• Sonuç bulunamadı

Bu çalışma 99166796-050.06.04 sayı ve 21.08.2019 tarihli üniversite etik kurul onayını takiben, 06.2019 – 01.2020 tarihleri arasında, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’na başvuran, araştırma dahil edilme kriterlerine uyan 51 hastayla prospektif olarak yapıldı.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’na başvurup travay nedeniyle yatışı yapılan, 37-42 gestasyonel haftalar arası, baş prezentasyonda, travayın latent fazında ( servikal dilatasyon ≤ 4cm), maternal ek hastalık ve fetal büyüme kısıtlılığı olmayan(AGA), bilinen fetal anomalisi olmayan tekiz gebeler çalışmaya dahil edildi. Tek bir deneyimli uzman doktor tarafından klinik ultrasonu olan Samsung Medison H60 ultrason cihazı kullanılarak hastalar değerlendirilmiştir.

Maternal yaş, beden kitle indeksi, gravide, parite, başvurudaki gestasyonel hafta, doğum şekli, fetal kalp hızı anormallikleri (kardiyotokogram), mekonyumlu amniyon mayi saptanması , fetal distress saptanana kadar geçen travay süresi, doğum kilosu, neonatal kordarterial pH ve baz açığı, fetal 1. ve 5. dakika APGAR skoru, neonatal yoğunbakım ünitesi ihtiyacı parametreler olarak kaydedildi.

Hastaların umblikal ve orta serebral arter pulsatilite indeksleri kaydedildi. Ardından MCA PI/UmB PI oranı hesaplanıp serebroplasental oran elde edilerek kaydedildi. Ayrıca SPO değerlerinin, Fetal Medicine Foundation’ın otomatik hesaplayıcısı yardımıyla persantilleri kaydedildi.

Tüm doppler ölçümleri fetal hareket yokluğunda ve apne periyodunda, insonasyon açısı mümkün olduğu kadar 0'a yakın olacak ve örnek hacim damarı kapsayacak şekilde gerçekleştirildi.

Daha sonra olguların doğum süreci, rutin ulusal protokollerle yönetildi. Devamlı KTG ile takip yapıldı. Güven vermeyen KTG traseleri, NICHD sistemine göre kategori 2 ve 3 olarak baz alındı.

Yenidoğanlar pediatri hekimleri tarafından değerlendirildi. Yenidoğanların kan gazı değerleri,1. ve 5. dakika APGAR skorları, yenidoğan yoğun bakım ünite ihtiyaçları, doğum kiloları kaydedildi. Umblikal kord pH 7.2’nin altında olması, APGAR 5. dk skorunun 7 ve altında olması, yoğunbakım ihtiyacı kötü neonatal sonuçlar olarak değerlendirildi.

28

Olguların CPR sonuçları ile obstetrik ve neonatal parametreler karşılaştırıldı.

Olguların dahil edilme kriterleri :  37-42 gestasyonel hafta arası

 Travayın latent fazında ( servikal dilatasyon ≤ 4cm)  Baş prezentasyon

 Maternal ek hastalık yok (preeklampsi, gestasyonel DM, epilepsi…)  Fetal büyüme kısıtlılığı olmaması (AGA fetuslar)

 Bilinen fetal anomali yok  Tekiz gebelik

 Çalışmaya gönüllü hasta grubu

Dışlama kriterleri :  Servikal dilatasyon >4 cm  Çoğul gebelik

 Fetal büyüme kısıtlılığı varlığı  Maternal ek hastalık varlığı

 Fetal anomali ve intrauterin enfeksiyon varlığı

İstatistiksel analiz için IBM SPSS Statistics 25.0 Programı kullanıldı. Nümerik değişkenlerin Normal dağılıma uygunluğu Shapiro-Wilk(n<50) testiyle incelendi. Nümerik değişkenler ortalama ve standart sapma veya medyan(min-max) olarak verildi. Kategorik değişkenler sayı ve yüzde olarak verildi. Normal dağılıma uygunluk sağlandığında Bağımsız

29

iki örneklem t test, sağlanmadığında Mann-Whitney U testi kullanıldı. Kategorik değişkenler için Pearson Ki-kare testi ve Fisher’in Kesin Ki- Kare testi uygulandı.

