• Sonuç bulunamadı

TTK md. 121/1 gereğince, belirli veya belirsiz acentelik sözleşmelerinde haklı bir nedenin bulunduğu takdirde, sözleşme her zaman fesih edilebilir. Buna göre haklı sebebin varlığında, tarafların ihbar fesih süresine uyma zorunluluğu bulunmamaktadır209.

Acentelik ilişkisi güven esasına dayanadığı için, tarafların güveninin sarsıldığı

206Sabih Arkan, 214.

207ETTK' da süresi belirlenmiş olan bir acentelik sözleşmesinin, süresinin bitmesine karşın tarafların

sessiz kalması durumunda nasıl bir hukuki sonuç doğurduğu açıkca düzenlenmemişti.

208Şaban Kayıhan, 217; Gül Okutan, Acenta, 40. Yılında Türk Tcaret Kanunu, (İstanbul, 1997) 36. 209Hans Brox, 133; Ulrich Hübner, 77.

47

hallerde haklı bir nedenin varlığı kabul edilmektedir210. Dolayısıyla dürüstlük

kuralları dışında gelişen durumlar, haklı nedenin varlığına işaret etmektedir211.

Haklı nedenin varlığında mutlaka tarafların kusuru veya zararın doğmuş bulunması aranmamaktadır212. Gelecekte bir zararın doğabileceği ihtimalide sözleşmenin feshi

için haklı bir neden oluşturabilir213.

Haklı neden oluşturan hallere örnek vermek gerekirse; Müvekkil açısındanacentenin sürekli olarak görevini yerine getirmemesi, sürekli hastalanması, acentenin müvekkile ait olan paraları göndermemesi veya geç göndermesi, acentenin müvekkilin sırlarını saklamaması gibi haller sayılabilir. Acente açısından ise, müvekkilin acente ücretini ödememesi, müvekkili için aracılıkta bulunduğu sözleşmelerden müvekkilinin gerekçe sunmadan uzak durması ve sözleşme yapmaması ve müvekkilin müşterilere sürekli olarak ayıplı mal göndermesi214.

Taraflar sözleşme ile acentelik ilişkilerini hangi haklı nedenler ile sonlandırıp sonlandıramadıklarını kararlaştırabilirler. Böyle bir özel hükmün geçerliliği için, yapılan düzenlemenin fesih hakkının özüne zarar verip vermediği önem taşımaktadır215. Belirtilmesi gereken ayrı bir husus ise, tarafların haklı nedenden

dolayı fesih etme haklarından peşinen feragat etmelerinin, yani nedenin doğmasından önce vazgeçmek istemelerinin geçersiz olduğudur216.

Uyuşmazlık halinde haklı nedenin bulunup bulunmadığına yargıç karar verir217.

Haklı bir neden olmadan veya üç aylık ihbar süresine uymaksızın sözleşmeyi fesheden taraf, başlanmış işlerin tamamlanmaması sebebiyle diğer tarafın uğradığı zararı TTK md. 121/4 uyarınca tazmin etmek zorundadır.

Alman hukukunda haklı nedenle fesih HGB §89a ile düzenlenmiştir.

210Fatih bilgili, Ertan Demirkapı, 135. 211Sabih Arkan, 214.

212Mehmet Bahtiyar, 196; Sabih Arkan, 214. 213Sabih Arkan, 215.

214Sabih Arkan, 215; Mehmet Bahtiyar, 196.

215Ersin Çamoğlu, Kollektif Ortaklıkta Haklı Sebep Kavramı ve Ortağın Haklı Sebeple Çıkarılması,

(İstanbul, İstanbul Üniv. Yay., 1976), 120.

216Ersin Çamoğlu, 120; Naci Kınacıoğlu, 89.

21711. HD. 27.03.1979, E. 79/981, K. 79/1537 (Batider 1980, C. 10, S. 4, s. 1025),; Ali Bozer, Celal

48 HGB §89 kanun metninin türkce çevirisi:

"(1) Sözleşme ilişkisi bir feshi ihbar süresi bulunmaksızın her iki tarafca fesihedilebilir. Bu hak kaldırılamaz ve kısıtlanamaz.

