• Sonuç bulunamadı

GENEL DEĞERLENDİRME VE ÖNERİLER

Türkiye’de 2003 yılı sonrası dönemde demiryolları yeniden devlet politikası haline gelmiş ve bu çerçevede 2003 yılında Ankara-Eskişehir arasında hızlı tren ray hattının yapımına başlanmıştır. 13 Mart 2009 tarihinde ilk yolcu seferi yapılmıştır. Toplam 245 km’lik Ankara-Eskişehir hattı yolculuk süresini 1 saat 25 dakikaya düşürmüştür.

Belirtilen bu önermeler göz önüne alındığında, söz konusu yatırımın ülke insanı için fayda sağladığı açıkça görülmektedir. Ankara-Polatlı-Eskişehir arasındaki hızlı tren hattının Polatlı’dan geçen aksı, daha önce KGM’nin 90’lı yıllarda Polatlı İlçesi için düşünülen çevre yolu projesinin üzerinden hızlı tren hattı geçirilerek gerçekleşmiştir.

Polatlı İlçesinden geçen ve kamulaştırmada büyük bir paya sahip olan hızlı tren projesinin ülke için önemli bir proje olduğu tartışmasız bir gerçektir. Bugün Fransa, Almanya, İspanya, İtalya gibi Avrupa ülkeleri ile Japonya, Çin ve Güney Kore’de bu toplu taşıma aracı aktif olarak kullanılmaktadır. Japonya 120’den fazla tren ile yılda 305 milyon yolcu taşımaktadır. Zamanın etkin biçimde kullanılması ihtiyacı, karayolu ulaşım araçlarının çevreye verdiği zararın en aza indirilmesi ve diğer taşıma yollarına göre demiryollarının daha güvenilir bir ulaşım yolu olması, demiryolu konusunda gelişmiş bazı dünya ve Avrupa ülkelerini hızlı tren yatırımlarını yapmaya zorlamıştır.

Türkiye genelinde olduğu gibi Polatlı İlçesinde de 1990’lı yıllardan sonra ekonomik, demografik ve politik yönlerden tarımsal üretimde önemli bir değişimin olduğu görülmektedir. Bu değişim yeni ihtiyaçları ortaya çıkarmış ve dolayısıyla 1990’lı yıllardaki KGM ulaşım projeleri yüksek hızlı tren projesine dönüştürülerek ulaşım politikalarında önemli bir değişim başlatılmış ve bu tür yatırımlar için de önem miktarda arazinin farklı yöntemlerle kamulaştırılması zorunlu olmuştur. Halbuki 2000’li yıllardaki ihtiyaçlara göre yeni bir fizibilite çalışması ile yeni hatların belirlenmesi ve güzergah seçimlerinin verimli tarım arazisi varlığına en düşük düzeyde zarar verilecek biçimde seçilmesi, uzun dönemde fayda yerine zarar verebilecek bir yaklaşım olarak görülmektedir. Özellikle Yüksek Hızlı Tren (YHT) Projesi için kamulaştırılan alanların

%99’una yakını birinci derece tarım arazisi vasfına sahiptir. Kamulaştırma sonucu birinci derecede tarım arazilerinin kamulaştırılmasından dolayı hem devlete yüksek miktarda

53

bütçe yüklenmiş, hem de verimi yüksek tarım arazileri parçalanmış ve bu arazilerin daha verimli kullanılması önünde engeller oluşturulmuştur. Benzer şekilde Polatlı İlçesinde yapılan organize sanayi bölgesinin de kısa vadede getirisi fazla olabilir. Yılmaz (2001)’a göre, sanayileşmenin kalkınma için kaçınılmaz bir olgu olması nedeniyle, sanayileşmeye karşı kimsenin tavır alması ya da karşı çıkması düşünülemez. Ancak sanayileşmenin de belirli bir plana dayandırılarak, zaman ve mekânın (yerleşiminin) isabetli belirlenmesi gerekmektedir. Aksi halde hesapsız ve plansız yapılan her iş gibi, sanayileşme de gelecek için onarılması güç veya imkânsız bazı problemleri beraberinde getirmektedir. Bu nedenle kaynaklar ve bunların kullanımı arasında bir denge kurulması ve doğada mevcut olan kıt kaynakların devamlı birbirini yenilemesi ya da yenileme kabiliyetinin arttırılması ve böylece birbirinin devamlılığının sağlanması yönünden hareket edilmelidir.

