• Sonuç bulunamadı

3. İHTİDA VE MÜHTEDİ: “BATIL DİNDEN DÖNDÜM MÜSLÜMAN

3.5. Toplum, Mühtedi ve “Ara Bölgeler”

3.5.2. Gayrimüslimlerin İhtidayı Engellemeye Yönelik Girişim ve

Yukarıda sorulan sorulara daha başkaları da eklenebilir. Ancak bu soruları cevaplamaya başlamadan önce başka bir konunun öncelikle ele alınması gerekir. Kişilerin ihtida etmesinin cemaatleri tarafından engellenmeye çalışıldığına yukarıda kısaca değinilmişti. Cemaatler bunu değişik şekillerde yapmaya çalışıyorlardı. Kilise bunu İslamla mücadele eden ve bu uğurda ölen kahramanlar yaratarak ya da mümkün olduğu kadar Müslümanlardan etkilenmeye sebep olacak kadı mahkemesi gibi etkileşim kanallarını tıkamaya çalışarak yapıyordu. Kilisenin çabalarının ne

331 ÖZCAN, Tahsin (2003). Fetvalar Işığında Osmanlı Esnafı, 114.

332 AKÖZ, Alâaddin (2000). “Konya’da İhtidâ Hareketleri ve Osmanlı Mahkemesi (1640–1750)”,

Uluslararası Kuruluşunun 700. Yıl Dönümünde Bütün Yönleriyle Osmanlı Devleti Kongresi 07– 09 Nisan 1999, 549. Şer’iyye sicillerine dayalı olarak yapılan bir çalışmanın bu çıkarımda bulunmuş

olması oldukça ilginçtir. Çünkü sadece makalede kullanılan ihtida vakalarına ve mühtedilerin ilişki ağlarına dikkatli bir şekilde bakılsaydı bu çıkarımda bulunulmazdı. Ayrıca “millet” kelimesinin kullanımına dikkat etmek gerekir.

kadar etkili olduğu tartışmaya açık bir konudur.333 Benzer bir engelleme girişimi Yahudi cemaatinin içinde de mevcuttu. Yahudi ileri gelenleri bir Yahudinin, zorunlu haller dışında kadı mahkemesine başvurmasını Yahudi yaşamına bir tehdit olarak algılar ve bunu engellemeye çalışırdı.334

Kilisenin ihtidayı önleme çabaları bir kenara, ihtida etmek teşebbüsünde bulunanların bir kısmına cemaatlerinin çeşitli şekillerde engel olmaya çalıştığı, hatta ihtida ettiği halde tekrar eski dinlerine döndürdüğü, haps ettirdiği veya kaçırdığı kayıtlara yansıyanlardan anlaşılmaktadır.335 İslamiyeti seçip Abdullah oğlu Mustafa ile “rızasıyla nikah olunan” Angeliya adlı kadının başına gelen bu türden bir olaydır. Divan-ı Hümayun kayıtlarına yansıyacak kadar ses getirmiş bu olayın gelişimi şu şekilde gerçekleşmiştir:336 Bosna’ya bağlı Kamangrad kazasından Angeliya adlı kadın İslamiyeti seçerek Müslüman olmuş ardından kendisinin de bir mühtedi olduğu anlaşılan Mustafa ile evlenmiştir. Kayıtta nikahla ilgili olarak, Angeliya’nın “rızasıyla” kıyıldığı dışında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Evliliğin gerçekleşmesinden bir süre sonra Angeliya’nın başta annesi, babası ve kardeşleri olmak üzere bir kısmının “eşkiya” olduğu belirtilen diğer akrabaları birleşerek Mustafa’yı “katl” etmiş ve kardeşlerine çeşitli işkencelerde bulunmuştur. Angeliya ise Boğdan adlı bir Gayrimsülime nikahlanmıştır. Bu nikahla birlikte Angeliya, akrabaları tarafından zorla “küfre” sokulmuştur. Bundan sonra yapılan soruşturmada Angeliya’nın ifadelerine başvurulmuş, o da sürecin başlangıcı ile ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştır: Ben “hüsn-i ihtiyarımla İslama gelüb mezbur Mustafa’ya nikah olunub bir aydan mütecaviz tasarrufunda iken validem Miliye ve karındaşlarım … ve zevcim olan Boğdan ve Ca’fer bin Abdullah nam kimesneler … zevcim Mustafa’yı katl etdirub …” diyerek kendisinin zorla Boğdan’la evlendirildiğini ifade etmiştir. Angeliya’nın bu ifadesinde en çok dikkati çeken hususlardan bir tanesi kocasının öldürülmesine yardımcı olanlar arasında Ca’fer bin Abdullah adlı bir

333 Bkz. MINKOV, Anton (2000). Conversion to Islam as Reflected in Kisve Bahası Petitions: An

Aspect of Ottoman Social life in the Balkans, 1670-1730, 112-121.

