• Sonuç bulunamadı

Hıdırellez ile İlgili İnanış ve Uygulamalar

4.6. Belirli Gün ve Zamanlarla İlgili İnanış ve Uygulamalar

4.6.2. Hıdırellez ile İlgili İnanış ve Uygulamalar

Hıdırellez ya da Nevruz olarak bilinen bu bayram baharın gelişinin kutlandığı, “nev rûz” yani yeni gün anlamına gelmektedir. Türkler, tarih sahnesine çıktıktan sonra Orta Asya’da zengin bir bozkır medeniyeti oluşturmuşlardır. Bu coğrafyada yaşayan Türkler için kışın bitmesi, baharın gelmesi; havaların ısınması, doğanın canlanıp, bitkilerin yeşermesi, hayvanların üremesi ile birlikte bir bolluk berekete kavuşması, hayatın devamı anlamına gelmektedir. Bundan dolayı eski Türklerde takvim anlayışı, yaşanılan coğrafyaya, ekonomik ve sosyal hayata göre

79

düzenlenmiştir. Bu takvim içerisinde 21 Mart yeniden doğuşun, baharın gelişinin ve tabiatın canlanmasının sembolü halini almıştır (Arslan, 2012:

202). Amuca Bektaşileri ise Hıdırellez kutlamalarını her yıl 6 Mayıs günü

“bolluk, bereket” dağıtan, insanlar zora düştüklerinde onlara yardım eden, iyilikleri ödüllendirip kötülükleri cezalandıran ulu bir zȃt olarak düşünülmüştür (Arslan, 2012: 206,207).

Ocak,Türk halk inançlarında Hızır ya da Hızır- İlyas kültü olarak adlandırılan bu günde yapılan bazı uygulamalardan söz ederken bunlardan bir kısmını da bereket ve bolluk talebine, uğura yönelik inanç ve ȃdetler olarak belirtmektedir. Burada 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece Hızır’ın yer yüzünde gezindiği ve dokunduğu yerlere bereket getirdiği inancı bulunmaktadır. Bu inanca yönelik Anadolu’nun bazı bölgelerinde yapılan uygulamalar bulunmaktadır. Bunlardan biri de ambarların kapılarının sabaha kadar açık bırakılması uygulamasıdır (Ocak, 2012: 157).

Kofçaz ve çevrsinde yaşayan Amuca Bektaşileri arasında da yukarıda zikredilen uygulamanın benzer şekilde uygulandığı, 5 Mayıs gecesi ambarların kapıları açık bırakılarak, yerlere buğdaylar saçılarak bolluk ve bereket temennisinde bulunulduğu görülmektedir.

“Hıdırellez gecesi ambarların kapıları sabaha kadar açık kalır. Yerlere buğday serperiz. Bolluk bereket olsun diye” (K.K 8).

Pertev Naili Boratav, 100 Soruda Türk Folkloru adlı eserinde bayramları 7 gruba ayırarak açıklamıştır. Bunlar:

1. “Bayramlara katılanların dinlerine göre olanlar.

2. Resmi ulusluk bayramlar.

3. Etnik nitelikte bayramlar.

80

4. Kadın ya da erkek gruplarınca benimsenen bayramlar.

5. Yaş gruplarına göre benimsenen bayramlar.

6. Ekolojik öğelerin şekillendirdiği bayramlar.

7. Köy bayramları” (Boratav, 2016: 234,235).

Mevsimlik bayramlar, çoğu yerde töre ve tören olarak benzer niteliklere sahip olmakla birlikte farklı bölgelerde hava, ekoloji vb değişkenlerden kaynaklı olarak farklı tarihlerde kutlanabilmektedir. Bazı mevsimlik bayramlar (Hıdırellez, Nevruz) her yerde aynı tarihte kutlanabilmektedir.

Buradan yola çıkarak bazı mevsimlik bayramların şartlarını bölgesel olarak üretim, hasat vb bazılarının ise genel bir takvimde kutlandığını söyleyebiliriz. Boratav, bu tür değişkenleri de belirterek özel mevsimlik bayramlar ve genel mevsimlik bayramlar olarak iki grupta ele alınması gerektiğini söylemektedir. Nevruz ve Hıdırellez Bayramlarını genel mevsimlik bayramlar kategorisinde incelemektedir (Boratav, 2016: 241).

