• Sonuç bulunamadı

2.3. GAZETE VE DERGİ YAZILARI

3.1.2. Gazetecilik Hayatı

Bir gazetede A.Rıdvan Bülbül ismine ilk olarak Ekekon’da 1949 Nisan’ında rastlıyoruz. Bu gazetede bir şiiri ve hikâyesi yayınlanmıştır. 1 Haziran 1949 yılında Yeni

Konya gazetesinin yayın hayatına girmesiyle birlikte, Bülbül’ün gerçek anlamda gazetecilik hayatı da başlamış olur. Bu gazetede ramazan ayında “Şundan Bundan” adlı köşesinde yayınladığı manilerle adını duyuran Bülbül, ilerleyen günlerde önce “Gününe Göre” ve sonra “Şırıltı” adını taşıyan köşelerinde günlük yazılar yazmıştır. Yeni Konya gazetesinin kendisi ve orada yetişen diğer meslektaşları için bir okul niteliği taşıdığını söyleyip gazeteyi Anadolu basınında bir “ekol” olarak değerlendiren Bülbül o yılları şu sözlerle anlatır:

“Benim basın yaşamım, Yeni Konya’nın yayın hayatıyla başlar…Bu bakımdan Yeni Konya’nın yaş günleri benim için ayrı bir anlam ve özellik taşır..

Elimiz kalem tutmaya başlayalı demek ki 39 yıl olmuş. Bunca yıl, kişioğlunun ömründe hele hele yaşam yaşı ortalaması düşük olan ülkemizde hayli uzun süre sayılır.

Yeni Konya’ya omuz vermeye başladığımızda daha lise birinci sınıfta idik… İlk mürekkep konusuna, Yeni Konya’nın eski yönetim yerinde alıştık… Şimdi, burada Şahin Oteli bulunuyor. Sofu Tuğrul, Namık Ayas, Sabit Günbay, Mehmet Önder, Feyzi Halıcı, Adil Gücüyener, Haluk Tekmen, Fakir Usman’la birlikte çalıştık… Adil, Haluk ve ben çıkarttık o yıllarda…

İlk mürekkep kokusunun ardından fazla bir süre geçmeden, sürekli çalışma yerimiz de Yeni Konya oldu. Liseyi bitirmeden perde arkası bitirdikten sonra bilfiil 15 yıl süreyle yazı işleri müdürlüğünü yürüttüm… Çoğu kez tek başına… Yani hem yazı işleri müdürü hem muhabir hem de düzeltmen olarak…

Demek ki basın yaşamımızın yarısına yakınını Yeni

Konya’ya vermişiz…

Biz Yeni Konya’dan yetiştik…”89

1957 yılında vatanî görevini yerine getirmek için Konya’dan ayrılır ancak yazıları seyrek de olsa Yeni Konya’nın sütunları arasında görülmeye devam eder. Ankara’da ve Van’dayken “Gurbet Mektupları” ve “Sınır Mektupları” adını taşıyan köşesinde hem Yeni Konya’da ve Öz Demokrat Konya’da yazmayı sürdürür. Askerden dönüşünde Öz Demokrat Konya’nın yazı işleri müdürü olur. Bu gazeteden 1960’ın Nisan ayında 27 Mayıs’tan hemen önce ayrılır.

Ali Rıdvan Bülbül, Öz Demokrat Konya’yı şehrin aydınlarının çevresinde toplandığı bir kültür gazetesi haline getirmiştir. Özellikle aydınların sanatla ilgili yazılarına ağırlık verir ve bu gazetede yalnızca Konya’da yaşayan şair ya da yazarlar değil ülke çapında tanınmış önemli isimlerin yazılarına da rastlarız. Gazete kendi kimliğini “Sanat Gazetesi” olarak ifade eder ve imzasız olarak verilen şu yazıda bu özelliğini şöyle ortaya koyar:

“Bizim gazetenin idarehanesi Konyalı sanatçıların toplanma merkezidir. Şu ramazan günlerinde evinde iftarı yapan birer ikişer

matbaaya gelir. Önce fıkralar anlatılır. Bazı sanat olayları tartışılır.(…)

Edebiyat öğretmeni ve şair Kemal Or şiirlerini çoğu zaman idarehanemizde daktilo eder, edebiyat öğretmeni ve folklorcu Cahit Öztelli, bütün İstanbul gazetelerini okumak istediğinde idarehanemize gelir. Çağrı dergisi burada düzenlenir. Burada paketleniyor(…)

Bizim idarehanenin arkasındaki alanda ananevi pirzola geceleri yapılır. Gecelerde ekseriya başka şehirlerden gelen sanatçılar, gazeteciler, ilim adamları, ozanlar hazır bulunur.(…)”90

Adından da anlaşılacağı üzere gazetenin siyasî bir imajı vardır, ancak bu imaj Bülbül’ün sanatçı ve sanatsever kimliğiyle geri plana itilmiştir. Buradaki yazılarında zaman zaman DP’nin politikalarını eleştirmekten geri kalmayan Bülbül, gazetenin 3 yıllık hayatı boyunca genellikle siyasî meselelerden uzak durmuş ve belki de bu sebepten Öz Demokrat Konya’yı “siyasî bir gazete”den çok bir “sanat gazetesi” haline getirmiştir.91

Bu gazeteden ayrıldıktan sonra kısa bir süre Konya’daki gazetelerde A.Rıdvan Bülbül adını göremeyiz. Ancak bu durum çok kısa sürer. Ve 27 Mayıs’ın ardından 4 Temmuz 1960 tarihinde sahibi olduğu Sabah gazetesini yayınlamaya başlar. Ancak Öz

Demokrat Konya’dan sonra Sabah oldukça sert bir çıkış olarak görülebilir. Sabah “ak devrimle gün ışığına çıkmış ” bir gazeteolarak ifade edilir. 26 Ağustos 1960 tarihinde

Zaman gazetesi Konya basın hayatına girer, CHP’nin bir yayın organı olan gazetenin yazı işleri müdürlüğü görevini de A. Rıdvan Bülbül üstlenir. Bu gazete de Sabah’la aynı çizgiden “ulusal evrimin bir ürünü” 92 olarak Konya’daki yerel basın hayatına girer. Bu süre içinde her iki gazetenin de yazı işleri müdürlüğünü yürüten Bülbül, Yassıada

90 “Sanat Geceleri”, Öz Demokrat Konya, S.448, 30 Mart 1959, s.2

91 Seyit Küçükbezirci, Öz Demokrat Konya için şöyle söyler: “Öz Demokrat Konya siyasî bir gazeteydi

ama Bülbül’ün sanatçı kişiliğinden dolayı bir sanat evi gibiydi. Günün her saatinde, özellikle Pazar günleri pek çok sanatçı Öz Demokrat Konya’da toplanırdı. Aradan 49 yıl geçmesine rağmen Öz

Demokrat Konya koleksiyonları incelendiği takdirde bugün bile Konya’da olmayan bir sanat ortamının yıllarca sürdürüldüğü görülecektir.” ( Seyit Küçükbezirci’yle 30 Ağustos 2007 tarihli görüşme.)

Mahkemeleri’yle ilgili yazılarını her iki gazetede birden yayınlamıştır. Bu iki gazetenin de 1961 yılına kadar geçirdiği altı aylık süre Yassıada Mahkemeleri ve çevresinde gelişen olaylar üzerinedir. Her iki gazetede de Bülbül, bizzat izlediği Yassıada Mahkemeleri’nin günlüğünü tutar. Bu doğal süreç atlatıldıktan sonra bu gazetelerden

Sabah yoluna devam ederken Zaman’ın yayın hayatına son verilir. Bundan sonraki dönemde Sabah’ın sanatsal yönü yine en belirgin özelliği olarak dikkati çeker. Konya ve ülke içinden birçok önemli ismin Sabah’ta yazıları yayınlanır.

