• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: ALAN YAZIN

II. 1.2.1.1.1.Hafif Düzeyde Zihin Engelliler

yetersizlikleri içerisinde en yaygın sınıf olduğu görülmektedir. Geçmişte ve günümüzde zihin engelli çocukların genel nüfus içerisindeki yaygınlık oranlarının belirlenmesine ilişkin pek çok araştırma yapılmıştır. Araştırma sonuçları sıralandığında en düşük oran % 0.5, en yüksek oran ise % 23 olmaktadır (Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi, 2007).

Lamont'a (1988) göre, hafif düzeyde öğrenme güçlüğünün büyük ölçüde sebebi ile ilgili geleneksel görüş, çok genli (polijenik) ve sosyo-kültürel etkiler olarak savunulmaktadır.

Eripek'e göre (2011), zihinsel yetersizliği hafif düzeyde olanlar genellikle okula başlayana değin farkına varılmazlar. Çünkü genellikle dikkati çekecek ölçüde gelişimsel gerilik ve zihinsel yetersizlikle ilişkili herhangi bir biyolojik durum göstermezler. Ancak okula başladıklarında, özellikle akademik çalışmalarda yaşıtlarının gerisinde kalırlar. Çünkü akademik çalışmalar yoğun öğrenme yaşantılarını gerektirmektedir ve bu yaşantıların temelinde bilişsel işlevler de yer almaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yönetmeliği’nde (2012), hafif düzeyde zihinsel yetersizlik; zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde hafif düzeydeki yetersizliği nedeniyle özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine sınırlı düzeyde ihtiyaç duyan birey olarak tanımlanmıştır.

Sucuoğlu'na (2010:77) göre, zihin ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde hafif düzeydeki yetersizliği nedeniyle özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine sınırlı düzeyde ihtiyaç duyan bireydir. Aynı yaştaki çocuklardan önemli ölçüde yavaş öğrenen geride olan çocukları az geri çocuklar (Mild (Hafif)- Eğitilebilirler) olarak düşünebiliriz (Karatepe, 1988: 16). Zekâ bölümü puanı 50 – 55 ile yaklaşık 70 arasında olan kişilerdir. Hafif düzeyde zihin engelli olan bireyler, 'eğitilebilir' olarak nitelendirilen grubu işaret eder. Hafif düzeyde zihin özürlü olan çocuklar, toplumsal ve konuşma yeteneklerini okul öncesi yıllarda 0-5 yaş arasında

kazanırlar. Duyusal ve motor alanlarındaki bozuklukları azdır ve çoğunlukla daha ileri yaşlara kadar zihin engeli olmayan çocuklardan ayırt edilemezler. Bu çocuklar on yaşın sonuna doğru altıncı sınıf düzeyinde okul becerileri kazanabilirler. Erişkin yaşlarda ancak kendi başına yaşayabilmeye yeten toplumsal ve mesleki yetenekler kazanırlar. Ancak, alışılmışın dışında toplumsal ve ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldıklarında rehberliğe gereksinim duyarlar. Hafif düzeyde zihin özürlü olan bireyler uygun destekle çoğunlukla kendi başlarına ya da bir yetişkinin denetimiyle toplum içinde bağımsız olarak yaşamlarını sürdürebilirler. Hafif düzeyde zihin özürde hareket, bedeni kullanmaya ilişkin, (motor) problemler az görülür ya da yoktur. İletişim öz bakım ev yaşamı sosyal etkileşim, toplum içerisinde yaşayabilme, kendini yönlendirme, sağlık ve emniyeti gözetebilme, akademik/okula ilişkin beceriler boş vakitlerini değerlendirme, iş becerileri gibi özellikler yaşıtlarına çok yakın değerlerde gözlenir.

Eripek (1993:165), hafif derecede zihin engelli öğrencilerin eğitimlerinin genellikle normal ve özel sınıflarda yapıldığını, zorunlu olmadıkça özel, gündüzlü, ya da yatılı okullardan şiddetle kaçınıldığını belirtmiştir. Zihin engelli çocuklara normal ve özel sınıflarda genellikle okul öncesi, ilkokul, ortaokul, ve lise düzeylerinde eğitim sağlanmaktadır. Son yıllarda okul öncesi sınıflara ek olarak 0-3 yaş çocukları için ‘uyaran sınıfları’ uygulanmasına başlanmıştır. Bu yaş dönemi tüm çocuklarda olduğu gibi, zihin engelli çocukların da zihin, dil ve sosyal gelişimlerinde kritik bir öneme sahiptir. Uyaran sınıflarının temel amacı, bu kritik dönemde zihin engelli çocuklara ve ailelerine yardımcı olmaktır. Diğer yandan bu çocukların daha ileri eğitim gereksinimlerine paralel olarak ortaokul ya da lise sonrası eğitim programları uygulamalarına başlanmıştır. Bu programların temel amacı; zihin engelli çocuk ya da gençlere iş edinme, bağımsız yaşama ve topluma uyum sağlama gibi yetişkin yaşamı için gerekli olan becerileri kazandırmaktır. Hafif derecede zihin engelli çocukların bir bölümü, ilkokulun ilk sınıflarında farkına varılmaktadır. Çünkü sınıftaki çalışmalarda yaşıtlarından geri kalmaktadırlar.

Özel eğitime gereksinim gösteren bu çocuklar için genellikle üç tür yerleştirme yaklaşımı söz konusudur.

1. Normal sınıfa devam etme, gezici öğretmen ya da kaynak öğretmenin yardımı,

2. Özel sınıfa yerleşme, bazı okul çalışmalarında normal sınıfa katılma, 3. Özel sınıfa tam olarak yerleşme, olarak sıralanmıştır.

Bu yaklaşımlardan hangisinin uygun olacağı, çocuğun özellikleri ve mevcut olanaklar dikkate alınarak kararlaştırılmaktadır.

''Heward'a (2000) göre, geleneksel olarak yetersizliği hafif olan öğrencilerin eğitim programlamalarında, ilköğretim 1. kademesinde okuma, yazma ve aritmatik gibi temel akademik konulara, II. Kademe ve orta öğretimde mesleki eğitim ve iş çalışma programlarına ağırlık verilmektedir. Günümüzde meslek eğitimi ve günlük yaşam becerilerinin öğretimi çalışmalarına ilköğretimin daha erken sınıflarında başlanmaktadır. Yetersizliği hafif olan çocukların çoğu altıncı sınıf düzeyine gelinceye değin, temel akademik becerileri bağımsız yada yarı bağımlı olarak yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli olan iş becerilerini edinirler. Yetersizliği hafif olarak tanılanan bazı yetişkinler mükemmel sosyal ve iletişim becerileri geliştirirler, okuldan ayrıldıklarında artık geri olarak adlandırılamazlar'' (Heward, 2000 aktaran

Akçamete, 2010: 252).

Eripek'e (2011) göre, hafif düzeyde engelli bireylerin en yaygın özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

1) Bilişsel Özellikler: Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, algı eksikliği, bellek eksikliği, bilgiyi İşlemedir.

2) Akademik Özellikler: Okuma yetersizlikleri, konuşma dili yetersizlikleri, yazma yetersizlikleri, matematik yetersizlikleri olarak belirlenmiştir.

3) Sosyal ve Duygusal Özellikler: Sosyal algı ve sosyal yetersizlik, motivasyon olarak sıralanabilir.

4) Davranış Özellikleri: İstenmeyen davranışlar, toplumsal uyum güçlükleridir.

II.1.2.1.1.2. Orta Düzeyde Zihin Engelliler: Sucuoğlu'na (2010: 77) göre,

Benzer Belgeler