Ülke ve bölge düzeylerinde verimli arazi varlığının tarım dışı kullanımlara ayrılması, kısa vadede yüksek getiri veya kazanç sağlaması nedeni ile malikler tarafından tercih edilmektedir. Arazinin arsaya dönülmesi halinde malikler, uzun dönemde tarımsal faaliyetlerden olan kazancından çok daha yüksek geliri kısa sürede elde etme olanağına sahip olmakta ve bu gerekçe ile arazinin hızla elden çıkarılması tercih edilmektedir.

Türkiye’de bunun en tipik örneklerinden biri de Ankara - Polatlı Devlet Karayolu çevresinde yerleşimler ile Polatlı İlçesinde görmek mümkündür. Özellikle kamulaştırma yapan kurumların kent içi ve yakın çevresindeki arsa vasfına haiz parseller yerine değeri daha düşük olması gerekçesi ekonomik olan tarım arazilerini kamulaştırmayı tercih etmeleri, doğal olarak köylerde gelir ve geçim kaynaklarını olumsuz etkilemekte ve kırsal alandan göçü de tetikleyebilecek unsurlrdan biri olarak ortaya çıkmaktadır.

Konjonktürel olarak taraflar kısa vadede izafi bir ekonomik avantaj elde etseler de, kalıcı ve uzun vadede istenmeyen ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel sonuçlara neden olmaktadır. Polatlı İlçesi örneğinde görüldüğü gibi, tarımda çalışacak genç nüfusun büyük çoğunluğu, yapılan kamulaştırma sonucunda bedelin ödenmesi ile büyük kentlere göç edip marjinal mesleklere yönelmişler ve çiftçilikten vazgeçmişlerdir. Tutarlı yönlendirmelerle kamulaştırmadan gelen arazi bedellerinin tarımsal üretime yönelik yatırımlara yönlendirilebilmiş olsalardı, çok daha sürdürülebilir bir gelecek sağlanabilirdi. Çalışmanın yapıldığı tarihi itibarıyla Polatlı İlçe merkezine bakıldığında,

54

yaşanan çarpık kentleşme, trafik keşmekeşliği, marjinal mesleklerin çoğalması, eğitimsizlik, vasıfsızlık ve kısa sürede zengin olma hayalleriyle şekillenmiş gençliğin dağınıklığı şehrin kentleşme özelliklerini de dejenere etmektedir. En önemlisi de denetimsiz göç ve birikimlerin verimsiz kullanımının milli hâsılaya olan olumsuz etkisidir.

Gerek saha ve anket çalışmasının sonuçları, gerekse idari kayıtların birlikte değerlendirilmesi neticesinde; Polatlı İlçesi örneğinde kamulaştırma çalışmalarının verimli arazi varlığının amaç dışı kullanımı ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine olumlu ve olumsuz etkileri birlikte değerlendirilmiştir. Kamu yatırımları için arazi edinimi ve kamulaştırma uygulamalarının önemli ölçüde tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına neden olduğu ve köylerin arazi varlığında azalışa bağlı olarak hanelerin gelir ve yaşam koşullarını olumsuz yönde etkilediği ortaya konulmuştur. Kamulaştırma kapsamında amaç her ne kadar yapılacak olan yollar, kamu binaları, konutlar gibi hizmetler sağlanması sonucunda çağa yönelik atılımlar, yatırımlar, medeniyetleştirme, yaşam standartlarını yükseltme, istihdam sağlama, o yöreyi zenginleştirme gibi kavramlar içerse de bu olumlu etkileri sağlarken, eldeki değerleri de kaybetmemeye dikkat etmek gerekmektedir. Ancak pratikte görüldüğü gibi, Türkiye’de de ne yazık ki eldeki değerler yeterince düşünülmemekte, tarım arazilerine gereken önem verilmemekte, 5403 Sayılı Kanun gibi yasal düzenlemeler göz ardı edilen uygulamalar yapılabilmektedir.

