• Sonuç bulunamadı

ĠKĠNCĠ BÖLÜM: PUTĠN DÖNEMĠ RUS DIġ POLĠTĠKASINDA ENERJĠ FAKTÖRÜ

Harita 4. Sibirya'nın Gücü Doğalgaz Boru Hattı

5.3.4. Gazprom’un Balkan Devletlerine Yönelik Faaliyetleri

Balkanlar tarihsel olarak Rusya‟nın her zaman ilgi sahasına giren bölgelerin baĢında yer almaktadır. Ancak Rusya‟nın bu ilgisine karĢılık AB ve daha spesifik olarak belli baĢlı bazı AB ülkeleri de giderek artan bir ilgiyle Balkanlar‟daki geliĢmeleri takip etmektedirler. Dolayısıyla bir açıdan bakıldığında esasen Balkanlar

347 Gazprom Export Official Wesite, China, http://www.gazpromexport.ru/en/partners/china/, (30.08.2019).

348 Sputnik Türkiye, Rus doğalgazı 2019 sonunda Çin'e ulaĢacak, 04.07.2017,

https://tr.sputniknews.com/dunya/201707041029132345-rus-dogalgaz-2019-cin/, (30.08.2019).

158 bölgesinde Rusya ile AB arasındaki dolaylı sürtüĢme daha spesifik bir hal almaktadır. Bilhassa Batı Balkanlar hem Rusya ve hem de Batılı güçlerin ilgi odağında yer almaktadır. Mesela Rusya Sırbistan‟ı kendi etki alanı içinde ya da en azından AB içinde kendisini savunacak bir tampon olarak görmek isterken AB de esasen Sırbistan‟a benzer bir misyon atfetmektedir. AB de kendi bölgesel politikalarını uygulamak ve Rusya‟ya karĢı bir tampon yaratmak amacıyla Sırbistan‟a ihtiyaç duymaktadır.

Rusya‟nın Balkanlar‟da artan AB etkisine karĢı kullandığı en önemli iki araç ise medya ve enerjidir. Rusya, Russia Today ve Sputnik gibi haber ağları üzerinden bölgedeki bazı ülkelerde etkinlik kurmaya çalıĢmaktadır. Buna ilave olarak Rusya, bölgenin enerji ihtiyacını da kendi lehine çevirmiĢtir. Yarıda kalan Güney Akım projesi ile AB politikalarına cevap vermeye çalıĢan Rusya bu yolla Batı Balkanlar ile Batı Avrupa ülkeleri arasında bir doğalgaz transit rotası oluĢturmaya çalıĢmıĢtır.

Bu ise bölgede çok sayıda iĢ imkanları, transit ülkeler için yüksek miktarda kârlar ve daha büyük enerji güvenliği anlamına gelecekti. Adı geçen boru hattı Rusya‟nın Balkanlardaki jeostratejik pozisyonunu arttıracaktı. Ancak 2014 yılında AB koĢulları nedeniyle Gazprom bu projeyi askıya almak zorunda kalmıĢtır.349 Gerek Gazprom‟un bu cesur ve hırslı giriĢimi ve gerekse de bu hırslı giriĢime rağmen AB‟nin buna engel olabilmesi iki açıdan büyük önem taĢımaktadır. Birincisi, AB Rusya‟nın Balkanlar‟da etki alanını enerji yoluyla geniĢletmesine izin vermeme niyetinde olduğunu göstermiĢtir. Ġkincisi ise tarafların karĢılıklı bağımlılığı kendisini sadece enerji alanında değil aynı zamanda jeopolitik alanında da göstermektedir.

Bu açıdan bakıldığında Rusya‟nın Balkanlar‟daki enerji politikasının piyasaya eriĢim üzerinde bir rekabetin ve özellikle Hazar havzası ve Orta Asya‟daki petrol ve gaz üzerinde kontrol ve etkinin bir parçası olarak görülebileceğini söylemek mümkündür. Çünkü Balkanlar bu bölgeden Avrupa pazarlarına ve hatta dünya piyasalarına doğal gaz ve petrol iletim ve dağıtımının nihai aĢamasını temsil etmektedir. Daha da önemlisi Balkanlar „Yeni Büyük Oyun‟ diye isimlendirilen bir rekabete konu olmaktadır ki söz konusu rekabet Britanya ile emperyal Rusya‟nın

349 Milos Rastovic, “Russıa‟s Soft Power In The Balkans”, Word Policy Journal, 13.06.2017, https://worldpolicy.org/2017/07/13/russias-soft-power-in-the-balkans/, (03.01.2019).

