• Sonuç bulunamadı

İngilizlerin başarılı bir şekilde Dunkirk tahliyesi ile askerlerinin büyük bir kısmını anavatanlarına taşıması savaşın artık başka bir boyuta geçtiğinin resmiydi. İngilizler yurtlarına dönen ve artık tecrübe sahibi bu askerlerini ileride Alman tehlikesine karşı tekrar kullanacaklardı. Fakat şimdi herkesin aklındaki asıl soru şuydu; Almanlar, İngiltere’ye mi saldıracak yoksa Fransa işgaline devam mı edecek? 10 Mayıs 1940 günü başlayan Alman işgali çok kısa bir sürede inanılmaz bir hızla devam etmiş ve iki hafta gibi bir sürede Manş Denizi’ne ulaşarak Müttefik kuvvetleri birbirinden ayırmıştı. Artık Müttefik iki ülke yetkilileri tehlikenin hangi ülke topraklarına sıçrayacağı konusunda ve alınması gereken tedbirler dahilinde çeşitli

90 Cumhuriyet, 1 Haziran 1940, s.1. 91 Gilbert, Churchill, s.771.

beyatlarda bulunmaktan başka bir şey yapamıyorlardı. Nitekim İngiliz İstihbarat Bakanlığı Müsteşarı olan Nicholson, Almanların İngiltere’ye birkaç bin asker çıkarmalarının ihtimal dahilinde olduğunu fakat güçlü İngiliz donanması karşısında üstünlük sağlayamayacaklarını ifade etmişti. İngiliz Sağlık Bakanı Mac Donald (Malcom) ise İngiltere’nin alması gereken tedbirlere değinerek; savaşın yakında İngiltere’ye sıçrayacağını ve bu sebeple İngiltere’nin doğu, güney ve güneydoğu’da bulunan şehirlerindeki çocukların olası işgalden etkilenmemeleri için başka şehirlere nakledilmesi gerektiğini belirtmişti. Donanma’da görevli amirallerden bir olan Sommerville dahi Almanların uygun hava koşullarında İngilizler farketmeden sahillere asker çıkarabileceğini ve bu duruma karşı ülkesinin çeşitli tedbirler aldığını beyan etmişti93.

Ancak Almanların hesapları farklıydı. Almanlar Fransa tam olarak işgal edilmeden İngiltere’ye karşı bir saldırıyı ilk anda düşünmediler. Fransızlar ilk Alman taarruzları karşısında çöken savunma hatlarını yeni bir hat kurarak ülkelerini savunma çabası içindeydiler. Weygand Hattı olarak tabir edilen bu yeni savunma düzeni, Manş kıyısından Somme ve Aisne nehirleri boyunca uzanıp Montmedy’de Maginot hattı ile birleşiyordu94. Bu yeni cephe daha geniş olmakla birlikte oldukça zayıf bir görüntü veriyordu. Fransızlar işgalden bu yana yaklaşık 30 tümenini kaybetmişti. İngilizlerin sadece 2 tümeni kalmıştı. Weygan 17’si Maginot hattında kullanılmak üzere cepheye toplam 49 tümen göndermişti. Mekanize birlikler ise ağır kayıplar verdiğinden manevra kabiliyetinden yoksundu95. Bu arada Fransa’da Almanların nereden saldırı düzenleyeceği ile ilgili bir takım fikirler ileri sürülmekteydi. Ulusal gazetelerden biri olan Populaire adlı gazetede durumu ele alan bir gazeteci, Alman ordusunun üç ihtimalli bir işgal planı olduğunu ileri sürdü. Bunlardan ilki Malmedy’den başlayarak Aisne ve Somme nehirlerini takip eden uzun bir cepheden saldırı olacağı, diğeri Alman ve savaşa girmesi beklenen İtalyan ordularının İsviçre üzerinden birlikte taarruz edecekleri ve son olarak ise Alman ordusunun İsviçre’den; İtalyan ordusunun ise Alplerden ayrı bir şekilde taarruzda bulunacağı yönündeydi96.

