• Sonuç bulunamadı

2. KAYNAK ARAŞTIRMAS

2.1. Genel Güçlendirme Teknikleri ile Đlgili Olan Çalışmalar

Benjamin ve Williams (1957), bir açıklıklı ve bir katlı betonarme dolgulu 45 adet çerçeve deney elemanı test etmişlerdir. Deney elemanlarının geometrik ölçeği 1/8-2/8 ve 3/8 arasında değişim göstermektedir. Çalışmalarında dolgu duvarın geometrisi, dolgunun donatı oranı ve yönü, kolonların boyuna donatısındaki değişimi gibi değişkenlerin davranışa olan etkilerini incelemişlerdir. Deney elemanları monotonik (tekdüze) yükleme altında test edilmiştir.

a) Deney elemanlarında değişkenlerden biri olan duvar genişliğinin, duvar yüksekliğine oranı 1’den 3’e kadar değişim göstermektedir. Bu oranı yüksek olan deney elemanları daha fazla dayanım göstermişlerdir.

b) Bütün deney elemanları için maksimum yük değerinde duvar tabanında ortalama kesme gerilmesi yaklaşık olarak aynı elde edilmiştir.

d) Ortogonal donatı yerleşimine sahip elemanlar en iyi davranışı sergilemiştir.

e) Duvar donatı oranı yüksek olan deney elemanları az olanlara göre daha sünek bir davranış sergilemiştir.

f) Donatı oranındaki artış deney elemanlarının yatay yük taşıma kapasitesini de artırmıştır.

g) Kolon boyuna donatısındaki değişim dolgunun yük taşıma kapasitesini önemli ölçüde etkilemiş; ancak, kesit değişimi çok fazla etkili olmamıştır.

Ersoy ve Uzsoy (1971), tek katlı tek açıklıklı 9 adet betonarme dolgulu çerçeveyi artan yatay yükler altında denemiştir. Deneysel çalışmalarda tüm deney elemanları monotonik (tekdüze) yüklemeler altında test edilmiştir. Deneylerde değişken olarak dolgu kalınlığı, dolgu ve çerçeve arasındaki bağlantı detayı, yatay yükteki değişim, kiriş ve kolon rijitliklerinin oranındaki değişim, göz önünde bulundurulmuştur. Buna göre, dolgular yatay yük taşıma kapasitesini % 700 arttırmıştır. Göçme durumundaki deplasman ise % 65 azalmıştır. Ayrıca, dolgu ile çerçeve arasındaki birleşimin yatay dayanım ve sünekliği çok fazla etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır.

Higashi ve Kokusho (1975), 3 farklı tipte güçlendirme tekniğini araştırmışlardır. Bu güçlendirme teknikleri,

• Kolonların mantolanması, • Kanat duvarların eklenmesi, • Dolgu duvarların eklenmesidir.

Kanat ve dolgu duvarların eklenmesi deneylerinde ilk olarak monolitik (yekpare) olarak üretilen çerçeveler denenmiştir. Đkinci olarak perde duvarlar çeşitli kesme elemanları ile önceden dökülmüş çerçeveye birleştirilmişledir. Deney sonucunda monolitik olarak dökülen elemanlar ile sonradan bağlanan perdeli elemanların dayanımlarının birbirlerine yakın olduğu görülmüştür. Monolitik duvarda eğilme kırılması, kesme elemanlarıyla betonarme dolgu eklenmiş elemanda ise, duvarlarda ve kolonda ani kesme kırılmasından göçme meydana gelmiştir.