30

4.BULGULAR

Haziran 2019 – Ocak 2020 tarihleri arasında, kriterlere uyup çalışmaya dahil edilen 51 olgu değerlendirildi.

Olguların parite değerleri tablo 7’de verilirken; sosyodemografik, intrapartum ve neonatal verileri tablo 8’de listelenmiştir.

Tablo 7. Olguların parite bilgileri

PARİTE OLGU SAYISI

0 33

1 9

2 5

3 3

Tablo 8. Olguların sosyodemografik, intrapartum ve neonatal verileri

MİNİMUM DEĞER MAKSİMUM DEĞER Ort ±SD

YAŞ 17 43 26±6.01 VKİ 19 39 29±4.8 GEST HAFTA 37 40 39±1.14 UMA PI 0.10 1.5 0.84±0.25 APGAR 1 5 9 8±0.72 APGAR 5 7 10 9±0.58 PH 7.15 7.50 7.32±0.06 BAZ AÇIĞI 6.4 9.9 2.5±3.23 FETAL AĞIRLIK (GR) 2210 4370 3260±418 SPO 0.7 2.6 1.8±1.74

51 olgunun 12’sinde (%23.5) SPO 5 persantil altında, 7sinde (%13.7) SPO 1’in altında saptanmıştır.

SPO değeri 1’in veya 5 persantilin altında olan ve olmayan olgular karşılaştırıldığında; yaş, VKİ, gestasyonel hafta, APGAR 1. ve 5. dakika değerleri, kan gazı pH değeri ve baz açı- ğı, fetal ağırlık, yenidoğan yoğunbakım ünitesi ihtiyacı, parite, doğum şekli açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Umblikal arter PI değerleri SPO<1 olan olgularda ortalama 1.15 iken, SPO≥ 1 olanlarda ortalama 0.81 saptanmış olup, bu fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0.002).

31

Tablo 9. SPO değeri 1’in altında olan ve olmayan olguların karşılaştırılması

SPO <1 SPO >=1 P değeri

YAŞ 27.29 ±4.4 27.27 ±6.2 0.996 VKİ 29.71±4.8 29.20±4.8 0.799 GESTASYONEL HAFTA 39.29±1.2 3893±1.1 0.302 UMA PI 1.15±0.22 0.81±0.22 0.002 APGAR 1 7.29±0.7 7.66±0.7 0.122 APGAR 5 8.7±0.7 8.9±0.5 0.536 PH 7.28±0.07 7.33±0.06 0.076 BAZ AÇIĞI 3.2±3.7 2.2±3.1 0.151 FETAL AĞIRLIK (GR) 3095±478 3264±409 0.898 YD YBU VAR 1 (%14.3) 3 (%6.8) 0.457 YOK 6 (%85.7) 41 (%93.2) PARİTE NULLİPAR 4 (%51.7) 30 (%68.2) 0.673 MULTİPAR 3 (%42.9) 14 (%31.8) DOĞUM ŞEKLİ NSPD S/C (FETAL 5 (%71.4) 30 (%68.2) 0.829 DİSTRESS) 1 (%14.3) 4 (%9.1) S/C (DİĞER) 1 (%14.3) 10 (%22.7)

Tablo 10. SPO değeri 5 persantil altında olan ve olmayan olguların karşılaştırılması

SPO <5 p SPO >= 5p P değeri

YAŞ 28.3±5.4 26.9±6.2 0.491 VKİ 29.67±4.5 29.15±4.9 0.752 GESTASYONEL HAFTA 38.75±1.2 39±1 0.509 UMA PI 1.09±0.19 0.78±0.22 <0.001 APGAR 1. Dakika 7.5±0.6 7.6±0.74 0.385 APGAR 5 8.8±0.57 8.9±0.59 0.802 PH 7.33±0.06 7.33±0.06 0.262 BAZ AÇIĞI 3.75±3.3 1.8±3.1 0.107 KİLO 3118±383 3141±425 0.476 YD YBU VAR 1 (%8.3) 3 (%7.7) 1.000 YOK 11 (%91.7) 36 (%92.3) PARİTE NULLİPAR 8 (%66.7) 26 (%66.7) 1.000 MULTİPAR 4 (%33.3) 13 (%33.3) DOĞUM ŞEKLİ NSPD S/C 8 (%66.7) 27 (%69.2) 0.626 (FETAL DİSTRESS) 2 (%16.7) 3(%7.7) S/C (DİĞER) 2 (%16.7) 9 (%23.1)

35 olguda spontan vajinal doğum (%68.6), 5 olguda fetal distress nedeniyle sezaryen ile doğum (%9.8), 11 olguda fetal distress dışı nedenlerle sezaryen ile doğum gerçekleştiril- miştir.

