• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

4.2. Masal Metinleri

4.2.2. Yidi Gardaş

Memleketin birinde, bi babaynan yidi oğlu birlikte yaşallarmış yirin altında. Bi gün baba hastalanmış, yataklara düşmüş. Evlâtlarını başına toplamış, dimiş ki:

"Oğlanlarım, bu yaşadığımız memleket iyi deği. Burda canavarlar, eşkıyalar, devler var. Ben sizi bu mağrada böyüttüm. Gayrı ayağınız yol, eliniz zopa tutar. Buralarda durmayın."

Baba ölünce çocuklar babalarının lafını diğneyip yola düşmüşler. Az gitmişler, uz gitmişler bi de bakmışlar ki arpa boyu yol gitmişler. Bi tarlanın başına gelmişler. Tarla bi boydan bi boya arpa ekili. Biçim zamanı gelmiş de geçiyor. Böyük gardaş dimiş ki: "Gelin bu tarlayı biçelim. Sahibi gelirse belki bize yimek virir iş gördük diy." Her biri ucundan tutup arpayı biçmişler. Çok yorulmuşlar. Oturup dinlenirken kendilerine gelen bir şey görmüşler. Uçuyor mu, koşuyor mu belli değil. Gele gele yidi gardaşın yanına gelmiş. Bu gelen bir devmiş.

"Evet."dimişler.

"Öyleyse buyrun evime gidelim. Misafirim olun, aç karnınızı doyuruyum." dimiş dev. Yedi gardaş düşmüşler devin peşine. Gelvelakin dev onları küçük bir tarlaya getirmiş.

"Burayı da biçin. O vakte gadar da yimek hazır olur, gider yiriz."dimiş. İşe başlamadan önce sormuş:

"Aranızda okuma-yazma bilen var mı?"

"En küçüğümüz Musacık okuma-yazma bilir."dimişler. "Hayır, ben bilmem."dimiş çocuk.

"Önemli deği. Sağa bir kâğıt viriyim de yingene götür, bize yimek hazırlasın." dimiş dev.

Musacık kağıdı almış, düşmüş yola. Giderken içindekileri merak itmiş, açıp okumuş. Okuyunca: "Vay hınzır dev, beni öldürüp kavurma yaptırıp gardaşlarıma yidirmek istiyor. Gösteririm ben sana."dimiş. Çarçabuk o kâğıdı yırtmış. Başka bir kağıda kara kuzuyu kes, kavurma yap, gönder, yazmış. Kâğıdı gadına virmiş. Devin garısı gara guzuyu kesmiş, gavurma yapıp Musacık’nan göndermiş. Dev Musacık’ı görünce çok şaşırmış tabii. Günlerdir aç olan gardaşlar bir çırpıda yimiş kavurmayı. Kuzusu giden devin içi içini yiyormuş. İş bitince:

"Bana çok yardım ittiniz. Sizi ağırlamadan bırakmam. Eve gelip, yimek yimişler. Uyku vakti gelince dev gine bir oyun hazırlamış. Yidi gızı olan dev, odada sağ yanına gızlarını, sol yanına da gardaşları yatırmış. Onların uyuduğunu sanınca da garısına: "Bunlar deliksiz uykuya dalınca üzerlerine çıkar öldürürüz, sonra da afıyetnen yiriz."dimiş. Musacık gine duymuş devin didiklerini. Devler uyuyunca gardaşlarını uyandırmış. "Abilerim bu dev bize tuzak kurdu. Hemen kaçalım."dimiş. Ama hiçbiri kalkamamışlar yorgunluktan. Bakmışlar olmuyor, gızlarla yir değiştirmişler. Gızları kendi yattıkları yire yatırmışlar. Gice yarısı uyanmış dev. Yidi gardaşa bakmış, deliksiz uyuyollar. Garısını uyandırmış. İkisi yidi gardaşın yattığını

sandıkları döşekleri bi güzel çinnemişler, depinmişler. Sonra da zabah gavaltısında yiriz diy uyumuşlar. Zabah Musacık uyanınca:

"Kalkın! Dev gızlarını öldürdü. Bizi sağ komaz. İyisi mi siz gaçın." "Sen gelmeycen mi?"

