• Sonuç bulunamadı

Tip III (spastik akalazya) Yutma, anormal, lümeni yok eden kasılmalara veya spazmlara

3.GEREÇ VE YÖNTEM

Yüksek çözünürlüklü manometri yutma fizyopatolojilerini değerlendirmede önemli bir tanısal yöntemdir. Bu yöntemdeki konvansiyonel metrikler ile üst özofagus sfinkteri, aspirasyon ve disfaji ile ilgili elde edilen veriler, hem tanıda hem hasta takibinde yetersiz kalmıştır. Bu süreçte özofagustaki bolus akışı, klirens bozuklukları ve alt özofagus sfinkteri ile bolus ilişkisini değerlendirmede daha objektif yöntemlere ihtiyaç duyulması, yeni metriklerin geliştirilmesi için araştırmaları hızlandırmıştır. Basınç-akım analizi ile manometrik yöntemlerde benzer basınç profilleri sergileyen fakat tedavi yanıtları farklı olan özellikle alt özofagus sfinkter relaksasyon sorunu olan hastalarda (akalazya) bu farkın nedeni saptanabilir. Klasik yöntemle yapılan testler ile normal saptanan semptomatik hastaların teşhisinde yeni ufuklar açılabilir. Henüz kullanılmaya başlanan yüksek çözünürlüklü impedans manometrisi yardımıyla basınç- akım metrikleri kullanılarak özofageal bolusun taşınması ve basınç arasındaki etkileşimler daha

24 objektif tanımlanmaktadır. Yapılan çalışmalarda basınç-akım analizleri ile farinks ve üst özofageal sfinkter anormal bolus akışı için değerlendirilmiş ve bolus rezidüsü ve bolus aspirasyonunun saptanması için oldukça hassas ve özgül olduğu görülmüştür. Alt özofagus sfinkteri, distal özofagus ve özofagus gövdesinin normal ve patolojik durumlarının basınç-akım metrikleri ile tanımlanmasına yönelik çalışma sayısı çok yetersizdir. Bu çalışma ile basınç-akım metriklerinin alt özofageal sfinkter bölgesini değerlendirmedeki yerinin belirlenmesi ve akalazya hastalığındaki rolünün saptanması hedeflenmektedir. Araştırmamız, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu tarafından 20-3.1T/51 karar no’ lu kararı ile onaylanmıştır.

Çalışmaya 27 ile 73 yaşları arasında, EÜTF Gastroenteroloji B.D’ ye yutma güçlüğü nedeniyle başvurup klinik, radyolojik ve üst gıs endoskopisiyle akalazya tanısı alan ve henüz işlem uygulanmamış hastalar alınmıştır. Hastalar çalışmaya katılım ve dışlanma kriterleri göz önüne alınarak cinsiyet farkı gözetmeksizin art arda gelenlerden seçilmiştir. Sağlıklı kontroller ise hiçbir üst gastrointestinal sistem yakınması bulunmayan olgulardan oluşmakta olup daha önceden yapılmış manometri verilerinden elde edilen basınç akım verileri hesaplanmıştır. Toplamda 30 hasta ve 15 sağlıklı gönüllü olmak üzere 45 kişi çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmada tabloda gösterilen kriterlerin tamamını karşılayan, 8’i kadın 13’ü erkek olmak üzere toplam 21 hastanın verileri kullanılmıştır. Kontrol grubu verileri ise sağlıklı gönüllü havuzundan elde edilmiş olup gönüllü grubuna 18 yaşını tamamlamış, gastrointestinal sistem hastalığı semptomu olmayan ve gastrointestinal sistem operasyonu geçirmemiş, medikal tedavi kullanmayan ve kriterlerin tamamını karşılayan 3 erkek ve 11 kadın olmak üzere toplam 14 kişi alınmıştır. Tablo 3’de çalışmaya alınan olguların yaşa ve cinsiyete göre dağılımları gösterilmiştir.