32

5 fetal distress olgusunun travay izleminde distress saptanana kadar geçen süreler; 3-4- 5-8-9 saat olarak karşımıza çıkmaktadır.

Doğum sonrası pediatrik değerlendirme sonrasında 4 olguda (%7.8), yenidoğan yoğun bakım ünitesi ihtiyacı olmuştur. Bu olguların 2’sinde NST’de fetal distress saptamış olup SPO değerleri normal sınırlar içindeyken, diğer 2’sinde SPO değerleri 1’in yada 5 persantil altında saptanmış olup NST anormalliği saptanmamıştır. Hiçbir yenidoğanda yapısal anomali saptan- mamıştır. YD YBU ihtiyacı olan olgularda 1.ve 5.dakika APGAR değerlerinin belirgin olarak düşük olduğu görüldü. YD YBU ihtiyacı olanlarla SPO değerleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı.

NST’de fetal distress saptanan 5 olgunun yalnızca 2’sinde SPO değerleri patolojik sı- nırlarda saptanmıştır. SPO değeri 1’in veya 5 persantilin altında olan ve olmayan olgular ile intrapartum izlemde NST anormalliği varlığı karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde edilmedi (Tablo 11).

Tablo 11. SPO değeri 1’in altında olan ve olmayan olgular ile nst anormalliği varlığının karşıl aştırılması

NST ANORMALLİĞİ

VAR YOK P değeri

SPO <1 1(%14.3) 6(%85.7) 0.538

SPO >=1 4(%9.1) 40(%90.9)

SPO <5pers. 2(%16.7) 10(%83.3) 0.580

SPO >=5pers. 3(%7.7) 36(%92.3)

NST anormalliği olan ve olmayanlar ile APGAR skorları karşılaştırıldığında APGAR 1. dakika skoru istatistiksel olarak anlamsız bulunurken, APGAR 5. dakika skoru istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p=0.038) (Tablo 12).

Tablo 12. NST anormalliği olan ve olmayan olgularda APGAR skorlarının karşılaştırılması

NST ANOR (+) NST ANOR (-)

APGAR 1 6.8 7.7 0.065

APGAR 5 8.2 8.9 0.038

PH 7.34 7.32 0.519

Araştırmamızda, SPO değerinin fetal distress öngörüsü için belirli bir eşik değeri olup olmadığını belirleyebilmek için ROC analizi yapılmıştır. Eğride X=Y fonksiyonun yaklaşık

33

olarak eşit olduğu görülmüştür. Bunun sonucunda SPO değerinin, intrapartum fetal distress öngörü testi olarak kullanılamayacağı sonucuna varılmıştır (Şekil 10)

34

5.TARTIŞMA

İntrapartum fetal izlemde kullanılacak olan yöntemin efektif sayılabilmesi için; gereksiz acil sezaryen veya operatif doğum oranları ile intrapartum fetal ölüm ve neonatal kötü sonuçlarını azaltması beklenir.

Günümüzde intrapartum izlemde fetal elektronik monitorizasyon en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. Fakat yapılan birçok çalışmada bu yöntemin yetersiz olduğu, dahası gereksiz obstetrik müdahalelere neden olduğu saptanmıştır.

2006 yılında yayınlanan bir metaanalizde, kontinü KTG izleminin aralıklı izleme kıyasla; perinatal ölüm oranlarını azaltmadığı, neonatal nöbetleri azalttığı, serebral palsiyi azaltmadığı, sezaryen ve operatif vajinal doğum oranlarında yüksek bir artışa neden olduğu saptanmıştır (20).

Nelson ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada 2500 gram üstü term tekil gebelerde serebral palsi öngörüsünde KTG’nin yalancı pozitiflik oranı %99.8 saptanmıştır (21).

Çalışmamızda da NST anomalisi saptanan 5 olgudan 2’si yenidoğan bakım ünitesine ihtiyaç duymuştur.