Hacettepe Üniversitesi Türk Halkbilimi Bölümü’nün yaptığı çalışmalardan hareketle bir sınıflandırma yapılmıştır. Bu tasnifte bayramlık törenleri; geçiş törenleri, kutlama törenleri ve bereket törenleri olarak 3 ana başlıkta incelenmektedir. Hıdırellez kutlamaları da bereket törenleri üst başlığı altında incelenmektedir (Çobanoğlu, 2012: 61).

Kofçaz ve çevresinde yaşayan Amuca Bektaşileri arasında Hıdırellez geleneği oldukça canlı bir şekilde devam ettirilmektedir. Hıdırellez gününe özel olarak hazırlanan yemeklerin yanı sıra bugüne özel muhabbet yapılır.

Bugünün baharın gelişiyle birlikte doğanın ve buna bağlı olarak Dünya’nın yeni bir yıla uyandığı inancı yaygın bir şekilde bulunmaktadır. Kofçaz’da, ne zaman başladığı tam olarak bilinmemekle birlikte, her yıl Hıdırellez şenlikleri adı altında bir takım kutlamalar yapılmaktadır.13Bu şenliklerin bir ayağı olan muhabbetler de nefesler okunarak, sağlık, mutluluk dileklerinde bulunulur. Hıdırellez kutlamalarında ezgili bir şekilde söylenmesi münasebetiyle mani formunda türkü olarak adlandırabileceğimiz örnekler şu şekildedir:

13 Bu sene tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’yi de etkileyen Covid-19 (Koronavirüs) salgını sebebiyle Hıdırellez kutlamaları yapılamamıştır.

81

82

Hıdırellez kutlamaları yöre halkı tarafından, Devletliağaç Köyü’nün ağaçlarla kaplı, yanı başında bir dere olan tepede kutlanmakta olup Amuca Bektaşileri arasında farklı bir geleneğin devamı olarak görülmektedir. Bu gelenek, Hıdırellez günü belli bir zamandır uykuda olan doğanın yeniden uyanması anlamına gelmektedir. Bu uyanışın evlere bereket getirmesi dilenerek bir takım uygulamalar yapılmaktadır. Bu uygulamalardan biri de bolluk ve bereketi temsil eden buğdayın, ambarlara saçılması işlemidir. Bu buğdayın ambarlara dağıtılmasıyla o sene hasadın bol olacağına inanılmaktadır.

“Hıdırellez zamanı ambarlarımıza buğday saçarız” (K.K 13).

Hıdırellez kutlamalarında yöresel oyunlar oynanmakta, bir şenlik havasında bu gün kutlanmaktadır.

“Hıdırellez zamanı yöresel oyunlar oynarız, maniler okuruz, nefesler söyleriz” (K.K 14).

4.6.2.1. Hıdırellez’de deve oynatma

Köy seyirlik oyunları kategorisinde değerlendirilen deve oyunu, hayvan taklidine dayalı oynanan bir eğlence, oyundur (Atlı, 2017: 22).

Amuca Bektaşilerinin Hıdırellez kutlamalarında yaptıkları eğlencelerden biri olan deve oynatma geleneğinin de köy seyirlik oyunlardan birisi olduğu görülmektedir. Hıdırellez dışında Kocatarla Köyü’nde “Kasım Devesi” adı altında bir şenlikte de deve oynatma etkinliği yapılmaktadır. Hıdırellez ve Kasım Devesi şenliği, deve oynatma geleneğinin yapıldığı benzer eğlencelerdir.

Hıdırellez kutlamalarını yıllardır yaptıklarını söyleyen köy halkı, eskiden bu eğlencenin gerçek develerle yapıldığını ancak günümüzde gerçek develerin bölgede bulunmamasından dolayı deve şekline sokulan bir takım malzemelerle ve bu deve yapının, bir nevi, oyun araçlarının içine

83

gerçek insanların girmesi suretiyle, geçmişten beri devam ettirilen bir gelenek günümüzde de yaşatılmaya çalışılmaktadır.

“Deve oynatırız Hıdırellez’de insanlar girer deve kılığına, öyle oynarlar” (K.K 17).

Kocatarla Köyü’nde, Kasım Ayı’nda “Kasım Devesi” yaparız. Orada da Hıdırellez’deki gibi deve kılığına girer insanlar” (K.K 2).