Tablo 3 : Olguların Gruplara ve Cinsiyete Göre Yaş Ortalamaları Sağlıklı Gönüllü Grubu Hasta Grubu

n 14 21

Yüzde (%) 40 60

Yaş Ortalaması 40,7±9,05 52,47±14,88

Kadın/Erkek 11/3 8/13

25 Hasta grubunun çalışmaya alınma kriterleri tablo 4’te gösterilmiştir.

Tablo 4: Hasta Grubunun Çalışmaya Alınma Kriterleri 18 yaşından büyük olmak

Yeni tanı konulmuş akalazya hastası olmak Hiçbir tedavi uygulanmamış olması

Yüksek çözünürlüklü impedans manometri ile değerlendirilmiş olması

Sağlıklı gönüllü grubunun çalışmaya alınma kriterleri tablo 5’te gösterilmiştir.

Tablo 5: Sağlıklı Gönüllü Grubunun Çalışmaya Alınma Kriterleri 18 yaşından büyük olmak

Hiçbir gastrointestinal sistem semptomu olmamak

Hasta grubu ve sağlıklı gönüllü grubu için dışlama kriterleri tablo 6’da gösterilmiştir.

Tablo 6: Olguların Çalışma Dışı Bırakılma Kriterleri 18 yaşından küçük olması.

Kanser varlığı (nonmelanoma cilt kanserleri hariç) Ek bir nörolojik hastalık olmaması

Gönüllünün nazal yolunun kateterin geçmesine uygun olmaması

Karaciğer sirozu, özofagus varisleri, koagulopati veya çalışma üzerinde etkisi olası herhangi bir sistemik hastalık bulunması

Uygulamalardan herhangi birisine onam vermeyen olgular

Her hangi bir nedenle veya profilaktik amaçla gastrointestinal sistem fonksiyonlarını etkileyen ilaç kullanımı

Manometri sisteminde manometri kateteri ve verilerin kaydedilip analiz edildiği bir bilgisayar yazılımı kullanılmaktadır. Bu çalışmaya dahil edilen olguların manometrik değerlendirmeleri Laborie (MMS) firmasına ait Unisensor 36 adet basınç ve 16 adet impedans kanalı içeren kateter ile yapılmıştır. Yüksek çözünürlüklü manometri için işlem protokolü her olgu için önceden belirlenen şekilde ve standart olarak uygulanmıştır. Manometri ile değerlendirilecek olgular özofagus fonksiyonunu etkileyebilecek tüm ilaçlar en az 24 saat önce kesildikten sonra en az 6 saatlik açlık ile işleme alınmıştır. Olgulara yüksek çözünürlüklü manometri için

26 bilgilendirilmiş onam formu imzalatılmıştır. Manometri ile değerlendirilecek kişilerin veri tabanına kaydı yapıldıktan sonra burun deliklerine %2 lidokain sprey ile lokal anestezi işlemi uygulanmıştır. Manometri kateterinin kalibrasyonu yapıldıktan sonra kişi oturur pozisyondayken nazal yol ile kateter yerleştirilmiştir. Kateter işlem yapılan kişinin boyuna göre 50-60 cm ilerletildikten sonra kişi sırt üstü yatırılmıştır. En az 15 saniye istirahat basıncı ölçüldükten sonra önceden hazırlanan standart boluslar ile olgulara yutma yaptırılmıştır. Olgulara en az 10 defa 5 ml sulu yutma, en az 4 defa 10 ml sulu yutma, bir defa serbest yutma olarak 200 ml %0.9 sodyum klorür çözeltisi içirilmiştir. Yarı katı yutma için 4 defa 5 ml yoğurt verilmiş son olarak katı yutma için de standart tuzlu krakerden 4 defa verilmiştir. Tüm yutmalardan önce işlemi gerçekleştiren ekip komut vermiş ve yutma işlemi bu komuttan sonra gerçekleştirilmiştir. Her yutma veri tabanında yutmanın miktarı ve bolusun tipine göre işaretlenmiştir. İşlem basamaklarının tamamı 30-40 dakika civarında sürmektedir. Tüm yutmalar tamamlandıktan sonra inceleme durdurulmuş ve kateter çıkarılmıştır. Manometrik incelemelerden elde edilen yutma traseleri MMS Laborie 9.5 versiyonunda değerlendirilmiştir. Olguların verileri basınç ve impedans verilerini birlikte değerlendirme olanağı sağlayan ve internet üzerinden erişime açık olan Swallow Gateway veritabanına ASCII dosya formatında yüklenmiş ve kullanılan kateter veri tabanından işaretlenmiştir.