Kamulaştırma çalışmalarının sonuçlarına göre yerleşik olan köylülerin çoğu köyünü bırakmış elde ettiği paralarla ilçe ekonomisine fazla katkısı olmayan yatırımlarda bulunmuştur. Elbette ki günümüz ekonomik ve sosyal koşullarında sanayinin kapladığı birim arazide; sanayi, tarımsal faaliyete göre kat kat fazla kâr sağlayacaktır. Verim gücü düşük olan arazide, kolay ve başarılı tarım yapılamaz, fakat sanayi kuruluşları hiçbir verim düşüklüğü göstermeden bu verimsiz arazilerde kurulabilir ve faaliyetini devam ettirebilirler. Aksi takdirde, sanayinin alternatif nitelikte, verimsiz tarım arazileri dururken, verimli tarım arazileri üzerinde kurulması ile bu verimli arazi varlığı üzerinde sanayi gelirine ek olarak elde edilecek gelir sonsuza kadar yitirilmiş olacaktır. Bir arazi üzerinde sanayi tesisi olduğunda tarımda kullanıldığından çok daha fazla rant getirisi vardır. Fakat bu tesis bu rantı I. sınıf arazi üzerinde de, III. sınıf arazi üzerinde de, VII.

55

sınıf arazi üzerinde de getirir. Buna karşılık, III. sınıf bir arazi, I. sınıftakinden daha az bir verimi daha fazla masrafla verebileceği gibi, VII. sınıf arazi sürülerek tarım yapmaya bile elverişli değildir. Bu yüzden sanayi kuruluşlarının yer seçiminde yalnız altyapı tesisleri, hammadde kaynakları, hammadde ve mamul maddelerin ulaştırma imkânları, işgücü temini, enerji temini, bölgesel şartlara göre inşaat maliyeti ve teşvik tedbirleri gibi faktörler göz önüne alınmaktadır. Böylece mikro düzeyde ulusal ekonomi ve toplumsal çıkarlarla ilişkili daha başka kriterler gözetilmediği gibi, bu tür kriterlerin gözetilip uygulanmasını sağlayacak etkin bir devlet politikası ve yaptırımı da bulunmadığından, sanayi kuruluşlarının yer seçiminde, verimli arazilerin yetenek sınıflarının da bir kıstas olarak göz önüne alınmasına dikkat edilmemekte, önem verilmemekte ve ihmal edilmektedir. Bu yüzden de verimli tarım arazilerinin; genellikle, düz ve kazılabilir olması, bazı altyapı tesislerinin var olması, üretim faaliyeti için gerekli olan suyun alınabileceği yapıların bulunması ve üretim artıklarının boşaltabileceği tahliye kanalların mevcut olması nedeniyle, I.ve II. sınıf tarım alanlarını tercih edilmektedir. Bu sorunun çözümlenmesinde temel dayanak teşkil edecek olan ve kaçınılmaz ihtiyaç haline gelen, ülkesel fiziki arazi kullanım planlamasından Türkiye hala yoksun bulunmaktadır.

Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının, bu şekilde sakıncalarının ve muhtemel olumsuz sonuçlarının bilinmesine karşılık, bu soruna köklü bir çözüm olabileceği söylenen ülkenin arazi varlığınıın fiziksel arazi kullanım planlamasının eksikliği yanında bu sürecin kamu görevlileri veya ilgililerce onaylanması ya da göz yumulmasında, müteşebbislere sağlanan kamu destek ve önceliklerinin yanında “Hür Teşebbüsün Ürkütülmemesi”, “Özel Mülkiyete Fazla Karışmama” ve “Kamu Kuruluşlarının Yerleşim Yerleri için Ucuz ve Kolay Alanların Sağlanması” gibi geçerlilik ve etkinlikleri tartışılabilir birtakım slogan niteliğinde yaklaşımlar yatmaktadır. Tarım arazilerinin sanayi alanlarına dönüştürülmesi ile amaç dışı kullanımı, Polatlı İlçesinde net bir şekilde görülmüştür. Ankara İli Polatlı İlçesindeki kamulaştırma amaçlı tarım arazilerinin amaç dışı kullanımıyla ilgili yaşanan sorunlara bakıldığında; (i) sürdürülebilir tarım politikalarının olmaması, (ii) toprak amenajmanı, (iii) su yönetiminin düzgün yapılmaması, (iv) arazi toplulaştırma problemi, (v) Fransa’da yapılmakta olan safer projesi, (vi) yeni çıkan miras yasasının içeriğinin çeşitli yayım araçlarıyla kavratılması, (vii) bağımsız değerleme ofislerinin yetersizliği ve (viii) bağımsız hukuk ofisleri ve

56

üniversite gibi kurumların üreteceği çözümlerle makro düzeyde ve siyasi iradeyi de bu yönde yönlendirilmesiyle doğru sonuçlara varılacağı görülecektir. Bu durum mevcut köyden kente göçleri engelleyemez ise de en azından kısmen yavaşlatacağı ve planlı göçe de zemin sağlayabileceği düşünülmektedir.

