• Sonuç bulunamadı

2.1.4. HASTANE İŞLETMELERİ

2.1.4.6. Hastanelerin Özellikleri

Sağlık hizmetlerinin en önemli sunucusu olarak kabul edilen hastanelerin taşıdığı özellikleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

1. Hastanelerin Birer Hizmet İşletmesi Olması ve Sağlık Hizmetleri İçerisinde Yer Alması: Hastanelerin esas kuruluş nedeni hastalara tedavi hizmeti vermek olduğu için hizmet organizasyonları arasında sayılmışlardır. Hastaneler, hem bir hizmet işletmesi

32 olması nedeniyle hem de sağlık hizmeti içerisinde yer alması nedeniyle bu üst sistemlerinin özelliklerini de bünyelerinde barındırmaktadırlar.

a. Hastaneler yüksek düzeyde sermaye gerektiren emek yoğun işletmelerdir: Tıp bilimindeki ve teknolojisindeki gelişmeler, belli düzeyde sağlık talebini karşılayabilmek için sunulan kapasite, büyük yatırımları gerektirmektedir.

b. Sağlık hizmetleri kuruluşlarının dolayısıyla hastanelerin en önemli özelliği hastaların, verilen tedavi hizmetinin türünü, niceliğini ve kalitesini belirleme ve değerlendirme durumunda olamamalarıdır. Bu husus, hastaneleri diğer pek çok organizasyondan ayıran önemli bir özelliktir. Çünkü sağlık hizmetlerinde, tüketicilerin talep edecekleri hizmet ve ürünler konusunda bilgisiz olmaları ya da yeterli bilgiye sahip olmamaları pazarın etkin biçimde çalışmasını engelleyebilmektedir. Sağlık konusu ancak uzun bir eğitim dönemi sonunda uzmanlık kazanmış kişilerin bilebileceği karmaşıklıktadır. Bu bağlamda, hastanın kendisine uygulanan tedaviyi kontrol etme olanağı olmadığından, tedavi hizmetlerinin gözetimi ve denetimi, tıbbi hizmetlerin organizasyonunda önem kazanan hususlar olmaktadır.

c. Bir ülkede hastaneler, ekonomik faaliyetlere katılsın veya katılmasın, toplumun tümüne hizmet sunarlar.

2. Hastanelerin Karmaşık Yapıda Örgütler Olması: Hastanelerin karmaşık yapıda örgütler olarak nitelendirilmesine neden olan faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz.

a. Hastane dışında hastaneyi etkileyen etmenler yani hastane çevresi çok karmaşıktır. Yasam ve sağlık kavramlarının doğuştan kazanılmış bir hak olarak anayasada yer alması, buna paralel olarak da devletin tüm yapılanması ile sağlık hizmetlerinin sunum ve denetim sürecinde yer alması hastaneyi dışarıdan etkileyen en önemli etkenlerden biridir.

33 b. Hastanelerdeki aşırı işbölümü ve uzmanlaşma; yapısal karmaşıklığa yol açan nedenlerden bir başkasıdır. Hastaneler benzer büyüklükteki örgütlerle karsılaştırıldığında, hastanelerdeki işbölümü ve uzmanlaşmanın düzeyi çok daha yüksektir. Hastanelerde görevler; birbirinden çok farklı öğrenim, eğitim, yetenek, geçmiş yaşantılar, değerler, ihtiyaç ve fonksiyonlara sahip çok sayıda meslek elemanını bünyesinde barındıran gruplar tarafından yerine getirilir. Hizmet içi eğitimle eğitilen yardımcı personelden oldukça yüksek düzeyde eğitilmiş beyin cerrahına kadar değişen insan kaynakları, yapılan faaliyetlerin yasam ve ölümle ilgili olması hastanelerin karmaşık örgütler olarak nitelendirilmesinde önemli rol oynar

c. Hastanelerde kullanılan teknoloji oldukça karmaşıktır. Teknolojinin hızla ilerlemesi hastanelerde uzmanlaşmanın artmasına ve yeni uzmanlıkların doğmasına neden olmaktadır

d. Hastanelerin eğitim işlevi örgütsel karmaşıklığa neden olmaktadır. Hastanelerin eğitim işlevleri; eğitim hizmetlerinin örgütlenmesi, örgencilerin hastaneye geliş ve ayrılışlarının takibi, bu örgencilere verilecek eğitim hizmetlerinin programlanması, örgenciler ile hastane personeli arasındaki iletişim sorunlarının çözümü gibi ek sorunları da beraberinde getirmektedir.

