• Sonuç bulunamadı

Günümüzde yayg n olan üç da bitkisi türünün 2100 y itibar yla iklim

Not: Rumex nivalis, Cystopteris montana ve Ranunculus montanus. Tahminler, hafif bir iklim de ikli i senaryosu (2100 y itibar yla 3 °C’lik küresel nma ve Avrupa’da 3.3 °C’lik

Örne in, Cystopteris montana, 2100 y itibar yla bugünkü lokasyonlar n %20– 30’unda yok olacakt r (Harita 3.4). klim de ikli inin Avrupa’n n da k bölgelerinde yer alan türlerin kompozisyonu üzerindeki etkilerinin tahmin edilmesine ili kin çe itli belirsizlikler bulunmaktad r. lk olarak, iklim tahminlerinin do rulu u, küçük ölçekli bitki topluluklar n simüle edilmesiyle s rl r. kinci olarak, da bitki türleri, simülasyon modellerinde az bir miktarda temsil edilmektedirler. Üçüncü olarak, uygun büyüme ko ullar n geli mesi, iklimden daha fazla ko ula ba oldu undan ve on y llar alabilece inden, pek çok a aç türünün göç etme oranlar tahmin edildi i kadar fazla olmayabilecektir. Bu durum, türlerin nesillerinin tükenmesiyle ilgili tahminleri s rland rabilir. Son olarak, da bitki türlerinin adaptasyon kapasitesi, genellikle çok aç k de ildir ve gelecekte de ebilir (ayr ca, bkz. Bölüm 5).

3.3 Türkiye’nin Durumu

Ülkemizde son y llarda ya anan kurakl k, ister istemez iklim de ikli i ve küresel nma tart malar akl za getiriyor. Oysa, henüz ikisi aras nda bilimsel aç dan bir neden sonuç ili kisi kuracak durumda de iliz. Konu üzerinde yeterli ara rma yap lm ve gerekli veriler toplanm de il. klim de ikli inin zaman içinde ortaya kacak etkilerine haz rl kl olmak ve gerekli önlemler alabilmek için ilk etapta bir bilimsel ara rma seferberli i ba latmak gerekecektir. (Avrupa Çevre Ajans , 2005) Bunun neden gerekli oldu unu aç klayabilmek için çok karma k bir konu olan iklim de ikli i ve küresel nma ile ilgili baz noktalara de inmemiz gerekiyor.

1. Atmosferde do al olarak bulunan ve dünyam n a so umas engelleyen sera gazlar n sal özellikle karbon dioksit, metan ve nitrojen oksit sanayi devriminden bu yana insan faaliyetleri sonucu art göstermi tir. Do al geri emme süreçleri zorlanm ve atmosferdeki sera gaz konsantrasyonlar sürekli olarak yükselmi ; sonuç olarak da küresel nma dedi imiz dünyam n yüzeyinde ortalama s cakl n giderek artmas olu umu ya anmaya ba lanm r.

2. ABD petrol ve otomobil lobilerinin büyük çabalar sonucu, y llarca konuya üphe ile bak lm , böyle bir olu umun sadece bir varsay m oldu u iddialar öne sürülmü tür.

3. Çe itli ülkelerden 2500 bilim adam n katk da bulundu u Hükümetleraras klim De ikli i Paneli’nin (IPCC) ara rmalar sonucu, 1995 y ndan bu yana iklim de ikli i ve küresel nman n inkar edilemez gerçekler oldu u kabul edilmi tir.

