• Sonuç bulunamadı

GSM S EKTÖRÜNDE Y ENİ A TILIMIN A NAHTARI : NORMALLEŞME

ITU’nun gelişmekte olan 60 ülkede yaptığı araştırma; 1990-2002 yılları arasında telekomünikasyon gelirlerinin Gayrisafi Milli Gelir’e oranının %1,2’den %3,9’a çıktığını göstermektedir.11 Ne var ki; bu hızlı gelişme aynı zamanda, bütçe açıklarının kapatılması için “sektöre özel vergilendirme”nin de önünü açtığı görülmektedir.12

Bu konuda –özellikle ABD ve Avustralya’da- yapılan çalışmalar ve pratik sonuçlar, mobil iletişim hizmetlerine getirilen her türlü vergi ve benzeri yükün gerçekte toplum refahını gerilettiğini ve Devletin vergi gelirlerini de uzun dönemde düşürdüğünü göstermektedir. Özellikle fiyat esnekliği açısından en hassas kesimin sıradan kullanıcı kesimi olduğu da göz önüne alındığında, vergilendirmenin amaç ve hedeflerine ulaşamadığı gibi, genel olarak ekonomi ve toplumsal refah üzerinde de saptırıcı ve olumsuz etkiden başka bir işe yaramadığı görülmektedir.

Diğer taraftan, özel veya olağanüstü vergilendirme, tarihsel olarak incelendiğinde de çok başarılı sonuçlara yol açmadığı görülmektedir. Örneğin Osmanlı İmparatorluğunda olağanüstü dönemlerde uygulanan istisnai vergi niteliğindeki “avârız” ile 1999 yılında toplumda derin yaralar açan depremin zararlarını telafi etmek amacıyla, GSM hizmetlerine özel ve geçici olarak gündeme getirilen “Deprem Vergisi” çok büyük benzerlikler taşımaktadır. Olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere kurgulanan ve daha sonra yıllık düzenli bir vergiye dönüştürülen “avârız”ın sonuçları, beklenin aksine yıkıcı olmuştur.13 Bu nedenlerle, ülkemiz GSM sektöründeki vergi ve benzeri uygulamaların “normalleştirilmesi”, bu sektörde olası yeni bir atılımın anahtarı niteliğindedir.

a. Değerlendirme

Sektörde oluşan ortak görüş ve beklenti; ülkemizdeki vergi ve benzeri uygulamaların dünyadaki uygulamalar ile paralel hale getirilmesi ve özellikle ilk tesis sırasında alınan sabit vergilerin tamamen kaldırılması, kullanıma bağlı olarak tahsil edilen Özel İletişim Vergisi oranının da makul bir seviyeye indirilmesidir.

Yapılan kapsamlı çalışmalar ve başta ABD olmak üzere diğer gelişmiş ülkelerdeki durum değerlendirmeleri, bu konuda yapılacak en etkin ve uygulanabilir düzenleme olarak;

(i) abonelik tesisi sırasında alınan TK Frekans Ruhsat Ücretinin kaldırılması veya bandrol yöntemi ile daha adil bir biçimde tahsil edilmesinin ve yine

(ii) abonelik tesisi sırasında alınan ÖİV’nin kaldırılmasının

birlikte ve eşzamanlı gerçekleştirilmesinin olduğunu göstermektedir.

Ancak, yapılacak iş ve işlemler ne olursa olsun; halihazırdaki durumun; kullanıcı, işletmeci ve nihayet Devlet aleyhine en olumsuz durum olduğu açıktır.

11 The Tax and The Digital Divide, GSMA2005, s.50

unications revenues as a percentage of GDP have increased

om 1.2 to 3.9 per cent over the period 1990-2002.”

re im

13 Pr

“Önceleri ancak olağanüstü olarak, “avârız” adı altında salınan vergiler çoğaltılmış ve nakden ödenmesi gereken yıllık vergilere lmak niyetiyle alınan (bu) önlemler yıkıcı sonuçlar doğurmuştu.”

