peğupc denilen hastalık görülür. Bu hastalık, atın burnunda oluşarak soluk almasını güçleştirip ölüme kadar götürebilir. Adıgeler bu kıkırdağı özel bir alet yardımıyla çıkarırlardı (Зэфэс, 2006:141).

 Kuduz hayvanlara kurutulmuş ve toz haline getirilmiş kraliçe arı yedirilir (Шомахов, Sanal,2010:3).

 Oğlak, kuzu, buzağı gibi yavru çiftlik hayvanlarına göz değmemesi için, alıç dallarından çit yapılarak, sopalardan birine at kafatası geçirilirdi. Aynısını arıcılar da yapardı. Yine öküzlerin boynuna alıç dalı asılırdı. Kümes hayvanları ve çiftlik hayvanları alıç dallarından yapılan sopalarla güdülürdü. (Mijayev ve Pashtova, 2018:87).

Belgede Adıge Kültüründe Şifacılık (sayfa 146-150)