• Sonuç bulunamadı

2. KAYNAK ARAŞTIRMAS

2.1. Genel Güçlendirme Yöntemleri ile Đlgili Olan Çalışmalar

Higashi ve Kokusho (1975), 3 farklı tipte güçlendirme tekniğini araştırmışlardır. Bu güçlendirme teknikleri,

• Kanat duvarların eklenmesi, • Dolgu duvarların eklenmesidir.

Kanat ve dolgu duvarların eklenmesi deneylerinde ilk olarak monolitik (yekpare) olarak üretilen çerçeveler denenmiştir. Đkinci olarak perde duvarlar çeşitli kesme elemanları ile önceden dökülmüş çerçeveye birleştirilmişledir. Deney sonucunda monolitik olarak dökülen elemanlar ile sonradan bağlanan perdeli elemanların dayanımlarının birbirlerine yakın olduğu görülmüştür. Monolitik duvarda eğilme kırılması, kesme elemanlarıyla betonarme dolgu eklenmiş elemanda ise, duvarlarda ve kolonda ani kesme kırılmasından göçme meydana gelmiştir.

Klingner ve Bertero (1978), özel dizayn edilmiş dolgulu çerçevelerin tersinir–tekrarlanır yatay yükler altında davranışını araştırmak için deneysel ve analitik çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Yüklemeler, depremi benzeştiren yatay yük etkisi altında olmuştur. Bu çalışma, sadece yarı statik yükler etkisindeki çerçeve modellerinin ilk deney serilerinin sonuçlarını içine almaktadır. Genel davranış bilgisi vermesi amacıyla, ilk olarak boş çerçeve denenmiş, geri kalan diğer tüm deneyler ise dolgulu çerçeve şeklinde yapılmıştır. Bütün çerçeve elemanlarının betonu yatay düzlemde dökülmüş ve elemanlar yatay düzlemde denenmiştir. Deneylerde birkaç yük kontrollü çevrimden sonra çerçeveler deplasman kontrollü olarak denenmiştir. Boş ve dolgulu çerçevelerin deneysel olarak gözlemlenen yatay yük-deplasman davranışını tanımlamak için matematiksel modeller geliştirilmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, model deneylerinde gözlemlenen dolgulu çerçeve davranışını temsil edecek bir matematiksel modelin geliştirilmesidir. Gerçekte 11 katlı bir yapının ilk 3.5 katını ve 1.5 açıklığını temsil edecek bir sistem seçilmiştir. Deneylerde kullanılan dolgu çerçeveler şu amaçlarla imal edilmişlerdir,

a) Çerçeve elemanlarında kesme kırılması oluşumunu önlemek veya geciktirmek.

b) Paneldeki çatlamanın yerleştirilen yatay ve düşey donatılar boyunca dağılmasını sağlamak.

Deneyler sonucunda, boş çerçeve, dolgulu şekle getirilmiş boş çerçeve, beton dolgulu çerçeve ve tuğla dolgulu çerçeve için yük-deplasman ve enerji tüketme- deplasman grafikleri çizilmiştir.

Kahn ve ark. (1979), betonarme dolgu duvarların (perde duvarların) mevcut betonarme çerçeveye olan etkisinin araştırıldığı bu çalışmada, üç farklı güçlendirme metodunu içeren deneysel araştırmanın sonuçlarını sunmuşlardır. Çalışmada, 2 referans eleman olmak üzere toplam 8 adet numune denenmiştir. Referans çerçeveler, perde ile monolitik üretilmiş çerçeve ve dolgu duvarsız boş çerçevedir. Deney elemanları tek ve iki katlı olup ½ ölçeklidir. Düşey düzlemde yatay yük etkisinde denenmişlerdir. Boş çerçeve güçlendirmeye ihtiyaç gösteren sünek olmayan bir moment dengeleme çerçevesidir. Her deney elemanında kolon ve duvardaki düşey donatılara yer değiştirme ölçerler yapıştırılmıştır. Elemanlar üstteki kiriş seviyesinden yatay olarak yüklenmişlerdir. Kolonlara düşey yük uygulanmamıştır. Yatay yer değiştirmeler yer değiştirme ölçerler (LVDT) vasıtasıyla olmuştur. Kolon donatısının aktığı andaki deplasman δy ise, 1.5δy sonra üst kat kirişi ile perde duvar arasında ayrışmalar gözlemlenmiştir. Deneylerde elde edilen yatay rijitlik, Stafford-Smith ve Carter’ın bulduğu elastik yatay rijitlikle yakındır. Bunun dışında Klingner ve Bertero tarafından önerilen eşdeğer diyagonal basınç çubuğu tekniği ile tuğla dolgulu betonarme çerçevelerin sismik yükleme etkisindeki rijitliklerini yeterli yaklaşıklıkla tespit etmişlerdir.

