• Sonuç bulunamadı

haymana konnekşın

Belgede ay d a bir ç ık a r (sayfa 57-67)

Aynı saatler Los Angeles açıkları. Kara­ yolu. H ighw ay 97. Bir tra fik kazası. İki ce­ set. Ü stlerinde birerden iki tane underg­ round gazete ö rtü lü . Yakın plan. Ö le n le r C oca C ola'nın sırrına sahip diğer iki kişi. Kaderin garip cilvesi. Birisi ölm eden ö n ­ ce asfalta kanıyla iks çizmiş. C esetlerin başında düşünceli iki kişi, iki polis. Biri D ö rti H eri C lin t Eastwood. Diğeri, onun içine kapanık, ama gözünü budaktan sa­ kınmaz ortağı Julio A n d y Garda. Kamera cesetlerin üzerindeki gazeteden b ir uça­ ğa doğru uzaklaşarak kararıyor.

Haymana Açıklarındaki uçakta ani b ir m o to r gürültüsü. Uçak hızla irtifa kaybe­ diyor. M ü re tte b a t paniğe kapılan Colacı- ları teskin etm e telaşında. (A dam lar zen­ gin tabii, canları ta tlı) Neymiş?

: birşey yokmuş. Ulan kanat koptu liy o r bu m ü r e tte b a t hala g ö re v >ma peşinde. (Lafa da bak, m ü re t- ıat...) G erçekçi olun biraz. Gerçek- D ü ş ü y o rs u n u z işte. Kabul e din, şen uçağın iç in d e n g ö rü n tü le r, r şey b irb irin e karışmış. Feryatlar, ıklar falan. İnsanlar alabora. Tatsız 'ü n tü le r. H iç a n la tm a ya lım daha Z aten birazdan uçak düşünce hep ikte olay yerine bağlanacağız. Gazozcu Rüstem gölgelikte burnu-

konan sineği ko va lıyo r. O h! Pek tatlı uyuyor. Ç o k özendik,

üyük b ir gürültü, ardından patla- Dumanlar. C oca C o la ’cıların uça- Haymana O vasında param parça. ;tem g ü rü ltü y e uyanıyor. A tla yıp ctörüne, b ir saatte enkaza ulaşı- ■. P a rça la nm ış c e s e tle r. U çağın toru hala yanıyor, küçük patlama- o lu y o r. P ilo t k a b in i g ö v d e d e n ■muş uzaklarda. Kara kutu nerede? tem in işi değil o. Kara kutuyla te - zyon seyircileri ilgilendirilecek ak- ı h a b e rle rin d e . D u m a n la rın ara­ lan "help ... help..." diye b ir inle-

duyuluyor. Colacı Kristofır'dan in­ in n a ğ m e le r d in liy o ru z . Ş iddete alışık b ir m ille t o ld u ğ u m u z için ek üzere olan C o la ’cı K ris to fır’ın bize nağme gibi geliyor. Gazozcu tem help n e d ir bilmez, ama adam İp ” dese de fa rk etm ez. Ç ünkü te m insan canlısı. A lıp K risto fır'ı tö r e y e rle ş tiriy o r. Sekiz C o la ’cı- yedisi sırlarıyla b irlik te G o b i'y i em eden e b e d iy e te in tika l etm iş jm d a la r. K ris to fır ise fena yara­ nış, belden aşağısı tu tm a z durum

-;lden yukarısı da zaten b ir anlam 5 e tm iy o r. Rüstem dil bilm ez li- bilmez, Kris ise aksanlı İngilizcesi nlem ekte. Rüstem şu anda inle- îri dinlem iyor, tr a k tö r kullanıyor, emeye kalksa da g ü rültüden duy- . Eski m o d e l t r a k t ö r a ltın d a k i, coca Haymana gazoz kralının al- a k ü lü s tü r b ir tr a k tö r. K ris- ki nefeslerini Haym ana O vası'nda

