• Sonuç bulunamadı

GİZLİ ANLAŞMA YAPMA EĞİLİMLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Firmaların ortak karlarını maksimize etmek amacıyla bir araya gelerek monopolist gibi davranmaları (Stigler 1964, 44) olarak tanımlanabilecek gizli anlaşmanın ortaya çıkabilmesi için temel olarak iki koşulun varlığı gereklidir; monopol karı elde etme imkanı ile anlaşma yapmanın ve anlaşmayı sürdürmenin mümkün olması (Pepall, Richards ve Norman 1999, 383). Bu bölümde geçiş

33

maliyetlerinin gizli anlaşma üzerindeki etkisi bu iki unsur bakımından değerlendirilecektir.

Genel olarak, anlaşmanın varlığı ve yokluğu halinde elde edilen kar miktarları arasındaki fark arttıkça, firmaların anlaşma yapma eğilimleri artar. Daha önceki bölümlerde değinildiği üzere, geçiş maliyetleri kilitlenmiş müşteriler üzerinde sağladığı pazar gücü nedeniyle firmaların karlarını, bu maliyetlerin bulunmadığı pazarlara kıyasla arttırabilmektedir. Özellikle olgun pazarlarda, fiyat farklılaştırması mümkün değilse, görece büyük müşteri temeline sahip olan firmalar, yeni müşterileri kazanmak için fiyat indirimi yapmak yerine, eski müşterilerden yüksek karlar elde etme eğiliminde olmaktadırlar. Dolayısıyla, yukarıda değinilen ilk unsur olan monopol karı elde etme imkanı bakımından değerlendirildiğinde, geçiş maliyeti firmalar arasındaki fiyat rekabetini azaltması ve görece yüksek karlar elde edilmesine imkan tanıması nedeniyle, gizli anlaşmayı gereksiz hale getirebilir. Başka bir deyişle, geçiş maliyeti kar miktarını arttırdığından, bu maliyetin var olduğu pazarlarda anlaşma yapma eğilimi, geçiş maliyetinin olmadığı rekabetçi bir pazara kıyasla daha az olabilir (OFT 2003, 89).

Herhangi bir pazarda gizli anlaşmanın ortaya çıkabilmesi için gerekli olan ikinci unsur, anlaşma yapmanın ve anlaşmayı sürdürmenin mümkün olmasıdır. Farrell ve Klemperer (2004, 20)’e göre genel kanı geçiş maliyetlerinin anlaşmayı desteklediği yönünde olsa da, bu maliyetlerin gizli anlaşmanın oluşturulması ve devam ettirilmesi üzerindeki etkisi teorik olarak belirsizdir. Bunun nedeni, geçiş maliyetlerinin anlaşmanın sürdürülebilmesini kolaylaştıran ve zorlaştıran kimi yönlerinin bulunmasıdır.

Gizli anlaşmanın sürdürülebilmesi için, firmaların birbirlerinin davranışlarını gözlemlemesinin mümkün olması gereklidir. Klemperer (1987a, 386) geçiş maliyetlerinin pazardaki şeffaflığı arttırarak firmaların birbirlerinin eylemlerini izlemesini kolaylaştırdığını belirtmektedir. Bunun nedeni, anlaşmadan sapmak isteyen firmanın, rakibinin müşterilerini çalabilmek için en az geçiş maliyeti ölçüsünde bir indirim yapması gerekliliğidir. Bu tür görece büyük bir indirim sonucu üretim miktarındaki artışın rakipler tarafından fark edilmesi, geçiş maliyetinin bulunmadığı bir pazara kıyasla daha kolay olabilir. Geçiş maliyetlerinin pazardaki şeffaflığı arttırıcı bu etkisi, özellikle fiyat farklılaştırmasının mümkün olmadığı pazarlarda geçerlidir. Ancak, eski ve yeni müşterilere farklı fiyatların önerilebildiği pazarlarda, eğer yeni müşteri miktarı azsa, firmanın rakibin müşterilerini çalabilmesi yine geçiş maliyeti ölçüsünde bir indirim gerektirecektir (OFT Ek A 2003, 43).