Polatlı İlçesinde kamulaştırmanın yoğun yapıldığı köylerde nüfus yoğunluğunun düşük olması, kalan nüfusun da yaşlı olması Polatlı İlçesindeki tarımını tehdit etmektedir.

Bunun diğer bir olumsuz sonucuda, kamulaştırmada sağlanan kazançların, tarımda teknolojik ürün artırıcı yatırımlara aktarılmaması neticesi son yıllarda ekilen arazi miktarının azalması yanında birim alanda verimin azalması, ilçe ekonomisini olumsuz etkilemektedir. Polatlı İlçesinde yapılan kamulaştırmalar kamu yararına yapılan işler olmuştur. Gerek çift yolların yapılması gerek hızlı trenin yerleşim yerlerini birbirine yakınlaştırması gerekse sanayi ve sağlık alanında yapılan yatırımların kazanımları ülke için önemli omaktadır. Fakat kamulaştırmanın yapıldığı alanlarda yeterli ekonomik, sosyokültürel ve eğitim çalışmaları yapılmadığından, bazı alanlarda amaçtan uzaklaşmaya neden olmuştur. Kamulaştırma öncesi teknik açıdan tüm yönler görülmüşsede, oraya aktarılacak sermayenin verimli bir şekilde nasıl kullanılması gerektiği konusunda Kaymakamlık, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl/İlçe Müdürlüğü, kamulaştırma yapan ilgili kuruluşlar, üniversitelerden de destek alarak çeşitli etütlerle daha verimli ve sürdürebilir bir politika oluşturabilirlerdi. Doğal kaynak olan tarım arazilerinin gelecek nesillerin bir emaneti olduğu daima düşüncesi ile hareket edilmeli ve bunun korunmasına azami ölçüde dikkat edilmelidir.

Kamulaştırmanın tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı üzerine yarattığı etkiler konusundan yola çıkılarak, Ankara İli Polatlı İlçesinde yapılan çalışmalardan elde edilen bilgilere göre ilçe arazilerinin büyük kısmını tarım arazileri oluşturmaktadır. Ancak bu tarım arazilerinin kamulaştırma nedeniyle önemli miktarının amaç dışı kullanımı söz konusu olmaktadır. Kamulaştırma çalışmalarının büyük çoğunluğu T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Rasyonel değerlerle bakıldığında özellikle İğciler ve Şeyhahmetli Köylerinde çoğu birinci derece olmak üzere 800 dekarın üzerinde tarım arazisi kamulaştırılmıştır.

57

Kamulaştırmalar yalnızca arazi üzerinde değil, bu köylerde yaşayarak geçimini araziden sağlayan insanların yaşantıları üzerinde de farklılıklar doğurmuştur. Elde edilen bilgilere göre kamulaştırma sonrası son yıllarda tarım arazilerinin yarıya yakını satışa çıkmış durumdadır. Kamulaştırma ile birlikte özel, genel, sosyoekonomik ve politik çözümler geciktiğinden insanların arazisini terk ve göç etme eğilimleri de artmıştır. Gerek bu çalışma kapsamında görüşülen işletme sahiplerinin büyük çoğunluğunun 40 yaş üzerinde olmasından, gerekse köyden göç etmek istemeleriyle ilgili sorulara çoğunluk tarafından verilen evet cevabından anlaşılacağı üzere, genç nüfusun hızlı bir şekilde köylerini terk etme eğiliminde olduğu görülmektedir. İlçede kamulaştırma ile ortaya çıkan göç, ülke göç oranın üzerine çıkmıştır.