93 Muharrem Feyzi Togay, “Harbin Genişlemesi İhtimali”, Cumhuriyet, 1 Haziran 1940, s.2. 94 Keegan, İkinci Dünya Savaşı, s.89.

95 Hart, İkinci Dünya Savaşı I, s.91.

Almanlar ise Fransızların aksine oldukça kuvvetli ve yenilenmiş birlikleri cepheye gönderdiler. Hiç muharebeye katılmamış 130 piyade tümenine 13 yeni panzer tümeni ilave eden Almanlar hazırlıklarını tamamladılar. Paris’i işgale yönelik hazırlanan yeni plan dahilinde A Ordu Grubu Oise ve Meuse arasındaki Aisne hattına saldırmak üzere ileri sürüldü. Bu birliklere Guderian iki panzer kolordusu ile destek verirken, Kleist de yine iki panzer kolordusu ile Amiens ve Peronne’ye saldıracaktı. B Ordu Grubu ise kuzeyden Weygand Hattı’nın sol kanadını etkisiz hale getirmek üzere tertiplendi97. Alman taarruzu ilk olarak 5 Haziran 1940 tarihinde başladı. Weygand Hattı, Manş Denizi ile Amiens arasında ilerleyen Panzer birliklerinin saldırı sonrası yarıldı ve iki gün sonra Paris’in kuzeyinde bulunan Rouen Almanların eline geçti. Burada Sen nehri geçilirken hiçbir direnişle karşılaşılmadı. Bu arada General Fortune komutasında Avrupa anakarasında kalan son İngiliz kuvvetleri Almanlar, Roune girince St. Valery-en-Caux’da denize kadar çekilmek zorunda kaldı. Doğu tarafında Champagne’ye karşı 9 Haziran’da Alman taarruzu başladı ve Fransız savunması kısa bir süre sonra çözüldü. Guderian’ın zırhlı birlikleri Chalons-sur-Marne’de gedik açarken, 11 Haziran’da Kleis’in birlikleri Chateau-Thierry’e ulaştı98.

Alman birlikleri Paris’e doğru yaklaşırken, Fransızlar artık barış görüşmelerine başlamanın zamanı geldiğine inanıyorlardı99. Bu arada Churchill, Fransa’nın birkaç ay daha dayanabilirse İngiltere’nin yardıma geleceğini belirtmekteydi. Chirchill, bir Kanada tümeninin 10 Haziran’da yola çıkacağını, Dunkirk’ten çekilen İngiliz tümenlerinden birinin gönderileceğini ve Narvik’ten çekilen birliklerin dahi yolda olduğunu hatırlatarak Fransa’nın 9 ay dayanması halinde İngiltere’nin eğitip donatacağı 25 tümeni Fransızların emrine vereceğini ifade etti. Ancak İngiltere’nin kısa zamanda Fransa’ya büyük bir askeri yardımda bulunması pek olanaklı görünmüyordu. İngiltere’nin Fransa’nın kuzeyinde General Fortune komutasındaki birlikleri ağır kayıplar veriyordu. Bunun yanında tahliyenin son gününde üç İngiliz savaş gemisi batırılmış ve gemici ve askerden oluşan 1500 kişi can vermişti. Churcill, 7 Haziran’da Fransız mevkidaşı ile olan görüşmesinde sürekli asker yardımı istenmesine öfkelenmiş ve halihazırda 144 İngiliz savaş uçağının Fransa’da

97 Hart, İkinci Dünya Savaşı I, s.91.; Keegan, İkinci Dünya Savaşı, s.90 98 Hart, İkinci Dünya Savaşı I, s.91-92.; Gilbert, Churchill, s.774. 99 Keegan, İkinci Dünya Savaşı, s.90.

