• Sonuç bulunamadı

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektörü (28), üçlü düzeyde 7 alt sektörden oluşmaktadır.

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektöründe, 2008 yılı itibariyle 50,902 firma faaliyet göstermektedir. Sektör bu rakamla, imalat sanayi toplam firma sayısı içerisinde %15.8’lik oranla ilk sırada yer almaktadır.

• Sektörde faaliyet gösteren firmalarda 2008 yılı itibariyle istihdam edilen kişi sayısı 232,804 kişidir. İmalat sanayi toplam istihdamı içerisinde %8.1’lik paya tekabül eden sayı, bu alanda sektörün imalat sanayi içinde beşinci sırada yer almasına yol açmıştır.

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektörünün, 2008 yılı itibariyle üretim değeri 23,333 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Bu alanda yıllar itibariyle gözlenen artış eğilimi, sektörü imalat sanayi toplam üretim değeri içerisinde

%4.9’luk paya taşımıştır. Ancak sektör, üretim değeri büyüklüğü açısından halen imalat sanayi içinde orta sıralarda yer almaktadır.

• Sektör katma değerinin imalat sanayi toplam katma değeri içindeki payı da, üretim değerine paralel bir görünüm arz etmektedir. 2003 – 2008 yılları arasında istikrarlı bir şekilde artan sektör katma değeri 2008 yılında 4,852 milyon TL’ye ulaşmıştır.

Sektör katma değeri, 2008 itibariyle imalat sanayi toplam katma değerinin %5.2’sini oluşturmaktadır.

• Sektördeki katma değer oranı ise (katma değer/üretim) 2008 yılı itibariyle %20.8 düzeyinde gerçekleşirken; bu oranın yıllar itibariyle sabit bir değer izlediği dikkati çekmektedir.

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektörü üretim endeks değeri ise 2005-2010 döneminde yıllık ortalama %2.2 artış göstermiştir. 2005’de 100 olan üretim endeksi, 2007’de 121.2’ye yükselirken; krizin etkisiyle 2009’da 91.4’e kadar gerilemiş; 2010 ‘da tekrar 111.4 seviyesine yükselmiştir. Sektör üretim endeksi yıllık ortalama olarak, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında imalat sanayinin üzerinde gerçekleşirken, daha sonraki yıllarda imalat sanayinden daha düşük değerlere sahip olmuştur. Alt faaliyet kollarına göre ise; 286 nolu çatal-bıçak takımı, el aletleri ve genel hırdavat malzemeleri imalatı sektörü ilk sırada yer almaktadır.

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektöründe kapasite kullanım oranı, yıllar itibariyle, TÜİK verilerine göre ortalama %73 civarında değerler almıştır. 2005-2010 yılları arasında sektör genelinde gerçekleşen kapasite kullanım oranları, imalat sanayi genelinde gerçekleşen kapasite kullanım oranlarının (%77) 4-5 puan daha altında gerçekleşmiştir.

• Daha çok ara malı niteliğinde ürünler üreten makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektörü, sahip olduğu yapı itibariyle pek çok başka sektörle bağlantısı olan bir sektördür. Sektör, sahip olduğu 0.6937’lik doğrudan geri bağlantı katsayısı ile 22 alt sektöre sahip imalat sanayi içinde 16. sırada yer almaktadır. Bir başka ifadeyle, sektörün üretimi ile gerisindeki diğer sektörlerin üretimi arasında kuvvetli bir bağlantı bulunmamaktadır.

• Belli bir sektördeki bir birimlik nihai talep artışının ekonomide sektörde yol açtığı toplam üretim artışını gösteren toplam geri bağlantı katsayısı ise makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektörü için 2.7943 olarak gerçekleşmiştir.

Sektör bu geri bağlantı katsayısı ile imalat sanayi içerisinde 7. sırada yer almaktadır.

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sanayinin üretiminin ne

almaktadır. Sektörün üretim konusu düşünüldüğünde, üretiminin, nihai tüketimden ziyade, önemli ölçüde diğer sektörlerin talebine duyarlı olduğu ortaya çıkmaktadır.

Sektörün toplam ileri bağlantı katsayısı ise 2.1442’dir ve imalat sanayi içindeki 22 sektör arasında 11. sırada bulunmaktadır.