According to ITU data for about 60 developing countries, telecomm fr

12 A.g.e, s.50

“As a result of this expansion, the sector became an increasingly important source of general corporate tax revenues. When combined with an early perception that telecommunications services were the restricted privilege of the wealthy, this growing

venue stream attracted the particular attention of policymakers facing budget shortfalls and encouraged some countries to pose sector-specific taxes on phone usage, infrastructure, handset and terminal equipment and phone use.”

of.Dr. Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Klasik Dönem (1300-1600) s.54 çevrilmişti. … Devletin mali sıkıntısına çare o

b. Öneriler

Uluslararası çalışmalar ile bugüne dek edilen tecrübeler, öncelikle İlk abonelik tesisi esnasında alınan

“Yeni Tesis Özel İletişim Vergisi” ve “Frekans Ruhsat Ücreti”nin birlikte kaldırılması gerektiğini göstermektedir. Aşamalı olarak, diğer vergi ve benzeri yüklerin de normalleştirilmesi, uzun dönemde başta kullanıcı olmak üzere, işletmeci ve Devletin yani tüm tarafların yararına olacaktır.

i) Öncelik ve İvedikle Yapılması Gerekenler Abonelik Tesisinde Alınan Özel İletişim Vergisi

İlk aşamada, ilk abonelik tesisinde abonelerden tahsil edilen 24,15 YTL (18$) tutarındaki Özel İletişim Vergisinin kaldırılması, hem Devlet, hem tüketici, hem işletmeci lehine bir durum yaratmakta, Devlet gelirlerini de artırmaktadır.

Abonelik Tesisinde Alınan Frekans Ruhsat Ücretinin Kaldırılması veya Adil Tahsilatı

Keza, Frekans Ruhsat Ücretinin kaldırılması sektörde ciddi rahatlama sağlayacak tedbirlerin başında gelmektedir. Ancak, kısa dönemde kaldırmasının mümkün görülmemesi durumunda ise, ruhsat ücretinin tahsil yükümlülüğünün GSM işletmecilerinden alınarak lüne bağlanması ve dolayısıyla ücretlerin cep telefonu üretici ve ithalatçıları

unda yapılacak bir değişiklikle sağlanabilecektir.

ası durumunda, cep telefonu değiştirme ım Ücretlerinin kaldırılması, layacak hem de bu kapsamda

Var olan ağır vergi yükünün yarattığı tüm olumsuz etkilere rağmen, GSM hizmetleri hala bazı konularda yeni bir gelir kaynağı olarak değerlendirilmeye devam etmektedir. Bir takım vergilerin kaldırılması düşünülürken, yeni bazı vergilerin getirilmesi, kuşkusuz GSM sektörünü altından kalkılması olanaksız bir durum ile karşı karşıya bırakacaktır.

Nitekim, Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 13. maddesi ile 2872 sayılı Kanunun mülga 18. maddesi yeniden düzenlenerek, “GSM mobil telefon abonelerinden ayda 1 defa abone başına 1 YTL olmak üzere şirketlerce tahsil edilen miktarın çevre katkı payı olarak ödenmesi” öngörülmektedir. Telekomünikasyon Sektöründe halihazırda varolan yükümlülüklerin ağırlığı göz önünde bulundurulduğunda, sektöre getirilecek böyle bir ek yük, varolan olumsuzlukları, hiç kuşkusuz daha da büyütecektir.

meliğinin 12 ve 13.maddelerinde işletmecilerden alınacak olan ında an ın cileri tarafından bandrol usu

aracılığıyla tahsil edilmesi daha adil ve etkili bir çözüm olarak görünmektedir.

Gerek sektörün gerek tüketicilerin gerekse Devletin yararına olacak böyle bir düzenlemenin mümkün olduğu kadar çabuk hayata geçirilebilmesi; taslak Elektronik haberleşme Kanun

ii) Diğer Yapılması Gerekenler Frekans Kullanım Ücretleri

Frekans Ruhsat Ücretinin bandrol usulüne bağlanm

süresinin 12-16 ay olduğu göz önüne alındığında, Frekans Kullan hem AB ve diğer dünya uygulamamalarına paralellik sağ Devlete herhangi bir gelir kaybına yol açmayacaktır.

iii) Ek Yüklerin Önlenmesi

iv) Diğer Yüklerin Azaltılması Avrupa Birliği yetkilendirme yönet

ücretler belirlenmektedir. 13.maddede işletmecilerin yapılacak olan yetkilendirme karşılığ ödemekle yükümlü olduğu ücretler tanımlanmaktadır. Bu ücretler tanımlanırken bunlar işletmecilere tahsis edilen frekans ve numara gibi kıt kaynakların kullanımı karşılığında alın ücretler olacağı açıkça belirtilmektedir ki; bu ücretler Türkiye’de GSM işletme

ödenen imtiyaz ücretlerine denk gelmektedir. 12. maddede tanımlanan ve “idari ücretler”

olarak

sırasındadlandırılan ücretler ise yetkilendirme sonrası ve bu yetkilendirme rejiminin işleyişi a ortaya çıkacak masrafları kapsamaktadır. Bu maddeye göre bu ücretler uluslararası

sinden de görülebileceği üzere Avrupa Birliği makta; Türkiye’de Kurum Masraflarına Katkı ari ücretler” ise masrafları karşılayacak bir orapay

hes k; doğrudan mükellefi olmamalarına

rağmen sadece aracılık yapmaları sebebiyle ruhsat ve kullanım ücretleri gibi ağır mali yüklerde

