• Sonuç bulunamadı

3. HİLAFETİ DEVRİNDEN SONRAKİ GELİŞMELER VE HZ HASAN’IN SOYU

3.3. Hz Hasan’ın Soyu

3.3.4. Hüseyin b Ali b Hasan b Hasan b Hasan(Sahibu’l-Fah) ve Hasan b.

Abbasi yönetimine isyan eden Hasanilerden biri de Hüseyin b. Ali b. Hasan b. Hasan b. Hasan’dır. Hüseyin b. Ali’nin Abbasi halifesi Mehdi Billah ile kurmuş olduğu iyi ilişkiler Mehdi’nin 169/785 senesinde vefat etmesi ve yerine Musa el-Hadi’nin geçmesiyle bozulmuştur.480

Musa el-Hadi’ye biat alınan 169/785 yılının zilkade ayında Hüseyin b. Ali Medine’de isyan etmiş ve Mekke civarında Fah denilen vadide öldürülmesi nedeniyle Hüseyin b. Ali Sahibu’l-Fah olarak isimlendirilmiştir. Hüseyin b. Ali’nin isyan etmesine Musa el-Hadi’nin Medine valisinin Hasan b. Muhammed b. Abdillah b. Hasan’ı içki içtiği için cezalandırmasının neden olduğu aktarılır. Musa el-Hadi, Hz. Ömer’in torunlarından Ömer b. Abdilaziz b. Abdillah’ı Medine’ye vali tayin etmistir. Ömer b. Abdilaziz göreve başladıktan sonra Ebu’z- Zift Hasan b. Muhammed b. Abdillah b. Hasan, şair Müslüm b. Cündüb el- Hüzeyli ve Ömer ailesinin azatlısı Ömer b. Sellam’ı bir içki sofrasında yakalamıştır. Ömer b. Abdillaziz’in emri ile bunlar hem dövülmüş, hem de boyunlarına ipler bağlanmak suretiyle Medine sokaklarında dolaştırılmışlardı. Bu olay üzerineHüseyin b. Ali, Ömer b. Abdilaziz’in görevli memuruna gelerek, söz

477

İbnü’l-Esir, el-Kamil, IV, 80. 478

Zorlu, Abbasilere Yönelik Dini ve Siyasi İsyanlar: Ebu Cafer el-Mansur Dönemi, 279-285 479

Zehebi, Tarih, 37. 480

konusu gerekçeyle akrabaları olan bu kişileri dövmesinin yanlış olduğunu, Iraklıların bu içki türünü içmekte bir beis görmediklerini dile getirmiştir. Onların bu suçlarından dolayı Medine sokaklarında teşhir edilmelerine karşı çıkmıştır. Bu kişiler, Hüseyin’in itirazlarından sonra teşhirden kurtulsalar da hapse atılmaktan kurtulamamışlardır.481

İsfehani ise en-Nefsüz- Zekiyye’nin oğlu Ebu’z-Zift Hasan’ın şarap içmesi ve farklı bir had cezasına çarptırılmasıyla ilgili rivayetin uydurma olduğunu ileri sürmüştür.482

Hüseyin b. Ali ile Yahya b. Abdillah b. Hasan, Ebu’z-Zift Hasan b. Muhammed’e kefil olmuş ve onun hapisten çıkmasını sağlamışlardı. Görevli memur ise Ebu Talib ailesini birbirlerine kefil kılmıştı. Bu yüzden Ebu Talib ailesi mensupları devamlı gözetim altında bulunduruluyorlardı. Üç gün gözden kaybolan Hasan b. Muhammed’in durumunu sormak için görevli memur, Hüseyin b. Ali ile Yahya b. Abdillah’ı yanına çağırmış ve onlara ağır sözler sarf etmiştir. Bu olay onların isyanının baslangıç ve hareket noktasını oluşturmuştur. Hüseyin b. Ali’nin isyanı tepkisel bir isyan olduğu için hazırlık aşaması geçirmemiştir. Ani bir gece baskını ile görevli memur ve Ömer b. Abdilaziz’in evlerine saldırmalarına karşın onları evlerinde bulamayınca; Yahya, Hüseyin ve arkadaşları sabaha dogru mescidi işgal etmişlerdir. Hüseyin sabah namazını kıldırdıktan sonra halkı Allah’ın kitabına, Peygamber’in sünnetine davet etmiş. Onlar da bu çağrıya kayıtsız kalmamış ve el-Murtaza min Âl-i Muhammed olarak Hüseyin’e biat etmişlerdir.483