Klingner ve Bertero (1978), özel dizayn edilmiş dolgulu çerçevelerin tersinir-tekrarlanır yatay yükler altında davranışını araştırmak için deneysel ve analitik çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Yüklemeler, depremi benzeştiren yatay yük etkisi altında olmuştur. Bu çalışma, sadece yarı statik yükler etkisindeki çerçeve modellerinin ilk deney serilerinin sonuçlarını içine almaktadır. Genel davranış bilgisi vermesi amacıyla, ilk olarak boş çerçeve denenmiş, geri kalan diğer tüm deneyler ise dolgulu çerçeve şeklinde yapılmıştır. Bütün çerçeve elemanlarının betonu yatay düzlemde dökülmüş ve elemanlar yatay düzlemde denenmiştir. Deneylerde birkaç yük kontrollü çevrimden sonra çerçeveler deplasman kontrollü olarak denenmiştir. Boş ve dolgulu çerçevelerin deneysel olarak gözlemlenen yatay yük-deplasman davranışını tanımlamak için matematiksel modeller geliştirilmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, model deneylerinde gözlemlenen dolgulu çerçeve davranışını temsil edecek bir matematiksel modelin geliştirilmesidir. Gerçekte 11 katlı bir yapının ilk 3.5 katını ve 1.5 açıklığını temsil edecek bir sistem seçilmiştir. Deneylerde kullanılan dolgu çerçeveler şu amaçlarla imal edilmişlerdir,

a) Çerçeve elemanlarında kesme kırılması oluşumunu önlemek veya geciktirmek.

b) Paneldeki çatlamanın yerleştirilen yatay ve düşey donatılar boyunca dağılmasını sağlamak.

Deneyler sonucunda, boş çerçeve, dolgulu şekle getirilmiş boş çerçeve, beton dolgulu çerçeve ve tuğla dolgulu çerçeve için yük-deplasman ve enerji tüketme- deplasman grafikleri çizilmiştir.

Kahn ve ark. (1979), betonarme dolgu duvarların (perde duvarların) mevcut betonarme çerçeveye olan etkisinin araştırıldığı bu çalışmada, üç farklı güçlendirme metodunu içeren deneysel araştırmanın sonuçlarını sunmuşlardır. Çalışmada, 2 referans eleman olmak üzere toplam 8 adet numune denenmiştir. Referans çerçeveler, perde ile monolitik üretilmiş çerçeve ve dolgu duvarsız boş çerçevedir. Deney elemanları tek ve iki katlı olup ½ ölçeklidir. Düşey düzlemde yatay tük etkisinde denenmişlerdir. Boş çerçeve güçlendirmeye ihtiyaç gösteren sünek olmayan bir moment dengeleme çerçevesidir. Her deney elemanında kolon ve

duvardaki düşey donatılara yer değiştirme ölçerler yapıştırılmıştır. Elemanlar üstteki kiriş seviyesinden yatay olarak yüklenmişlerdir. Kolonlara düşey yük uygulanmamıştır. Yatay yerdeğiştirmeler yer değiştirme ölçerler (LVDT) vasıtasıyla olmuştur. Kolon donatısının aktığı andaki deplasman δy ise, 1.5δy sonra üst kat kirişi

ile perde duvar arasında ayrışmalar gözlemlenmiştir. Deneylerde elde edilen yatay rijitlik, Stafford-Smith ve Carter’ın bulduğu elastik yatay rijitlikle yakındır. Bunun dışında Klingner ve Bertero tarafından önerilen eşdeğer diagonal basınç çubuğu tekniği ile tuğla dolgulu betonarme çerçevelerin sismik yükleme etkisindeki rijitliklerini yeterli yaklaşıklıkla tespit etmişlerdir.

Sugano ve Fujimara (1980), gerçekleştirdikleri deneysel çalışmada 1/3 ölçekli 10 adet tek katlı betonarme çerçeveyi denemiştir. Deneylerde temel amaçları değişik dolgu ve çapraz kuşaklama teknikleri kullanılarak güçlendirilmiş betonarme çerçevelerin sismik davranışının değerlendirilmesidir. Mevcut yapıların sismik performansının yetersiz olduğu bilindiği için, eski yönetmeliklere göre dizayn ve inşa edilmiş çok sayıda yapıda (özellikle az katlı ve orta katlı) güçlendirme gerekmektedir. Yapılan deneyler sonucunda çalışmada uygulanan güçlendirme tekniklerinin tamamı mevcut yapıların deprem dayanımını arttırmıştır. Çalışmadaki çerçevelerden 5 adedi farklı dolgu teknikleri kullanılarak güçlendirilmiştir. Bu çerçeveler; 1 adet boş çerçeve, 2 adet kuşaklama tekniğiyle güçlendirilmiş çerçeve, 2 adet çerçeveyle monolitik olarak üretilmiş dolgu duvarla güçlendirilmiş çerçevedir. Çalışma sonucunda elde edilen sonuçlar şu şekildedir;