Çalışmanın başlangıcında kriterleri karşılayan 14 sağlıklı gönüllünün ve 22 akalazya hastasının verilerinin Swallow Gateway üzerinden basınç-akım metrikleri ile değerlendirilmesi planlanmış fakat bir hasta basınç topografi haritasında sorun olması nedeniyle çalışma dışında bırakılmıştır. Bu çalışmada akalazya hastalarının tedavi öncesi ve sonrası verileri sağlıklı gönüllülerden elde edilen verilerle kıyaslanmıştır. Hastaların özofageal yutmaları basınç-akım metrikleri ile değerlendirileceği için olguların traseleri veri tabanında özofageal yutma olarak seçilmiştir. Her olguya ait traseler tekrar bu veritabanında da incelenmiştir. Her bir olguda yutma işaretleri takip edilerek 5 ml lik sulu yutmalar işaretlenmiştir. Daha sonra seçilen yutma trasesinin üzerine tanımlayıcı noktalar konulmuştur. Şekil 12’te Swallow Gataway veritabanına eklenen 5 ml’lik bir sulu yutma trasesi gösterilmiştir. Seçilen olgunun seçilen yutması tanımlanmış fakat tanımlayıcı noktalar yerleştirilmemiştir.

27 Şekil 12: Swallow Gateway veri tabanına aktarılmış örnek bir yutma basınç trasesi

Swallow Gateway programında yutma analizi yaparken, bir yutma seçilir ve üzerine tanımlayıcı çizgiler eklenir.Bu ekranda toplam 8 adet tanımlayıcı çizgi vardır. Yatay düzlemde birinci çizgi üst özofageal sfinkterinin distal sınırına, ikinci çizgi transizyonel zona, üçüncü çizgi özofagogastrik bileşkenin proksimal sınırına, dördüncü çizgi krural diyaframa ve beşinci çizgi ise mideyi işaret edecek şekilde en distale yerleştirilir. Dikey planda ise altıncı çizgi yutmanın başladığı yere, yedinci çizgi tranzisyonel zon ile distal kontraksiyonun başladığı yerin kesiştiği yere ve sekizinci çizgi ise özofagogastrik bileşke proksimali ile distal kontraksiyonun kesiştiği yere konur. Şekil 13’de tanımlayıcı çizgilerin yerleri gösterilmiştir.

28 Şekil 13: Swallow Gateway’de yutma trasesinin üzerine yerleştirilecek tanımlayıcı çizgilerin yerleri

29 Sekiz tanımlayıcı çizgi uygun yerlere yerleştikten sonra yutmayı değerlendiren klasik metrikler ve basınç-akım metrikleri otomatik olarak hesaplanır. Tanımlayıcı çizgilerin yerlerinin kontrolü, yutmanın altında oluşan grafikte impedans ve basınç arasındaki ilişki ile kontrol edilir. Akalazyalı olgunun basınç akım analizi için tanımlayıcı çizgilerin yerleri bazı basınçlanma farklılıklarından dolayı özellik arz etmektedir. Örneğin distal kontraksiyon olmadığı için, “distal kontraksiyon yok” işaretlenir ve distal kontraksiyon çizgisi Tip 2 akalazya için pan-özofageal basınçlanmanın olduğu yere, diğer tiplerde ise yutma başlangıcından 12 saniye sonrasına konulur. Şekil 14’ de akalazyalı olgunun SwallowGateway’ de yutma trasesi üzerine yerleştirilen çizgiler gösterilmektedir.

Şekil 15: Örnek bir akalazya hastasında yutmanın otomatik analizi sonucu elde edilen metrikler

Çalışmaya dahil edilen tüm olguların seçilen tüm yutmalarına tanımlayıcı çizgiler eklenip sonrasında yutmalar analiz edilmiştir. Çalışmaya alınan ve MMS veri tabanında değerlendirilen 200 ml serbest sıvı, yarı katı ve katı yutmada bir yutma trasesinde birden fazla basınç ve impedans alanı kaldığı için hedeflenen uygun alan grafiği elde edilememiş olup olguların

30 sadece 5 ml’lik sulu yutmalarının analizlerinden elde edilen veriler çalışmaya dahil edilmiştir. İlk aşamada çalışmaya dahil edilen sağlıklı gönüllülerin 5 ml sıvı yutmalarından Swallow Gateway ile elde edilen verileri, hastaların tedavi öncesi 5 ml sıvı yutmalarından Swallow Gateway ile elde edilen verileri ile karşılaştırılmıştır.İkinci aşamada, tedavi öncesi 5 ml sıvı yutmalarından elde edilen ve tedavi sonrası 5 ml sıvı yutmalarından Swallow Gateway ile elde edilen verileri karşılaştırılmıştır.

