• Sonuç bulunamadı

2.3. Eserin Muhteva ve Metodu

2.3.12. Hadislerden Hüküm Çıkarması

Ali el-Kârî’nin şerh ettiği hadislerden fıkhî hükümler çıkardığı görülmektedir. Bu hükümleri çıkarırken delil olarak kullandığı hadislerin yer aldığı eserlerin sadece ismini veya müellifini veya ikisini birlikte zikretmeyi yeterli görmekte, bazen rivâyetin senedine, seneddeki sahâbî râvîsine yer vermediği müşahade edilmektedir.411

Ali el-Kârî, hadislerden çıkan fıkhî hükümleri zikrederken yeri gelince “hadisin diğer mezheplerin hilafına delil olduğunu” ifâde etmektedir.412 Ali el-Kârî,

hadisleri Hanefî mezhebini ön planda tutarak şerh etmiş ve İmam Azam’ın görüşlerini delillerle desteklemiştir. Kendisinin Hanefî olması hasebiyle bu da pek tabii görülebilir.

Nâfile namazın cemaatle kılınması ile ilgili,

ًةَعاَمَج ْمِهِب ىَّلَص ،َكِلَذ َفْلَخ ٌةَأَرْماَو ،ُهَفْلَخ ىَّلَصَف ٍلُجَرِب ىَّلَص َمَّلَسَو ِهْيَلَع ُ َّاللَّ ىَّلَص َّيِبَّنلا َّنَأ

“Rasûlullah (s) bir erkek ve bir kadına namaz kıldırdı. Erkek, Rasûlullah’ın (s) arkasında, kadın da erkeğin arkasında durdu. Bu şekilde cemaat olarak onlara namaz kıldırdı.”413 hadisinin nâfile namazın cemaatle kılınmasının caiz olduğuna delâlet

ettiği hükmünü çıkarmıştır.414

Namazların seferde iki rekât kılınacağı ile ilgili hadisi şerh ederken, hadiste geçen “ َناَك” fiili devamlılık ifâde ettiğinden Ebû Hanîfe’nin dediği gibi namazdan

409 Kârî, Şerh, s. 172; Buhârî, Hac, 35; Muslim, Hac, 178; Nesâî, Menâsik, 49. 410 Kârî, Şerh, s. 172.

411 Kârî, Şerh, s. 14; 15; 83. 412 Kârî, Şerh, s. 93.

413 Kârî, Şerh, s. 414; Buhâri, Ezân, 164. 414 Kârî, Şerh, s. 415.

kısaltmanın vacip olduğu ve diğer üç imamın dedikleri gibi ruhsat olmadığı hükmünü çukarmıştır.415

Aynı şekilde nâfile namazların binek üzerinde îmâ ile kılınması ile ilgili hadisi şerh ederken, “bu hadisin Ebû Hanîfe’nin ‘vitir namazı vaciptir’ görüşüne delâlet ettiğini belirtir”. Vitir namazının zannî delille sabit olan amelî farz olduğunu ifâde etmiştir.416 Hadisin devamındaki “اًعُّوَطَت” kelimesiyle ilgili, farz ve vacibin dışındaki

sünnet ve nâfilelere şâmil olduğunu ifâde eder.417 Sonra bu konuyla ilgili olarak, arasında zâhiren tearuz var gibi gözüken Tahâvî’nin (321/933) rivâyet ettiği رمع نبا نع هنأ”كلذ لعف ملسو هيلع اللَّ ىلص يبنلا نأ معزيو ،ضرلأاب رتويو ةلحار ىلع يلصي ناك İbn Ömer, nâfile namazları binek üzerinde, vitir namazını ise yerde kılardı ve Rasûlullah’ın (s) da böyle yaptığını iddia ederdi.” hadis ile Şeyhân’ın rivâyet ettiği “ ملَسلاو ةلَصلا هيلع هنأ رمع نبا نع ريعبلا ىلع رتوي ناك İbn Ömer, vitir namazını deve üzerinde kılardı” hadisini değerlendirmiştir. Netice olarak bir özür sebebiyle farz ve vitir namazlarının binek üzerinde kılınması konusunda ittifak olduğunu zikretmiştir.418

Ali el-Kârî, fıkhî konularda bazen ilgili kitaplara işaret etmekle yetinmiştir. Misal olarak, cemaatle kılınan namazda kadının nerde duracağı ile ilgili hadisi şerh ederken, muhâzât kelimesi ile ilgili “fıkıh kitaplarında zikredilen muhâzâtın şartları” demekle yetinmiştir.419

Yine komşuluk hakkı ile ilgili,

ِهِتَعْفُشِب ُّقَحَأ ُراَجْلا “komşu şuf’aya en çok hak sahibi olandır”420 manasındaki hadisi

şerh ederken, şuf’a ile ilgili tafsilatlı bilginin fıkıh kitaplarında olduğunu zikretmiştir.421 415 Kârî, Şerh, s. 42. 416 Kârî, Şerh, s. 82. 417 Kârî, Şerh, s. 82-83. 418 Kârî, Şerh, s. 83. 419 Kârî, Şerh, s. 415.

