• Sonuç bulunamadı

C. Kültür Endüstrisi ve Turizm İlişkisi

4.2. Halk Hekimliği ve Halk Baytarlığında Üzüm

Türk toplumunda ve kültüründe geçmişte birçok alanda görülen uygulamalar günümüzde de devam etmektedir. Bunlardan biri de halk hekimliği alanıdır. İnsan, kendilerini olumsuz yönde etkileyen hastalıklarla insanlık tarihi boyunca savaşmıştır. Çeşitli deneme yanılma yöntemleri ve uygulamalarla kendilerini ve çevrelerindeki canlıları iyileştirmeye çalışmıştır. Böylece halk hekimliği ve halk hekimliği uygulamaları ortaya çıkmıştır.

Günümüzde geleneksel tıp, tıbbi folklor ya da folklorik tıp olarak adlandırılan halk hekimliği Boratav’a göre (1973: 149) imkânı bulunmayan, doktora gidemeyen veya gitmek istemeyen insanların hastalıklarını tanıma ve sağaltma amacıyla başvurduğu yöntem ve uygulamalara denilmektedir. Kaplan’a göre (2011: 91) halk tıbbı, aynı zamanda “yerel tıp” veya “halk tabebeti / sağaltmacılığı” olarak da adlandırılmakta; sağlık ve hastalığa ilişkin bilgi ve uygulamaların kuşaktan kuşağa aktarılması ile oluşan, her aktarımıyla birlikte ‘yeniden üretilen’ sözlü sağlık bilgisini nitelemektedir. Tekin ise (2007: 47) geleneksel tıbbı genel olarak “ev tedavisi” olarak tanımlamaktadır. Ayrıca halk hekimliğini kırsal kesimlerde kuşaktan kuşağa aktarılan dinsel inançlar, değerler ve diğer kültürel öğelerden hareketle elde edilen bilgiler sayesinde hastalıkları evde tedavi etme usulleri olarak değerlendirmektedir.

Orhan Acıpayamlı’ya göre (1989: 5) halk hekimliğinin amacı kullandığı maddi ve manevi araçlar yardımıyla halkın sağlığını korumak ve hasta kimseleri sağlıklarına kavuşturmaktır. Sedat Veyis Örnek’e göre (1966: 105) halk hekimliği, hastalık teşhisi kullandığı ilaç ve bazı metotlarında rasyonel bir düşünüşle hareket etmekte, hatta tıbbın bunlardan yararlandığı bilinmektedir.

69 Halk hekimliği yukarıda ifade edildiği gibi sadece geçmişte yani imkansızlıkların yaşandığı dönemlerde kullanılmamakta günümüzde de modern tıbba bir alternatif olarak ya da tamamlayıcı tıp olarak kullanılmaktadır. İnsanlar büyüklerinden öğrendikleri uygulamaları günümüzde kendilerine ve çevrelerindekilere uygulamaktadır. Söz konusu halk hekimliği uygulamalarına genellikle kırsal bölgelerde rastlanılmaktadır. Bu durum geçmişte ve günümüzde modern tıbba olan uzaklıkla açıklanabilir.

Hastalıkların tanrı vergisi olduğuna inanan Türk halkı derdine deva bulmak için çeşitli uğraşlara girişir, hastalığını tedavi etmeye veya ettirmeye uğraşır. İnsanlar hastalıklarını iyileştirmek amacıyla doktor dışında şeyh, hoca, abdal, okuyucu, üfürükçü, büyücü, ocaklı, izinli ve tecrübeli kimselere başvurmaktadır (Acıpayamlı, 1969: 4).

Halk hekimliğinde ocaklar, ziyaret yerleri, şifalı sular ve kaplıcalar, çeşitli bitkilerden elde edilen yiyecek ve içecekler gibi çeşitli tedavi yöntemleri kullanılmıştır. Ataman’a göre (1973: 6742) ilk devirlerde tedaviler de ilkel olmuş, insanlar birçok bitkiden faydalanmayı denemiş, kısmen muvaffak olduğu zaman ve sahalar da görülmüştür. Bu tip tedaviye, zamanımızda “kocakarı ilacı” veya usulü deniyor. Söz konusu meyvelerin başında da elma, ayva, ceviz, dut, karpuz, kiraz, kuşburnu, kızılcık, nar ve üzüm gibi meyveler gelmektedir.

Çalışma konumuz olan üzüm pek çok hastalığın iyileştirilmesi için kullanılmıştır. Hastalıkların iyileştirilmesinde üzüm sadece yaş haliyle değil kurusuyla ve üzümden elde edilen pekmez, üzüm çekirdeği, sirke gibi ürünler de kullanılmıştır.

Nevşehir bölgesinde üzüm ve üzüm ürünleri ile tedavi edilen hastalıklar ve tedavi yöntemleri şu şekildedir:

4.2.1. Grip, Nezle ve Soğuk Algınlığında Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Bölgede salım (nezle) hastalığı için hastaya yaz aylarında bağlardan toplanan üzümlerle elde edilen pekmez içirilir ve bir kapta su kaynatılır. Kaynatılan suyun buharı hastaya tutulur. Böylece hastanın iyileşmesi beklenir. Grip olan bir hastaya da

70 sirke içirilir. Sirke ayrıca ateşli hastalıklarda da ateş düşürmek için kullanılmaktadır (K.K.11). Üzümden elde edilen rakı da soğuk algınlığı tedavisinde kullanılmaktadır (Yankı, 2013: 111).