Geçiş maliyetinin, anlaşmanın sürdürülebilmesini kolaylaştıran bir diğer etkisi gizli anlaşmadan sapmayı daha az karlı hale getirmesidir. Yukarıda değinildiği üzere, anlaşmayı bozmak isteyen firmanın rakibinin müşterilerini

34

çalmak için en az geçiş maliyeti ölçüsünde bir indirim yapması gerekmektedir. Söz konusu görece büyük indirim, anlaşmadan sapmakla elde edilecek karı, geçiş maliyetinin olmadığı bir duruma kıyasla azaltır ve firmaların anlaşmayı bozma eğilimlerini zayıflatır. Bununla birlikte, aynı nedenden ötürü geçiş maliyeti, anlaşmayı bozan firmanın cezalandırılmasını da daha maliyetli hale getirmektedir. Anlaşmaya uymayan firmanın, fiyat düşürerek kazandığı müşteriler artık geçiş maliyeti ile karşılaştıklarından rakiplerin bu firmayı cezalandırmaları, ancak geçiş maliyeti ölçüsünde bir indirim yapmalarıyla mümkün olur. Söz konusu indirimin firmalara maliyeti yüksek olacağından geçiş maliyeti cezalandırma mekanizmasını zayıflatarak anlaşmanın sürdürülmesini zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla, hangi etkinin baskın çıkacağı ve anlaşmanın sürdürülmesinin daha mı kolay yoksa daha mı zor olacağı belirsizdir (Farrell ve Klemperer 2004, 20).

Padilla (1995, 526) düopolistik rekabetin söz konusu olduğu bir pazarda, çok dönemli bir model aracılığıyla bu zıt yönlü iki etkiyi incelemiştir. Padilla, geçiş maliyeti yüksekse, ikinci etkinin baskın çıkacağını başka bir ifadeyle, anlaşmadan sapan firmayı cezalandırma maliyeti yüksek olduğu için, anlaşmanın sürdürülmesinin geçiş maliyetinin olmadığı bir pazara kıyasla zor olacağı sonucuna ulaşmıştır. Ancak belirtilmelidir ki, rakip firmalar fiyat farklılaştırması yapabiliyorlarsa, kilitlenmiş müşterilerden elde ettikleri karı azaltmaksızın, yeni müşterilere indirim önermek suretiyle anlaşmadan sapan firmayı cezalandırabilir ve böylece kendileri için cezalandırma maliyetini azaltabilirler (OFT 2003, 91).

Anlaşmanın sürdürülebilirliğini etkileyen bir diğer faktör pazara giriş engelleridir. Genel olarak, girişin kolay olduğu pazarlarda anlaşma sebebiyle yükselen fiyatlar, yeni firmaların pazara girmesi tehdidini yarattığından firmaların anlaşma eğilimleri zayıflar (Pepall, Richards ve Norman 1999, 383). Geçiş maliyetlerinin giriş engeli yaratarak anlaşmayı kolaylaştırması, bu maliyetlerin seviyesine, yerleşik firmaların müşteri temellerinin boyutuna ve pazarın içinde bulunduğu evreye bağlıdır. Bir önceki bölümde ele alındığı üzere, yeni müşterilerin az olduğu küçülmekte olan bir pazarda, yüksek geçiş maliyetleri giriş engeli yaratabilir. Ancak, pazar büyüyorsa ve geçiş maliyetleri çok yüksek ya da çok düşük değilse geçiş maliyeti pazara girişi kolaylaştırmaktadır (Klemperer 1995).

Görüldüğü üzere, geçiş maliyetinin anlaşma yapma eğilimi ve anlaşmanın sürdürülebilirliği üzerindeki etkileri tek yönlü değildir. Bu nedenle, geçiş maliyetlerinin olduğu bir pazarda anlaşma ihtimalinin değerlendirilmesinde, bu maliyetlerin anlaşmayı kolaylaştırıcı ve zorlaştırıcı yönlerinin bir arada ele alınması gereklidir.

35

Benzer Belgeler