• Sonuç bulunamadı

Bu araştırmada, Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemlerinden biri olan Doküman İncelemesi ya da Belgesel Tarama (Karasar, 2004:183) Yöntemi kullanılmıştır. Buna göre, öncelikle araştırmanın konusu ile doğrudan ilgili, en kapsamlı ve güncel kaynağa ulaşılarak çıkış noktasını oluşturacak veriler elde edilmiş; bu çıkış noktasından yararlanılarak araştırmayı derinleştirecek yeni kaynaklara ulaşılmış ve alan yazın derlemesi yapılmıştır. Araştırmanın sınırları içerisinde oluşturulan tarihsel ve coğrafi çerçevede yazılı kaynaklar ile arkeolojik buluntulardan yararlanılmıştır.

4. BULGULAR VE TARTIŞMA / SONUÇ

İnsanoğlu varoluşundan itibaren yaşadığı zamanın koşulları ile ortaya çıkan gereksinimlerini karşılayacak, elde etiklerini koruyup devamlılığını sağlayacak olan ilahi güce inanmıştır. Çeşitli ritüeller yoluyla pekiştirilen bu inanç, kimi zaman erkek;

kimi zamansa kadın formunda heykelcikler ya da idollerle insanlaştırılıp somut olarak ifade edilmiştir. İnsanın, doğanın zorlukları karşısında yaşam mücadelesi verdiği Paleolitik devirde erkeğin gücüne dayalı avcılık önemli olmuş ve dolayısı ile inanç, erkeğin ön planda olduğu semboller ile ifade edilmiştir. Neolitik devirde ise tarıma dayalı yerleşik düzene geçildikçe toprakla özdeşleştirilen kadının doğurganlığı öğe ön plana çıkmış ve Ana Tanrıça inancı oluşmuştur. Bu, erkeğin dışlanmadığı ancak

“Erkeği doğuran ana” olarak Tanrıçanın ön sırada yer aldığı bir süreç olmuştur.

Çayönü, Çatalhöyük ve Hacılar buluntuları Neolitik devirde Anadolu’da Ana Tanrıça kültünün varlığını doğrulamaktadır. O devirde Ana Tanrıça tapınımı bugün bizim anladığımız anlamda sistematik bir inanç ya da Bachofen’in öne sürdüğü anaerkil bir toplumsal düzen olmasa da feminist yaklaşımdan farklı bir görüşle, dişil ve eril güç arasındaki doğal düzenin günümüze dek uzanan öngörüsü olarak yorumlanabilir.

Çatalhöyük buluntuları, o devirdeki inancın, şimdiki ve sonraki yaşamda bereketin sürekliliğine odaklandığını ve bunun da Ana Tanrıça kimliğinde simgelendiğini göstermektedir. Yan yana bitişik nizamda yapılmış, damlardaki açmalardan girilen evler; sokakların olmayışı; ölülerin evlerin içine gömülerek yaşamdan soyutlanmaması;

kutsal alanların gündelik yaşam içinde yer alması gibi özellikler, Çatalhöyük’te her türlü ayrımdan uzak, eşitlikçi ve barışçıl bir toplumsal yaşam oluşturulduğunu göstermektedir.

Tunç Devri’nde, ticaretin gelişmesi ile erkeğin öneminin artması, bu uygarlıkların çok sayıda tanrı ve tanrıçadan oluşan geniş Panteonları içerisinde Ana Tanrıçanın hala değer verilen bir ilahi varlık olmakla birlikte tek başına ve en önemli sayılmamasına neden olmuştur.

Demir Devri’nde Ana Tanrıçanın Frigya’daki üstün konumu, Kral Midas’ın inançla güçlendirdiği siyasi bir durum olarak yorumlanabilir. Anadolu’ya, göçmen Trak boylarından biri olarak gelen ve diğerleri gibi bir beylik kuran Frigler’in güçlü bir krallık olarak ortaya çıkması, kurucu lider Gordios’tan sonra krallığı devralan oğlu Midas’ın Ana Tanrıçayı krallığın koruyucusu olarak sınırlardaki kutsal alanlarla onurlandırması ve kendini O’nun oğlu olarak göstermesi ile gerçekleşmiştir. Ana Tanrıça kültünün Frigya’da bu denli benimsenmesi ve kalıcı hale getirilmesinde önemli bir soru, Midas’ın tarihsel akış içerisinde kendine daha yakın olan uygarlıkların erkek egemen panteonlarına rağmen krallığını güçlendirmek için yanına neden Ana Tanrıçayı aldığıdır. Midas’ın izlediği bu siyasette, çoğalmak ve kalıcı olmak için berekete duyulan gereksinim ve eşitlikçi, barışçıl bir toplum arzusunun yanı sıra Jung’un Ortaklaşa Bilinçdışı öğretisine dayalı Ana Tanrıça kök imgesinin etkisi de söz konusu olabilir.

Arkaik Dönemin başlarında Anadolu kültleri ile karşılaşan Yunan şehir devletleri kendi inanç sistemi ile mevcut Ana Tanrıça kültünü birleştirmenin yollarını aramışlardır.

Özellikle Batı Anadolu merkezli olmak üzere birçok şehir devletinde Ana Tanrıça kültüne ait izler bulunmaktadır.