Hayashi ve ark. (1980), bu çalışmada, dolgu duvarlarla güçlendirme (boş çerçevelerin yerinde üretim betonarme dolgular ile güçlendirilmesi) ve kolonların mantolanması (kolonların hasır donatı sarılarak mantolanması) konuları incelenmiştir. Özellikle güçlendirilen çerçevelerde dayanım, rijitlik ve sünekliğin aynı anda artırılabilmesi için kullanılan karma güçlendirme teknikleri üzerinde çalışılmıştır. Çalışmada, 6 adet tek katlı tek açıklıklı dolgu duvarlı çerçeve deneyi yapılmıştır. Biri boş çerçeveden ve diğeri çerçeveyle çevrili monolitik bir duvardan oluşan ilk iki numune referans elemanı olarak seçilmiştir. Denenen diğer 4 numuneden, ilkinde küçük beton kesme kamaları kullanılmıştır. Đkinci elemanda, kullanılan çelik parçaların ankrajı kiriş yüzeyinin pürüzlendirilmesiyle yapılmıştır. Üçüncü elemanda, kolon ve kirişlerin iç yüzlerine pürüzlendirilmeden ankrajlanmıştır. Dördüncü elemanda ise, çelik elemanların iç yüzeylere ankrajı pürüzlendirilerek yapılmıştır. Deney sonuçlarına göre;

a) Dolgu duvarlar dayanım ve rijitliği arttırırken, kolon mantolaması süneklik kapasitesini arttırmaktadır.

b) Dolgulu çerçeveler boş çerçevelere göre daha fazla dayanım ve rijitliğe sahip olmuştur.

c) Büyük yer değiştirmelerde çelik parçalar betondan sıyrılmıştır. d) Yük taşıma kapasiteleri, perdeyle monolitik çerçevenin kapasitesinin

0.55-0.72 katı arasında olmuştur.

e) Denesel sonuçlara göre, betonarme dolgular yapıların yanal dayanımını arttırmakta, mantolama ise kolonların kesme dayanımını ve sünekliğini artırmaktadır.

Sugano (1980), betonarme çerçevelere çeşitli kama ve ankraj çubukları ile bağlanmış dolgu duvarları ile yaptıkları çalışmalar ve dolgulu çerçeveler üzerine gerçekleştirilen tekrarlı deneylerden elde edilen sonuçlara dayanarak aşağıdaki değerlendirmeleri yapmışlardır;

a) Çerçeve boşluklarında dolgu elemanı olarak çok çeşitli malzemeler kullanılmıştır (betonarme, kil tuğlalar, betonarme öndöküm paneller, hafif beton).

b) Betonarme dolgulu betonarme çerçevelerde, boş çerçeve durumunda elde edilen yanal dayanımın 5 katı değer elde edilmiştir.

c) Dolguların varlığı, yanal rijitlikte önemli bir artış meydana getirmiştir.

d) Yapılan deneylere göre betonarme dolgulu çerçevelerin rijitliği, tuğla veya beton bloklarla dolgulu hale getirilmiş çerçevelerin rijitliğinin birkaç katı olmuştur.

Çalışma sonucunda kama ve ankraj bağlantıları ile ilgili elde ettikleri özel sonuçlar ise;

a) Gerekli kesme dayanımının monolitik bir duvarınkinden % 60 daha fazla olması veya nominal kesme gerilmesi cinsinden

ck

f 63 .