334 Bkz. ROZEN, Minna (1994). “Individual and Community in the Jewish Society of the Ottoman Empire: Salonica in the Sixteenth Century”, The Jews of the Ottoman Empire, 236-240.

335 Bu bağlamda Müslüman olmasın diye babası tarafından bağlanan bir gencin hikayesi için bkz. MUTAF, Abdülmecid (2003). “Balıkesir’de İskan Edilen Ermeni’lerin Yönetim ve Müslüman Halkla İlişkileri”, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi, 77.

kişinin olmasıdır. İslamiyeti, büyük bir ihtimalle sonradan seçmiş olan Ca’fer’in, katl olayına yardımcı olması olayın bir ihtida olayından öte boyutlara sahip olduğunun bir işareti mi sayılmalıdır? Bu sorunun cevabını vermek mümkün değildir ancak kesin olan Gayrimüslimlerin Müslüman olmuş bir akrabalarını eski dinine geri döndürme çabalarına Müslüman bir kişinin yardımcı olmuş olduğudur.337 Ca’fer’in bu hareketinin dışında, bölgedeki Müslüman cemaatinin ve görevlilerinin olaya anında müdahale etmemiş olması ayrıca kafa karıştırıcıdır.

Kayıtlara Angeliya’nın başına gelenlere benzer daha başka olaylar da yansımıştır. İstanbul’un hemen batısında, Çatalca’da, “din-i batılasından teberri” edip üç kızıyla birlikte ihtida eden Panayota, cemaati tarafından “kayıp” edilmiştir.338 Kurulan bir heyetin olayı soruşturduğunu ancak bundan bir netice alamadığını fermandan öğrenmek mümkündür. Cemaatin ileri gelenleri ile birlikte Panayota’nın en yakın akrabalarının korkutularak sorguya çekilmesine rağmen Panayota’nın akıbeti ile ilgili bir neticeye ulaşılamaması oldukça ilginçtir. Cemaat, büyük bir ihtimalle, işlenen suçu “anonim”leştirip cemaat içinde eritmeyi bu şekilde sonuçlarını hafifletmeyi umuyordu. Panayota’nın yaşadıklarının benzerini aşağıda aktarılacağı üzere Yahudi iken Müslüman olan Nergis adlı başka bir kadın da yaşayacaktır.339

İmparatorluğun doğu bölgelerinin birinde, Cizre’de, Angeliya’nın yaşadıklarını çağrıştıracak bir olay yaşanmıştır. Angeliya olayının kayıtlara yansımasından yaklaşık olarak çeyrek asır önce, Müslüman olmuş bir Yahudi kadını

337 Bazı Müslümanların rüşvet karşılığında bu tür işlere bulaştığı yapılan bir çalışma tarafından vurgulanmıştır; “Osmanlı İmparatorluğunda idareci ve ilmiye sınıfından kişilerin çeşitli nedenlerle rüşvet aldığı bilinmektedir. Bizim rastladığımız örnekte, din değiştirme olayı ile rüşvet birlikte gelişmiştir. Bu olayda, kadı nâibine rüşvet verilerek, Müslüman olan bir kadının Gayrimüslim olduğuna dair hüccet alınmıştır. Bu arada kadın, miras hakkını kaybeden Gayrimsülim akrabaları tarafından işkenceye tabi tutulmuş ve malları gasb edilmiştir.” ERİM, Neşe (1984). “Osmanlı İmparatorluğu’nda Kal’abendlik Cezası ve Suçların Sınıflandırılması Üzerine Bir Deneme”, Osmanlı

Araştırmaları, 86. Yalnız hemen vurgulanmalıdır ki kayıtta adı geçen Ca’fer’in herhangi bir resmi

görevinin olup olmadığı belirtilmemiştir. Diğer zanlılarla aynı kefeye konulmuş, Müslüman olduğuna dair özel bir dikkat çekilmemiştir.