kesik kesik ve rm e kte - A m e rika kıtasına İsveç'ten göç etm iş b ir aileden gelmek­ te. G ençlik yıllarında b ir yandan H arvard'da tahsilini sürdürürken ö te yandan fo lk müziği yapan gruplarda şarkıcılık yapmış. '6 8 -6 9 -7 0 ' falan. Ve o kadar. Kri şimdi Coca C o la ’nın General Manager'idir. Doğal b ir güzergahtan doğru Coca C ola generalliğine kısacası. Kr allah aşkına ne işin var senin Haymana O va- sı'nda, çok gizli tu ttu ğ u n u z 7 x form ü lü n ü ezberleyene kadar Türkçe su nasıl is­ te n ir öğreneydin. H ayatta ilk intibalar çok ö n e m lid ir evet, ama Rüst ile Kris'in tra k tö rü n üzerinde çaresizlik içinde boş boş bakışmalarının hayattaki ilk intiba­ lar bahsiyle pek de b ir alakası yoktur. Çünkü Haymana Ovası'na düşmüş b ir uçakta intiba aranmaz. Yaralı aranır ki bulundu. Kara kutu aranır ki işimiz bu değil. Trak yavaş yavaş ile rliy o r keçi yollarından. Kris "sevin x.. sevin x ” diye garip sesler çıkarıyor, bostan korkuluklarını cyborg zannedip ürküyor. R gavu­ run gazoz istediğini sanıyor. T ra ktö rd e ki kasalardan b ir şişe Haymana Gazozu çıkarıp K'ya ikram ediyor. "Şansın varmış ben imal ediyorum . Sevin ap bunun yanında abdest suyu kalır" diyor, Rüstem.

Tam bu sırada C N N , C ola generallerinin hepsinin garip! b ir tesadüf sonucu aynı gün öldüğünü flaş flaş geçiyor, dünyaya. Kel, kır saçlı, uzun saçlı, boğazlı kazaklı, yelekli, tayyörlü, İngilizce konuşan bayan ve baylar dünyaya bu feci ha­ beri yayıyorlar. Bütün te le vizyo nla r ihya olmuş dürüm dalar. Ç o k kaliteli on ölü. Son derece esrarengiz olm a ihtim ali taşıyan iki kaza. En az b ir haftalık birinci sınıf erzak. R, bütün bunlardan habersiz.

Los A ngeles E m niyeti’nde ta rih i b ir gün. O rta lık ta FBI, C IA, NBC, ABC, ÇBS, Interpol, M o nopol, Janpol, Savak, Ravak ajanları c irit atıyor. C lin t ofisinde, durum dan rahatsız, A n d y Garcia’ya 'Haydi gidelim ' diyor, m agnum ’unu ustaca k o n tro l ederek. 'N e re ye gidiyoruz şef?’ diye s o ru y o r Garcia, gözlerinde heye­ can dolu b ir serüvene atılm ak üzere olmanın ışıltılarıyla. Cevabı biz verelim. Haymana'ya geliyorsunuz. O lay yerinde ipucu arayacaksınız, geldiğinizde enka­ zın ve cesetlerin etrafını beyaz tebeşirle çizilmiş bulacaksınız, oradaki görevli­ lerin aptallıklarına sinir olacak, çok yorulacak, sürekli olayla ilgili kafa patlatacak arada kadın kahramanla (Haymana Kaymakamı Sevim Hanım, o ta n tik esmer, siyah saçlı, kara gözlü, gizemli b ir kadın) duygusal anlar yaşayacak, FBI ajanla­ rıyla yö n te m le rin iz hususunda -biraz sertçede, ondan -çeşitli tartışm alar yapa­ rak, başından beri sizinle olan yüreğim izi ağzımıza getiren ölüm tehlikeleri atla­ tacak- olay b ir ö rg ü t işi -, finalde müzik eşliğinde kararan perdenin ardından b ir meseleyi daha halletm iş olmanın huzuruyla yavaş yavaş kaybolacaksınız aklı­ nız sıra. Ç o k beklersiniz. Burası Türkiye. Haymana Ovası. Bize amerikan film le ­ ri sökmez. Buralarda kader herşeyi halleder. G eldiğinizde göreceksiniz nokta nokta noktalamalarınızı. Cli ve A nd. Kafadar ikili. K endilerini Kid ve Cassidy zannediyor hıyarlar. Gelin. Gelin de görün egzotik doğuda sizi neler bekliyor. Hah ha.