Aşageti

c. Olası

i) Abone Sayısı Hızla Artacaktır

yasası bugün itibariyle tam rekabet ortamının sağlanamadığı ve ının da (penetrasyon) AB ülkeleri düzeyine yaklaşamadığı bir

pa’da vergi ve benzeri yük oranlarının ülkemize göre çok daha mak

sağolm mak

bağ e abonelik tesisi esnasında kullanıcı ve

yüklerin hafifletilmesine bağlıdır. Aksi halde, başlangıçta tahsil edilen bu işbirliği, uyum ve standardizasyon, Pazar analizi, pazarın denetimi ve izlenmesi, düzenlemeye ait konular, ikincil düzenlemelerin ve idari kararların (erişim ve arabağlantı gibi) hazırlanması ve uygulanması karşılığında ve sadece bu masrafları karşılamaya yetecek oranda tahsil edilebilecek olup; mümkün olduğu kadar düşük seviyede tutulmalıdır.

Sözkonusu maddelerin detaylı incelenme mevzuatında “hazine payı” gibi bir ödeme yer alma Payı karşılığında tahsil edilecek olan ücret olan “id

nla sınırlandırılmaktadır. Oysa Türkiye’de İşletmeciler; Avrupa’da uygulaması olmayan hazine ı ve Kurumun masraflarından tamamen bağımsız olarak işletmecilerin gelirleri üzerinden aplanan kurum masraflarına katkı payına ek olara

de sorumlu tutulmaktadırlar.

malı olarak kullanıma bağlı vergiler ile diğer yüklerin de Avrupa standartlarına uygun duruma rilmesi, sektörün normalleştirilmesindeki en büyük adım olacaktır.

Özel İletişim Vergisi

ul düzeylerde olması; kullanıcı oranının (penetrasyon) hızla %85(*) düzeylerine yükselmesini larken, Türkiye’de ise irrasyonel vergilendirme, aynı oranın %55 düzeyinde kalmasına neden uştur. GSM hizmetlerinde kullanıcı oranının (penetrasyon) daha hızlı bir biçimde artarak

ul bir düzeye ulaşabilmesi; ancak bu hizmetlerin daha geniş kitlelere ulaştırılabilmesine lıdır. Penetrasyondaki artış ve bu artışın hızı öncelikl

işletmeciye getirilmiş olan

vergilerin yüksekliği; yeni abonelik için önemli bir engel oluşturacaktır.

*) Kaynak: Europan Electronic Communications Regulation And Markets 2004 (10th Report) Annex3 Page 49

GSM Birliği tarafından yapılan çalışma, “vergide yapılacak %1’lik bir indirimin mobil kullanıcı sayısını %2 artıracağını” ve “GSM için konulmuş özel vergilerin kaldırılmasının ise %8’lik bir artış sağlayacağını” ortaya koymuştur. 14

ii) Daha Etkin Bir Rekabet Ortamı Tesis Edilecektir

ul vergi uygulamaları ve nitelikli düzenlemeler, GSM alanındaki rekabeti olarak AB'deki GSM pazarında 2000 yılından itibaren büyük pazar payı %50'nin altına düşmüştür. Bu oran her geçen gün

Avrupa’daki mak

etkinleştirip, artırmış ve sonuç işletmecinin (Leading operator)

biraz daha azalmaktadır. Özetle; pazar her geçen gün daha homojenleşmektedir.

Halbuki ülkemizdeki GSM hizmetleri pazarında henüz tam rekabet ortamı tesis edilmiş değildir.

GSM hizmetleri pazarı %.64.6 pazar payı ile hakim konumda bulunan bir işletmecinin bulunduğu ve bu konumun süreklilik arz ettiği bir pazardır. Pazara sonradan giren işletmecilerin yeni abone kazanmaları ancak diğer işletmecilerden abone almalarına yada potansiyel aboneleri çekebilmelerine bağlıdır. Veriler bu denli ağır vergi yükünün pazarda rekabetin tesis edilebilmesini engellediğini göstermektedir.

14 The Tax and the Digital Divide, GSMA,2005 s.4

“3. Cutting taxes on mobile handsets and services attracts new users

-  If low-cost handsets were made exempt from import duties and sales taxes, up to 930 million additional low-cost handsets could be sold by 2010 in the 50 countries in the study, leading to an increase in mobile phone penetration and a rise in total

in that country by more than 2% by 2010.