Görüşülen işletme sahiplerinin büyük çoğunluğu ilkokul mezunu olup, 20 yıldan fazla süreden bu yana tarım sektöründe faaliyetlerini sürdürmektedirler. İşletme sahiplerinin büyük çoğunluğu (%75) kamulaştırmanın verimli tarım arazisi varlığına zarar verdiğini düşünmektedirler. İncelenen hanelerin işletme arazisi varlığının çoğunluğunu mutlak tarım arazisi oluşturmaktadır. Anket sonuçlarına göre maliklerin çoğunluğu kamulaştırmadan elde edilen para ile daha fazla arazi satın alamadığını, kamulaştırma sonrası dönemde özellikle bedelin ödenmesinden sonra köylerden göçlerin arttığını, kamulaştırmanın çevreye zarar verdiğini, köyde yatırımlarda artışın olmadığını, kamulaştırma sonrasında yeni araziler verilmediğini ve kamulaştırma çalışmalarının arazi değerlerini düşürdüğüne yölik beyanları ön plana çıkmıştır. Bununla birlikte ilçe genelinde kamu yatırmları için zorunlu olması halinde kamulaştırma işleminin yapılması malikler yönünden kabul görmekte ve yönteme karşı çıkılmamaktadır.

Tanrıvermiş (2017) ile Tanrıvermiş ve Aliefendioğlu (2019a) tarafından da vurgulandığı üzere kamulaştırma sürecinde en önemli konu; arazi değerleme çalışması ve bedelin ödenme zamanı olmaktadır. Gerek satın alma yoluyla idare bünyesinde yapılan değerleme sonuçları, gerek acele kamulaştırma ile bedelin tespiti ve tescil davalarında mahkemelerce alınan değer tespiti raporlarının ilçede görüşülen malikler tarafından tatminkar bulunmadığı ortaya çıkmaktadır. İlçede mahkemelerce seçilen bilirkişi kurullarınca yapılan bedel tespitlerinin arazinin fiili durumunu yansıtmadığı ve raporların

“yetersiz” olarak değerlendirildiği dikkati çekmektedir. Arazi sahiplerinin büyük bir

58

çoğunluğu (%65) araziden hak ettikleri parayı alamadıklarını düşünmeleri anlamlı bulunmaktadır. Hazırlanan değerleme raporları, mahkemece bedelin kesinleştirilmesine altlık teşkil etmekte ve bu sebeple raporların doğru ve eksiksiz hazırlanması arazi malikleri yönünden de önemli görülmektedir. Gerek ilgili kamu kurumlarının kıymet takdiri komisyonları, gerekse mahkemelerce seçilen bilirkişilerin gayrimenkul geliştirme ve yönetimi alanında lisansüsütü eğitim yapmış uzmanlarda oluşturulması halinde, 2942 Sayılı Kanunun 11. maddesinde hüküm altına alındığı üzere uluslararası değerleme standartlarına göre arazi, arsa, yapı ve tesis değerlemesinin yapılamsı mümkün olabileceği vurgulanmalıdır.

Tarım arazilerinin korunması, kullanımı, amaç dışı kullanımının önüne geçilmesi ve planlanması amacıyla 2005 yılında 5403 Sayılı Kanun çıkarılmıştır. Yasanın temel amacı;

toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyerek korunmasını, geliştirilmesini ve çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak, plânlı arazi kullanımını sağlayacak usûl ve esasları belirlemektir. İçeriği oldukça geniş olan 5403 Sayılı Kanunun uygulama alanları; Toprak Koruma Kurullarının oluşturulması, arazi varlığının belirlenmesi, genel ve tarımsal amaçlı arazi kullanım planlarının hazırlanması, toprak koruma projelerinin yapılması, büyük ova koruma alanları ve erozyona duyarlı alanların belirlenmesi, toprak toplulaştırması, asgari parsel genişlikleri kapsamında arazi varlığının parçalanmasının engellenmesine yöneliktir.

Ancak 5403 Sayılı Kanun ile toprakların kaybı yeterince önlenememiştir. Bu Kanunda 30.04.2014 tarihinde 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu ile bazı değişiklikler yapılmıştır.

Çalışmaya katılan ve 20 yıldan daha fazla tarım deneyimi olan işletme sahiplerinin %80 gibi ciddi bir kısmının 5403 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler konusunda bilgi sahibi olmadıkları tespit edilmiştir. Kırsal alana yönelik yapılan yasal ve kurumsal düzenlemelerin uygulanması için yayım çalışmaları ile köylülerin bilgilendirilmesinin yetersiz kaldığı ve bu konuya başta Tarım Reformu Genel Müdürlüğü olmak üzere bütün kamu kurumlarının özel önem vermeleri gerektiği vurgulanmalıdır.