a) Deneylerde betonarme dolgulu çerçeveler perde duvar davranışı göstermiştir. Elemanın dayanım ve rijitlik değerleri artmıştır. b) Çelik elemanlarla yapılan güçlendirme sonucunda betonarme

dolgularla yapılan güçlendirmedekinden daha az dayanım artışı elde edilmiştir. Bunun en önemli sebebi çelik-betonarme birleşim bölgelerinin istenilen seviyede rijit olmamasıdır.

c) Kuşaklı çerçeveler, büyük enerji tüketme ve/veya deplasman yapabilme avantajına sahip olmasına karşılık, birleşimlerin kırılmasından dolayı, önemli ölçüde kapasite düşüşü meydana

gelmiştir. Bu çelik güçlendirme elemanlarının tam kapasitesine ulaşabilmesi için birleşim bölgesi detayları özenli yapılmalıdır. d) Güçlendirilen bütün çerçeveler kolonların kırılması sonucu

göçmüştür.

e) Genelde taşıma gücü kapasitesi artışı daha az, yer değiştirme kapasitesi artışı daha yüksek olmuştur.

Hayashi ve ark. (1980), bu çalışmada, dolgu duvarlarla güçlendirme (boş çerçevelerin yerinde üretim betonarme dolgular ile güçlendirilmesi) ve kolonların mantolanması (kolonların hasır donatı sarılarak mantolanması) konuları incelenmiştir. Özellikle güçlendirilen çerçevelerde dayanım, rijitlik ve sünekliğin aynı anda artırılabilmesi için kullanılan karma güçlendirme teknikleri üzerinde çalışılmıştır. Çalışmada, 6 adet tek katlı tek açıklıklı dolgu duvarlı çerçeve deneyi yapılmıştır. Biri boş çerçeveden ve diğeri çerçeveyle çevrili monolitik bir duvardan oluşan ilk iki numune referans elemanı olarak seçilmiştir. Denenen diğer 4 numuneden, ilkinde küçük beton kesme kamaları kullanılmıştır. Đkinci elemanda, kullanılan çelik parçaların ankrajı kiriş yüzeyinin pürüzlendirilmesiyle yapılmıştır. Üçüncü elemanda, kolon ve kirişlerin iç yüzlerine pürüzlendirilmeden ankrajlanmıştır. Dördüncü elemanda ise, çelik elemanların iç yüzeylere ankrajı pürüzlendirilerek yapılmıştır.Deney sonuçlarına göre;

a) Dolgu duvarlar dayanım ve rijitliği arttırırken, kolon mantolaması süneklik kapasitesini arttırmaktadır.

b) Dolgulu çerçeveler boş çerçevelere göre daha fazla dayanım ve rijitliğe sahip olmuştur.

c) Büyük yer değiştirmelerde çelik parçalar betondan sıyrılmıştır. d) Yük taşıma kapasiteleri, perdeyle monolitik çerçevenin kapasitesinin

0.55-0.72 katı arasında olmuştur.

e) Denesel sonuçlara göre, betonarme dolgular yapıların yanal dayanımını arttırmakta, mantolama ise kolonların kesme dayanımını ve sünekliğini artırmaktadır.

Sugano (1980), betonarme çerçevelere çeşitli kama ve ankraj çubukları ile bağlanmış dolgu duvarları ile yaptıkları çalışmalar ve dolgulu çerçeveler üzerine gerçekleştirilen tekrarlı deneylerden elde edilen sonuçlara dayanarak aşağıdaki değerlendirmeleri yapmışlardır;

a) Çerçeve boşluklarında dolgu elemanı olarak çok çeşitli malzemeler kullanılmıştır (betonarme, kil tuğlalar, betonarme öndöküm paneller, hafif beton).

b) Betonarme dolgulu betonarme çerçevelerde, boş çerçeve durumunda elde edilen yanal dayanımın 5 katı değer elde edilmiştir.

c) Dolguların varlığı, yanal rijitlikte önemli bir artış meydana getirmiştir.

d) Yapılan deneylere göre betonarme dolgulu çerçevelerin rijitliği, tuğla veya beton bloklarla dolgulu hale getirilmiş çerçevelerin rijitliğinin birkaç katı olmuştur.