-  Eliminating the special taxes could boost the numbers of mobile users in the 19 affected countries by 34 million (or 8%) by 2010.

-  The removal of all sales and customs taxes on mobile handsets and services could prompt an increase in mobile penetration of up to 20 percentage points, according to an analysis by the London Business School of the data in this study.”

tax revenues in some countries.

-  If a government lowered taxes on mobile usage by just one percentage point, that could boost the number of mobile users

*) Kaynak: Europan Electronic Communications Regulation And Markets 2004 (10th Report) Annex3

iii) GSM Hizmeti Daha Düşük Gelir Gruplarına da Yayılacaktır

GSM hizmetin kamu hizmeti olma özelliği, bu hizmetin daha düşük gelir grubundan tüketiciler de dahil olmak kaydıyla geniş bir ağa yayılabilmesini zorunlu hale getirmektedir. 406 sayılı Kanunun Telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesinde ve/veya telekomünikasyon altyapısı işletiminde lerinde açıkça “Herkesin, makul bir ücret

iv)

Sabit vergiler düşük gelirli kullanıcı grupları üzerinde haksız bir vergi yükü yaratmaktadır. Çok fazla konuşma yapmayan abone sadece abone olmayı seçtiği için mağdur duruma düşmekte ve aboneliğin bedeli olarak ağır bir vergi yükü ile karşı karşıya kalmaktadır.

Sözkonusu ağır vergi yüklerinin azaltılması ve kaldırılması, öncelikle GSM hizmetlerini kullanan veya kullanmakta zorlanan tüketicinin mağduriyetini ortadan kaldıracaktır.

v) Artan Abone Sayısı ve Abone başı Gelir (ARPU), Devlet Gelirlerini Artıracaktır

Sektörde bu gün var olan durum göz önüne alındığında devletin elde ettiği vergi yükü ilk abonelikten elde ediliyor gözükse dahi penetrasyon doyuma ulaştığında devletin elde edeceği gelir (ARPU) artışı ile paralel olacaktır. Sektör üzerindeki ağır vergi yükünün hafifletilmesi durumunda şebekelerin yapacağı teknoloji yatırımları ile daha kaliteli hizmet ve katma değerli servislerin daha etkin kullanılması ile gelir (ARPU) artışı sağlanacağından Devlet bu yaklaşımdan

esas alınacak ilkeleri düzenleyen 4 (a) ve (b) madde

karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından yararlanmasını sağlayacak uygulamaların teşvik edilmesi” ve “Aksini gerektiren objektif nedenler bulunmadıkça, eşit şartlardaki aboneler, kullanıcılar ve işletmeciler arasında ayırım gözetilmemesi ve hizmetlerin benzer konumdaki her kişi tarafından eşit şartlarla ulaşılabilir olması” ilkeleri sayılmaktadır.

Hal böyleyken, abonelik tesisinde alınan vergilerin kaldırılmaması, sektör üzerinde çok olumsuz etkiler yarattığı gibi, aynı zamanda hizmete herkes tarafından eşit şartlarla erişilmesini de engelleyen bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum; gelir dağılımına paralel olarak

“sayısal uçurum”un da her geçen gün biraz daha büyümesine yol açacak bir olgudur.

Tüketici Mağduriyeti Önlenecektir

daha kazançlı çıkacaktır.

Nitekim, GSM Birliğinin tarafından yapılan çalışma da, vergi oranlarındaki düşüşlerin uzun dönemde Devletin vergi gelirlerinde önemli artış sağladığını göstermektedir.15 Bu nedenle

and the Digital Divide, GSMA,2005 s.4

15 The Tax “4. L

- ad

ower taxes mean greater revenue opportunities for governments in the long term.

Cutting taxes on handsets would attract new mobile users. If taxes on usage remained the same, each new user could yield ditional service tax revenues of US$25 per year.”

Devletin de böyle bir yarar sağlayabilmesi için en kısa zamanda abone sayısını arttıracak düzenlemelerin yapılması zorunludur.

vi) Yan ve Alt Sektörlerin İstihdam ve Vergi Kapasiteleri Artacaktır

Vergi yükünün düşürülmesi ile penetrasyon artışının hızlanması beklendiğinden bu yolla yan sektörlerin de gelişeceği, bu sayede hem ekonominin büyüyeceği (yaratılacak istihdam ve gelir), hem de uzun dönemde bu sektörlerden gelecek vergilerde de artış olacağı açıktır.

Benzer Belgeler