338 BOA MD 5, s. 36, hkm. 86 (11 Ağustos 1565).

339 Peirce bu bağlamda ilginç bir örnek aktarmaktadır. Buna göre, Ayntab Ermenileri İslam dinine geçmiş bir Ermeni’nin eski dindaşlarınca öldürülmesinden yıllar sonra açılan soruşturmadan hemen sonra bir Ermeni’nin yapabileceği herhangi bir zarar ziyandan toplu olarak sorumlu olacaklarını ve buna kefil olacaklarını mahkemede belirtmişlerdir. Bkz. PEIRCE, Leslie (2005). Ahlak Oyunları

akrabaları tarafından zorla eski dinine döndürülmeye çalışılmıştır.340 Cizre’nin hemen güneydoğusunda Erbil’de Müslüman olmuş başka bir Yahudi kadınını zorla eski dinine geri döndürüp Harun adlı Yahudiyle evlendirmeye çalışan Yahudilerin soruşturulması isteği başka bir kayıttan anlaşılmaktadır.341 Yalnız bu kayıt benzerlerinden bazı açılardan farklılaşmaktadır. Yahşi kızı Nergis olarak kayıtlara adı geçmiş bu mühtediye kadın, ihtida ettikten sonra henüz Müslüman birisiyle evlendirilmediği/evlenmediği gibi “eski” cemaati ile yaşamaya devam etmiştir. Bu durum kayıtta şu şekilde anlatılmaktadır; “Nergis bint-i Yahşi nam Yahudiye hatun iken Müslüman olub nice gün cemaatleri içinde ayin-i İslam üzere olurken …” denilerek onun ihtida ettikten sonra da “eski” dindaşlarıyla beraber yaşamaya devam ettiği anlatılmak istenmiştir.342

Gayrimsülimlerin ihtidaları engelleme girişimlerinin, verilen örneklerin yol göstericiliğinde ifade edilecek olursa, öncelikli olarak kadınları etkilemiş olduğu görülmektedir. Kadınlar, kendilerine yönelen bu saldırılar karşısında daha savunmasız durmaktadırlar. Erkekler ise ihtida etmek konusunda daha rahat hareket edebiliyorlardı. Eski dindaşları tarafından onlara yönelebilecek en önemli baskı, hemen aşağıda görüleceği üzere, yaşadıkları mahallelerden kovulmalarına yönelik girişimlerdi. Bu örnekler, kadınlar (ve erkekler) açısından ihtida sürecinin zor koşullar altında gerçekleştiğini ima ediyor olmakla birlikte bunun her zaman böyle olduğunu iddia etmek bir yanılgı olacaktır. Şiddeti de içeren bu engelleme girişimlerinin yaygınlık derecesini kestirebilmek imkansız olmakla birlikte burada

340 BOA MD 12, s. 298, hkm. 612 (14 Mart 1571). Kayıtlara buna benzer daha başka örnekler de yansımıştır. İstanbul’un hemen yakınındaki Bergos’ta Gayrimüslim birkaç kişi mahkemeyi basarak mahkemenin huzurunda ihtida eden bir kişiyi kaçırmışlardır. Bkz. BOA MD 12, s. 145, hkm. 323 (17 Mayıs 1571).

341 Bkz. BOA MD 19, s. 207, hkm. 427 (18 Temmuz 1572). Panayota ile Nergis’in durumları arasında varolan benzerliğe yukarıda dikkat çekilmişti. Yalnız Nergis’in olayında fiili işleyen Cuma adlı birisi olup diğer Yahudiler tarafından yardım görmüştür.

342 İhtida etmiş, üstelik evlenmemiş bir kadının eski dindaşları arasında neden ikamet etmeye devam ettiği ya da bu durumdaki kadınların kimin aracılığıyla nasıl ihtida ettiği sorularına cevap geliştirmek oldukça zor ama buna benzer kayıtlara imparatorluğun daha farklı coğrafyalarında da rastlamak mümkündür. İhtida ettiği için akrabaları tarafından haps edilen, ardından kendisine güvende olmasını sağlayacak yeni bir ev alması için 40 kuruş ihsanda bulunulan bir kadın için bkz. MINKOV, Anton (2000). Conversion to Islam as Reflected in Kisve Bahası Petitions: An Aspect of Ottoman Social

life in the Balkans, 1670-1730, 262. İhtida eden bu kadınlar belki de çevrelerinden ayrılacak fırsatı

temel olarak ifade edilmek istenen cemaatlerin ihtida olgusuna olumlu yaklaşmadığıdır.