Çalışma sonucunda kama ve ankraj bağlantıları ile ilgili elde ettikleri özel sonuçlar ise;

a) Gerekli kesme dayanımının monolitik bir duvarınkinden % 60 daha fazla olması veya nominal kesme gerilmesi cinsinden

ck f 63 .

0 (MPa) değerinden büyük olması durumunda, kamalar 1.0 MPa değerinden daha büyük dayanıma sahip olacak biçimde dizayn edilmelidir.

b) Duvar, dolgu ve çerçeve arasında herhangi bir bağlantı olmasa bile,

ck f 32 .

0 (MPa) değerinden daha büyük bir nominal kesme gerilmesi kapasitesine sahip olmalıdır.

c) Kolonlar boyunca çerçeveyle bağlantısı olmayan bir dolgu duvar,

ck f 63 .

0 (MPa) değerine sahip olabilir.

Broken ve Bertero (1981), araştırmacılar betonarme çerçeve ve dolgu sistemlerin dinamik davranışını incelemek amacıyla 18 adet deney elemanını test etmişlerdir. Yükleme, deprem yüklerini benzeştiren tersinir- tekrarlanır yatay yüklemedir. Deney elemanlarının tasarlanmasında, gerçek 11 katlı ve 3 açıklıklı bir

yapı çerçevesinin bir bölümü düşünülerek, 1 / 3 geometrik ölçekli olarak, Klingner ve Bertero’un deney elemanlarına özdeş olacak şekilde seçilmişlerdir. Çalışmadaki değişkenler, birbirinden farklı dört tip dolgu malzemesidir. Bunlar, sırası ile kil ve beton tuğlalar, dışına hasır donatı yerleştirilmiş tuğlalar ve hafif beton paneller olarak sıralanabilir. Çalışma sonucunda elde edilen sonuçlar aşağıda kısaca özetlenmiştir.

a) Boş çerçeve sistemlerin yanal rijitlik ve dayanımını dolgu duvar her alternatifte önemli ölçüde artırmaktadır.

b) Yanal rijitlik ve dayanım, yük geçmişi ile yakından ilgilidir. Özellikle monotonik (tekdüze) yüklemelerde panel donatısının detaylandırması ve yerleşim düzeni davranışı fazla etkilememektedir. Fakat tersinir - tekrarlanır yüklemede donatı detaylandırması, yerleşimi ve panel ile çerçeve arasındaki bağlantı şekli davranış üzerinde büyük etkiler yapmaktadır.

c) Tüm deney elemanlarında hasar zemin katta oluşmuştur.

d) Başlangıç yanal rijitliği perde duvarda boş çerçeveye göre yaklaşık 5 kat daha artmıştır.

e) Paneller boş çerçeve davranışında yanal deplasmanı büyük oranda kısıtlamıştır.

Higashi ve ark. (1982), kanat ve dolgu duvarları kullanarak tek katlı ve üç açıklıklı çerçevelerin güçlendirilmesi ile ilgili bir dizi deney yapmışlardır. Toplam 8 adet deney numunesi kullanılmıştır. Bunlardan dördü tek açıklıklı ve 3 katlı, diğer dördü 2 açıklıklı ve 3 katlıdır. Her model için referans olarak, bir boş çerçeve ve bir çerçeveyle monolitik duvarlı çerçeve denenmiştir. Deney sonunda, tek açıklıklı numuneler eğilme etkisinde akmakta, 2 açıklıklı numuneler ise kesme etkisiyle kırılmaktadırlar. Kanat duvarla güçlendirilmiş numunelerde, büyük yer değiştirme değerlerinde harç ezilmesi gözlenmiştir. Öndökümlü dolgu duvarlarla güçlendirilmiş çerçeveler, monolitik çerçeveye benzer davranış göstermiştir.