0 (MPa) değerinden büyük olması durumunda, kamalar 1.0 MPa değerinden daha büyük dayanıma sahip olacak biçimde dizayn edilmelidir.

b) Duvar, dolgu ve çerçeve arasında herhangi bir bağlantı olmasa bile,

ck

f 32 .

0 (MPa) değerinden daha büyük bir nominal kesme gerilmesi kapasitesine sahip olmalıdır.

c) Kolonlar boyunca çerçeveyle bağlantısı olmayan bir dolgu duvar,

ck

f 63 .

0 (MPa) değerine sahip olabilir.

Broken ve Bertero (1981), araştırmacılar betonarme çerçeve ve dolgu sistemlerin dinamik davranışını incelemek amacıyla 18 adet deney elemanını test etmişlerdir. Yükleme, deprem yüklerini benzeştiren tersinir–tekrarlanır yatay yüklemedir. Deney elemanlarının tasarlanmasında, gerçek 11 katlı ve 3 açıklıklı bir yapı çerçevesinin bir bölümü düşünülerek, 1 / 3 geometrik ölçekli olarak, Klingner ve Bertero’un deney elemanlarına özdeş olacak şekilde seçilmişlerdir. Çalışmadaki değişkenler, birbirinden farklı dört tip dolgu malzemesidir. Bunlar, sırası ile kil ve beton tuğlalar, dışına hasır donatı yerleştirilmiş tuğlalar ve hafif beton paneller olarak sıralanabilir. Çalışma sonucunda elde edilen sonuçlar aşağıda kısaca özetlenmiştir.

a) Boş çerçeve sistemlerin yanal rijitlik ve dayanımını dolgu duvar her alternatifte önemli ölçüde artırmaktadır.

b) Yanal rijitlik ve dayanım, yük geçmişi ile yakından ilgilidir. Özellikle monotonik (tekdüze) yüklemelerde panel donatısının detaylandırması ve yerleşim düzeni davranışı fazla etkilememektedir. Fakat tersinir–tekrarlanır yüklemede donatı detaylandırması, yerleşimi ve panel ile çerçeve arasındaki bağlantı şekli davranış üzerinde büyük etkiler yapmaktadır.

c) Tüm deney elemanlarında hasar zemin katta oluşmuştur.

d) Başlangıç yanal rijitliği perde duvarda boş çerçeveye göre yaklaşık 5 kat daha artmıştır.

e) Paneller boş çerçeve davranışında yanal deplasmanı büyük oranda kısıtlamıştır.

Higashi ve ark. (1982), kanat ve dolgu duvarları kullanarak tek katlı ve üç açıklıklı çerçevelerin güçlendirilmesi ile ilgili bir dizi deney yapmışlardır. Toplam 8 adet deney numunesi kullanılmıştır. Bunlardan dördü tek açıklıklı ve 3 katlı, diğer

dördü 2 açıklıklı ve 3 katlıdır. Her model için referans olarak, bir boş çerçeve ve bir çerçeveyle monolitik duvarlı çerçeve denenmiştir. Deney sonunda, tek açıklıklı numuneler eğilme etkisinde akmakta, 2 açıklıklı numuneler ise kesme etkisiyle kırılmaktadırlar. Kanat duvarla güçlendirilmiş numunelerde, büyük yer değiştirme değerlerinde harç ezilmesi gözlenmiştir. Öndökümlü dolgu duvarlarla güçlendirilmiş çerçeveler, monolitik çerçeveye benzer davranış göstermiştir.

Higashi ve ark. (1984), bu çalışmada, daha önceki deneylerde bulunan sonuçlarla karşılaştırma yapmak amacıyla, tek katlı tek açıklıklı farklı tekniklerle güçlendirilmiş 13 adet çerçeve denenmiştir. Bu güçlendirme tekniklerinin yanal tekrarlı yükleme altındaki etkinliği araştırılmıştır. Detaylandırılması çok iyi olmayan her tek açıklıklı 3 katlı çerçeve öndöküm (prefabrike) beton paneller, kanat duvarlar (çerçevenin dışına yapılan duvar), çelik kuşak, çelik çerçeve ve yerinde dökme duvarlarla dolgulu şekle getirilmiştir. Öndöküm paneller ve mevcut çerçeveler arasındaki birleşimler genleşen harçla doldurulmuş, öndöküm paneller ve çelik elemanlar mevcut kirişlere çelik parçalarla tutturulmuştur. Deney sonuçlarına göre;

a) 3 katlı tam dolgu duvarlı çerçeveler eğilmeden kırılırken, tek katlı tam dolgu duvarlı çerçeveler kesme etkisiyle kırılmıştır. Bunun nedeni, 3 katlı çerçevede moment kolunun artmış olmasıdır.