159 Orta Asya üzerindeki etki mücadelesinin bir benzerinin yeniden tekrarını çağrıĢtırmaktadır. Ancak günümüzde söz konusu yarıĢa katılan paydaĢların pozisyonu değiĢmiĢ, sayıları da önemli ölçüde artmıĢtır. Sovyetler Birliği‟nin dağılması petrol ve gaz bakımından zengin Hazar ve Orta Asya bölgelerine yabancı Ģirketlerin giriĢ ihtimalini arttırmıĢtır.

ABD, Karadeniz, Kafkaslar ve Hazar Denizi yoluyla enerjinin taĢınması ve bu bölge kaynaklarının kullanılmasınında yolunu açacak bir „Doğu-Batı Koridoru Stratejisi‟ formüle etmiĢ ve bu yaklaĢım AB‟nin de desteğini almıĢtır. Bu çerçevede AB sözü edilen bölgedeki kaynaklara bağımsız bir Ģekilde eriĢmek istemekte ve bir tür Yeni Ġpek Yolu önerisinde bulunmaktadır.350 Balkanların parçası olduğu bu jeopolitik rekabet ve mücadele esasen henüz Sovyetler döneminde baĢlayan petrol ve doğal gaz bağımlılığı ile yakından iliĢkilidir. 1973 tarihli Arap-Ġsrail savaĢının ardından yaĢanan petrol ambargosu ile birlikte Avrupalı tüketiciler ilkin Sovyet petrolüne ilgi göstermiĢ, bu ilgi beraberinde doğal gaz ithalatını da getirmiĢtir. O dönemde doğal gaz Macaristan yoluyla Yugoslavya‟ya ulaĢmaktaydı. Ancak Sovyetlerin çöküĢü ile birlikte bu doğalgaz anlaĢmalarının önü büyük ölçüde kesilmiĢti. Yugoslavya‟nın parçalanması sonucunda ise, Balkanlar bölgesindeki gaz anlaĢmaları tümüyle sona ermiĢti. Ancak yine de 1996 yılında bir Rus-Sırp ortak giriĢimi olan Yugorosgaz kurulmuĢ ve 2006 yılında ise Rusya Sırbistan‟a, günümüzdeki Mavi Akım II projesine katılma davetinde bulunmuĢtur.

Güney Akım doğalgaz boru hattı projesi ise tam olarak Rusya‟nın Balkanlar‟daki enerji politikasının güncellenmiĢ yeni bir aĢamasını temsil etmekteydi. Söz konusu proje 2007 yılında Zagreb‟te düzenlenen enerji zirvesinden hemen önce Gazprom ile bir Ġtalyan enerji Ģirketi olan ENI tarafından baĢlatılmıĢtı.

Bu dönemde Rusya Devlet BaĢkanı Putin, Rusya‟nın Balkanlar‟daki enerji politikasını Ģu Ģekilde özetlemekteydi: “Stratejik amacımız, bölgedeki bütün ülkeler için güvenilir enerji kaynaklarına eriĢimi mümkün kılmaktır. Politikalarımız, Balkan

350 Milan SimurdiĤ, “Russian Energy Policy and the Balkans.” Russia Serbia Relations at the beginning of XXI Century, ed. Ţarko N. PetroviĤ, Belgrade: ISAC Fund, 2010, s. 149.

160 ülkelerinin Avrupa bütünleĢmesine giderek daha fazla katılmalarını dikkate almakta olup, iliĢkilerimizi Avrupa Birliği ile iĢbirliği içinde geliĢtirmeye hazırız.”351

Putin ayrıca Rusya‟nın Balkanlar‟daki ortakları ile iliĢkilerinin karĢılıklı anlayıĢ, ortak dinî gelenekler, dillerin ve kültürlerin yakınlığı ile ortak bir tarihin üzerinde bina edildiğini hatırlatmıĢtır. Aynı konuĢmada Putin, Makedonya‟da bir doğalgaz ağı kurma projesini ve bir doğalgaz boru hattını Arnavutluk, Güney Sırbistan ve Kosova‟ya doğru geniĢletme düĢüncesinin altını çizmiĢtir. Bu vurgu ise söz konusu projenin bölgesel bir yaklaĢımın parçası olduğunu teyit etmekteydi.

Proje kapsamında çok sayıda sözleĢme imzalanmıĢ ve hattın muhtemel rotası ile ilgili farklı ülkeler ile çeĢitli anlaĢmalar yapılmıĢtır. Rus diplomasisi bu doğalgaz boru hattı projesine mümkün olduğunca çok devletin dahil olmasını arzu etmekteydi.352

Güney Akım projesi ile ilgili çok farklı görüĢler ileri sürülmektedir. Her ne kadar proje ile birlikte Balkanlar bölgesinin transit niteliği çok fazla ön plana çıkarılıyor olsaydı da, Balkan pazarının öneminin vurgulanması baĢlı baĢına önemliydi. Bu nedenle proje kapsamında hem ekonomik, hem de jeopolitik faktörlerin etkili olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle Rusya‟nın; Avrupa ülkelerinin doğalgaz tedarikini çeĢitlendirme arayıĢları içinde olduklarının farkında olduğunu, bu nedenle de her Ģeyden evvel Balkan devletlerinde kendi pozisyonunu tahkim etmeye çalıĢtığını hatırlatmak gerekir. Rusya açısından Balkan devletlerinin enerji piyasalarında etkin olmak büyük önem taĢımaktadır; zira bu ülkelerin büyük bir kısmının ileride AB üyesi olacağı düĢünülmektedir.