Havaalanı. Müthiş ikili son k o n tro lle rd e n geçmişler, uçağa doğru ilerliyorlar, ellerinde çantaları.

R’nin evi. K ristofer Haymana G azozunu içmiş gözleri parlıyor ‘W o n d e rfu l ..wonder.. W o n W o n ..." diyerek dabılyu dabılyu sayıklıyor. Beden dilini kulla­ narak kağıt kalem istiyo r Rüste'den. Kristo'nun sayıklamaları Rüst'e çok ilginç geliyor. "Karı bu h e rif ne dem ek istiyor acaba, en yakın ingilişçe kursu bur- dan en aşşa beş saat çeker" diye söyleniyor. Karısı sürekli b ir ‘C esur ve Güzel' izleyicisi olduğu için K ris to fu n kalem kağıt istediğini kolaylıkla anlıyor, gidip hemen kalem kağıt getiriyor, kalemin yazmadığını görünce “ Hay aksi şeytan” diye bağırıyor. Kristo ‘hay aksi şeytanı duyunca Rü'nün karısına sevgiyle gülüm ­ süyor, aralarında b ir yakınlaşma o lu y o r is te r istemez. Rüst bu d u rum u fark

ederek karısını kalem getirm esi için komşuya yolluyor. Ju lio ’nun babasıyla b irlik te çalışmış. Rüst ile karısının komşuları olan Nazife ve N e il çifti okuyucularımızın da çok 37. C a d d e d e n bu ta ra fa la ka p la rı iyi bildiği gibi aralarında yeni doğan kızlarına isim bulma tartışmasını halen sür- 'fucking cops' mış. Z enciler, Puerto-dürm ekteler. R’nin karısı olanları anlatınca o sırada uydu antenli tv ’den C N N Rico'lular, Ç in lile r acaip korkarlarm ış

izleyen N eil merakla R ü ştle re koşuyor. onlardan.

Ve hemen Kristo ile konuşmaya başlıyor. Aralarında to p u to p u b ir paragra- Julio'nun babası H e ri’nin kollarında fı dolduracak kadar cüm le geçiyor ve Kri ölüyor. D erin b ir sessizlik... Uzaklar- ölmüş. H erhalde. Başka tü rlü olabilir dan b ir köpek sesi geliyor. Rüst ile karısı şaşkın şaşkın bakışmaktalar. N eil Kr’in miydi yani. H eri bütün o sert ve acı-gözlerini kapatmakta, istavroz çıkarm akta.... Rüst "N e dedi?" diye sorm akta maşız görünüm ünün altında özellikle

N e il’e ... dostlarına karşı yani hakedenlere çok

sevgi doluym uş. Evet şimdi b irlik te

-2. B ö l ü m | e r ...