b) Yerinde dökme duvarın başlangıç rijitliği, öndöküm duvarlı, çelik kuşaklı ve çelik çerçeveli sistemlere göre çok büyük artış göstermiştir.

c) Öndöküm kanat duvarla güçlendirilmiş numune için dayanımda büyük bir artış gözlenmemiş, ancak deplasman kapasitesinde önemli miktarda artış olmuştur.

d) Çelik çerçeveli, çelik kuşaklı ve 4 öndöküm beton panelli numuneler sadece dayanımda değil, aynı zamanda sünekliğin artmasına da etki göstermiştir.

Krawinkler ve Wallace (1985), bu çalışmada, küçük ölçekli modellerden hangi prototip elemanın davranışıyla sonuca ulaşılacağının bir değerlendirmesi yapılmış ve perde duvarlı çerçeveli yapıların sismik dizaynı için uygun olan pratik

sonuçlar sunulmuştur. Bu araştırma programında, 7 katlı perde duvarlı çerçeveli yapı çalışma için prototip olarak seçilmiştir. Çalışmanın amaçları;

a) Farklı deneysel teknikleri denemek,

b) Tasarımda ve analitik modellemedeki veriler, kullanarak betonarme yapıların sismik davranışı üzerine detaylı bilgi elde etmektir.

Bu yapının 1 / 1 ölçekli eleman deneyi Japonya’daki Tsukuba Yapı Araştırma Enstitüsü’nde değişik deney programlarından elde edilen deney sonuçlarının karşılaştırılması için referans olarak seçilmiştir. Bu deney programı, tam ölçekli (l / l) ve azaltılmış ölçekli (1 / 2, 1 / 3, 1 / 5, 1 / 10 ve 1 / 12.5 ölçekli), yapı elemanları, birleşimler ve betonarme çerçeve deneylerini, yükleme tipi olarak yarı statik veya pseudo-dinamik yükleme durumlarını ve sarsma tablası deneylerini içine almaktadır. Bu ortak araştırmanın 1 / 12.5 ölçekli bazı modelleri Stanford Üniversitesi’nde denenmiştir. Bu model elemanları, kolon kiriş birleşimlerini, bir perde duvarı ve her kenarda 4 metre genişliğinde bir döşemesi olan prototip yapının merkez parçasını temsil eden bir perde duvarlı çerçeve elemanını içine almaktadır. Donatı düzeni ve detaylandırma model ölçeklerine göre yeniden hazırlanmıştır. Düşey yükler, numunelerin bazı noktalarına yüklerin yerleştirilmesiyle elde edilmiştir. Tüm elemanlar yarı statik tekrarlanır yükleme etkisinde(deplasman kontrollü) denenmiştir. Araştırma sonucunda,

a) Denenen yapı, sismik yer hareketlerini temsil eden tekrarlanır yükleme etkisi altında iyi bir davranış göstermiştir.

b) Yerinde dökme betonarme perdeli çerçeveli yapılarda tek yönlü döşemeler, kirişlerin dayanım ve rijitliğine büyük ölçüde katkı yapmıştır.

c) 3 boyutlu duvar çerçeve etkileşimi, perdeli çerçeveli bir yapının dönme momenti dayanımı üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuş, tek yönlü döşeme de bu etkiye ilave yapmıştır.

