• Sonuç bulunamadı

Hastane Tasarımında DeğiĢen YaklaĢımlar

4. HASTANE TASARIMINDA DEĞĠġĠM VE DÖNÜġÜMLER

4.3 Hastane Tasarımında DeğiĢen YaklaĢımlar

DeğiĢim mimarlığın vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak değiĢim Ģekli, hızı mimari ürünlere göre değiĢiklik göstermektedir. Diğer mimari ürünlerden farklı olarak hastaneler, daha etkili ve kökten değiĢimlere maruz kalmıĢtır. Bunun nedeni ise, insanlık tarihinin en eski ve içgüdüsel amacı olan hayatta kalma mücadelesi için, hasta bakım, iyileĢme, iyileĢtirme yöntemlerinin tekrar tekrar değiĢerek yorumlanmasıdır.

Tıbbi bilginin sınırlı olduğu zamanlarda sadece iyi-olma haline odaklanılmıĢtı. Daha sonra bakım-merkezli bir yaklaĢım benimsendi. Ancak insan bedeninin sadece fiziksel ihtiyaçları olmadığı aynı zamanda sosyal ve psikolojik açıdan da bir bütün olarak ele alınması gerektiği ortaya çıktı ve bu doğrultuda bir yöntem izlenildi. „bakım merkezli‟ sağlık sisteminden, „hasta merkezli‟ sağlık sistemine geçilmesinin, hastane yapılarının bugünkü Ģekillerini almasında büyük etkisi oldu. Bunda daha yüksek kalitede hizmet görmek isteyen kullanıcıların da büyük payı var. Bu ortam içinde, mimarlar, sağlık kurumu ve hastane yöneticileri, planlamacılar, destekçi kurumlar, yasayı oluĢturanlar sağlık bakımını 21. yüzyıla taĢıyacak, kaliteli, uygun maliyetli ve esneklik bakımından yeterli hastaneler tasarlamak için iĢbirliği içinde olmalıdırlar.

Miller ve Swensson‟a (2002) göre, sağlık endüstrisi için tasarım yapan mimarlar, 4 ana yaklaĢım değiĢiminden etkilenmektedir:

a. Gençlikten olgunluğa geçiĢ: Endüstri çağının baĢlangıcından beri, eski, yaĢlı, modası geçmiĢ olan her Ģeyin terk edilmesi benimsenmiĢtir. Ancak

Ģimdi bu yaklaĢım, önyargılı davranmayıp eskiden de yeniden de faydalı olabilecek tarafları almak yönünde değiĢiyor.

b. ĠyileĢtirme durumundan sağlığa geçiĢ: On beĢ yıl önce, „hastanede yatmak‟, „ileri teknoloji‟, „akut tedavi‟ kelimeleri tıp alanında sık kullanılan terimlerdi. Günümüzde anahtar kelimeler „iyi olma‟, „korunma‟, „ayakta tedavi hizmetleri‟, „teĢhis ve tanı hizmetleri‟ dir. Modern tıp, sadece hastalığı iyileĢtirmek yerine, hastalıktan korunma ve sağlıklı kalmanın devamlılığı kavramına doğru değiĢim göstermektedir. Bu yeni yaklaĢım hastane mimarisini büyük ölçüde etkileyecektir.

c. ÖzelleĢmeden bütünlüğe geçiĢ: Mimarlardan artık, çeĢitli kullanıcı gruplarına hizmet veren ve değiĢen ihtiyaçlarla geliĢme yeteneğine sahip kompleks yapılar yaratmaları istenmektedir. Yirmi beĢ yıl önce hastane binaları, on beĢ yıl önce sağlık kampusu önemli iken, günümüzde „sağlık parkı‟, „medikal merkez‟, „medikal otel‟ gibi topluma tümüyle entegre olmuĢ tasarım anlayıĢı ortaya çıkmıĢtır.

d. ‘Reaksiyon’dan ‘öngörü’ ye geçiĢ: Planlamacılar, hastane yöneticileri, sağlık yasa ve yönetmeliğini oluĢturanlar ve mimarların bir sorunla karĢılaĢtığında anında cevap vermesi gelecekte yeterli olmayacaktır. Ġnsan doğası gereği dinamik bir yapıya sahiptir ve modern teknoloji bu dinamizmin hızlanmasında büyük etkendir. Fiziksel ve sosyal açıdan insan için tasarlanmıĢ yapılar, değiĢen ve geliĢen ihtiyaçların öngörüsünü bünyesinde barındırarak, bu dinamizmi yakalamalıdır.