Araştırmamızda 51 gebe içinde fetal distress nedeniyle acil sezaryen ile doğuma alınan 5 olgu mevcuttur. Bu da tüm olguların 9.8’ine karşılık gelmektedir. Fakat sezaryen oranının merkezden merkez farklılık göstermesinin en önemli nedenlerinden biri de KTG yorumlamasındaki değişkenliklerdir.

KTG’nin fetal zayıflığın öngörüsünde yetersiz kalması ve gereksiz obstetrik müdahalelere sebep olması nedeniyle son yıllarda intrapartum fetal doppler ultrasonografi kullanımı gündeme gelmiştir. Hipoksik durumda fetusta, beyin gibi vital organlara yönlendirmek amacıyla kanın redistribüsyonu ‘beyin koruyucu etki’ olarak adlandırılır. Bu olgularda düşük SPO değerleri saptanmıştır (22).

2013 yılında yayınlanan prospektif bir çalışmada, SPO 10 persantil altında olan fetusların, distress açısından yüksek riskli grupta olduğu saptanmıştır. SPO 90 persantil ve üstü fetuslarda distress saptanmamıştır. SPO’nun pozitif prediftif değeri %36, negatif prediktif değeri %99 olarak saptanmıştır. Bunlar ışığında SPO ile travay öncesinde fetusların fetal distres geliştirme potansiyeli açısından risk ayrımı yapılabileceği iddia edilmiştir (23).

2014 yılında yayınlanan bir çalışmada 9772 olgunun verileri retrospektif incelenmiş olup, düşük SPO değerine sahip olguların fetal distress açısından riskli olduğu ve daha fazla yenidoğan yoğunbakım ünitesine ihtiyaç duyulduğu öne sürülmüştür (24).

Çalışmamızda NST’de fetal distress saptanan 5 olgunun yalnızca 2’sinde SPO değerleri patolojik sınırlarda saptanmıştır. SPO değeri 1’in veya 5 persantilin altında olan ve

35

olmayan olgular ile intrapartum izlemde NST anormalliği varlığı karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde edilmemiştir.

SPO değeri 1’in veya 5 persantilin altında olan ve olmayan olgular karşılaştırıldığında; yaş, VKİ, gestasyonel hafta, APGAR 1. ve 5. dakika değerleri, kan gazı pH değeri ve baz açığı, fetal ağırlık, yenidoğan yoğunbakım ünitesi ihtiyacı, parite, doğum şekli açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır.

Çalışmamızda SPO değerinde fetal distress öngörüsü ve YD YBÜ ihtiyacı açısından anlamlı fark saptanmamış olup, çalışmamız literatürdeki çalışmalarla uyuşmamaktadır. (p=0.457, p=0.538).

Prior ve arkadaşlarının yürüttüğü bir çalışmada, term gebelerde AGA fetuslara doğumdan 72 saat önce doppler ultrasonografi uygulanmıştır. %11 olguda SPO 10 persantil altında saptanmış olup bu fetuslar, SPO normal aralıkta olanlara kıyasla, fetal distress nedenli sezaryen ile doğuma daha yatkın bulunmuşlardır (25). Çalışmamızda ise SPO ile doğum şekli arasında anlamlı istatistiksel veri saptanmamıştır. (p=0.829, p=0.626)

Chinarong ve arkadaşlarınca yürütülmüş 384 olguluk, travayın latent fazında term gebelerin değerlendirildiği başka bir çalışmada, SPO eşik değerleri 5 persantil, 1 ve 1.08 olarak baz alınmıştır. Tüm eşik değerleri ile karşılaştırmada, operatif doğum, mekonyumlu mayii varlığı, doğum kilosu, düşük apgar skoru, YD YBÜ ihtiyacı açısından anlamlı fark saptanmamış. Biz de çalışmamızda benzer sonuçlara sahibiz. Fakat çalışmada SPO 5 persantil altında olanlarda KTG anormallikleri, düşük doğum ağırlığı açısından anlamlı fark saptanmıştır (p<0.01). Ayrıca SPO 1’in altında olanlarda, olmayanlara göre KTG anormalliği önemli derecede yüksek bulunmuştur (p=0.03) (26). Bizim çalışmamızda ise bu yönden anlamlı bir fark saptanmamıştır.