Rüst hezeyan ve heyecan içindedir. ‘N eden' diyeceksiniz? Şundan. H atırlarsı- ...g u b ö lü m ü sizin nız ilk bölüm de Rüst ün karısı ile Kris arasında b ir yakınlaşma olm uştu, kadın do ld urm a n ız için boş bıraktık. Şöyle yazmayan kaleme doğru hay aksi şeytan dediğinde. Rüst işte o an Karı benim olabilir: Heri, Julio ve ailesine onlara yanımda elin gavuru ile işi pişirdi. Vay anam, diyerek ortam dan koptu. G özü- ^iç belli etm eden bakm ıştır yıllarca, nün önünden 40 yıllık evliliği geçmeye başladı b ir film şeridi gibi. Televizyon .bjp banka hesabına h e r ay para yatır- hastalığına tu tu ld u ğ u vakit elden gitmiş dem ek ki bizim karı. Vay annem !’ dedi m ıştır uzaktaki amca kimliğiyle. Daha içinden, karısı için. Kristoyu hem en öldürm eye karar verdi. Fakat Kri kendi ola- SOnra yıllar geçecek. Julio onun borsa naklarıyla ölm e k üzereydi ve biraz sonra zaten öldü. Kri zaten ölünce Rüşte- b r o k e r i o lm a s ın ı is te y e n u z a k ta k i min intikamının elinde kaldığını farketm işsinizdir. Şimdi şu anda N eil Rüstenin (H e ri) amcasından gizli olarak polis içinde kopan fırtınalardan habersiz, hala istavroz çıkarmakta. Rüst ise deli gibi ko le ji im tih a n la rın a girip kazanacak, Kristonun son sözlerinin ne olduğunu m erak etlm ekte. Rüstem b e k liy o r ki Kris b irincilikle mezun olduğu gün kütüğe şöyle demiş olsun N eil e ölm eden önce: O ndan özür dile lütfen. Söyle beni çiviyi b ir vuruşta çakacak ve bu yolun affetsin. O benim hayatımı kurtardı, bense onun karısını elinden aldım. G öz zi- devam ında p o lig o n d a attığını vu ru r- nası yaptım. Farkındayım. Biliyorum beni ö ld ü rm e k istiyor, ama zahm et e tm e - ken kulağında kulaklık ilk büyük işini sın ben birazdan zaten öleceğim. Beni affetsin. N olur. N o lu r söyle ona hakkı- alacak. C ola işi. H erinin ise em ekliliği­ ni helal etsin1 gibisinden itira fla r b e k liy o r Kris’den, koskoca C ola generalinden. ne b jr ay kaldı. A rtık eskisi kadar atak Rüst bu. Saçmalıyor. N e yapsın? A z önce tatlı tatlı uyuklayıp burnuna konan si- değ\\. Yaşlandı. O n u n da son büyük

neği kovalıyordu, şimdi başına gelenlere bakın. N e bekleyecekti yani? Rüst ne T a b ii. Karşılaşm a şaşırma falan bekleyebilir? Evet Rüst ne bekleyebilir? Bize yazın. • bunları geçelim. Enteresan ikili anla- Rüst merakına engel olamayarak N eil ın halen çıkarmakta olduğu istavrozla- yacağınız. Uçağa doğru ilerliyorlar. İs- rın arasına girerek ‘N e oldu? N e dedi lan herif? Söyle lan ejnebi komşu .mına tik a m e t Haymana. Ellerinde çantalar, ko d u d tu rm a ' diye sorar. N eil ürkm üştür. Kameraya doğru ürkek ürkek bakar Kuyruktalar.

ve 'Cola' der. Rüst şirazeden çıkar bu laf üzerine 'N e kolası? Y o k kola mola. H e ri: G e rç e k te n sekizi de orada S.kicem sizin kolanızı. Bu amerikalıların hepsi manyak be birader. Kola olayını mıymış? b ir daha gündem e getirm e tam am mı? O key mi?' diye söylenir. Hırçındır. Kırı- Julio: Evet cıdır. Rüst kırıcı ise N e il de kırılgandır. H ayatta herşey karşılıklıdır. |_|en; Kristofır'ın orada olduğundan N eil Rüştün uslubundan rahatsızdır. Z aten dilini, kültürünü, big-macini, arka- em in miyiz? daşlarını bırakıp b ir kızın peşine takılarak bu Allahın Haymanasına kadar gel- j u |j0: Kesinlikle. Sekizde sekiz, m iştir. H asretlik çekm ektedir. Bir de bu saldırgan uslup. A rtık bu kadarı da faz- H eri: Hepsi öldü mü dersin evlat? ladır. D erdini içine atar gene de, ama hep böyle içine içine nereye kadar süre- Julio: (acar, m esleğinde hırslı ço-cektir, onun da h e r amerikalı gibi b ir yerlerinde duyguları olsa gerektir. c u k) dün gece P rin ce to n d a n H in tli

Tam bu esnada. b ir Haymanaloji uzmanı ile görüştüm.