420 Kârî, Şerh, s. 217; Buhâri, Hiyel, 13; Nesâî, Buyu, 109; Ebû Dâvûd, Buyu, 75. 421 Kârî, Şerh, s. 217.

Hadisten çıkan fıkhî hükümlerle ilgili genellikle Mergînânî’nin (593/1197) el-

Hidâye’si ile İbnu’l-Humâm’ın (861/1457) Fethu’l-Kadîr isimli eserlerinden istifâde

etmektedir.422 Bazen İbnu’l-Humâm’ın (861/1457) görüşlerine katılmayıp kendi görüşünü destekleyen hadisleri zikretmiştir. Mâiz (r.a.) ile ilgili hadisi şerh ederken ikrarın farklı meclislerde olduğunu Muslim rivâyetine dayanarak ifâde etmiştir.423

2.3.12.1. Fıkhî Konularla İlgili Açıklama Yapması

Hadiste geçen emir sîğasının ifâde ettiği manayı belirtir. Misal olarak, Cuma namazına gitmek için gusül abdesti almakla ilgili,

ْلِسَتْغَيْلَف ،ِةَعُمُجْلا ىَلِإ َحاَر ْنَم “Cuma namazına gilecek olan gusül abdesti alsın” ifâdesindeki emir sîğasının istihbâb ifâde ettiğini söyler.424

2.3.12.2. Mezhep Görüşlerini Zikretmesi

Şerhte her ne kadar Hanefî mezhebi görüşlerinin ağırlığı hissedilse de başka mezheplerin fikirlerine de yer verilmiş olmasının farklı mezheplerin görüşlerini kıyas etme adına okuyucuya mühim bir imkân sunduğu söylenebilir. Ali el-Kârî, şerhte fıkhî konularla ilgili meselelerde genelde Hanefî, Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerinin görüşlerine yer vermektedir.

Süt emmenin hürmete sebep olması ile ilgili, َّنلا َنِم ُمُر ْحَي اَم ِعاَضَّرلا َنِم ُمُرْحَي

ُهُريِثَكَو ُهُليِلَق ،ِبَس “nesep sebebiyle haram olan, süt emme yolu ile de haram olur. Azı da çoğu da eşittir”425 hadisini şerh ederken, âlimlerin görüş ayrılıklarını ve dayandıkları delilleri şu şekilde zikretmiştir: Bu hadisin merfû ve mevkûf olma ihtimalı olsa da emme ile süt kardeşliğin sabit olması hususunda bizim

422 Kârî, Şerh, s. 389.

423 Kârî, Şerh, s. 355-356; Muslim, Hudûd, 23:

رب نع هلقعب نوملعت له ،موق ىلإ لسرأ مث ،هدرف ،دغلا نم ةيناثلا هاتأ مث ،هدرف ملسو هيلع اللَّ ىلص يبنلا ىتأ ًازعام نأ ةدي لسرأف ،ةثلاثلا هاتأف ،انحلاص نم لقعلا يفو َّلاإ هملعن ام :اولاقف ،ًائيش ةعبارلا ناك املف هلقعب لاو ،هب سأب لا هنأ هوربخأف ،مهلأسف ،ًاضيأ مهيلع همجرف ةريفح هل رفح ، 424 Kârî, Şerh, s. 220.

için hüccettir. Bu ise cumhûru ulemânın mezhebidir. Âyette mutlak olarak zikredilmesi de bizim için delildir.426

İmam Şâfî, Ahmed ve İshâk: Muslim’in Hz. Aişe’den (r.a.) rivâyet ettiği hadisten dolayı çocuğun beş kere emmesiyle hükmün sabit olacağını söylemişlerdir.427

2.3.12.3. Hadisler Arasında Tercihte Bulunması

Yaşadığı döneminin önemli âlimlerinden olan Ali el-Kârî, hadisleri şerh ederken kendi ilim ve tecrübesine dayanarak kendi fikirlerini de ifâde etmekten geri durmamıştır. Nitekim âlimlerden yaptığı nakillerde her zaman onların görüşlerini aynen kabul etmemiş, yeri gelince onların fikirlerini tenkid etmiş, karşı olduğunu ifâde etmiş ve kendi tercihlerini zikretmiştir.

Rivâyet farklılıklarına göre ihtilafların meydana gelmesi, ele alınan rivâyetin farklı tarîklerine bütüncül bakışla bakmayı zorunlu kılmıştır. Ali el-Kârî, şerhe konu olan fıkhî hadisin muhtevası, amelî hükme medar olabilecekse, hadisin farklı tarîklerini zikrederek bazen kendi tercihini bildirmektedir.

Ali el-Kârî, Sünen-i Erba’a sahiplerinin rivâyet ettiği, Nesâî’nin lafzı olan ve Tirmizî’nin sahih hükmünü verdiği,

مكيلع ملَسلا :هراسي نعو ،نميلأا هدخ ضايب ىري ىتح اللَّ ةمحرو مكيلع ملَسلا هنيمي نع ملسي ناك ىتح اللَّ ةمحرو رسيلأا هدخ ضايب ىري

“Rasûlullah (s) yanağının beyazı görününceye kadar sağına ve soluna: "Allah'ın selâm ve rahmeti üzerinize olsun!"428 diye selâm verirdi” hadisinin, İmam

Malik’in amel ettiği şu hadisten daha tercihe şâyân olduğunu belirtmiştir: ا هيلع هنأ نميلأا قشلا ىلإ ليمي ههجو ءاقلت ةدحاو ةميلستب ةلَصلا يف ملسي ناك ملَسلاو ةلَصل

426 Kârî, Şerh, s. 263. 427 Kârî, Şerh, s. 263.

“Rasûlullah (s) namazdan çıkarken önüne doğru sağ tarafa meyilli bir şekilde tek bir selâm verirdi.”429

Yeri gelince kendisi Hanefî olmasına rağmen mezhebindeki âlimlerin yanlışlarını zikretmekten geri durmamıştır.430 Bu da Ali el-Kârî’nin aşırı mutaassıp

birisi olmadığını göstermektedir.