Swallow Gateway veri tabanının özofagus fonksiyonlarını ve fizyopatolojilerini değerlendirmedeki rolünün belirlenmesi ve akalazya hastalığındaki yerinin saptanması amacıyla tasarlanan bu çalışmada literatürde yer alan ve basınç-akım metriklerini analiz eden çalışmalardan farklı olarak akalazya hastalığında ilk defa alt özofagus basınç akım metrikleri incelenmiş ve bu verilerin, tedavi öncesi, tedavi sonrası değişimleri ve sağlıklı gönüllü kıyaslanması amaçlanmıştır. Bu çalışma ile akalazya hastalığının patofizyolojisi ve dolayısı ile tedavi yaklaşımlarını değiştirebilecek bilgilerin basınç-akım metrikleri ile saptanabilirliğinin tespit edilmesi hedeflenmiştir.

Çalışmada verilerin analizi SPSS 23 (Statistical Package for the Social Sciences – IBM®) programı kullanılarak yapılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler, kategorik değişkenler için sayı ve yüzde, sayısal değişkenler için ortalama ve standart sapma olarak yapılmıştır. Sayısal değişkenler için çoklu bağımsız grup karşılaştırmalarında Mann Whitney U Testi kullanılmıştır. Alt grup karşılaştırmalarında kategorik değişkenler için ise Ki-Kare testi ve T testi yapılmıştır. Sayısal veriler arasındaki ilişkide normal dağılım sağlanmadığı için korelasyon analizinde Spearman testi kullanılmıştır. Analizler %95 güven aralığında ve p<0,05 değerinde istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.

4. BULGULAR

Çalışmaya 14 sağlıklı gönüllünün ve 22 akalazya hastasının tedavi öncesi, bu yirmi iki hastadan sekizinin tedavi sonrası verileri dahil edilmiştir. Yirmi iki hastadan bir tanesi basınç akım trasesinde problem olması nedeniyle çalışma dışında bırakılmıştır. Çalışmaya 14 sağlıklı gönüllü ve 21 hastanın verileri üzerinden devam edilmiştir.

Çalışmada yer alan sağlıklı gönüllü ve hasta grubuna ait demografik veriler tablo 6’da gösterilmektedir. Sağlıklı gönüllü grubunda yer alan olguların 11’i (%78,6) kadın, 3’ü (%21,4) erkektir. Hasta grubunda yer alan olguların ise 13’ü (%62) erkek ve 8’i (%38) kadındır. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaşları, en küçüğü 27 iken en büyüğü 73 yaşındaydı. Sağlıklı gönüllü grubunda ise en küçüğü 26 yaşındayken, en büyüğü 56 yaşındaydı. Bu verilerle hasta grubunun yaş ortalaması 52,4±14,8 yıl, sağlıklı gönüllü grubunun yaş ortalaması 38,1±9,1 yıl

31 bulunmuştur. İki grup arasında yaşlar istatistiki anlamlı bulunmuştur (p: 0,008) Bu fark sağlıklı gönüllülerin nispeten genç olmasına bağlanmıştır.

Hasta (n:21) Sağlıklı (n:14) p değeri CİNSİYET Erkek 13(%62) 3 (%21,4) 0,0042* Kadın 8(%38) 11 (%78,6) YAŞ (ORT ± SD) 52,4± 14,8 38,1±9,1 0,008*

Tablo 7: Çalışma gruplarının demografik özellikleri (* ile p<0,05 istatistiki anlamlı olanlar gösterilmiştir) Hasta (n:21) Ortalama Yaş 52,4+14,8 Akalazya tipleri Tip 1 Tip 2 Tip 3 6 (%28) 12 (%57) 3 (%14) Tedavi (n:8) Balon dilatasyon POEM 7 (%87) 1(%12)