3. Hastanelerde Talep Belirsizliğinin Çok Yüksek Olması: Hastaneye gelen her hasta farklı tanı ve tedavi özellikleri gösterir. Tedavi hizmeti üreten hastaneler, bu hizmetin türünü nitelik ve nicelik açısından önceden belirleme ve değerleme durumunda değildirler. Bu nedenle herhangi bir an için hastaneye olan talep doğru olarak tahmin edilememektedir. Yine bu paralelde, hastaneye gelen hastanın tedavi talebinin aciliyet taşıması ve reddedilemez nitelikte olusu, gerek donanım gerekse personel açısından hastanenin her zaman kullanıma hazır tutulmasını gerektirmektedir. Bunun bir sonucu olarak, hastanede tam kapasite çalışmayan ve zarar eden servisler veya birimler dahi kapatılamamaktadır. Bu ise hastanede fazla sayıda personel istihdamına yol açtığı gibi hastanelerin sabit maliyetlerini de yükseltmektedir.

34 4. Hastanelerin Günün 24 Saati Hizmet Sunması: Hastaneye gelen hastanın tedavisi acillik ve reddedilemezlik özelliği gösterdiği ve hastanedeki bir kısım hastanın sürekli bakım altında tutulması gerektiği için hastanelerde tüm gün boyunca hizmet verilmektedir. Bu bağlamda, özellikle ameliyathane, yoğun bakım, acil servis ve klinik hizmetlerinde; hastanelerin kaliteye yönelik olarak sıfır hata amaçlarını gerçekleştirebilmeleri için, günün her saatinde aynı kalitede hizmet sunumunu gerekli kılmaktadır.

5. Hastanelerin Matriks Yapıda Örgütler Olması: Matriks temeline dayalı örgütlenmede; bölümlere ayırma ölçüsü olarak hem işlev hem de proje ölçütünün bir arada kullanıldığı görülür (30). Matriks yapılı örgüt, faaliyetlerinin fonksiyon esasına göre gruplandırıldığı bir örgüt üzerine proje örgütünün monte edilmesiyle ortaya çıkan bir yapıdır. Matriks örgüt yapısı, iki ayrı ilişki üzerine kurulmuştur. Dikey ve yatay ilişkiler. Matriks bir yapıda, hem dikey hem yatay ilişkiler aynı derecede öneme sahiptir ve bu nedenle ikili otorite hattı mevcuttur. Matriks örgütte iki tür yönetici bulunmaktadır. Bunlar; fonksiyonel yönetici ile proje yöneticisidir. Fonksiyonel yönetici, isin kimler tarafından, nerede (hangi projede) ve mesleki açıdan nasıl yapılacağı konularıyla ilgilenmektedir. Proje yöneticisi ise; neyin, ne zaman ve neden yapılacağını belirlemektedir. Dolayısıyla uzmanlık bölümleri içinde çalışan personeller bir yandan uzmanlıkları nedeniyle ilgili bölümün yöneticisine (dikey ilişki); bir yandan da bu uzmanlıklarını belirli bir projede uyguladıkları için bu projenin yöneticisine (yatay ilişki) karsı sorumludurlar. Bu yapıda, proje yöneticisi “emir-komuta yetkisine” değil, matriks yapının bir özelliği olan “proje yetkisi” ne sahiptir. Projeyi oluşturan işlerin gerçekleştirilmesi sorumluluğunu fonksiyonel yöneticiler ve proje yöneticisi müştereken taşımaktadır. Proje yöneticisi ile fonksiyonel yönetici arasında hiyerarşik bağ yoktur. Proje ekibi içinde yer alan elemanlar, iki ayrı amire bağlıdır. Proje ekibi içerisinde çalışanlar hem fonksiyonel hem de proje yöneticisine bağlı oldukları için her iki amiri de tatmin etmek zorundadır. Bütün bu özellikler, aynı zamanda, matriks yapının çalışmasındaki güçlükleri ifade etmektedir. Matriks örgüt yapısı bu özellikleri itibariyle bünyesinde pek çok sorun taşımaktadır. Klasik hiyerarşik bir örgüt içerisinde sorun olmayan pek çok olay, matriks bir yapı içinde krize dönüşebilmektedir. Bu bağlamda matriks

35 yapıda karşılaşılabilecek ana sorunlar; farklı amirlere aynı derecede bağlı olunması nedeniyle görev ve sorumlulukların çakışması, kişilerin performans değerleme sorunu, tam bir haberleşme zorunluluğu, karışıklık ve düzensizliğe açık olusu, beşeri ilişkilerde yumuşaklık, iş ilişkilerinde açıklık ve sorun çözme yaklaşımını gerektirmesi ve çatışmalara açık olusudur.

Benzer Belgeler