Deney numunesi, sınır duruma eğilme dayanımının aşılmasıyla gelmektedir, perde duvarın kesme dayanımına ulaşılmamaktadır. Bu nedenle, perde duvarda kesme kırılması mekanizması oluşmasını önlemek amacıyla, duvar tabanında eğilme mafsalının oluşmasına yetecek miktarda kesme donatısı kullanılmıştır. Burada, depreme dayanıklı yapı tasarımının temel felsefesi olan gevrek kesme kırılması

yerine, perdelerde eğilme mafsalının oluşması tercih edilmiştir. Deneylerin sonunda, model numunedeki ve prototip yapıdaki genel hasar şekillerinin çok benzer olduğu gözlemlenmiştir.

Morgan ve ark. (1985), 1 / 1 (full-scale) ve daha küçük ölçekli betonarme çerçeveler ve bireysel perde elemanları üzerinde deneyler gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, ayrıca iki adet 1 / 3 ölçekli betonarme çerçeve üzerinde yapılan deneyler için yapım detayları, yük geçmişi ve elde edilen deney sonuçları ve deney sonuçlarıyla analitik sonuçların karşılaştırması sunulmuştur.

1 / 1 ölçekli yapı toplam 7 katlı olup, toplam 21.8 m yüksekliğindedir. Yükün etki yönünde 3 açıklıklı, genişlik yönünde ise 2 açıklıklıdır. Yük yönündeki orta açıklıkta perde bulunmaktadır. Beton dayanımı 26.5 MPa, donatı akma dayanımı 343 MPa olarak ölçülmüştür. Tekil duvar elemanı olan deney elemanında, perdeli çerçeveli elemandaki perde kesit boyutları kullanılmış; fakat, daha küçük duvar yüksekliği alınmıştır. Tam ölçekli çerçeve deneylerinin sonunda, dayanımın sadece düzlem çerçeve analiziyle hesaplanabilmesi için, bir alt sınır önerilmektedir. 3 boyutlu deneyler sonucunda;

a) Perde duvarlarının, yüksek kesme gerilmelerini karşılamak için gerekli olduğu gözlenmiştir.

b) Duvar üzerinde düzlem çerçeve analizinden belirlenen düşey kuvvetler, elemanın dayanım ve dönme kapasitesini arttırmaktadır. c) Deneylerde bütün perde duvarlarda mafsal oluşumu eğilme etkisiyle

meydana gelmiştir.

Altın (1990), dolgulu çerçevelerin deprem yükleri etkisi altındaki davranışlarını incelemek amacıyla 14 adet tek açıklıklı, 2 katlı dolgulu çerçeve deprem yükünü temsil eden tersinir–tekrarlanır yükleme altında denenmiştir. Temel parametreler, dolgu panelinin donatı tipi, dolgu ile çerçeve arasındaki bağlantı tipinin etkinliği, kolon eksenel yükü ve kolon eğilme kapasitesinin dayanım ve davranış üzerindeki etkileri olarak seçilmiştir. Deney elemanlarında 4 tip dolgu paneli donatısı ve bağlantı detayı kullanılmıştır. Yatay düzlemde yapılan deneylerden aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir;

a) Kolonların dayanımı ve üzerindeki eksenel yük, numunelerin davranışını iyileştirmiş ve dayanımını arttırmıştır.

b) Çerçeveye gerektiği gibi ankrajı yapılan dolgular, dayanım ve rijitliği önemli ölçüde arttırmıştır.

c) Deneylerde yaşanan en önemli problem, dolgunun mevcut çerçeveyle olan birleşiminde yaşanan sıkıntıdır.

Phan ve ark. (1995), iki katlı üç açıklıklı deprem yüküne karşı zayıf olan betonarme çerçevelerin güçlendirilmesine yönelik bir dizi deney çalışması yapmışlardır. Güçlendirme yöntemi olarak iç perde duvarını tercih etmişlerdir. Perde duvarı yerinde dökme ya da precast olarak imal edilip iki alternatifli üretilmiştir. Diğer değişkenler ise, duvar kalınlığı, ankraj donatısı alanı ve ankraj donatısı tipidir. Deneyler hem yarı statik (quasi-static) hem de ani dinamik olarak yapılmıştır. Çözümler IDARC programı ile karşılaştırmıştır. Çalışma sonucuna göre;

a) Perde duvar kalınlıkları birleştiği kolon ya da üst kiriş kalınlığının 2 / 5’inden daha az olmamalıdır.

b) Perde duvarını çerçeveye bağlayan ankraj donatısı alanlarının toplamının perde duvarın kolon/kirişle birleştiği yüzey alanına oranı %0.8’den az olmamalıdır.

c) Perde duvarda bulunan yatay ve düşey donatı oranı %0.75’den daha az olmamalıdır.