Sonuç olarak çalışmamız, maternal ve fetal risk faktörü olmadan izlenen term gebelerin, travay öncesi SPO değerlerine bakılarak risk gruplandırması yapılamayacağını, bu nedenle SPO’nun fetal zayıflık öngörüsünde faydalı olmadığını göstermiştir. Literatürdeki çalışmaların aksine bu sonucu elde etmemizde, hasta sayısının az olması, NST yorumlamalarındaki farklılıklar, NST’nin pozitif prediftif değerinin yüksek olması sayılabilir.

36

6.SONUÇ VE ÖNERİLER

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’nda doğum eylemi nedeniyle izlenen ve araştırma kriterlerine uyan 51 olgu mevcuttu. Olguların sosyodemografik verileri ile beraber, intrapartum parametreleri ve neonatal verileri değerlendirildi.

SPO değeri 1’in veya 5 persantilin altında olan ve olmayan olgular karşılaştırıldığında; yaş, VKİ, gestasyonel hafta, APGAR 1. ve 5. dakika değerleri, kan gazı pH ve baz açığı değerleri, fetal ağırlık, yenidoğan yoğunbakım ünitesi ihtiyacı, parite, doğum şekli açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır.

SPO değeri 1’in veya 5 persantilin altında olan ve olmayan olgular ile intrapartum izlemde NST anormalliği varlığı karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde edilmemiştir.

NST anormalliği olan ve olmayanlar ile APGAR skorları karşılaştırıldığında APGAR 1. Dakika skoru istatistiksel olarak anlamsız bulunurken, APGAR 5. Dakika skoru istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.

Yüksek riskli gebelik grubunda takip edilen gebelerde doğum sonrası kötü neonatal sonuçlar nispeten kabul edilebilebilir bir durumken; düşük risk grubundaki olgularda intrapartum ve neonatal dönemde karşılaşılan olumsuzluklar, hem hekimin hem ailenin kabullenmekte zorluk çektiği durumlardır. Doppler ultrasonografi günümüzde öncelikli olarak İUGR olan fetusların tanı ve izleminde kullanılıyor olsa da, son zamanlarda dünya çapında yapılan bazı çalışmalarda intrapartum fetal değerlendirmede de rolünün olduğu saptanmıştır. Doğum eylemi izleminde günümüzde elektronik fetal monitorizasyon yaygın olarak kullanılmaktadır fakat; neonatal sonuçların öngörüsünü güçlendirmek amacıyla ek alternatif yöntemler aranmaktadır. Biz de bu nedenle kliniğimizde doğum eylemi izleminde elektronik fetal monitorizasyonun yanında doppler ultrasonografi ile değerlendirmeyi ele aldık. Araştırmamızda intrapartum fetal zayıflık öngörüsü ile serebroplasental oran arasında anlamlı bir ilişki ortaya konmamış olsa da, çalışmanın daha uzun süre zarfında, daha geniş hasta populasyonunda uygulanmasıyla daha güvenilir verilerin elde edilebileceği düşüncesindeyiz.

37

7.KAYNAKLAR

1) Prediction of intrapartum fetal compromise using the cerebroumbilical ratio: a

prospective observational study (Am J Obstet Gynecol. 2013 Feb;208(2):124.e1-6. doi: 10.1016/j.ajog.2012.11.016. Epub 2012 Nov 15)

2) Review: Systematic review of the utility of the fetal cerebroplacental ratio measured at term for the prediction of adverse perinatal outcome (Placenta. 2017 Jun;54:68-75. doi: 10.1016/j.placenta.2017.02.006. Epub 2017 Feb 12)

3) A prospective cohort study on the prediction of fetal distress and neonatal status with arterial and venous Doppler measurements in appropriately grown term fetuses (Arch Gynecol Obstet (2017) 296:721–730 DOI 10.1007/s00404-017-4462-1)

4) A low fetal cerebroplacental ratio confers a greater risk of intrapartum fetal compromise and adverse neonatal outcomes in low risk multiparous women at term. (Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol. 2018 Nov;230:15-21. doi: 10.1016/j.ejogrb.2018.09.010. Epub 2018 Sep 12.)