Bu ana değiĢikliklerin yanı sıra Miller ve Swensson‟a (2002) göre, hastane planlamacıları ve tasarımcıları aĢağıdaki dönüĢümlerin de farkında olmalıdırlar:

a. Ayrıcalıklı olma durumundan sisteme dönüĢüm: Geleneksel olarak kullanılan „sağlık sistemi‟ tanımı aslında bir sağlık koruma sisteminden çok, hasta bakım sistemini tanımlıyor. Ve „sistem‟ nüfusun gerçekten ve sürekli profesyonel tedavi alabilen bir kısmını tanımlamaktadır. Geri kalanlar bu „sistem‟in dıĢında kalıyor. Gerçek bir sistemde her an her kiĢi sağlık hizmetlerinden en kolay Ģekilde yararlanabilmelidir. Bu noktada mimarlardan, hastanelerin hijyenle çevrilmiĢ, toplumdan izole imajını silip, sağlık kurumlarını günlük hayatın içine sokmaları bekleniyor.

b. Hastalıktan daha çok iyi olmaya odaklanmak: Sadece hasta olunduğunda bakım yerine, sağlığı korumaya yönelik çalıĢmalarla hastaneler toplumla daha iyi bütünleĢmiĢ olacaklardır.

c. Parçalanmadan bütünlüğe dönüĢüm: GeçmiĢte medikal bakımın bütünlüğü denilince akla, tam teçhizatlı doktorların bir araya gelmesi, bir ambar dolusu medikal ekipmanın bir çatı altına toplanması yani hastaneyi oluĢturması akla gelirdi. Erken endüstri çağında, böyle bir düzenleme daha az bölünmeyle doktor daha az emek harcadığı için daha etkili oluyordu. Enformasyon çağında ise, personeli ve ekipmanları bir kompleksin ya da binanın içinde bir araya getirmek hem gerekli değil hem de yeterli değil. Çünkü artık daha derin bir tedavi bütünlüğü için teknoloji var. Sağlık bakım fonksiyonları, finans, yönetim, tamamen bütünleĢip elde edilen bilgi kolayca dağıtılabilir. En basit seviyede bir hastane planlamak ve tasarlamak, enformasyon teknolojilerinin koĢullarına uyum sağlamayı gerektirecek. Teknoloji, sağlık hizmetlerinin bağımsız bir Ģekilde yönetilmesini harekete geçirecek. Örneğin, bir doktor, hastasını hastaneyi ziyaret etmeye mecbur etmek yerine ofisinden hastaneye bilgi gönderebilecek.

d. HiyerarĢiden fonksiyonele dönüĢüm: Geleneksel hastaneler yönetim hiyerarĢisine göre organize edilir. Hastaneler, hastanenin temelde hastayla doktor arasındaki iliĢki merkezli “komĢuluk” iliĢkisini göz ardı eden yönetim katmanlarıyla yönetiliyorlar. Fonksiyonele doğru değiĢim, yönetim hiyerarĢilerini azaltır ve daha az kolektif ancak daha insan ölçeğinde binaların tasarlanmasıyla bu elde edilebilir.

e. Pasif katılımdan aktif katılıma dönüĢüm: Hizmeti sağlayan merkezli (hastane ve doktor merkezli) sağlık sisteminde, doktor-hasta iliĢkisinde, hasta kendini tamamen doktorun ellerine bırakır. Fakat hizmeti sağlayıcıdan, hasta odaklı sağlık sistemine geçiĢte, hasta, tedavisinde daha aktif rol almayı bekliyor ve doktorun söyledikleriyle yetinmek yerine beraber hareket edip tedavi seçimlerini arttırıyor. Mimarlar da, daha konuksever, hastaların da katılımını sağlayacak tasarımlara projelerinde yer vererek bu dönüĢüme katkıda bulunabilirler.

f. Kurumsallıktan kurumsal olmayana dönüĢüm: belki de tasarımla en çok ilgisi olan ve gözle görülen dönüĢüm budur. Mimarlar, hastaneleri geleneksel kurumsal yapısından kurtarıp, evin konfor ve sıcaklığını sağlayan rahatlatıcı tasarımlar üzerinde duruyorlar.

Bu değiĢen ve dönüĢen yaklaĢımlar sayesinde, mimarlara da bu alanda daha fazla katkıda bulunmak için bir fırsat doğmuĢ oluyor. Bu yaklaĢımlar doğrultusunda, hastane imajına yeni bir yön veriliyor. Hastaneler insanların sadece zorunda kaldıklarında gitmeleri gereken, gittiklerinde de endiĢeli oldukları bir yer olmaktan çıkıp, daha gündelik hayatın içine sokuluyor, daha kamusallaĢtırılıyor. Öyle ki, insanlar bilgi almak için hatta sosyal aktiviteler için hastanelere gidiyorlar. TeĢvikiye‟de (Ġstanbul) “Medica” adında bir ileri tanı merkezi, geleneksel sağlık kurumu imajının dıĢına çıkarak tıp ile sanatı birleĢtiriyor. Tamamen halka açık olarak düzenledikleri “Medica Pazar Konserleri”nde, Ġstanbul Devlet Opera sanatçılarının yorumuyla klasik batı müziğinin örnekleri insanlara sunuluyor (ġekil 4.6) (Url-17). Böylece sağlık kurumları insanlar üzerinde bir endiĢe oluĢturmayan, sağlıksızlığı çağrıĢtırmadan gündelik hayat içinde aktivitelerin de yapılacağı bir yer imajıyla insanların karĢısına çıkıyor.

ġekil 4.6 : Medica Ġleri tanımerkezi. Klasik batı müziğinin, Ġstanbul Devlet Opera sanatçılarının yorumuyla, örneklerin sunulduğu, “Medica Pazar Konserleri”, tamamen halka açık olarak, kıĢ aylarında iç mekânda, yaz aylarında ise bahçede gerçekleĢiyor (Url-17).