Aoyama ve ark. (1984), güçlendirme amacıyla 12 adet 1 / 3 ölçekli yerinde dökme perde duvarlar üzerine bir deneysel araştırma gerçekleştirmiştir. Bütün numuneler tek katlı, tek açıklıklı ve çok rijit bir üst kirişle çevrili duvarlardan

oluşmaktadır. Çok katlı perde duvar sargı etkisini dikkate almak için üst kirişler oldukça rijit inşa edilmiştir. Deneylerde, komşu duvar panellerinin sargı etkisi, eğilme dayanımının kesme dayanımı üzerine etkisi, boşlukların etkisi ve yerinde dökme imalat yöntemi araştırılmıştır. Deneylerde incelenen parametreler;

a) Perde duvarı çevreleyen sınır kolonlarının genişliği, b) Kolon donatısı miktarı,

c) Yerinde dökme duvarlardaki boşlukların boyutu, d) Yerleşimi ve ankrajlama tipidir.

Bütün numunelerde, kolon tabanında eğilme çatlakları ve duvar panellerinde kesme çatlakları, kenetlenme çubukları boyunca çatlaklar gözlenmiştir. Yerinde dökme duvarların katkısı, dayanımda artış ve deformasyon kapasitesinde azalma ile sonuçlanmıştır. Boşluklu duvarlarda, boşluğun her iki kenarında geniş kesme çatlakları oluşmuştur. Maksimum yükte, bütün numunelerde duvarda geniş kesme çatlakları oluşmuştur. Kolonları zayıf olan numunelerde, kolon tabanında geniş eğilme çatlakları ortaya çıkmıştır. Numunelerin kırılma mekanizması şu şekillerde olmuştur;

a) Duvar tabanında kenetlenme donatılarının sıyrılması,

b) Boyuna donatılarda donatının sıyrılmasından meydana gelen kesme hasarı,

c) Boşluklu duvarların, boşluğun her iki kenarında direkt kesmeyle kırılması.

Diğer taraftan, mekanik ankrajlar çekme etkisinde daha zayıf oldukları için, kimyasal ankrajlar mekanik ankrajlardan daha kuvvetli gözükmektedir. Bu gözlemlere göre, deneylerden aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.

a) Kesme dayanımı, hem yerinde dökme hem de monolitik perde duvarlar için sargı etkisiyle artmaktadır.

b) Eğilme dayanımını arttıracak şekilde yapılan sargı etkisi, kenar kolonların rijitliğini arttıran sargı şeklinden daha etkili olmuştur. c) Yerinde dökme perde duvarların kesme dayanımı, monolitik perde

d) Yerinde dökme perde duvarlar, eski ve yeni betonun ara yüzeyinde oluşacak sıyrılma ile büyük deformasyonlar yaparak kırılabilmektedir.

e) Kimyasal ankrajların davranışı genellikle yeterli olmuş, özellikle çekme etkisine karşı mekanik ankrajdan daha iyi sonuç gözlenmiştir.

Higashi ve ark. (1984), bu çalışmada, daha önceki deneylerde bulunan sonuçlarla karşılaştırma yapmak amacıyla, tek katlı tek açıklıklı farklı tekniklerle güçlendirilmiş 13 adet çerçeve denenmiştir. Bu güçlendirme tekniklerinin yanal tekrarlı yükleme altındaki etkinliği araştırılmıştır. Detaylandırılması çok iyi olmayan her tek açıklıklı 3 katlı çerçeve öndöküm (prefabrike) beton paneller, kanat duvarlar (çerçevenin dışına yapılan duvar), çelik kuşak, çelik çerçeve ve yerinde dökme duvarlarla dolgulu şekle getirilmiştir. Öndöküm paneller ve mevcut çerçeveler arasındaki birleşimler genleşen harçla doldurulmuş, öndöküm paneller ve çelik elemanlar mevcut kirişlere çelik parçalarla tutturulmuştur. Deney sonuçlarına göre;

a) 3 katlı tam dolgu duvarlı çerçeveler eğilmeden kırılırken, tek katlı tam dolgu duvarlı çerçeveler kesme etkisiyle kırılmıştır. Bunun nedeni, 3 katlı çerçevede moment kolunun artmış olmasıdır.