5) Systematic review of the utility of the fetal cerebroplacental ratio measured at term for the prediction of adverse perinatal outcome (Placenta. 2017 Jun;54:68-75. doi: 10.1016

6) American College of Obstetricians and Gynecologists’ (ACOG) Committee Opinion Number 326, December 2005. Inappropriate use of the terms of fetal distress and birth asphyxia

7) Gauthier RJ , Evertson LR , Paul RH. Antepartum fetal heart rate testing. II. Intrapartum fetal heart rate observation and newborn outcome following a positive contraction stress test. (PMID:760533) American Journal of Obstetrics and Gynecology

[1979, 133(1):34-39]

8) Thacker SB, Stroup D, Chang M. Continuous electronic heart rate monitoring for fetal assessment during labor [Cochrane review]. In: Cochrane Database of Systematic Reviews 2006 Issue 3. Chichester (UK): John Wiley & Sons, Ltd; 2006. DOI: 10.1002/14651858.CD000063.pub2

38

9) Uncertain value of electronic fetal monitoring in predicting cerebral palsy. Nelson KB, Dambrosia JM, Ting TY, Grether JK .N Engl J Med. 1996;334(10):613

10) Continuous cardiotocography (CTG) as a form of electronic fetal monitoring (EFM) for fetal assessment during labour.Alfirevic Z, Devane D, Gyte GM, Cuthbert A Cochrane Database Syst Rev. 2017;2:CD006066. Epub 2017 Feb 3

11) Fetal heart rate observations in the brain-damaged infant Phelan JP, Kim JO Semin Perinatol. 2000;24(3):221

13) Bosward KL, Barnett SB, Wood AKW, Edwards MJ, Kossoff G. Heating of the guinea pig fetal brain during exposure to pulsed ultrasound. Ultrasound Med Biol 1993;19:415–24..

14) Barnett SB, ed. Conclusions and recommendations on thermal and non-thermal mechanisms for biological effects of ultrasound. In WFUMB Symposium on Safety of Ultrasound in Medicine. Ultrasound Med Biol,1998;24, special issue

15) Brosens I, Robertson WB, Dixon HG. The physiological response of the vessels of the placental bed to normal pregnancy. J Pathol Bacteriol 1967;93:569–79.

16) Pijnenborg R, Bland JM, Robertson WB, Brosens I. Uteroplacental arterial changes related to interstitial trophoblast migration in early human pregnancy.Placenta1983;4:387– 414

17) Predictive accuracy of cerebroplacental ratio for adverse perinatal and neurodevelopmental outcomes in suspected fetal growth restriction: systematic review and meta-analysis.Conde-Agudelo A, Villar J, Kennedy SH, Papageorghiou AT Ultrasound Obstet Gynecol. 2018;52(4):430. Epub 2018 Sep 5.

18) The role of brain sparing in the prediction of adverse outcomes in intrauterine growth restriction: results of the multicenter PORTO Study.

39

Flood K, Unterscheider J, Daly S, Geary MP, Kennelly MM, McAuliffe FM, O'Donoghue K, Hunter A, Morrison JJ, Burke G, Dicker P, Tully EC, Malone FD Am J Obstet Gynecol. 2014 Sep;211(3):288.e1-5. Epub 2014 May 6.

19) The association between fetal Doppler and admission to neonatal unit at term.Khalil AA, Morales-Rosello J, Elsaddig M, Khan N, Papageorghiou A, Bhide A, Thilaganathan B Am J Obstet Gynecol. 2015 Jul;213(1):57.e1-7. Epub 2014 Oct 15.

20) Continuous cardiotocography (CTG) as a form of electronic fetal monitoring (EFM) for fetal assessment during labour. Alfirevic Z1, Devane D, Gyte GM. Cochrane Database Syst Rev. 2006 Jul 19;(3):CD006066.

21) Uncertain Value of Electronic Fetal Monitoring in Predicting Cerebral Palsy List of authors. Karin B. Nelson, M.D., James M. Dambrosia, Ph.D., Tricia Y. Ting, B.S., and JudithK.Grether,Ph.D. March 7, 1996 N Engl J Med 1996; 334:613-619 DOI: 10.1056/NEJM199603073341001

22) Richardson BS, Bocking AD. Metabolic and circulatory adaptations to chronic hypoxia in the fetus. Comp Biochem Physiol A Mol Integr Physiol 1998;119:717-23

23) Prior T1, Mullins E, Bennett P, Kumar S. Prediction of intrapartum fetal compromise using the cerebroumbilical ratio: a prospective observational study. Am J Obstet Gynecol. 2013 Feb;208(2):124.e1-6. doi: 10.1016/j.ajog.2012.11.016. Epub 2012 Nov 15.