Los Angeles Havalimanı. Son k o n tro lle r. D ö rti H eri önde, ağzının kenarında Uçağın düştüğü yerde yazlar sıcak ve filtresiz sigarası, gözleri kısık, bakışları delici. Julio arkada, genç, boğa burcu, si- kurak, kışlar ç a m u rlu geçerm iş. Bı yah gözlüklü, üzerinde deri m ont, elinde sp o r çanta. Kıpır kıpır. Filmin hızlı aşk- d u ru m d a ku rtu la n olacağını zannet-lara en yakın karakteri. H e r an b ir ye r hostesine, b ir hava hostesine, uçakta mediğini söyledi uzmanımız, ilginç bi yan koltuktaki o rta yaşlı havalı figürana aşık olabilir, kırmızı ışıkta yanında duran adamdı. sarışının peşinden herşeyi bırakıp gidebilir. Uçarı çocuk. Birlikte iyi b ir İkililer. |_je rj. $e kiz cenazemiz olacak yani. Heri, Julio'da kendi gençliğini g örm ekte fakat hiç belli etm iyor. H eri daha önce Julio: (gülüm seyerek) Ö yle gözükü

ri: Şu Bird değil mi?

y O evet. Aşağılık herif,

ri: FBI gene ayağımıza dolanacak ilan. (B ird y a k la ş ır) M e rh a b a D ostum . (M üstehzi) gene b irlik ­

li: (Pişkin, ama H eri'ye karşı olan ık duygusunu dikkatli seyircinin a yakalamasına imkan veren b ir culukla) H eey. M e rh a b a H e ri. >is gülerek) Bakıyorum çocuğu-

yanında götürüyorsun.

>: (D uygularına kapılarak, öfkeli) şimdi....

i: (Sakin) Sakin ol evlat I: (Ö n d e n içeri g ire rke n ) Hay­ da görüşürüz m y friend.... ): (Sağ el işaret parmağını ona

doğrultarak, çenesi de seyirir- ağırarak) görüşeceğiz. (H e ri’ye) n engel oldun? Şuna gü n ü n ü ■meliydim.

i: Sakin ol. H em en cep te le fo - an H a y m a n a 'y ı ara. O ra d a k i "deki bütün odaları tu t evlat.

d: (Şaşkın ama u sta sın a ola n ılığını da gizlemeye gerek duy- 1. N eden gizlesin? Bi kere H eri nın en iyi dostuydu zaten. İşin /atı var) Tam am H eri.

\J haber servisi. CBS haber ser- BS haber servisi,

in haber servisleri teyakkuz ha- :r. Bütün h aber servislerindeki ı re n k li ‘ mal b u lm u ş m a ğ rib i' ;leri ışıl ışıl yanıyor. Bir koşuş-

T e v a tü r m uhtelif.

Angeles Highvvay 97 de iki ce- ölü tam am . 10 sır sahibi eksi i sekiz. Sekizi de uçakta değildi. :ina’da inip Yunan adası Kos’a Hangisi? İkisi M id illi'd e g ö rü l- (o rs ik a 'd a b iris i M e h m e t A li ile g ö rü ş m ü ş . P a v a r o tti de ymış. Sırrı biri, ö lm eden önce tti'y e söylemiş. O da heyecan- bağırmış H aym anadaki b ü tü n kadınlar düşük yapmış. Olayın i y ö n ü n ü şu a n d a d ü n y a d a »ilgini M a h ir Kaynak'tan başka

bilen yokmuş. M ahir Bey Colacıların ölüm leriyle ilgili olarak gecede ortalam a 5 haber program a uzman konuk olarak çıkıyormuş. Uçak düşmemiş, kaçırılmış. Dalai-Lama taraftarları uçağı T ib e t’e kaçırmışlar. Pepsi sabotajı. T e v a tü r m uh­ te lif. Savaş A y program ını alttan ışıklandırılmış kabin enkazından yere doğru hoplayarak başlatmış. T e v a tü r m uhtelif. Erzak birinci sınıf. Aslında Haymanada geçen yıl da b ir uçak düşmüş. Haymana Şeytan Üçgeni. Bir aşk cinayeti. Kesin. Colacılardan birini karısı kocasını ortadan kaldırıp sevgilisine kavuşmak isterken arada olan diğer yedisine olmuş, işi Carlos Junior üstlenmiş. Aslında bu herifle r Haymanada m eşhur çıkıkçı Z e k iy e bel çektirm eye gidiyorlarm ış ancak orada havaalanı olmadığını akıl edem em işlaer. Buna benzer şeyler. Frigo. Frigo.