32 Çalışmaya dahil edilen her bir olgunun MMS veri tabanından verileri Swallow Gateway veri tabanına aktarılıp bu veri tabanı üzerinden elde edilen bölüm 2.1.5’ da anlatılan metriklerin (PCI, DCI, IRP, IR, DPA, DPE, CSI, BPT, BFT, RP, PFI) 5 ml’lik 5 sulu yutma analizi yapılarak ortalaması alınmıştır. Bunlar sağlıklı gönüllü grubunda PCI, DCI, DC, DL, IRP, DPA, DPCT, DPE, RP, SDL, DCL, PFI, IR ve CSI metrikleridir. Akalazya hasta grubunda DL, PFI, RP, DPCT metrikleri, hastalığın doğasından kaynaklı distal kontraksiyon yokluğu nedeniyle hesaplanmamıştır. Bu değerlerin ortalamaları alınmış ve sonrasında Mann-Whitney U testi kullanılarak gruplar arasında karşılaştırılmıştır. Tablo 9’de hasta grubu ve sağlıklı grubunda ortak olarak bakılabilen metriklerin, ortalamaları gösterilmiştir.

Tablo 9: Hasta ve sağlıklı grupta ortak olarak bakılabilen parametrelerin Swallow Gateway veri tabanı kullanılarak elde edilen sonuçlar (* ile p<0,05 istatistiki anlamlı olanlar gösterilmiştir)

Hasta (n:21) ve sağlıklı gönüllülerin (n:14) verilerinin kıyaslanmasında PCI, IRP, DPA, DPE, RP, PFI metrikleri p<0,05 istatistiki anlamlı olarak saptanmıştır. Yirmi bir hastadan tedavi edilmiş sekiz hastanın, tedavi öncesi ve sonrası verileri incelediğimizde Eckardt skorları, istirahat basıncı, DCI, IRP, DPE parametrelerini p<0,05 istatistiki anlamlı olarak saptadık. CSI’ da p:0,051 değeri ile numerik olarak anlamlı, istatistik olarak sınırda anlamsız olarak değerlendirildi. Tablo 10 ’de tedavi edilen sekiz hastanın tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri gösterilmiştir.

Metrikler Sağlıklı (n:14) Hasta (n:21) p değeri

PCI (mmHg.cm.sn) 375,68±196,01 134,35±160,14 0,00033* DCI (mmHg.cm.sn) 1485.10±636,25 2724,15±1924,70 0,1 IRP (mmHg) 19.88± 7.44 55,82±56,58 0,041* IR 0,36±0,06 2,72±10,95 0,42 DPA (mmHg) -0.81± 6.70 12,47±14,07 0,0024* DPE (mmHg) 17,21±7,21 46,72±25,10 0,00015* CSI (Ohms) 687,02±220,15 835,25±1582,34 0,73 RP (mmHg) 6,74±3,02 13,9±11,6 0,04* PFI 26,41±15,81 397,68±676,097 0,044*

33 Metrikler Tedavi öncesi ( n:8 ) Tedavi sonrası (n:8) p

Eckardt skoru 6,75±1,28 2±1,19 0,0003*

AÖS istirahat basıncı (mmHg) 32,62±15,47 19,1±14,28 0,03* PCI (mmHg.cm.sn) 161,77±246,34 139,21±138,53 0,69 DCI (mmHg.cm.sn) 2757,72±2081,19 1400,35±924,93 0,05* IRP (mmHg) 49,15±35,99 23,53±13,87 0,048* IR 0,30±0,25 0,29±0,23 0,96 DPA (mmHg) 12,075±16,14 9,44±8,83 0,59 DPE (mmHg) 49,29±20,99 33,70±13,80 0,046* CSI (Ohms) 345,83±212,93 240,27±202,71 0,051 BPT (sn) 3,88±1,54 4,57±1,45 0,31 BFT (sn) 1,29±1,31 2,50±1,51 0,14

Tablo 10 : Tedavi edilen sekiz hastanın tedavi öncesi ve tedavi sonrası verileri ( * ile p<0,05 istatistiki anlamlı olanlar gösterilmiştir)( AÖS: Alt özofageal sfinkter )

