• Sonuç bulunamadı

2.5 Anne-Baba Tutumları ve Çocuk Yetiştirme İlkeleri

2.5.9 Güven verici, destekleyici ve hoşgörülü anne baba tutumu

Bu tutumda anne-babalar çocuklarına karşı hoşgörü sahibidirler, onları desteklerler ve bazı kısıtlamalar dışında isteklerini diledikleri biçimde gerçekleştirmelerine izin verirler. Evde kabul edilen ve edilmeyen davranışların sınırlan belli olup, çocuk bu sınırlar içinde özgürdür. Söz hakkı vardır, sevgi ve destek görür. Böyle bir ortamda yetişen çocuklar, gelecekte girişim yeteneğine sahip, özgüven düzeyi yüksek, kendi kendine kararlar alıp sorumluluk taşıyabilen ve bağımsız davranabilen bir yetişkin olma şansına sahiptirler. Aile içi etkinlikler ve her türlü etkileşim doğrudan bilinçaltına seslenir. Bu sesleniş kesintisiz ve süreklidir. Çocuklarım önemle dinleyip, onlarla konuşan, dertleşen, anlaşan, işbirliği ve iş bölümü yapan aileler güven verici, destekleyici ve hoşgörülü bir tutum sergilerler (Doğan, 1990).

Sıralanan çok sayıdaki ebeveyn tutumlarının ortaya çıkması, ebeveynlerin sahip oldukları özelliklerden kaynaklanmaktadır. Ebeveyn tutumlarını etkileyen en önemli faktörlerden biri, içinde bulunulan kültüre ait özelliklerdir (Gonzalez, Greenwood & WenHsu 2001). Bununla birlikte anne babaların beklentilerine uygun çocuğa sahip olup olmamaları, çocuklarının sayısı, cinsiyeti, çocuğun özellikleri, anne babanın çocukluklarında kendi anne babalarıyla olan deneyimleri ebeveyn tutumları etkilemektedir (Yavuzer, 1990). Ebeveyn tutumlarını ve ebeveynin çocuk yetiştirme uygulamalarını etkileyebilen diğer faktörler arasında; ebeveynin eğitim düzeyi, yaşı, içinde bulunduğu sosyo- ekonomik ve sosyo-kültürel koşullar, anne babaların ebeveynliğe duygusal, zihinsel ve sosyal açılardan hazır olup olmaması, ebeveyn, olmadan önceki dönemde eşler arası ilişkilerin kalitesi, doğum sonrasında ebeveynlik rollerinde eşlerin birbirini destekleyip desteklememeleri, ebeveynlik konusunda zihinlerinde daha önceden oluşmuş şemalar ve evlilik ilişkilerindeki tatmin düzeyleri sayılabilmektedir (Yıldız, 2004).

Yörükoğlu (1987) çocuk yetiştirme tutumlarını ―disiplin‖ açısından ele almıştır. Yörükoğlu‘na göre disiplin geniş anlamıyla öğretici düzenli ve yetkinlik kazandırıcı davranış demektir. Disiplin yönünden ele alınan tutumlar aşağıdaki gibidir:

Sıkı Tutum: Anne-baba çocuğunu kendi belirlediği bir kalıba göre yoğurma amacındadır. Çocuk sürekli kontrol altında tutulmaktadır. Eğitimde ceza ön plandadır. Çocuğa tanınan haklar alt düzeydedir.

Gevşek Tutum: Bu tutumda disiplin yok denecek kadar azdır. Çocuğun en olumsuz davranışları bile aşın hoşgörü ile karşılanır. Çocuk davranışlarında sınırsızdır.

Tutarsız Tutum: Tutarsız tutumda ise, disiplin var olmakla beraber ne zaman ve nerede uygulanacağı belirsizdir. Anne-babanın tutumu tutarlılık göstermemekte ve aşın hoşgörü ile sert cezalandırma arasında belirsizliktedir.

Anne-babası tarafından sevilmeyen bir çocuk, kendini olumlu bir açıdan göremez. Sevilmeyen çocuk, başkalarına karşı devamlı kendini koruma zorunluluğu duyarak, sağlam ilişkiler kuramaz. Kendini dışlanmış olarak görür ve güvensizlik duygusu geliştirir (Yavuzer, 1993).