savaştığını belirtmiş, buna rağmen Paris’in korunması için 24 uçaksavar balonunun Fransa’ya gönderilmesine razı olmuştu. Buna karşılık Reynaud henüz Ulusal Savunma Müsteşarlığı görevine atanmış olan Gaulle’ü Londra’ya göndererek tüm İngiliz hava kuvvetlerinin Fransa’nın savunmasına katılmasını istedi100. Ancak İngilizler bu fikre yanaşmadı. İngiltere’nin temkinli yaklaşımı özellikle sonraki süreçte savaşı sürdürebilmesi açısından gerekli olan asker, mühimmat vs. nin ülke muhafazasında kullanılması gerekliliğine yönelik politikasından ileri gelmekteydi. Fransız yönetimi çaresiz bir şekilde gözlerini ABD’den gelecek yardıma dikti. Başbakan Reynaud, Roosevelt’e “Biz Paris’in her noktasında savaşacağız, bulunduğumuz yerden

atıldığımızda Kuzey Afrika’ya gidip orada mücadelemize devam edeceğiz101” dedi ve

Amerika’nın tüm kaynakları ile yardımda bulunmasını talep etti102.

Fransa’nın başkenti Paris, Alman ordularının muhasarası altındaydı. Weygand, Somme yenilgisinin ardından 7 Haziran’da hükümete vakit kaybetmeden barış görüşmesi talep etmelerini önerdi. 9 Haziran 1940 tarihinde Paris, savaştan zarar görmemesi için açık şehir ilan edildi ve hükümet başkentten ayrılarak Tours şehrine nakledildi103. Tüm bu yaşananlara 10 Haziran’da İtalya’nın Almanya’nın yanında savaş ilan etmesi eklendi104. 11 Haziran tarihinden ise Churchill son kez bir umutla Tours’a giderek Fransa Başbakanı Reynaud, General Petain ve Weygand ile görüştü. Churcill, Fransa’nın savaş devam etmesi gerekliliğinden bahsetti. Alınacak tedbirler arasında Atlantik’ten Fransa’ya askeri yardım konuşuldu. Churchill’in teklifleri arasında Fransa’da bir gerilla savaşının yürütülmesi de vardı ancak Petain bunun ülkeyi harap etmek anlamına geleceğini bildirerek razı olmadı. Son olarak Fransızların Bretanya’da direnmesi ve buraya hem İngiltere’den hem de Kuzey Afrika’daki Fransız birliklerinden takviye yapılması fikri de kabul görmediğinden bu görüşme neticesiz kaldı105. Alman birlikleri nihayet 14 Haziran 1940 günü hiçbir direnişle karşılaşmaksızın Fransızların başkenti Paris’e girdiler. Bu arada Weygand askeri

100 Gilbert, Churchill, s.773-774.

101 Hart İkinci Dünya Savaşı Tarihi I, s.92.

102 Muharrem Feyzi Togay, “Harbin Üçüncü Safhası ve Tanca”, Cumhuriyet, 15 Haziran 1940, s.2. 103 Hart, İkinci Dünya Savaşı Tarihi I, s.92.

104 Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, s.368.

105 Muharrem Feyzi Togay, “Askeri Mesele, Siyaset ve Japonya”, Cumhuriyet, 13 Haziran 1940, s.2;

durumu da gözününde bulundurarak kabineye Almanlarla barış görüşmesi yapılması hususunda baskısını artırdı. Fransızların savaşın tüm ağır yükünü kendi omuzlarında hissetmeleri ve Müttefiklerden beklenen yardımın netice vermemesi ki General Weygand İngiltere 1 milyon asker göndermedikçe Fransa’nın savaşa devam etmeyeceğini söylemekteydi, onları Almanlarla barış anlaşması yapmaya zorladı. Yaşanan gelişmeler neticesinde Başbakan Reynaud istifasını sundu ve yerine General Petain kabineyi kurmakla görevlendirildi. Yeni kabine 16 Haziran 1940 tarihinde Hitler’e barış görüşmelerinde bulunma isteğini gönderdi. Hitler 20 Haziran günü Fransızlara, Almanların 1918’de mütareke yaptıkları vagonda görüşmenin yapılması şartını iletti ve 22 Haziran 1940 tarihinde Fransa, Alman işgalini onaylayan anlaşmayı imzaladı106.

106 Muharrem Feyzi Togay, “Fransa’nın Sulh Teklifi ve İngiltere”, Cumhuriyet, 18 Haziran 1940, s.2;