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektörü dış ticaret anlamında başarılı performans gösteren sektörlerimizdendir. Sektör dış ticaret hacmi, krizin olumsuz etkilediği 2009 yılı hariç istikrarlı bir biçimde artış göstermiştir. 2010 yılı itibariyle 8.1 milyar USD’ye ulaşan sektör dış ticaret hacminin yaklaşık %61’lik kısmını ihracat; %39’luk kısmını ise ithalat oluşturmaktadır. İhracatın, sektör dış ticareti içinde kapsadığı bu büyüklük neticesinde sektörde yıllar itibariyle dış ticaret fazlası verilmektedir. Nitekim 2005 yılı itibariyle 654 milyon USD olan dış ticaret fazlası, 2010 yılında 1.7 milyar USD seviyesine yükselmiştir.

• Sektör ihracatı, 2005 – 2010 dönemi içerisinde, kriz nedeniyle 2009 yılındaki düşüş göz ardı edildiğinde sürekli artış göstererek (%91) ; 2010 yılında 4.9 milyar USD seviyesine ulaşırken; imalat sanayi içerisinde büyüklük olarak sekizinci sırada yer almaktadır.

• Sektör ithalat değeri ise aynı dönemde %65 oranında bir artış gösterirken, 2010 yılında 3,2 milyar USD düzeyine ulaşmıştır. Sektör bu ithalat değeriyle imalat sanayi toplam ithalatı içinde 15. sırada yer alırken; imalat sanayi toplam ithalatı içerisindeki payı düzenli olarak %2’ler seviyesinde bulunmaktadır.

• Sektörde ihracat lehine gelişen dış ticaret sonucunda, ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüksek düzeyde bulunmaktadır. 2005 yılında %134 olan X/M parametresi, son yıllarda önemli oranda artış göstererek 2009’da %169’a yükselmiş; 2010’da ise %155 gibi bir değer almıştır.

• İhracat fiyat endeksinin ithalat fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen dış ticaret hadleri incelendiğinde ise sektörde dış ticaret hadlerinin 2003 baz yılına göre sektör lehinde olduğu ve 2008’de en yüksek seviyesine ulaştığı (135.3), ancak izleyen yıllarda ufak bir azalış göstererek 2010 yılında 123.4 seviyesinde gerçekleştiği görülmektedir.

• Sektörlerin dış ticaretteki rekabet gücünü tespit etmek amacıyla hesaplanan RCA değeri açısından sektör imalat sanayindeki 22 sektör içinde altıncı en yüksek değere sahiptir.

RCA değerlerinin 2005-2008 döneminde istikrarlı bir artış gösterdiği ve 2005’de 76 olan RCA değerinin 2010’da 93 olarak gerçekleştiği görülmüştür. Sektörün 2005-2010 dönemi itibariyle ortalama RCA değeri 83 olup sektör, bu ortalama endeks değerleriyle yüksek bir rekabet gücüne (RCA skorunun, 50’den büyük olması) sahiptir. Bununla birlikte sektörün rekabet gücünün sabit bir eğilim gösterdiği dikkati çekmektedir.

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sanayi, ücretli çalışan başına üretim ve katma değer göstergeleri açısından imalat sanayi ortalamasından daha kötü bir konumdadır. Sektör ücretli çalışan başına üretim değeri açısından imalat sanayi ortalamasından yaklaşık olarak %32, çalışan başına katma değere göre de %29 daha düşük bir değere sahiptir. Ücretli başına düşen reel üretim değeri, sektörün geneli itibariyle 2003 yılına göre 2008 yılında %13.2 oranında; ücretli çalışan başına düşen reel katma değerin büyüklüğü de aynı dönemde %27.5 oranında düşüş göstermiştir.

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektöründe, 2005-2010 döneminde istihdam endeksi (2005=100), %10.9’luk artışla 110.9; üretimde çalışılan saat endeksi ise %10.5 oranında artışla 110.5 değerini almıştır.

• Verimlilik analizlerinde kullanılan üretimde çalışan kişi başına üretim endeksi ve çalışılan saat başına üretim endeks değerleri açısından sektörde, her iki endeks değerinde de krizin etkisiyle 2008 – 2009 yıllarında küçülme yaşanmış; 2010 yılında ise bir önceki yıla göre büyük toparlanma yaşanmıştır. 2010 yılı üretimde çalışan kişi başına üretim endeksi 100.4 değerini alırken; çalışılan saat başına üretim endeks değeri ise 100.9 olarak gerçekleşmiştir.

• Makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektöründeki fiyat değişimleri incelendiğinde; 2005-2010 döneminde, sektör genelindeki fiyatların, imalat sanayinin üzerinde bir artış oranı gösterdiği görülmektedir. 2005-2010 döneminde sektördeki fiyatlar %51.7 oranında artarken; aynı dönemde imalat sanayi genelinde ise fiyatlar %44.1 oranında artmıştır. Bu fiyat artış oranıyla sektör, imalat sanayi içerisinde 4. sırada yer almıştır.

6.2. Kriz Öncesi ve Sonrası Durum

2007 yılının sonlarına doğru ABD’de ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan ekonomik kriz Türkiye ekonomisinde de 2008 yılının ortalarından itibaren olumsuz etkilerini göstermeye başlamıştır. Küresel krizin Türkiye’deki en önemli etkisi, iktisadi faaliyet düzeyinde görülen yavaşlama olmuştur. Krizin etkileri farklı ölçülerde olmakla birlikte, imalat sanayinin tüm alt sektörlerine de yansımıştır.

• Ekonomik krizin olumsuz etkisinin en iyi göstergelerinden birisi üretim endeksidir.

İmalat sanayi üretim endeks değeri (2005=100), 2008 yılı sonlarına doğru krizden etkilenmeye başlarken; 2008 yılında bir önceki yıla göre %1.8; 2009 yılında %10.9 oranında azalmıştır. 2009 yılı Mart ayından itibaren başlayan toparlanma eğilimi,

imalatı sektörü ise krizin etkilerini imalat sanayi ile aynı paralelde ancak daha şiddetli yaşamıştır. Sektörde 2008 yılı son çeyreğinde hissedilmeye başlayan krizin etkileriyle yıl genelinde bir önceki yıla göre %6.8 azalan sektör endeks değeri, 2009 yılında

%19.1 oranında gerilemiş; 2010 yılında ise %16.2 oranında artarak 111.4 seviyesine yükselmiştir.

• Krizin sektör üzerindeki etkilerini daha net gözlemleyebilmek için üretim endeksindeki gelişmeler aylık bazda değerlendirildiğinde ise sektör üretim endeksi rakamlarının, 2008 yılı Temmuz ayındaki 123.8 düzeyinden yıl sonunda 79.1 düzeyine düştüğü görülmektedir. Endeks rakamlarındaki bu daralma 2009 yılı Şubat ayındaki 73.5 seviyesine kadar sürerken; bu aydan sonraki toparlanma eğilimi ile endeks yıl sonunda 106.2 seviyesine yükselmiştir. 2010 yılı başında imalat sanayine benzer olarak tekrar

%17 civarında azalan endeks, yıl boyunca gösterdiği artış eğilimiyle, 2010 Aralık ayında 130.6 değerine ulaşmıştır.

• Ekonomik krizin etkilerini sektör kapasite kullanım oranı üzerinden izlemekte mümkündür. Kriz öncesinde TÜİK verileriyle küçük bir artış trendi izleyen sektör kapasite kullanım oranı, 2008 yılında 3.4 puan; 2009 yılında da 10 puan azalarak %65.4 değerine ulaşmıştır. 2010 yılındaki kapasite kullanım oranı ise TCMB verileriyle yine

%65.4 olarak gerçekleşmiştir. TÜİK ve TCMB kapasite kullanım oranı hesaplamalarındaki yöntem farklılıklarına dayalı olarak oluşan düzey farkından kaynaklanan bu olgunun giderilmesi amacıyla 2007-2010 yılları arasındaki kapasite kullanım oranları TCMB verileri ile analiz edildiğinde 2007 yılında %72.5 olan sektör kapasite kullanım oranının, 2008 yılında krizin etkisiyle 2.2 puan azalarak %70.3’e; 2009 yılında ise 13.5 puanlık bir azalmayla %56.8’e gerilediği görülmektedir. 2010 yılında ise 8.6 puan artan sektör kapasite kullanım oranı %65.4 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TCMB tarafından yayımlanan veri setine göre imalat sanayi genelindeki kapasite kullanım oranı ise 2007 yılında %78.3 iken 2008 yılında %75.2’ye 2009 yılında ise %65 seviyesine gerilemiştir.

2010 yılında ise bir önceki yıla göre 7.5 puanlık artışla %72.5 değerini almıştır.