5.TARTIŞMA

Özofageal manometri özofagus fizyopatolojilerini değerlendirmede önemli bir tanısal tetkiktir. Konvansiyonel metrikler ile yapılan analizler, özofageal motilite bozukluklarını açıklamada yetersiz kalması nedeniyle basınç-akım analizleri geliştirilmiştir. Literatürde yeni yeni yer bulan bu yöntemin kullanıldığı az sayıda çalışma mevcuttur. Kullanılan basınç-akım metriklerinin normal değerleri, patolojik durumlarla ilişkisi ve bu metriklerin referans aralıkları yöntemin çok yeni olması nedeniyle henüz net değildir. Literatür incelendiğinde çoğu çalışmanın, orofaringeal disfajiyi ve yutmanın başlatılmasındaki normal ve patolojik durumları, disfaji semptomu olan grupların özofageal motor bulgularını değerlendirdiği görülmüştür. Bu çalışma ile özofagus motilitesi ve alt özofagus sfinkterinde basınç-akım analizi kullanıldığında elde edilebilecek yeni bulguların tespit edilmesi hedeflenmiştir. Yeni bir yöntem olması ve ilgili çalışma sayısının azlığı nedeniyle normal değerleri ve referans aralıkları bilinmeyen bu metriklerin tedavi öncesi, sonrası akalazya hastalarında ve sağlıklı gönüllülerde karşılaştırarak, literatüre yön vermek istedik. Gönüllü grubundan elde ettiğimiz verilerle, hasta olup henüz tedavi edilmemiş akalazyalı grup karşılaştırılarak, bu hastalıkta basınç akım analizinin rolünü belirlemeye çalıştık. Ardından 8 hastamızda tedavi öncesi ve sonrası verileri karşılaştırarak, tedavinin etkisini araştırdık. Hasta (n:21) ve sağlıklı gönüllülerin (n:14)

34 verilerinin kıyaslanmasında PCI, IRP, DPA, DPE, RP, PFI metrikleri istatistiksel olarak anlamlı farklı saptanmıştır. Yirmi bir hastadan tedavi edilmiş sekiz hastanın, tedavi öncesi ve sonrası verileri incelediğimizde Eckardt skorları, istirahat basıncı, DCI, IRP, DPE parametrelerini istatistiki anlamlı olarak saptadık. CSI’da p:0,051 değeri ile numerik olarak anlamlı, istatistik olarak sınırda anlamsız olarak değerlendirildi.

Bu metrikler tek tek değerlendirildiğinde aşağıdaki yorumlara erişilmiştir.

PCI metriği sağlıklı gönüllü grubunda 375,68±196,01 mmHg.cm.s, hasta grubunda ise 134,35±160,14 mmHg.cm.s olarak saptanmıştır. İstatistiki olarak anlamlı çıkan bu parametrede hastalardaki azalma, akalazya patofizyolojisi düşünüldüğünde aperistaltizme bağlanmıştır. DCI hasta grubunda yükselmiş görünmektedir. Bu değişiklik tip 3 akalazya hastalarına bağlanmış olup zaten istatiksel olarak anlamsız bulunmuştur.( p = 0,1)

IRP sağlıklılarda 19.88± 7.44 iken hastalarda 55,82±56,58 olarak daha yüksek bulunmuştur bu fark istatistiki anlamlıdır (p=0,048).Bu fark alt özofagial sfinkterdeki gevşeme bozukluğundan kaynaklanmaktadır ve zaten akalazya tanısının en önemli metriğidir.

DPA, üst özofagial sfinkter ile transizyonel zon arasındaki akıma karşı gösterilen direnci temsil eden metriktir. Sağlıklı grubunda -0.81± 6.70 mmHg iken, hasta grubunda 12,47±14,07 mmHg saptanmış olup istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur. Bu farkın özofagus içerisinde kalan ve temizlenemeyen rezidüden ve panözofagial basınçlanmadan kaynaklandığı düşünülmüştür. DPE, özofagogastrik bileşke ile crural diafragm arasındaki akıma karşı gösterilen basıncı gösterir. Sağlıklı gönüllülerde DPE 17,21±7,21 mmHg iken, hasta grubunda 46,72±25,10 mmHg saptanmıştır. Hastalarda bu metriğin çok belirgin yüksek oluşu intra-bolus basıncına ve rezidüye bağlanmıştır ve istatistiksel olarak anlamlıdır.

CSI, kontraktil segmentin mukozal impedansını göstermektedir. Çalışmamızda hasta grubunda sağlıklılara göre yüksek saptanmış ancak istatistiki anlamlı bulunmamıştır. Grubumuzun daha önce yaptığı mukozal impedans ölçümünde de benzer sonuç izlenmiştir. (Bor ve arkadaşları, yayınlanmamış veri)

RP, sağlıklı grubunda 6,74±3,02 mmHg/sn iken, hasta grubunda 13,9±11,6 mmHg/sn saptanmıştır, fark istatistiki olarak anlamlıdır (p:0,04). RP daki bu artış alt özofagus sfinkterinde gevşeme bozukluğuna bağlı olan obstrüksiyonu yenmek için hasta grubunda artmıştır.