59

İncelenen 2003-2013 döneminde 578 bin hektar alan amaç dışı kullanıma gitmiştir.

Türkiye’de sadece yasal düzenlemelerle verimli arazi varlığını korumak mümkün olamamaktadır. Ankara İli Polatlı İlçesinde görüldüğü üzere 2003-2013 döneminde yapılan kamulaştırma çalışmalarında ülke genelinde yaşananların bir özeti söz konusu olmaktadır. Kanun koyucu, kanunu uygulamakta yetersiz kalabilmektedir. Turizm, sanayi, konut, kentleşme amaçlı amaç dışı kullanım süreci devam etmektedir. Türkiye’de kanunlarla ilgili sorun, kanunun varlığı değil, yeterince uygulanamıyor olmasıdır.

Toprağını koruyabilen ülkeler bunun için çıkardığı kanunları ödünsüz uygulamaktadır.

Çıkartılan yönetmeliklerle engeller aşılmaya çalışılmaktadır. Toprakların bir plan, sistem dâhilinde korunması esas olmalıdır. 5403 Sayılı Kanunun 21. maddesinde belirtildiği gibi, tarım dışı arazi kullanımlarında toprak koruma projelerine uyulmalıdır. Nerelere konut yapılacağı, nerelerin sanayi, nerelerin turizm yatırımları için kullanılacağını uzun dönemli planlarla belirlemek gerekli görülmektedir. Kamulaştırma yapan herhangi bir devlet kurumu, bu işin sonuçlarıyla ilgili ekonomik analiz, hukuki mevzuat dışında, konunun sosyokültürel ve demografik sonuçları ile de ilgilenmelidir.

İncelenen Polatlı İlçesi örneği ile kamulaştırma çalışmalarının tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı ve yerel halk üzerindeki etkilerini anlamaya yönelik önemli sonuçları ortaya koymaktadır. Kamu yararı gerekçesi ile kamulaştırma çalışmaların zorunlu ve gerçek ihtiyaçları karşılamak için yapılması bütün paydaşlar tarafından genel kabul görmektedir. Ancak kamulaştırma sadece ekonomik, hukuki ve teknik bir olgu olmayıp sosyal yönüyle de tamamlanması gereken bir araç ve arazi mülkiyetine müdahale yolu olarak görülmelidir. Bu çerçevede gerek mülkiyet olgusu, gerek konunun teknik ve ekonomik yönü, gerekse sosyal yapı ve uluslararası standartlara göre arazi edinimi politikasının geliştirilmesi ve başarılı uygulama yapılabilmesi için bütün merkezi yatırımcı kuruşular ile yerel yönetimlerde gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının istihdam edilmesine gereksinim olduğu ortaya çıkmaktadır. Kamu kurumlarında kamu hizmetlerine yönelik arazi edinimi ve kamulaştırma çalışmalarının bütün aşamalarının (proje seçimi, güzergah seçimi, arazi mülkiyet ve kullanımı analizi, değerleme, süreç yönetimi ve etkilenen hanelerin sosyoekonomik yapılarındaki değişimin analizi ve uluslararası standartlara uygunluk sağlanması gibi) gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarınca yönetilmesi gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.

60 KAYNAKLAR

Aksoy, E. ve Özsoy, G. 2012. Genesis and Classification of Some Mollisols Developed Under Forest Vegetation in Bursa, Turkey. International Journal of Agriculture

& Biology, 14(1): 75-80.

Aksoy, M.A. 1997. Türkiye’de Tarım Topraklarının Amaç Dışı Kullanılması. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi. 137 s., Ankara.

Alterman, R. 1997. The Challenge of Farm Land Preservation: Lessons From A Six-Nation Comparison. Journal of the American Planning Association, 63(2): 220-243.

Anonymous. 1993. Web Sitesi: http://www.fao.org/docrep/t0715e/t0715e00.htm, Erişim Tarihi: 13.03.2015.

Anonim. 2005. Web Sitesi: http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2005/07/20050719-2.htm, Erişim Tarihi: 20.10.2014.

Anonim. 2009. Web Sitesi: http://www.polatli.gov.tr/default_B0.aspx?content=159, Erişim Tarihi: 22.06.2016.