İnsanlığın nüfus olarak çoğaldığı, uygarlığın gelişmesi için daha geniş topraklara ihtiyaç duyulan Hellenistik Devir’de, savaşların kazanılmasında erkeğin gücü ön plana çıkmış ve erkek egemen Hellen Panteonunda Ana Tanrıça yine ikinci sırada yer almıştır.

KAYNAKÇA

Akurgal, E. (2005). Anadolu Kültür Tarihi. Ankara: TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları.

Akurgal, E. (1988). Anadolu Uygarlıkları. İstanbul: Net Turistik Yayınları.

Alparslan, M.D. ve Alparslan, M. (Ed.), (2013). Hititler. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Atik, N. (2004). “Anadolu’da Ana Tanrıça Kültünden Çok Tanrılı İnanca Geçiş”. Sanat ve İnanç/1(ss. 267-273). İstanbul: MGSÜ-TSTUAM Yayınları.

Aydıngün, Ş. (2005.). “Kentleşme ve Tuncun Keşfi: İlk Tunç Çağı’nın Kutsal Bedenleri”. Tunç Çağı’nın Gizemli Kadınları Sergi Kataloğu. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Burkert W. (1983). Homo Necans The Anthropology of Ancient Greek Sacrificial Ritual and Myth. (Translated by Peter Bing). University of California Press.

Burkert W. (1998). The Orientalizing Revolution Near Eastern Influence on Greek Culture in the Early Archaic Age Revealing Antiquity.

Campbell, J. (1995). Batı Mitolojisi-Tanrının Maskeleri. (Çev. K. Emiroğlu). Ankara:

İmge Kitabevi.

Eliade M. (2003a). Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi - Taş Devrinden Eleusis Mysterialarına. İstanbul: Kabalcı Yayınevi.

Eliade M. (2003b) Demirciler ve Simyacılar. İstanbul: Kabalcı Yayınevi.

Erdem, Z. (2004). “Antik Çağ Mitoslarında Ölüm ve Yeniden Doğuş İnancı”. Sanat ve İnanç/1(ss. 275-285).İstanbul: MGSÜ-TSTUAM Yayınları.

Erhat, A. (2008). “Kybele”. Mitoloji Sözlüğü.

Frazer J. G. (2004) Altın Dal -Büyü ve Din Üzerine Bir Çalışma. Yapı Kredi Yayınları.

Gimbutas, M. (1974).The Gods and Goddesses of Old Europe. Thames&Hudson.

Gimbutas, M. (2006). The Language of the Goddess. Thames&Hudson.

16

Hodder, I. and Meskell, L. (2010). “The Symbolism of Çatalhöyük in its Regional Context”. Ian Hodder (Ed.) Religion in theEmergence of Civilization Çatalhöyük as a Case Study (ss. 32-72). Cambridge University Press.

İplikçioğlu, B. (2007). Hellen ve Roma Tarihinin Anahatları. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları.

Konyar, E. (2013). “Demir Çağı’nda Anadolu’da Kadın: Urartu, Frig ve Lidya”, Anadolu’da Kadın (Ed. M. Darga), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Mellaart, J. (1967). Çatalhüyük a Neolithic Town in Anatolia. Thames&Hudson.

Mellaart, J. (1988). Yakındoğu’nun En Eski Uygarlıkları. (Çev. Bilgi Altınok). İstanbul:

Arkeoloji ve Sanat Yayınları.

Meskell, L. ve Nakamura, C. (2006). “Çatalhöyük Figürinleri”. Topraktan Sonsuzluğa Çatalhöyük Sergi Kataloğu (ss. 109-137). Yapı Kredi Yayınları.

Neumann, E. (1991). The Great Mother - An Analysis of the Archetype. Bollingen Series.

Özyiğit, Ö. (2010). “2009 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, 32. Kazı Sonuçları Toplantısı, 3.cilt, 390.

Roller, L. E. (1994). “Attis on Greek Votive Monuments: Greek Godor Phrygian?”

(pp.245-262). Hesperia: The Journal of the American School of Classical Studies at Athens. Vol. 63, No. 2 (Apr.-Jun., 1994).

Roller, L. E. (1991). “The Great Mother At Gordion: The Hellenization of an Anatolian Cult” (pp.128-143). The Journal of Hellenic Studies, Vol. 111.

Roller, L. E. (2007). “Frig Dini ve Kült Uygulamaları” (ss. 141-147). Friglerin Gizemli Uygarlığı Sergi Kataloğu, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık.

Roller, L. E. (2013). Ana Tanrıça’nın İzinde Anadolu Kybele Kültü. İstanbul: Alfa Yayınları.

Rosenberg, D. (2003). Dünya Mitolojisi-Büyük Destan ve Söylenceler Antolojisi.

İstanbul: İmge Kitabevi.

Sevin, V. (2001). Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.

17

Sevinç, F. (2008). “Hitit Dininde Arinna’nın Güneş Tanrıçası Ve Onunla Özdeş Tutulan Diğer Tanrıçalar”. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Journal of the Institute of Social Sciences Sayı 1, Bahar 2008.

Sivas, T. T. (2007). “Frigler ve Frig Uygarlığı” (ss. 9-14). Friglerin Gizemli Uygarlığı Sergi Kataloğu, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık.

Üreten, H. (2006). “Mamurt Kale’de Meter Aspordene Kültü”. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 46, 1.

http://www.catalhoyuk.com/archive_reports/2005/ar05_02.html.

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/917/11438.pdf

Benzer Belgeler