Sevgi gösterimini anne-baba tutumlan açısından iki aşırı uçta ele alacak olursak, birinci grupta sevgilerini çok aşırı ve abartılmış bir biçimde açığa vuran anne- babalar; ikinci grupta ise çocuğun ruhsal gereksinimlerini çok yetersiz olarak karşılayan, yaklaşımlarında sıcaklıktan yoksun ve verici olmayan anne-babalar bulunur (Yörükoğlu, 1987).

Sevgi gösterimindeki aşın uçlardan biri olan, aşın koruyucu anne-baba tutumu, çocuğu gerektiğinden fazla denetlemeyi ve ona özen göstermeyi içermektedir (Yavuzer, 1987). Daha çok anne-çocuk ilişkisinde görülen aşın koruyuculuğun temelinde annenin duygusal yalnızlığı yatmaktadır. Çocuğa aşın düşkünlük ve aşın koruma davranışı da çocuğa kendi gücünü geliştirme ve kendini savunma yeteneğini sağlamlaştırma fırsatını vermemektedir. Anne-babanın çocuğa gereğinden fazla kontrol ve özen göstermesi, çocukta diğer kimselere aşın bağımlılık, güvensizlik ve hayal kırıklıklarına, zaman zaman toplum dışı ve isyankar davranışlara neden olabilir. Çocukluk yıllarından başlayan bu özellikler, bireylerin gelecekte de bağımlı bir kişi olmasına yol açar (Yavuzer, 1991). Sinirlilik, huzursuzluk, dikkatsizlik gibi özellikler aşırı korunan çocuklarda belirgin olmaktadır. Bu çocuklar olgunlaşmamış görünürler. Duygusal kontrolleri yoktur ve sorumluluk almayı kabul etmezler. İleride

kendine güveni olmayan, aşırı bağımlı, karasız, sorumluluk almaktan kaçan, çekingen bir kişilik yapısı geliştirmektedirler (Oktay, 1986).

Disiplin bakımından aşın tutumlar gevşek, tutarsız ve sıkı disiplin olarak incelenebilir. Gevşek disiplinde, çocuğun olumsuz davranışlan bile hoşgörü ile karşılanır. Bu tutum sonucunda çocuğun duygu, istek ve dürtülerini denetleyebilme yeteneği olumsuz etkilenerek, agresif artmasına neden olur (Ekşi, 1990).

Baskı-disipline dayalı anne-baba tutumunda, çocuk denetim altmda tutularak, kurallara sıkı sıkıya uyması beklenir, hata ve yaramazlıklara izin verilmez (Yörükoğlu, 1987). Bu tutum çocuğun kendine olan saygı ve güvenini azaltarak, mutsuzluğa ve içe kapanıklılığa neden olur (Ekşi, 1990). Diğer yandan fiziksel ceza, çocuğun anne-babasına karşı korku, öfke, kızgınlık, düşmanlık duyguları beslemesine neden olmaktadır. Kısacası, dayak çocuğun anne-babasına karşı öfke, korku ya da kızgınlık duymasına, saldırganlaşıp sorunlarım şiddet yoluyla çözümlemesine, zayıf vicdan ve ahlak gelişimine yol açar (Yavuzer, 1993). Türkiye‘deki gözlem ve araştırmalar sonucunda, özellikle geleneksel aile düzeninde fiziksel cezaya sıkça başvurulduğu belirlenmiştir. Çocukla konuşarak onu ikna etmek, konuşup-tartışabilmek, çocuğa doğruyu yanlışı göstermek çok az anne-babanın gösterdiği bir tutumdur (Kağıtçıbaşı, 1989).

Sonuç olarak ebeveyn tutumlarının en belirgin iki özelliği, ―duygusal ilişki boyutu‖ ile ―denetim boyutu‖dur. Duygusal ilişki boyutu incelendiğinde, bu boyutun çocuğu merkeze alan kabul edici tutumdan, reddedici tutuma kadar uzanan bir yelpaze içinde farklılaştığı görülür. Aynı şekilde ―denetim boyutu‖ da kısıtlayıcı tutumdan hoşgörülü tutuma kadar geniş bir alanı kapsar (Yavuzer, 2005).

2.6 Ebeveynlerin Psikolojik Uyumu ve Ebeveyn Tutumları ile İlkokul