24) Asma A Khalil MD et all. Is fetal cerebroplacental ratio an independent predictor of intrapartum fetal compromiseand neonatal unit admission? AJOG 2014

25) Prior T, Mullins E, Bennett P, Kumar S. Prediction of intrapartum fetal compromise using the cerebroumbilical ratio: a prospective observational study. Am J Obstet Gynecol. 2013;208(February (2)) 124.e1-6.

40

26) The relationship between intrapartum cerebroplacental ratio and adverse perinatal outcomes in term fetuses Natthicha Chainarong, Chusana Petpichetchian* Maternal and Fetal Medicine Unit, Department of Obstetrics and Gynecology, Faculty of Medicine, Prince of Songkla University, Songkhla, Thailand

41

8. EKLER

BİLGİLENDİRİLMİŞ OLUR FORMU LÜTFEN DİKKATLİCE OKUYUNUZ !!!

Bu çalışmaya katılmak üzere davet edilmiş bulunmaktasınız. Bu çalışmada yer almayı kabul etmeden önce çalışmanın ne amaçla yapılmak istendiğini anlamanız ve kararınızı bu bilgilendirme sonrası özgürce vermeniz gerekmektedir. Size özel hazırlanmış bu bilgilendirmeyi lütfen dikkatlice okuyunuz, sorularınıza açık yanıtlar isteyiniz.

Bu çalışmanın adı ne?

Term gebelerde intrapartum fetal zayıflığın öngörüsünde serebroplasental oranın yeri

Bu çalışmanın amacı ne?

Doğum için yatış yapılmış ve kriterleri sağlayan gebelerde, doppler ultrason sonuuçları ile bebeğin riskli durumunun saptanması amaçlanmaktadır.

Size nasıl bir uygulama yapılacak?

37-42 gebelik haftası arasındaki tekil, riskli gebelik grubunda olmayan gebelere, doğum için yatışları sırasındaki bakılan USG’de fetal ölçümler yanı sıra aynı seansta doppler ultrason yapılacak ve serebroplasental oran hesaplanacaktır. Bu oran ile bebeğin doğum sonrası iyilik hali ve doğum sürecindeki durumlar kıyaslanacaktır.

Farklı tedaviler için araştırma gruplarına rastgele atanma olasılığı nedir?

Yoktur.

Ne kadar zamanınızı alacak?

Kişisel ve gebelikle ilgili bilgilerinizin alınması ile ultrason bakılmak için geçen süre.

Araştırmaya katılması beklenen tahmini gönüllü sayısı kaçtır?

60

Sizden alınacak biyolojik materyallere ne olacak ve analizler nerede yapılacak? (analizlerin yurtdışında yapılması durumunda biyolojik materyallerin nereye gönderileceğinin açıklanması),

Biyolojik materyal alınmayacak.

Sizden beklenen nedir? Sizin sorumluluklarınız nelerdir?

Araştırma ile ilgili olarak kendinizin veya gerekirse yakınınızın onayı alınacaktır. Araştırma için ek yapmanız gereken işlem yoktur. Doğum için yatan her gebeye uygulanan rutin prosedürler uygulanacaktır.

Çalışmaya katılmak size ne yarar sağlayacak?

Size rutin uygulamadaki her işlem uygulanacak olup araştırmanın size tıbbi olarak bir yarar sağlaması söz konusu değildir ancak bu çalışmadan çıkarılan sonuçlar başka insanların yararına kullanılabilecektir ve tıbbi literatüre katkı sağlanabilecektir.

Araştırmaya katılımının sona erdirilmesini gerektirecek durumlar nelerdir?

Çalışmadan kendi isteğinizle çıkmak istemeniz durumunda katılımınız sona erdirilecektir.

Çalışmaya katılmak size herhangi bir zarar verebilir mi?

Olası bir risk, çalışmanın hiçbir basamağındaki işlemde yoktur. Olası bir soruna karşı gerekli tedbirler tarafımızdan alınacaktır.

Eğer katılmak istemezseniz ne olur?

Benzer Belgeler