4.2.2. Öksürük Tedavisinde Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Üzüm ve üzümden elde edilen ürünler öksürük tedavisinde kullanılmaktadır. Özellikle pekmez bölgede öksürük tedavisinde başvurulan en yaygın ürünlerdendir (K.K.16, K.K.17, K.K. 22).

4.2.3. Yara, Bere ve Burkulmalarda Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Bölgede üzümden elde edilen halk ilaçlarının en çok kullanıldığı uygulama yöntemidir. Ayağı burkulan hastanın ayağına havanda çekirdeği ile birlikte ezilmiş üzüm sarılır. Bu şekilde bir iki gün bekletildikten açılır. Bu uygulamalarda özellikle siyah çekirdekli üzüm tercih edilmektedir. Burkulmalarda üzümden ziyade sadece üzüm çekirdeğinin kullanıldığı da görülmektedir. Üzüm, ağız yaralarının tedavilerinde de kullanılmaktadır (K.K.3, K.K.8, K.K.12,K.K.15, K.K. 17, K.K. 27).

4.2.4. Kansızlıkta Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Kuru üzümün ve pekmezin kansızlığa iyi geldiğine kan yaptığına inanılmaktadır. Kansızlık problemi olanlara bol bol kuru üzüm yedirilir. Kuru üzüm bu tedavide genellikle çekirdekli tüketilmektedir. Pekmez ise kış aylarında sabahları aç karnına tüketilmektedir. Pekmez ve kuru üzümden ziyade şıra da mevsiminde kan yapsın diye tüketilmektedir (K.K.5, K.K.6, K.K.7).

4.2.5. Kırık ve Çıkıklarda Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Kırık ve çıkık tedavilerinde de üzüm iyileştirici bir ürün olarak kullanılmaktadır. Çıkığın olduğu yere burkulmalarda olduğu gibi üzüm çekirdeği ile ezilir ve temiz bir bezle sarılır (K.K. 3 K.K.9,K K.K.13, .K. 26).

71 4.2.6. Bel Ağrılarında Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Üzüm bel ağrılarının tedavisinde de kullanılmaktadır. Yoğun bel ağrısı çekenler ezdikleri üzümü bellerine sarıp bir iki gün beklettikten sonra çıkartılıyor. Böylece bel ağrısından kurtulmuş oluyor (K.K.7).

4.2.7. Kulak Tedavisinde Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Üzüm, kulak tedavilerinde de kullanılmaktadır. Goruk (olgunlaşmamış üzüm) suyu kulağa sıkılır ve kulak içi iltihabına iyi geldiği bilinmektedir (K.K.12, K.K.13).

4.2.8. Göz Tedavisinde Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Gözde ve göz çevresinde çıkan yaralarda ve hastalıkların tedavisinde üzüm suyu kullanılmaktadır. Gözde çıkan yaralara goruk suyu sıkılmaktadır. Gözü ağrıyan hastanın gözüne bir iki damla goruk suyu sıkılır. Böylece hastanın iyileşeceğine inanılır (K.K.11, K.K.18).

4.2.9. Çocuk Sahibi Olmada Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Çocuğu olmayan kadın üzüm şifine (posasına) oturtulur, bunu yapan kadının çocuğu olacağına inanılır. Çocuk sahibi olma konusundaki ikinci uygulama ise rahimdeki iltihaplanmanın tedavi edilmesiyle yapılmaktadır. Bunun için üzümler ezilir içerisine baharat konur ve top top şekillendirilerek rahim ağzına yerleştirilir (K.K.4).

4.2.10. Unutkanlıkta Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Özellikle okul çağındaki çocuklar ve yaşı ilerlemiş insanlar üzüm, üzüm kurusu ve pekmez tüketmektedirler. Bu ürünleri tükettiklerinde unutkanlıklarının yok olacağına inanılmaktadır (K.K.7).

72 4.2.11. Halk Baytarlığında Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Üzüm insanların dışında hayvanları iyileştirme de tedavi etmede de kullanılmaktadır. Halk hekimliğinin ortaya çıkışında etkili olan imkânsızlıklar halk baytarlığında da etkili olmuştur. Veteriner hekimin olmadığı ya da ekonomik olarak ulaşılamadığı bölgelerde hayvanların iyileştirilmesinde çeşitli uygulamalar yapılmıştır. Nevşehir bölgesinde hayvanların özellikle koyunların ayağında bir sorun olduğunda insanlarda olduğu gibi üzüm ezilir ve koyunun ayağına sarılır. Koyunun ayağı böylece iyi olacağına inanılır. Kediler için de üzüm suyunun faydalı olduğu bilinmektedir. Ayrıca çok fazla yem yiyen ve karnı şişen ineklere de sindirimi kolaylaştırması amacıyla üzüm yedirilmektedir. İnekler doğum yaptığında da sütü çok olsun diye üzüm yedirilmektedir (K.K.7).

73

BEŞİNCİ BÖLÜM

NEVŞEHİR SÖZLÜ KÜLTÜR ÜRÜNLERİNDE ÜZÜM

Yörede üzüm o kadar hayatın içinde ve halkın benliğinde yer edinmiş ki sadece ekonomik bir kazanç değil aynı zamanda kültürel bir ögeye dönüşmüştür. Üzüm mânilere, atasözlerine, deyimlere, türkülere konu olmuştur.

Benzer Belgeler