"Benim devle işim bitmedi. İşim bitince size yitişirim." dimiş Musacık. Gardaşlar kaçıp gitmiş. Devin evinin önünde büyülü bir mağara varmış. Dev oraya giremezimiş. Musacık oraya saklanmış. Dev uyanınca hemen yiyecekmiş ki ne görsün! Yidi gızının ölüsü yataklarının içinde. Dövünmüş:

"Aman Musacık, zaman Musacık.. Kara kuzudan ittin beni

Yidi kızımdan ittin beni

Elime geçirisem yirim seni." dimeye başlamış. Musacık olduğu mağaradan: "Sonunu bekle babacım, sonunu bekle babacım."dimiş. Tabii dev anlamış Musa'nın mağarada olduğunu. Ora giremediği için de gahrından dolanıp durmuş. Akşam olup dev uyuyunca Musacık karanlıktan korkan devin çırasını çalmış. Uyanınca çırasının gittiğini gören dev, deliye dönmüş. Bir ara gine mağaradan çıkıp, devin tüm kuzularını da çalmış Musacık. Etlerini de gavurma yapıp yapıp yimiş. Dev kuzularının da gittiğini görünce:

"Gara güzümü yidin Musacık, Yidi gızımı öldürdün Musacık, Çıramı çaldın Musacık,

Aradan vakit geçmiş. Devin bir kızı daha olmuş. Dev karısına: "Aman bunu iyi koru. Musacık bunu da elimizden alamasın." dimiş.

Musacık da mağarada bekleye bekleye osanmış. Dev tüm gün mağaranın etrafında dolanır dururmuş. Devin orda olmadığı bir vakti bulup bu kez de kümesine girmiş devin Musacık. Kazlarını kesip çuvala koymuş. Ama kazlar o kadar çok ses çıkarmışlar ki dev duymuş. "Bak hele hanım kümeste ne oluyor?"dimiş. Garısı dışarı çıkmış. Parnağını kümesten içeri uzatmasıynan Musacık ısırıvırmış parnağını.

"Gazlar senin başını yisin. Parmağımı koparacaktı az daha. Korkma, Musacık senin gazlara yaklaşamaz." dimiş. Dev sabah uyanınca bi de ne görsün? Tek sağlam gaz yok. Başlamış söylenmeye:

“Yidi kızdan ittin beni, Kara kuzudan ittin beni, Besili gazdan ittin beni, Elime geçersen yirim seni.”

Gine vakit geçmiş. Musacık sıkılmış mağarada. Mağaradan çıkıp dağa doğru yürümüş. Dağda bir çobannan karşılaşmış. Çobandan bir keçi istemiş. "Burda bir dev var. Onun evinden altın maşrapayı getir viriyim." dimiş çoban. Amma Musacık bu. Çobanı ikna idip keçiyi almış. Maşrapayı getireceğine de söz virmiş. Hemen mağraya gitmiş. Keçinin derisini yüzüp her kılına bi zil bağlamış. Mağradan çıkmış, bir at bulmuş, güzel de bir fistan bulmuş. Fistanı giyip ata binip devin evine gelmiş. Gapıyı devin karısı açmış: "Ben sizin hünkârmızım." dimiş garısına. Gadın inanıp almış içeri Musacığı. Devin garısı mutfağa iş yapmaya gidince Musacık yanında getirdiği çivileri minderin altına çizmiş. Biraz sona dev gelmiş. O da hünkârları olduğunu sanıp hürmet itmiş. Elini öpecekken iteleyivirmiş minderin üstüne. Oturur oturmaz acı acı bağırmış dev. Anlamış bu işin Musacıktan çıktığını ya Musacık mağranın yolunu tutmuş bile.

Bikaç gün sonra bu sefer de keçi derisinden postu giymiş Musacık. Gelmiş devin gapısına.

"Kim o?" diy sorunca dev:

"Azrail! Canını almaya geldim. Aç kapıyı." dimiş Musa. Dev hasta halıynan gapıya gelmiş. Devin geldiğini görünce Musacık postu sağa sola sallamaya başlamış. Zillerin sesinden de iyicene korkan dev gapının eşşiğine düşüp ölmüş.

Musacık devin bütün, ne kadar malı varsa almış. Gardaşlarını da bulmuş, mutlu mesut yaşamışlar.

Zeynep CAN

Benzer Belgeler