Balkanların bizatihi kendisi Rus enerji siyaseti açısından önemli olsa da; daha geniĢ bir strateji açısından bakıldığında ise Balkanların öneminin Rus-AB iliĢkileri bağlamına oturduğunu görmek de mümkündür. Gerek Rusya ve gerekse AB için bölgenin transit özelliğinin önemi büyüktür. Rusya açısından bakıldığında bölgenin önemi, Ukrayna transit yollarına aĢırı bağımlılığın bir alternatifi olmasıdır.

Balkanlarda devreye girmesi planlanan hatlarla Rusya, enerjinin transferinde bağımlı

351 a.g.e., s. 150.

352 a.g.e., s. 151.

161 olduğu Ukrayna‟yı denklemden çıkarmayı planlamaktadır. AB açısından bölgenin önemi ise enerjide Rusya‟ya bağımlılığı düĢürme potansiyelidir. Bunun yanı sıra Rusya‟dan bağımsız tedarik rotaları oluĢturma düĢüncesi de AB‟nin dikkatini çekmektedir.353

Fakat bu, Rusya‟nın Balkanlar‟daki baskın pozisyonunu terk etmek istediği anlamına gelmemektedir. Balkan medyasına göre Rus kökenli Ģirketlerin bölgedeki hakimiyeti bir rastlantı değil, tam tersine uzun vadeli siyasi bir stratejinin parçasıdır.

Rus Ģirketleri bölgedeki etkinliklerini mevcut firmaları satın alarak arttırmıĢlar, bu yaklaĢım iĢe yaramadığında ise kendi Ģirketlerini kurmuĢlardır. Bu son derece pahalı bir süreç olsa da Rus Ģirketleri sonuçta hedeflerini gerçekleĢtirmiĢlerdir. Bu süreçte ise bölge ülkelerinden bir kısmı AB‟ye üye olmuĢ, bir kısmı ise üyelik perspektifi elde etmiĢlerdir. Bu bağlamda AB‟nin, Rusya‟ya karĢı bir politik üstünlük kurmaya çalıĢtığı iddia edilmektedir.354

Bölgedeki enerji piyasalarında Rus petrolünün payı oldukça büyüktür.

Simonov‟a göre 2010 itibarıyla; Bulgaristan‟da bu oran yüzde 90 iken; Sırbistan‟da yüzde 80, Yunanistan‟da ise yüzde 40 düzeyindedir. Kaldı ki Rus firmaları kendi petrol rafinerilerine ve dolum istasyonlarına da sahiptir. Ancak bu durum ne halkı ne de siyasi yönetimleri ciddi endiĢeye sevk ediyor gibi gözükmemektedir. Bölgedeki Rus varlığı giderek güçlenip, geniĢlerken bölge aktörlerinden bu geniĢlemeye pek de ciddi bir tepki gelmemektedir.355 Benzer bir geniĢleme ve büyüme doğalgaz sektöründe de söz konusudur. Gazprom ve Sırbistan enerji sektöründe bir dizi anlaĢmaya varmıĢlardır. Bu anlaĢmalar çerçevesinde Gazprom Yugorosgaz Ortak GiriĢiminde yüzde 51‟lik paya sahip olmuĢtur. Benzer bir durum Bulgaristan için de geçerlidir. Gazprom ile Bulgaristan‟ın yerli doğalgaz Ģirketi Overgas Holding, 1995 yılında kendi aralarında ortak bir giriĢim kurmuĢlardır. Gazprom‟un bu giriĢimdeki payı yüzde 50 olarak belirlenmiĢtir. ġirket Bulgaristan‟daki transit ve ana gaz

353 a.g.e., s. 152.

354 a.g.e., s. 147.

355 Konstantin Simonov, “Russian Energy Interests in South-Eastern Europe.” Russia Serbia Relations at the beginning of XXI Century, ed. Ţarko N. PetroviĤ, Belgrade: ISAC Fund, 2010, s. 140.

162 boruhatlarının inĢaatı ve bakımı ile ilgilenmekte olup, bu ülkeye gaz satıĢ süreçlerine aktif olarak katılmaktadır.356

356 Simonov, a.g.e., s. 146.

163

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: ENERJĠ PERSPEKTĠFĠNDEN