Evet N eil'i kırgın bırakmıştık. Nasıl bıraktıysak öyle. Hala Rüst'e bakıyor. RÜs: Lan oğlum ne dedi lan. Söyle de adamı deli etm e lan. Karıyı öldürecem artık dayanamıyom.

N e i I: (Buğulu gözlerle) Yanılıyorsun dostum . H em de çok yanılıyorsun. O lay bildiğin gibi değil. Şimdi anlatacaklarımı duyduğunda çok şaşıracaksın. Evet Kri bana dedi ki...

İ K İ B U Ç U K

Haymana Konnekşının bu b ölüm ünde verilen kısa aradan yararlanarak bugü­ ne dek çıkıp duran kısmın özetiyle, işin ardındaki karanlık niyetlerim izi buyrun buradan öğrenin. İki nokta üst üsteden hemen sonra: Şimdi malum daha önce derginin sayfa altlarında N eil ile Nazife vardı. A dam elin a s tro n o t emeklisiydi kalkmış ta Haymanalara kadar gelmişti, kız köy kızıydı. Güzelim dergim izin yazı­ ları ile sayfa alt kenarları arasındaki nisbeten ıssız, gözden uzak b ir bölgede karşılaşmıştılar. O lm uştu bi kere artık. Anlaşamazlar, k ü ltü r farkı dil farkı, ayrı dünyalar cart c u rt dem edik, dergi tö re s id ir dedik, tu ttu k e vle n dird ik bunları. Ç eşitli dedikodular, kız tarafının nahoş tu tu m u , akabinde N e il'in sünneti falan. Biliyorsunuz. Z o r günlerdi. Tam herşey yoluna girdi, N eil uyum sürecinde, N a­ zife de zaten hamile, bize artık müsaade derken pat diye Haymana açıklarına b ir uçak düştü. Hiç beklem iyorduk.

Uçağın içinden biri kısmen canlı, yedisi to ta l ölü to p la m sekiz C oca C ola ge­ nerali çıkınca, geri kalan iki general de hemen hemen aynı saatlerde Los Ange- les’ta esrarengiz b ir kazaya kurban gidince ve orta d a sır sahibi kimse kalmayın­ ca, işin içinde b ir de Haymanalı m eşhur gazoz kralı Rüstem olunca malzeme çok güzelleşmişti. "B ir anda dokuz kişi hem de megaözne dokuz kişi ölmüş son kalanın da niyeti ve sağlık durum u bozuk hiç olmazsa onu kurtarm ak lazım, ai­ leleri deseniz kim b ilir ne kadar feryat figan iç in d e d ir um urunuzda mıydı?” diye sorarsanız? Değildi. Olaya D ö rti H eri ve ortağı Julio da dahil olunca kadro ta ­ mam lanıyordu ve bize artık yapacak başka b ir şey kalmıyordu. Film için aklımı­ za sponsor olarak e lb e tte hemen tahm in edebileceğiniz gibi C oca C ola Inc. Hınk. Mink, geldi tabii. Böyle. Şimdi A llah b ilir yüzünüzü buruşturm aktasınızdır ‘O ld u mu şimdi? Size yakıştı mı?’ gibilerden. Bırakın bu dürüstlük numaralarını sanki siz çok temizsiniz. A le m g ö t olmuş biz niye olmayalım? N eyim iz eksik? Laf aramızda iyi de para aldık. C lin t dışındaki diğ e r oyuncuları da çok ucuza kapattık hatta Haymana Kaymakamı Sevim Hanım ülke tanıtım ına katkısı olaca­ ğı gazına gelerek b ir N e o - Çalıkuşu halet-i ruhiyesiyle ücretsiz oynadı. Şimdi V e n e d ik, B erlin, C annes fe s tiv a lle rin e o raya buraya katılm ayı p la n lıyoru z. M T V ’ye klibim iz hazır. Filmin müziği taş gibi oldu. Balkan göçm eni b ir T unuslu­ ya yaptırdık. Kuzey A fro çöl sarışını tire balkanom akedonik ezgilerin arasına ustalıkla serpiştirilm iş volkanik efektlerle nefis birşey oldu gerçekten. A rada da b ir Rizeli kıza lazca vokal yaptırdık. Efektleri Fujiyama'ya bizzat giderek