b) Yerinde dökme duvarın başlangıç rijitliği, öndöküm duvarlı, çelik kuşaklı ve çelik çerçeveli sistemlere göre çok büyük artış göstermiştir.

c) Öndöküm kanat duvarla güçlendirilmiş numune için dayanımda büyük bir artış gözlenmemiş, ancak deplasman kapasitesinde önemli miktarda artış olmuştur.

d) Çelik çerçeveli, çelik kuşaklı ve 4 öndöküm beton panelli numuneler sadece dayanımda değil, aynı zamanda sünekliğin artmasına da etki göstermiştir.

Krawinkler ve Wallace (1985), bu çalışmada, küçük ölçekli modellerden hangi prototip elemanın davranışıyla sonuca ulaşılacağının bir değerlendirmesi yapılmış ve perde duvarlı çerçeveli yapıların sismik dizaynı için uygun olan pratik

sonuçlar sunulmuştur. Bu araştırma programında, 7 katlı perde duvarlı çerçeveli yapı çalışma için prototip olarak seçilmiştir. Çalışmanın amaçları;

a) Farklı deneysel teknikleri denemek,

b) Tasarımda ve analitik modellemedeki veriler, kullanarak betonarme yapıların sismik davranışı üzerine detaylı bilgi elde etmektir.

Bu yapının 1 / 1 ölçekli eleman deneyi Japonya’daki Tsukuba Yapı Araştırma Enstitüsü’nde değişik deney programlarından elde edilen deney sonuçlarının karşılaştırılması için referans olarak seçilmiştir. Bu deney programı, tam ölçekli (l / l) ve azaltılmış ölçekli(1 / 2, 1 / 3, 1 / 5, 1 / 10 ve 1 / 12.5 ölçekli), yapı elemanları, birleşimler ve betonarme çerçeve deneylerini, yükleme tipi olarak yarı statik veya pseudo-dinamik yükleme durumlarını ve sarsma tablası deneylerini içine almaktadır. Bu ortak araştırmanın 1 / 12.5 ölçekli bazı modelleri Stanford Üniversitesi’nde denenmiştir. Bu model elemanları, kolon kiriş birleşimlerini, bir perde duvarı ve her kenarda 4 metre genişliğinde bir döşemesi olan prototip yapının merkez parçasını temsil eden bir perde duvarlı çerçeve elemanını içine almaktadır. Donatı düzeni ve detaylandırma model ölçeklerine göre yeniden hazırlanmıştır. Düşey yükler, numunelerin bazı noktalarına yüklerin yerleştirilmesiyle elde edilmiştir. Tüm elemanlar yarı statik tekrarlanır yükleme etkisinde(deplasman kontrollü) denenmiştir. Araştırma sonucunda,

a) Denenen yapı, sismik yer hareketlerini temsil eden tekrarlanır yükleme etkisi altında iyi bir davranış göstermiştir.

b) Yerinde dökme betonarme perdeli çerçeveli yapılarda tek yönlü döşemeler, kirişlerin dayanım ve rijitliğine büyük ölçüde katkı yapmıştır.

c) 3 boyutlu duvar çerçeve etkileşimi, perdeli çerçeveli bir yapının dönme momenti dayanımı üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuş, tek yönlü döşeme de bu etkiye ilave yapmıştır.

Deney numunesi, sınır duruma eğilme dayanımının aşılmasıyla gelmektedir, perde duvarın kesme dayanımına ulaşılmamaktadır. Bu nedenle, perde duvarda kesme kırılması mekanizması oluşmasını önlemek amacıyla, duvar tabanında eğilme mafsalının oluşmasına yetecek miktarda kesme donatısı kullanılmıştır. Burada, depreme dayanıklı yapı tasarımının temel felsefesi olan gevrek kesme kırılması

yerine, perdelerde eğilme mafsalının oluşması tercih edilmiştir. Deneylerin sonunda, model numunedeki ve prototip yapıdaki genel hasar şekillerinin çok benzer olduğu gözlemlenmiştir.