4. IPCC’nin 2000 y bitiminde aç klanan en son raporu, nman n önceleri san ld ndan daha h zl ilerledi ini ve bu yüzy l içinde yüzeysel n ortalama 6. C derece artabilece ini öne sürmü tür. Bilim adamlar art k ara rmalar olu turduklar çe itli iklimsel senaryolar n bölgesel ve yöresel etkileri üzerine odaklam lard r. Genel kan man ve ya bölgelerin daha fazla ya alaca ve yükselmesinin tar m ürünlerinde rekolte art gibi yararlar n olabilece i yönündedir. Ancak, ta nlar ve f rt nalar gibi do al afetlerdeki art lar da i in olumsuz yönü olabilecektir.Ülkemizin yer ald Akdeniz ve Orta Do u bölgesinde aksine bir geli im, yani kurakl k art ve tar msal verimde dü öngörülmektedir. Ancak bu kabaca çizilmi bir çerçevedir. Etkiler yöreden yöreye, hatta bitkiden bitkiye de iklik gösterebilecektir. Mesela, birçok bitki havada karbon dioksit yo unlu u yükselince daha az suyla ya ayabilmekte ve geli ebilmektedir. IPCC raporunda bu duruma örnek olarak baz me e türleri verilmekte, kurakl k ko ullar na uyum yapmakta bu a açlar n ne kadar becerikli olduklar belirtilmektedir.

5. Bölgemizde zaten su k tl , kurakl k ve toprak erozyonu sorunlar n ciddi boyutlarda olmas nedeni ile, küresel nman n zararl etkilerini en önce ve en iddetli biçimde ya ayabilece ine dikkat çekilmektedir. Bu zararlar n da en kurak de il, yar kurak yörelerin mera ve tar m arazilerinde en çok etkili olaca tahmin edilmektedir.

6. 1992 Rio Dünya Zirvesi’nden sonra bir uluslararas klim De ikli i Sözle mesi imzaland . Daha sonra bu sözle me, 1997 Kyoto Protokol’ü ile güçlendirildi. Bu protokol ile sera gaz emisyonlar n zaman içinde kalk nm ülkeler taraf ndan ortalama yüzde 5 oran nda indirgenmesi ko ulu getirildi. Geçti imiz y l sonunda, Kyoto’nun uygulama ilke ve yöntemlerini belirlemek için Lahey’de yap lan toplant tam bir fiyasko ile sonuçland , hiçbir karar alamadan da ld . Sera gaz sal mlar n en büyük sorumlusu olan ABD, Avustralya, Kanada ve Japonya gibi baz ülkelerle i birli i içinde emisyon indirimlerini asgari seviyeye çekmenin sava verdi. (Birle mi Milletler, 1992)

7. Dünyam n zaten giderek büyüyen bir sorunu olan su k tl n, küresel nma sonucu vahim boyutlara varaca dü ünen uzmanlar var. ngiliz hükumetinin geçti imiz günlerde yay nlanan bir raporu bugün toplam küresel nüfusun 1.7 milyar su k tl çekerken, bu rakam n 2025 y nda 5 milyar

sand z gibi su zengini de olmayan ülkemizin ileriye yönelik önlemler almada gecikmesi, k tl k, açl k ve sosyal patlamalara yol açabilir. (Communities and Local Government ,2006)

4 KL M DE KL NE UYUMLANMA

4.1 Uyumlanma ihtiyac

Toplum, sera gazlar emisyonlar önümüzdeki on y llarda büyük oranda azaltsa bile, iklim sisteminin gelecek yüzy llarda de meye devam etmesi beklenmektedir. nsanlar n sebep oldu u iklim de ikli i, çevre, insan sa ve toplumun çe itli kesimleri üzerinde önemli etkiler do urmu tur ve bu etkilerin devam etmesi beklenmektedir. Bu sebeple, toplumun hafifletici tedbirler almas na ek olarak, iklim de ikli inin kaç lmaz boyuttaki baz sonuçlar na haz rl kl olmas ve bunlara uyum göstermesi gerekmektedir.

Çevre, toplum ve ekonomilerin ciddi boyutta zarar görmesini önlemek veya zarar rland rmak ve de en iklim ko ullar nda bile sürdürülebilir kalk nmay sa lamak ve etkilenen sistemler için Avrupa, ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde uyum stratejilerinin geli tirilmesi gerekmektedir.