kaydet-tik ve her bakımdan w o rld music tarzında b ir çalışma olmasına gayret g ö ste r­ dik şıp diye anlayacağınız gibi. Madem şıp diye anlayacaktınız niye bu kadar ay­ rıntılı anlattırdınız o zaman?

Eğer film 'B efore The Rain’den daha fazla fırtına koparmazsa gelin yanımıza. Herşey tam am, acılar gerçek, olay güncel, duyarlılığımız kıvamında, bokunu çı­ karmadık, silahlara ve savaşa kesinlikle karşıyız, n e d ir bu rezalet yazık çok yazık, bazı sahnelerde filtre kullandık re n kle r büyüleyici, egzotik doğuda aşk (D ö rti Heri-Kaym akam Sevim), b irb irin i seven ama çok uluslu tekellerin, gizli servisle­ rin çıkar çatışmaları arasında istem eyerek kalarak kırılan, incinen giderek (dıgı dik dıgı dik) b irb irin d e n uzaklaşan iki sevgili (N azife- N e il), Harvardlı Colacı K ristofır ile Haymanalı Gazozcu Rüstem özelinde ele alınan batının pozitivizm i ile doğunun sezgisi ikilemi, ayrıca Haymana ile Şerefli Koçhisar arasındaki yüz­ yıllardır sürüp giden husum etin getirdiği m ikro e tn ik huzursuzluklar ve daha neler neler. Yani kısaca b ir destan yarattık diyebiliriz sizin için, C oca Cola'dan para alarak. H erşey sizin için. Yaşasın sinema. Hah. Bir görsel şölen bu. Kame­ ra çok hareketli. O lağanüstü birşey ya. Ya da şöyle dem ek lazım yürek parçala­ yan b ir ağıt bu, barış ve kardeşlik üzerine. Çağımız insanınınının tra jik yalnızlı­ ğını, itilmişliğini, falan filanını bu film de bulacaksınız, içeri girip kirlenm iş ruhları­ nızı arındırıp tü y gibi çıkacaksınız. Bütün W a rn e r Bros, sinemalarında aynı an­ da. Frigo. Frigo

Evet, Haymana Konnekşın- Part tıri kaldığımız yerden devamla.

B ö l ü m 3

Üçüncü bölüm e gelene dek verdiğim iz uzun arada olan birtakım değişiklikler: Los A n g e le s’den H aym ana'ya d oğru yola çıkan ünlü m ü fe ttiş D ö rti H e ri C lin t’i diziden çıkardık yerine Raki Balboa'yı aldık. Herşeyin b ir sebebi var. Bu C lin t yıllarca elinde magnumu beline kadar kan revana batmış gezerken b ir­ den tuhaflaştı. ‘Bird', 'P erfect W o rld ', 'A ffedilm eyen', 'Beyaz Avcı C esur Y ü re k’ derken ‘Bridges o f Madison C o u n ty ’ yi görünce diziden C lin t’i çıkardık artık. Yani. Yakışmazdı. Halbuki. Bize hala gözünü h e r an kan bürüyebilecek kapasi­ tede b ir in sp e cto r lazımdı. Bulduk. Raki. Julio ile de çabuk uyum sağladı Allah için. Senaryoyu da gördü. Beğendi. E o zaman. Devam.

Rüs: N e dedi ulan?

Neil: Bak Rüşte benim le böyle konuşma. Kırılıyorum.

Belgede ay d a bir ç ık a r (sayfa 57-67)

Benzer Belgeler