İsfehani’ye göre iki kişi dışında Alioğullarının tamamı Hüseyin b. Ali’ye biat etmiştir. Bu iki şahıstan biri Musa Kazım’dı. Rivayete göre Kazım, bir gece Hüseyin b. Ali’ye gelmiş ve rükuya benzer bir selamlama ile kendisini selamlamıştır. Kazım, Hüseyin b. Ali’den başlatılan isyan hareketine katılmama hususunda affını istemiştir. Uzun süre sessiz kalan Hüseyin b. Ali, Kazım’a istediği izni vermiştir. İsfehani bu rivayetin yanı sıra Musa Kazım’ın isyan hareketini desteklediğine dair başka bir rivayet de nakleder. Rivayete göre isyanın liderleri isyan öncesinde Ehl-i Beyt’in ileri gelenleriyle isyanın başlatılması

481

İbnü’l-Esir, el-Kamil, VI, 90. 482

İsfahani, Mekatil, 444. 483

hususunda istişare etmişlerdir. Musa Kazım da istişare edilen şahsiyetler arasında olup isyanın başlatılması hususunda olumlu görüş beyan etmiştir.484

İsfehani’nin naklettiği iki rivayet birbiriyle çelişmektedir. Musa Kazım’ın isyan hareketini destekleyici görüş beyan etmiş olmasına rağmen isyan başladığında isyanı sahiplenmemesi zayıf bir ihtimal olarak görünmektedir. Ayrıca bu hususta Musa Kazım’a geçmişteki desteği hatırlatılarak eleştirildiğine dair herhangi bir bilgi mevcut değildir.

Hüseyin b. Ali ve adamları birkaç çarpışmadan sonra Medine’de yönetime el koydular, Mescidi ele geçirerek Beytu’l-Mal’ı yağmaladılar. Ertesi gün Hüseyin’in adamları, toplanan Abbasoğulları taraftarları ile savaşmış ve iki gün devam eden çarpışmalar sonucunda Hüseyin b. Ali taraftarları, Abbasi taraftarlarını bozguna uğratmıştır. Medine’de onbir gün kalarak iyice hazırlık yapan Hüseyin ve taraftarları 24 zilkade 169/29 Mayıs 786 tarihinde Medine’den ayrıldılar. Onların ayrılmasından sonra Mescide gelen Medineliler, onların yedikleri etlerin kemikleri ve diger artıklarıyla karşılaşınca onlara beddua etmeye başladılar. Hüseyin b. Ali Mekke’ye gitmek için Medine’den ayrılırken Medinelilerle restleşti. Hüseyin, Medine’de bulamadığı desteği Mekke’de aramaya koyuldu. Mekke’ye gelince, kendilerine sığınan her kölenin hürriyetine kavuşacağını duyurdu. Bu nedenle kölelerin birçoğunun ona katılarak hürriyetlerini elde ettiği ifade edilir. el-Hadi, Hüseyin’in isyanını haber alınca ona karşı koymak üzere Muhammed b. Süleyman’ı görevlendirdi. İki taraf Tevriye günü (arefeden bir gün önce) savaşa tutuştular. Bu çarpışmalarda Hüseyin’in taraftarları bozguna uğratılırken, Hüseyin de öldürüldü. Umumi eman verilmesi üzerine Ebu’z-Zift Hasan b. Muhammed b. Abdillah teslim olmasına rağmen, Musa b. İsa ve Abdullah b. Abbas b. Muhammed tarafından öldürülmüştür.485

Yevmü Fah Şiiler tarafından Kerbela olayından sonra en dehşet verici ve

elim hadise olarak kabul edilir ve o gün yas tutulur.486 Ayrıca Şiiler Hz. Peygamber’in bir gün Fah mevkiinden geçerken ileride Ehl-i Beyt’ten orada ölecekler için cenaze namazı kıldırdığını ve Cebrail’in onların ecrinin iki şehit ecri kadar olacağını bildirdiğini ileri sürerler.487

484

İsfehani, Mekatil, 447. 454-455. 485

İbnü’l-Esir, el-Kamil, VI, 92-93. 486

E. Ruhi Fığlalı, “Hüseyin b. Ali”, TDVİA, XVIII (1988), 525. 487

Hüseyin b. Ali isyanı hazırlık aşaması bulunmayan tepkisel nitelikli bir isyandır. İsyanın çıkış noktası Hasan b. Muhammed b. Abdillah’ın ve arkadaşlarının içki içerken yakalanıp sokaklarda teşhir edilmeleri olmasına rağmen hareket dini bir hüviyete büründürülmek istenmiştir.