Morgan ve ark. (1985), 1 / 1 (full-scale) ve daha küçük ölçekli betonarme çerçeveler ve bireysel perde elemanları üzerinde deneyler gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, ayrıca iki adet 1 / 3 ölçekli betonarme çerçeve üzerinde yapılan deneyler için yapım detayları, yük geçmişi ve elde edilen deney sonuçları ve deney sonuçlarıyla analitik sonuçların karşılaştırması sunulmuştur.

1 / 1 ölçekli yapı toplam 7 katlı olup, toplam 21.8 m yüksekliğindedir.Yükün etki yönünde 3 açıklıklı, genişlik yönünde ise 2 açıklıklıdır. Yük yönündeki orta açıklıkta perde bulunmaktadır. Beton dayanımı 26.5 MPa, donatı akma dayanımı 343 MPa olarak ölçülmüştür. Tekil duvar elemanı olan deney elemanında, perdeli çerçeveli elemandaki perde kesit boyutları kullanılmış; fakat, daha küçük duvar yüksekliği alınmıştır. Tam ölçekli çerçeve deneylerinin sonunda, dayanımın sadece düzlem çerçeve analiziyle hesaplanabilmesi için, bir alt sınır önerilmektedir. 3 boyutlu deneyler sonucunda;

a) Perde duvarlarının, yüksek kesme gerilmelerini karşılamak için gerekli olduğu gözlenmiştir.

b) Duvar üzerinde düzlem çerçeve analizinden belirlenen düşey kuvvetler, elemanın dayanım ve dönme kapasitesini arttırmaktadır. c) Deneylerde bütün perde duvarlarda mafsal oluşumu eğilme

etkisiyle meydana gelmiştir.

Altın (1990), dolgulu çerçevelerin deprem yükleri etkisi altındaki davranışlarını incelemek amacıyla 14 adet tek açıklıklı, 2 katlı dolgulu çerçeve deprem yükünü temsil eden tersinir-tekrarlanır yükleme altında denenmiştir. Temel parametreler, dolgu panelinin donatı tipi, dolgu ile çerçeve arasındaki bağlantı tipinin etkinliği, kolon eksenel yükü ve kolon eğilme kapasitesinin dayanım ve davranış üzerindeki etkileri olarak seçilmiştir. Deney elemanlarında 4 tip dolgu paneli donatısı ve bağlantı detayı kullanılmıştır. Yatay düzlemde yapılan deneylerden aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir;

a) Kolonların dayanımı ve üzerindeki eksenel yük, numunelerin davranışını iyileştirmiş ve dayanımını arttırmıştır.

b) Çerçeveye gerektiği gibi ankrajı yapılan dolgular, dayanım ve rijitliği önemli ölçüde arttırmıştır.

c) Deneylerde yaşanan en önemli problem, dolgunun mevcut çerçeveyle olan birleşiminde yaşanan sıkıntıdır.

Valluvan ve ark.(1993), güçlendirme etkinliğinin tam sağlanamamasının en önemli nedenini mevcut kolonların bindirmeli eklerinin kırılması olarak gördüklerinden; bu çalışmada, bahsedilen problemi çözmek için 12 adet deney numunesi denemişlerdir. Bunlardan biri güçlendirilmemiş, diğer numuneler ise bindirmenin sürekliliğini sağlayarak ya da sargıyı arttırarak güçlendirilmiştir. Deneylerde kullanılan yükleme tekniği, elemana önce çekme kuvveti uygulanması daha sonra eşit şiddette basınç kuvveti uygulanması şeklinde olmuştur. Bindirmeler, numunenin yüksekliğinin ortasına yerleştirilmiştir. 2 numunenin bindirme bölgesi üzerinde kaynakla çubukların birbiriyle sürekliliği temin edilmiştir. Đlave donatısı olmayan kolon sabit olmayan çevrimler göstermiştir (90 derece şeklindeki kancalar betonun ezilmesiyle açılmıştır). 135 derece kancalı ikinci numunenin davranışı daha iyi sonuç vermiştir. 3 adet numune, çelik korniyerler ve şeritler kullanılarak