Anonim. 2014a. Web Sitesi: http://www.cka.org.tr/dosyalar/Ozel%20Ihtisas%20Komis yonu%20Raporlar%C4%B1/Tar%C4%B1m%20Arazilerinin%20S%C3%BCrd

%C3%BCr%C3%BClebilir%20Kullan%C4%B1m%C4%B1%20%C3%87al%

C4%B1sma%20Grubu%20Raporu.pdf, Erişim Tarihi: 26.07.2016.

Anonim. 2014b. Web Sitesi: http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/05/20140515-1.htm, Erişim Tarihi: 25.10.2014.

Anonim. 2014c. Web Sitesi: http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1001, Erişim Tarihi: 10.11.2014.

Anonim. 2014d. Web Sitesi: http://www.udhb.gov.tr/images/faaliyet/c19d85352980eaf.

pdf, Erişim Tarihi: 23.07.2016.

Anonymous. 2014e. Web Sitesi: http://glossary.eea.europa.eu/terminology/concept_html

?term=land%20use, Erişim Tarihi: 21.10.2014.

Anonim. 2015. Web Sitesi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Polatl%C4%B1, Erişim Tarihi:

10.06.2016.

Anonim. 2017a. Web Sitesi: http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=b ts&kategori1=veritbn&kelimesec=179807, Erişim Tarihi: 06.06.2017.

Anonim. 2017b. Web Sitesi: http://www.teias.gov.tr/KAMULASTIRMA/kamulastirma.

htm, Erişim Tarihi: 06.06.2017.

61

Arslanoğlu. M. 2013. Acele Kamulaştırma. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 19(3):203-227.

Cangir, C., Ekinci, H. ve Yüksel, O. 1995. Tarım Topraklarının Amaç Dışı Kullanımı. In:

Türkiye Ziraat Mühendisliği IV. Kongresi, I(9-13): 227-252.

Cangir, C. ve Boyraz, D. 2000. Ülkemizde Yanlış Ve Amaç Dışı Arazi Kullanımı. ZMO Teknik Kongresi, 1, 365-392.

Cangir, C., Kapur, S., Boyraz, D. ve Akça, E. 1998. Türkiye’de Arazi Kullanımı, Tarım Topraklarının Sorunları ve Optimum Arazi Kullanım Politikaları. Yeşilsoy International Symposium on Arid Region Soil, İzmir.

Çuhadar, G. ve Tuzcu, G. 1997. Çevre Kirliliği Açısından Yeraltı Suları - Tarım İlişkileri.

Türkiye’nin Tarım Politikası ve Çevre Sempozyumu, Türkiye Çevre Vakfı Yayını, 73-79, Ankara.

Dengiz, O., Usul, M. ve Keçeci, M. 2006. Atatürk Orman Çiftliği Arazilerinin Tarımsal Kullanım Durumlarının Değerlendirilmesi. OMÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 21(1): 55-64.

Dizdar, M. Y. 2003. Türkiye’nin Toprak Kaynakları. ZMO Teknik Yayınlar Dizisi 2, 315 s., Ankara.

Engindeniz, S., Başaran, C. ve Susam, B. 2015. Tarım Arazilerinin Kamulaştırma Bedellerinin Saptanmasında Gelir Yönteminin Uygulanmasıyla İlgili Anlaşmazlıklar. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, 15. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı, 25-28 Mart, Ankara.

Gülçubuk, B. 2015. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara.

Güler, Ç. ve Çobanoğlu, Z. 1997. Toprak Kirliliği. T.C. Sağlık Bakanlığı Çevre Sağlığı Temel Kaynak Dizisi, No: 40, Ankara.

Gün, S. 2015. Türkiye’de Tarım Topraklarının Mülkiyet Durumu ve Uygulanan Politikalar. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara.

Haktanır, K., Cangir, C., Arcak, Ç. ve Arcak, S. 2005. Toprak Kaynakları ve Kullanımı.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi, 1, 203-230, Ankara.

Howell, T.A. and Evettand, J.A. 2001. Irrigation Systems and Management To Meet Future Food Fiber Needs and To Enhance Water Use Efficiency. USDA-ARS Water Management User Unit Bush Land, Texas.

Karagöl, Ö. 2009. Kamulaştırma Davalarında Bedel Tespiti Esasları. Yüksek Lisans Tezi (Basılmamış). İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, 217 s., İstanbul.

62

Kayıkçı, M. 2005. Türkiye’de Tarım Topraklarının Tarım Dışı Amaçlarla Kullanımı – Adapazarı Örneği. Sosyal Araştırmalar Vakfı, 255 s., İstanbul.