Nakano (1995), Japonya’da uygulanan sismik güçlendirme teknikleri hakkında bilgi vermektedir. Özellikle, 1995 yılında meydana gelen Hyogoken- Nambu depreminden sonra eski deprem yönetmeliklerine göre tasarlanmış mevcut yapıların sismik açıdan değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi çalışmaları hızlandırılmıştır. Japonya’daki araştırmacıların ve uygulayıcıların içinde bulunduğu bir komite, maliyet ve etkin güçlendirme tekniklerini araştırmakta ve geliştirilen bu tekniklerin bazıları mevcut yapılara uygulanmaktadır. Özellikle geleneksel güçlendirme tekniklerinden olan sisteme yeni perde duvar ilavesi, mevcut binaların çelik çapraz çerçevelerle güçlendirilmesi, mevcut kolonların çelik profillerle mantolanması işlemlerine ilave olarak, temelde kullanılan sismik izolatörler, ilave

enerji tüketici diyagonaller, aktif kontrol elemanları, yüksek performanslı malzemeler (karbon lif takviyeli polimerler gibi) olarak geliştirilmektedir. Hazırlanan rapora göre, Japonya’da geliştirilen, uygulanan ve gelecekte uygulanacağı düşünülen sismik güçlendirme teknikleri kısaca açıklanmıştır.

Miller ve Reaveley (1996), farklı iyileştirme yöntemlerinin karşılaştırılmasıyla ilgili bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Farklı iyileştirme yöntemleri;

• Mevcut çelik çerçevenin içine yerleştirilen yeni çelik kuşaklı çerçevelerin ilavesi,

• Temel izolasyonu,

• Betonarme dolgu duvar ilavesidir.

Elde edilen sonuçlara göre, mevcut binaya yeni betonarme perde duvar ilavesi, binanın iç kat planı üzerinde önemli bir etki olmadan yapılabilecek en ekonomik iyileştirme yöntemidir. Ayrıca, çelik kuşaklama yöntemi oldukça pahalıdır. Temel izolasyonu, ise diğer iki yöntemden çok daha fazla maliyet gerektirmektedir.

Ersoy ve ark. (1998), 8 adet tek açıklıklı, iki katlı betonarme çerçeve orta derecede hasar meydana gelinceye kadar tersinir–tekrarlanır yatay yük etkisi altında denenmiştir. Hasara uğratılan çerçeveler daha sonra onarılmış ve yerinde dökme betonarme dolgularla güçlendirilmiştir. Dolgulu çerçeveler de depremi benzeştiren tersinir–tekrarlanır yatay yükleme etkisi altında denenmiştir. Birkaç numunenin dışında çerçeve elemanlarında birleşim bölgelerinde etriye sıklaştırması yapılmamış, deprem yönetmeliklerinin şartlarına uymayan detaylara sahip olarak üretilmiştir. Bu deneysel araştırmanın temel amacı, çerçevedeki hasarın güçlendirilerek elde edilen dolgulu çerçevenin davranışı üzerine etkisini araştırmaktır. Çerçevede uygulanan zayıflıklar;

a) Yetersiz sargı donatısı, b) Yetersiz kenetlenme boyları, c) Düşük beton kalitesidir.

Çalışmanın sonunda;

a) Hasarlı çerçevelere ilave edilen betonarme dolguların yatay yük dayanımını ve yatay rijitliği önemli ölçüde arttırdığı,

b) Dolgulu çerçevelerin göçme mekanizması eğilme etkisiyle başladığı için, kolon boyuna donatı miktarının dayanım üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu,

c) Çerçevenin beton dayanımının tamamen dolgulu çerçevelerin dayanımına fazla etki etmediği,

d) Beton kalitesinin bağlayıcı ankraj çubuklarının yerleşimi için önemli olduğu,

e) Kat seviyelerinde yapılan kolon boyuna donatılarının bindirmeli eklerinin kenetlenme boyu yetersiz olduğu zaman dolgulu çerçeve dayanımının önemli ölçüde azalacağı,

f) Kenetlenme bölgesinde yapılan bölgesel çelik mantolamaların davranış ve dayanımı geliştireceği,

g) Ankraj çubuklarının etkisinin önemli ölçüde işçiliğe bağlı olduğu sonuçlarına varılmıştır.