Uyumlanma için, iklim de ikli inden etkilenen veya etkilenecek olan her türlü politik, i veya hizmet çevresinden taraflar n kat gerekmektedir. Taraflar n kat m sürecinin uyum stratejileri ve müteakip eylemlerin uygulanmas n masrafl oldu u ve herhangi bir eylemde bulunmaman n daha ucuz bir alternatif oldu u

eklindeki yanl kan larla mücadele etmesi gerekmektedir.

klim de ikli ine uyumlanman n neden gerekli oldu u ve neden mümkün olan en sa sürede planlamaya ba lanmas gerekti ine ili kin be temel sebep bulunmaktad r:

(i) Önceden al nan ve tedbir mahiyeti bulunan uyum önlemleri, zorunda kal nan ve son dakikada kararla lan, acil durum kar nda uygulanan uyum stratejilerine göre çok daha verimli olup daha az masrafl r.

(ii) iklim de ikli i günümüzde yap lan tahminlere göre daha h zl ve daha belirgin olabilir. Bu konuda yeterince adapte olamama riski ve ani geli en beklenmedik olaylar n gerçekle me olas bulunmaktad r.

(iii) klim de kenli ine ve a iklimsel olaylara en iyi ekilde uyum sa lanmas yoluyla k sa sürede faydalar sa lanabilir.

(iv) Yetersiz düzeyde uyumlanma ile sonuçlanan politik uygulamalar n ortadan kald lmas yoluyla k sa sürede faydalar sa lanabilir. Uyumlanmaya yönelik yönetimin önemli bir unsuru da, gelecekteki uyumlanma seçeneklerinin verimlili ini

rland ran veya azaltan kararlar n uygulanmas n önlenmesidir.

(v) klim de ikli i, tehditlerin yan nda bir tak m f rsatlar da getirmektedir. klim de ikli i, gelecekte bir tak m faydalar da getirebilir, bu f rsatlar uygun uyumlanma ve bilinç sayesinde gerçe e dönü türülebilir veya art labilir. Bununla birlikte, iklim de ikli inin h artt kça bu tür faydalar n fark na varmak veya do uraca sonuçlara adapte olmak daha da güçle ecektir.

4.2 Bir uyum stratejisinin geli tirilmesi

Bir iklim uyum stratejisi, belirli bir riski kar lamak üzere seçilen önlemler ve seçenekler kombinasyonunu temsil etmektedir. Etkin bir strateji olu turmak için çok say da tekrarlanan i lem gerekmektedir.

• iklime duyarl sistem bile enlerinin tan mlanmas ; • risk de erlendirmesinin yap lmas ;

• uyumlanma için olas seçeneklerin tan mlanmas ;

• uyumlanma sa lay önlemlerin kararla lmas ve uygulanmas ;

• uygulanan önlemlerin sürekli izlenmesi, de erlendirilmesi ve iyile tirilmesi.

Bir uyum stratejisinin genel faydalar a dakileri içermektedir (Klein and Tol, 1997):

• altyap tasar mlar ve uzun vadeli yat mlar n sa laml n art lmas ;

• orta vadeli ayarlamalar yap lmas sa layarak (faaliyetler ve lokasyonlardaki de iklikler dahil) ve ekonomik ömürleri azaltarak (amortisman dahil) zarara u rama olas yüksek olan sistemlerin esneklili inin art lmas ; zarara u rama olas olan do a sistemlerinin uyum yetene inin art lmas ;

• klime kar hassasiyeti art ran e ilimlerin tersine çevrilmesi; • toplumsal bilincin ve haz rl kl olma durumunun art lmas .

Bir uyum stratejisinin ba ar , a da belirtilen bir tak m faktörlerin kombinasyonuna ba olacakt r:

• karar al lar n bir dizi iklim ve iklim d senaryolar çerçevesindeki kriterlerinin yerine getirilmesi yetene i de dahil olmak üzere al nan önlemlerin esnekli i veya verimlili i;

• bunlar n maliyetleri üzerinde fayda sa lama potansiyeli; ilgili sektörlerdeki di er ki iler taraf ndan al nan önlemlerle uyumlu veya onlar tamamlay nitelikte olup olmad klar ;

• kolay uygulanabilir olup olmad klar .

Benzer Belgeler