Kılıç, M. 2008. AB’ye Uyum Sürecinde Türk Gıda Mevzuatında Temel Kavramlar. 10.

Gıda Kongresi Avrupa Birliği Sürecinde Gıda Güvenliğinde Mevcut Durum ve Geliştirme İmkânları Konulu Panelde Panelist, 21-23, Erzurum.

Pirler. O. 1994. Yerel Yönetimde Kamulaştırma İşleri. Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, 3 (4): 43-59.

Rindfuss, R.R. and Stern, P.C. 1998. Linking Remote Sensing and Social Science: The Need and the Challenges.

Sezgin, D. ve Varol, Ç. 2012. Ankara’daki Kentsel Büyüme ve Saçaklanmanın Verimli Tarım Topraklarının Amaç Dışı Kullanımına Etkisi. METU JFA, 29(1): 273-288.

Tanrıvermiş, H., 1999. Çevre Koruma ve Sürdürülebilir Kalkınma Yönünden Karadeniz Bölgesi Tarımının Değerlendirilmesi, Türk Kooperatifçilik Kurumu, Üçüncü Sektör Kooperatifçilik (Yeni ismiyle Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi Dergisi).

126(49-70).

Tanrıvermiş, H. ve Doğru, N., 2004. Türkiye’de Yasalar ve Uluslararası Kuruluşların İlkeleri Çerçevesinde Kamulaştırma Süreci ve Bedel Takdiri: Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Projesi Örneği, Türkiye VI. Tarım Ekonomisi Kongresi, 183-196, Tokat.

Tanrıvermiş, H., 2017. Gayrimenkul Değerleme Esasları, SPL Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu, Lisanslama Sınavları Çalışma Kitapları Ders Kodu: 1014 (Konut Değerleme Sınavı, Gayrimenkul Değerleme Sınavı), Ankara.

Tanrıvermiş, H., Akipek Öcal, Ş. ve Demir, E., 2017. Gayrimenkul Mevzuatı, SPL Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu, Lisanslama Sınavları Çalışma Kitapları Ders Kodu: 1019 (Gayrimenkul Değerleme Sınavı), Ankara.

Tanrıvermiş, H. ve Aliefendioğlu, Y., 2017. Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali Kamulaştırma Alanında Arazi Gelirleri ve Kapitalizasyon Oranları İle Arazi Kamulaştırma Bedelleri Üzerine Bir Araştırma, Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü, Yayın No: 18, Ankara.

Tanrıvermiş, H. ve Aliefendioğlu, Y., 2017. Yoncalı Barajı ve İsale Hattı Projesi Kamulaştırma Alanında Kalan Taşınmazların Değerlerinin Araştırılması, Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü, Yayın No: 31, Ankara.

63

Tanrıvermiş, H. ve Aliefendioğlu, Y., 2017. Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi Kamulaştırma Alanı İçindeki Mahallelerde Kamulaştırılacak Arsa Vasfındaki Taşınmazların Parsel Düzeyinde Değerleme Çalışmaları, Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü, Yayın No: 32, Ankara.

Tanrıvermiş, H. and Aliefendioğlu, Y., 2019a. Legal and Institutional Fundaments of Expropriation and Compensation Issues in Turkey, In: Routledge Handbook of Contemporary Issues in Expropriation, Eds: F.Plimmer and W.McCluskey, Routledge Taylor & Francis Group, London and New York, pp:118-157.

Tanrıvermiş, H. and Aliefendioğlu, Y., 2019b. The Impacts of Land Acquisition and Resettlement Activities of Infrastructure Investments on Natural and Cultural Heritages and Social and Economic Life: The Case of Turkey, In: Routledge Handbook of Contemporary Issues in Expropriation, Eds: F.Plimmer and W.McCluskey, Routledge Taylor & Francis Group, London and New York, pp:194-228.

Topçu, P. 2012. Tarım Arazilerinin Korunması ve Etkin Kullanılmasına Yönelik Politikalar. Planlama Uzmanlık Tezi. Kalkınma Bakanlığı, Yayın No: 2836, Ankara.

Yılmaz, Ö. 2001. Tarım Alanlarının Amaç Dışı Kullanımı ve Afyon Örneği. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, III(1): 151-164.

Benzer Belgeler