PFI için sağlıklı ortalaması 26,41±15,81 iken hastalarda 397,68±676,097 dır. Swallow Gateway veri tabanı ile basınç akım analizleri sırasında tip 1 ve tip 2 akalazyada distal kontraksiyon yokluğu nedeni ile DL ve PFI hesaplanamamaktadır. Bu nedenle PFI hesaplanan hasta grubu yalnızca tip 3 akalazya grubudur. Hasta grubundaki bu fark istatistiki olarak anlamlı bir farktır (p:0,044). PFI’ daki bu artış şöyle açıklanabilir. Distansiyon basıncı simultane (özofagus boyunca aynı anda) kontraksiyonlar nedeniyle artmıştır, yine bu kasılmaların aynı anda gelmesi

35 nedeniyle distal kontraksiyonda gecikme olmaz bu nedenle DCL kısalır. Rampa basıncı (RP) önündeki obstrüksiyonu yenmek ve bolus geçişini sağlamak için artmıştır. Tüm bu nedenlerden dolayı PFI hasta grubunda artmıştır bu metrik özofagogastrik bileşkede bolus akımına karşı gelişen direnci gösterdiğinden bu değişiklik tutarlıdır.

Sekiz hastanın tedavi öncesi ve sonrası verilerini inceleyecek olursak; tedavi sonrasında Eckardt skoru (önce: 6,75±1,28 sonra: 2±1,19 p:0,00039) ve istirahat basıncındaki (önce: 32,62±15,47 sonra: 19,1±14,28 p: 0,031) düşüş tedavi başarısını göstermektedir ve istatistiksel olarak anlamlıdır. PCI, tedavi sonrasında distal özofagustaki terapotik düzeltmelere rağmen beklendiği gibi düşüş olmamıştır. IRP beklendiği gibi tedavi sonrasında istatistiki anlamlı (p: 0,048) şekilde düşmüştür. Yeterli hasta tedavi başarısı açısından incelenemediği için farklı parametrelerdeki değişimlere net yorum yapılamamıştır. DPA’ daki tedavi sonrasındaki azalma (p: 0,59) buna bir örnektir. DPE sağlıklı gönüllülere kıyasla (49,29±20,99 mmHg) hasta grubunda (33,70±13,80 mmHg) azalmış ve bu azalma istatistiki olarak anlamlı (p:0,046) bulunmuştur. Bu metrikteki değişim alt özofageal patolojisinin çözülmesi sonrasında özofagogastrik bileşkede bolus akımına karşı direncin azalmasına bağlanılmıştır. CSI numerik olarak anlamlı, istatistiksel olarak sınırda anlamsız olarak değerlendirilmiştir. BPT ve BFT de tedavi sonrasında artış gözlenmiştir bu uzama, ÖGB den artmış akımı göstermekle birlikte, bu artış istatistiki anlamsızdır.

36 6.SONUÇ

Özofageal manometri yutma fizyopatolojilerini incelemede önemli bir tanısal yöntemdir. Özofageal manometrinin konvansiyonel metrikleri ile yapılan değerlendirmelerin özofageal motilite bozukluklarını açıklamada bolusun akışı ile ilgili durumlarda yetersiz kalması nedeniyle basınç ve impedansı aynı anda ölçüp kombine değerlendiren yeni metrikler geliştirilmiştir. Yeni kullanılmaya başlanan bu yöntemin güçlü zayıf yanlarını değerlendiren çalışma sayısı yetersizdir. Basınç-akım analizlerinin özofagus motor fonksiyonlarını ve alt özofagial sfinkteri değerlendirmedeki yerinin tespit edilebilmesi ve akalazya hastalığındaki rolünün saptanması için planlanan bu çalışmada sağlıklı gönüllülerden ve hastalardan elde edilen basınç-akım metrikleri kıyaslanmıştır. Alt özofagus sfinkterinde basınç akım metriklerini ele alan, literatürde yayınlanmış bir çalışma yoktur.Bu nedenle bu konudaki ilk

Benzer Belgeler