• TCMB veri setiyle kapasite kullanım oranının 2007 – 2010 döneminde aylar itibariyle gelişimine bakıldığında sektör KKO’sunun imalat sanayi kapasite KKO’su ile oldukça benzer bir seyir izlediği dikkati çekmektedir. Üretim endeksinde olduğu gibi sektör kapasite kullanım oranında da 2008 Temmuz ayından itibaren azalmaya başladığı, 2009 yılı Şubat ayından itibaren ise 2010 yılı sonuna kadar artış trendine girdiği görülmüştür.

2008 yılı Temmuz ayında %72.1 olarak gerçekleşen sektör kapasite kullanım oranı, 2009 Şubatındaki %51.6 değeriyle dip yaparken; bu aydan sonra artmaya başlayarak 2009 yılı sonunda %60.8, 2010 yılı sonunda ise %68 değerini almıştır. Sektör KKO’su imalat sanayi KKO’su ile mukayese edildiğinde dönem içerisinde sektörün kapasite

kullanım oranlarının, imalat sanayi kapasite kullanım oranlarının altında ancak oldukça paralel bir seyir izlediği görülmektedir.

• Sektörün dış ticaret performansı üzerinde ekonomik krizin etkileri izlendiğinde, sektör dış ticaret hacminin 2008’de en yüksek düzeyi olan 8.7 milyar USD seviyesinden, 2009’da 7.0 milyar USD seviyesine indiği; 2010’da ise 2008 yılı seviyelerine tekrar yükselerek 8.1 milyar USD olarak gerçekleştiği görülmektedir.

• Sektör ihracatı ve ithalatında 2005–2008 döneminde sürekli olarak artış yaşanırken, küresel mali krizin genel talep düzeyinde önemli daralmalara yol açması nedeniyle 2009’da sektör ihracatı %16.0, ithalatı ise %24.4 oranında düşüş kaydetmiştir.

Sektör ihracat düzeyi 2008 yılında 5.2 milyar USD ve 2009’da 4.4 milyar USD olarak gerçekleşirken, 2010 yılında %11.3 oranında artarak 4.9 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. Sektör ithalat rakamları ise yıllar itibariyle sürekli bir biçimde artış göstererek 2008’de 3.45 milyar USD seviyesine çıkmıştır. Küresel krizin etkisiyle bir önceki yıla göre %24.4 oranında azalış gösteren ithalat düzeyi ise 2009 yılında 2.6 milyar USD olarak gerçekleşirken, 2010 yılında bir önceki yıla göre %21.4 artış göstererek 3.17 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. Kriz sonrasında, aylar itibariyle dış ticaretin seyrine bakıldığında ise sektör ihracat ve ithalat eğiliminin imalat sanayi geneliyle büyük paralellik arz ettiği görülmektedir. Sektörün dış ticaret dengesinde yıllar itibariyle gözlenen dış ticaret fazlası ise kriz döneminde ithalatta yaşanan daralmanın ihracattan daha fazla olması nedeniyle önemli bir değişikliğe uğramamıştır.

• Ekonomik kriz, sektör istihdamını da etkilemiş, 2005=100 bazlı sanayi istihdam endeksi, 2008 yılında 114.3 iken, krizin etkisiyle, 2009’da 104.9’a düşmüştür. Kriz sonrası 2010 yılında ise artış göstererek 110.9’a yükselmiştir. Benzer bir durum çalışılan saat endeksinde de görülmekte olup 2008 yılında 117.4 olan sektör endeks değeri 2009 yılında 102.4’e düşmüştür. Krizin sektör emek verimliliği üzerinde de olumsuz bir etkisinin olduğu dikkat çekmektedir. Sektörde, üretimde çalışılan kişi başına üretim endeksi (emek verimlilik endeksi) 2008 yılında 98.8 iken 2009 yılında 87.2’ye düşmüş;

2010 yılında ise sektördeki verimlilik artarak 100.4 olarak gerçekleşmiştir.

• Sonuç olarak, makine ve teçhizatı hariç; fabrikasyon metal ürünleri imalatı sektörü, imalat sanayi içinde işyeri sayısı ve istihdam bakımından üst sıralarda; üretim ve katma değer bakımından ise orta sıralarda, yer alan bir sektör konumundadır. Üretim, katma değer ve istihdam gibi alanlarda düzenli bir artış trendine sahip sektörün, güçlü dış

Benzer Belgeler