Ignatiev (1998), güçlendirme tekniklerinden bahsetmiş ve güçlendirme işlemleri sırasında ortaya çıkan problemleri özetlemiştir. Güçlendirme teknikleri;

a) Betonarme mantolaması, b) Çelik profillerle mantolama,

c) Mevcut elemanların dışına önçekmeli elemanlar sarma,

d) Çelik plaka yapıştırılması, yerinde dökme veya püskürtmeli betonla, prefabrike betonarme panellerle güçlendirme,

e) Donatısız veya donatılı tuğla dolgularla ve donatılı veya donatısız bloklarla boşlukları doldurma tekniği,

f) Çelik kuşaklama,

g) Çelik çerçeveler ve kafes kirişlerin ilave edilmesi, h) Betonarme perde duvar ilavesi, istinat duvarı ilavesi, i) Yeni temel eklenmesi,

j) Temel izolasyonu ile sönümleme elemanları ilavesi, şeklinde tanımlanmıştır.

Güçlendirme uygulamalarında kullanılan bağlantılar; donatının ankrajı, kenetlenmesi ve kaynakla birleştirilmesi, betonarme ankraj çubukları, çelik plak veya küçük profillerden oluşan kenetlenme elemanları, çelik ankraj elemanları ve kamalar, yapıştırılmış çelik tabakalar ve tüm yapının genel yatay bağlantısını gerçekleştirmek için öngerme teknikleri başlıkları altında toplanmaktadır.

Tezcan ve Đkizoğulları (1998), bu çalışmada, güçlendirme için kullanılan betonarme perde duvar dolgularının çevresi boyunca oluşacak kesme gerilmesi dağılımı için bir araştırma sunmaktadırlar. Bu kesme gerilmeleri sonlu eleman analizinden bulunmuştur. Analizde kullanılan parametreler;

a) Açıklık ve kat sayısı,

b) Dolgu duvarların tüm yapı içindeki oranları,

c) Mevcut yapı ve yeni duvarın beton kalitesindeki farklardır.

Kesme bağlantı elemanları yatay yükün mevcut yapıdan yeni perde duvarlara tam olarak aktarılması bakımından oldukça önemlidir. Burada genellikle düzlem içinde ve düzlem dışında yerleştirilerek oluşturulan perde duvar tipleri kullanılmıştır. Düzlem içi perde duvarlarda yeni boyuna donatı ve beton, üst katta kullanılmamasına rağmen; düzlem dışı perde duvarlarda üst katta da devam etmektedir. Bu iki tip perde duvar ilavesi arasındaki fark şudur: Düzlem içi perdeler büyük boyutlu bir temel gerektirmez, çünkü kesme kuvveti kiriş ve kolonlar vasıtasıyla aktarılmakta; düzlem dışı duvarlarda ise, büyük boyutlu ağır temeller gerekmektedir. Dolgu duvarların yatay ve düşey kenarlarındaki kesme gerilmesi dağılımı, kesme gerilmesi oranı (τp / τo) olarak verilmektedir. Burada τp : kenar boyunca kesme gerilmesini, τo : duvardaki ortalama kesme gerilmesini göstermektedir.

Türk (1998), bu çalışmada, hasarlı ve hasarsız, sünek ve sünek olmayan betonarme çerçevelerin betonarme dolgu duvarlarla güçlendirilmesiyle oluşan betonarme dolgulu çerçevelerin yatay yük etkisi altındaki davranışı incelemiştir. Bu amaçla, bir açıklıklı, iki katlı 1 / 3 geometrik ölçekli 9 adet deney elemanı test

edilmiştir. Çalışmada, güçlendirme veya onarım işleminin esas amacının, yanal