(2) Karşı tarafın sorumlu bir davranışından dolayı sözleşme fesih edilmişse, karşı taraf sözleşmenin sona ermesinden doğan zararı tazmin etmek zorundadir."

Dolayısıyla Türk ve Alman hükümleri haklı nedenlerle fesih konusunda birbirlerine benzemektedir.

Ç. İflas

TTK md.121/3 gereğinceacentenin veya müvekkilin iflas etmesi durumunda, TBK md. 513uygulanır. Buna göre işin niteliğinden yada sözleşmeden aksi anlaşılmadıkca sözleşme kendiliğinden sona erer218. Bunun gerekçesi ise, tarafların malvarlıkları

üzerindeki tasarruf yetkilerini kaybetmiş olmalırıdır. Bu durumda karşısında, acentelik sözleşmesinin iflastan sonra da devam edeceği kararlaştırılamaz.

Çalışmamızda sıkça vurguladığımız üzere, acentelik ilişkisi güven esasına dayanmaktadır. Taraflardan biri iflas ederse,acentelik ilişkisi önemli ölçüde zedelenir ve bu durum güven kaybına yol açar.

İflas kalkması durumunda taraflar acentelik ilişkisini ancak yeni bir acentelik sözleşmesi kurarak devam ettirebilirler219.

Ancak acentelik sözleşmesine getirdikleri özel bir düzenleme ile taraflar, müvekkilin iflası durumunda, acentelik sözleşmesinin sona ermemesini belirliyebilirler. Bu durumda müvekkilin iflası sözleşmeyi sona erdirmez220.

TTK md. 121/3 ve TBK md. 513/2 gereğince, acentenin iflası halinde acentenlik sözleşmesinin son bulması müvekkilin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, acente acentelik sözleşmesini ve faaliyetlerini müvekkili işleri kendi başına yürütene kadar devam etmekle yükümlüdür.

TTK md. 121/5 uyarınca, müvekkilin iflası sebebiyle acentelik sözleşmesi sona

218Yaşar Karayalçın, (Ticaret Hukuku 1968) 533; İsmail Doğanay, 523; Hayri Domaniç, (Şerh) 333. 219Şaban Kayıhan, 227.

49

ererse, işlerin tamamlanması halinde acenteye verilmesi gereken ücret miktarına oranlanarak belirlenecek uygun bir tazminat acenteye verilir. Eğer iflasa uğrayan taraf acente ise, acentenin bu ücret alacağı iflas masasına dahil olur. İcra İflas Kanunu md. 83 ve 84 gereğince bu ücretin sadece haczi caiz olan kısmı iflas masasına ait olur221.

Alman Hukukunda ise iflasın acentelik sözleşmesine etkisi bakımından, müvekkil ve acente arasında ayırım yapılmaktadır. Müvekkilin iflasının açılmasıyla acentelik sözleşmesikendiliğinden, yani fesih bildirimine gerek kalmaksızın sona erer. Acente isterse, iflas yöneticisi ile acentelik sözleşmesinin devamı konusunda bir uzlaşmaya varabilir. Ancak böyle bir durumda yeni bir acentelik sözleşmesi kurulmuş sayılır222. Buna karşılık acentenin iflası ile acentelik sözleşmesi kendiliğnden sona ermez. Burada müvekkilin karar verme yetkisi vardır. Müvekkilin isteğine bağlı sözleşme ya haklı nedene dayanarak sona erdirilebilir, ya da devam ettirilebilir223.

Alman hukukunda acentenin iflasının acentelik sözleşmesine derhal sonlandırıcı bir etki göstermemesinin nedeni ise, acentelik sözleşmesinin hukuki niteliği bakımından hizmet sözleşmesi olarak değerlendirilmesidir. Hizmet sözleşmesi olarak iflas halinde bile acentenin faaliyetlerini müvekkili ad ve hesabına gereğince yerine getirebilmesi düşünülmektedir224.