1964 yılında Konya’daki dört gazete, Sabah, Yeni Konya, Yeni Meram, Şehir

Postası birleşme kararı alır. Amaç İstanbul gazetelerinin özelliğine sahip bir gazete çıkarmaktır. 1969 yılına kadar süren bu dönemde “birleşik gazete” Yeni Konya’nın yazı işleri müdürü de A.Rıdvan Bülbül’dür. Ancak bu birleşme beklendiği kadar başarılı olmamıştır ve birleşik gazete Yeni Konya 1969 yılında dağılır. Şehir Postası hariç diğer gazeteler yayın hayatına devam etmiştir. Sabah bir yıl daha çıkar ancak daha sonra Yeni

Meram’la anlaşmaya varan Bülbül, kendi gazetesini kapatır ve bu gazetede basın hayatına devam eder.

Muhabirliği, Bülbül’ün gazeteciliğe ilk başladığı günlerden itibaren bir tutku olarak sürdürmüştür. Bunun bir ispatı olarak 1968 Konya Olayları sırasında haber yetiştirmek üzere, tehlikeli olmasına rağmen olayların cereyan ettiği yere gitmesi gösterilebilir. O günü ve yaşadıklarını şöyle anlatır:

“O gün çok büyük bir deprem oldu. Hepimiz, Konya halkı sokaklara çıkmıştı. Bu sırada ben depremin de heyecanıyla ailemle beraber evimizin yakınında bir meydanda bulunuyordum. Deprem haberini gazeteye ulaştırmak için –gazeteyle ev arası pek uzak değildi- yolda giderken, beni tanıyanlar “Aman Yeni Konya gazetesine saldırdılar, seni de arıyorlar, dikkat et” dediler. Tabi, benim gazetecilik iç güdüm ve görev anlayışım ön plana çıktı. Haberi hem şehir içinde hem de şehir dışında ulaştırmam gereken yerler var. O zaman birçok İstanbul gazetesinin de bölge temsilcisiyim. Zelzele haberini de miting sonrası çıkan olayı da ulaştıracağım. Telefon edebileceğim bir yer arıyorum. PTT’ye gidemem, her yer kalabalık. Vakıf İşhanı vardı. Vakıf İşhanı’nda, bizim Gazeteciler Cemiyeti’nin

ilk bürosu oradaydı. Aklıma hemen orası geldi, anahtar da bendeydi. Arka taraftan gittim, yukarıya çıktım. Olay devam ediyor. Olayları pencereden izliyorum, tahribat sürüyordu. Arandığımı biliyorum, arkadaşlarla telefonla görüşüyorum, “Aman gelme” diyorlar. O sırada gazetede Erol İlday vardı, muhabir, gece muhabiriydi. Bizim en yukarıda klişehanemiz vardı. Klişehanede asit kullanılırdı. Koca bir cam bidon varmış. O bidon aklına gelmiş. Asit bidonunu merdivenden sallayıverince herkes kaçmış. O olmasaymış kan gövdeyi götürecekmiş. Bu arada benim ayrı odam vardı. Daktilolar, radyolar hepsini yerlere atıp, tahrip etmişler.

A.Rıdvan Bülbül 1969 yılında seçildiği Konya Gazeteciler Cemiyeti başkanlığını 23 yıl sürdürmüştür. Bülbül’ün imzasını taşıyan bu 23 yılda yine sanatsal faaliyetler öncelik sahibidir. Konya’ya dışardan tiyatro grupları davet edilmiş, Konyalının tiyatroyla daha sık karşılaşması sağlanmıştır.

1970’li yıllardan günümüze kadar Yeni Meram gazetesinde yazılarını yayınlamayı sürdürmüştür ve halen, Yeni Meram gazetesinde yazmaktadır.

Benzer Belgeler