• Sonuç bulunamadı

KARŞIT-ESTETİK BAĞLAMINDA ÖNE ÇIKAN SANATÇI TAVIRLAR

3.1. Günümüz Sanatında “Şiddet ve İroni” Bağlamında Bazı Yapıtların Şizofrenik Açıdan Analiz

3.1.10. RON MUECK

1958 Avustralya doğumlu olup İngiltere’de yaşayan Ron Mueck, oyuncak imalatçısı ailesinin yanında bir kukla ustası olarak yetiştikten sonra, özel efektler hazırlamak üzere televizyonlarda çalışmış, daha sonra reklam modelciliği adı altında kendi firmasını kurmuştur. Onca emek harcanarak istek doğrultusunda yapılan modellerin tek bir açıdan fotoğraf karelerine sıkıştırılmaları Mueck’i sanata yönlendiren önemli nedenlerden biri olmuştur. Fotoğrafların heykelin bütününü bozmasından rahatsız olan sanatçı, 90’ların başında hala reklam modelciliği ile uğraşmaktayken, gerçeğe en yakını elde etmek amacıyla latexten daha sert bir malzeme arayışına girmiş ve fiberglas resin ile cevabı yakalamıştır. Bu malzemenin hayatına girişi, yapılmış ve yapılacak olan bir sürü heykel anlamına gelmektedir artık.

Mueck’in uluslar arası tanınır duruma gelişi, çıplak, yarım ölçekli, ölmüş babasının balmumu heykelini yapmasıyla başlar. “Dead Man” (Ölü Adam-Ölü Babam) adlı heykeli 1997’de Londra Royal Akademi’de “Sensation” adlı sergide izleyiciye sunulur. Aynı heykel daha sonraları “Young British Artists” içeriği ile Saatchi Koleksiyonuna eklenir. Bu aşamadan sonra Charls Saatchi, Mueck’i destekler hale gelir ve Mueck mermer ve bronz niyetine kullandığı silikon, fiberglas ve resin ile gerçekle düşü çakıştıran heykellerini yaratmaya başlar.

(Resim 67) (Resim 68) Ron Mueck Ron Mueck

“Ölü Adam/Ölü Babam” “Ölü Adam/Ölü Babam” Heykel, 1997 Heykel, 1997

Heykellerdeki büyü detaylardaki inceliklerden, ölçeklerdeki çarpıcı değişikliklerden geçerken korkutucu güzellik yaratmakta, canlanıp bir şeyler söylemesini bekletir duruma getirmektedir.

2002’de kendi yüzünü çalıştığı heykel, Mueck için önemli bir yer tutmaktadır. Sanatçı çalışması için yapacağı işe inanması gerektiğini ve maskeyi çalışırken bunu yakalayabildiğini anlatır. “Yakaladığımı bir izleyici yorumuyla aktarmak istiyorum: Sadece ağzın içine doğru eğilin; dişleri, tükürüğü, hatta bir miktar akan salyayı keşfettiğinizde, karşınızdakinin horladığını duyacaksınız.” diye belirtir.

Mueck, gözün normal büyüklükteki her şeye alışkanlıkla baktığını, dikkati detaylara çekmek için ölçekle oynadığını vurguluyor. Eserlerinde yarattığı bu yaşayan, ama nefes alamayan gerçeklik ince detaylardaki çeşitlilikte saklanıyor ve izleyicide fiziksel, duygusal bir çöküntü yaratıyor.

National Gallery’de Associated Artist olarak çalıştığı sırada, “Big Boy” adlı devasa boyuttaki heykelini yapmaya başlayan sanatçı, genelde çektiği fotoğraflardan, gördüğü resimlerden esinlenirken, “Big Boy”da yepyeni bir başlangıçla, katıldığı bir çizim atelyesinde çizimini yaptığı gençle çalışmaya başlıyor. Gençten duruş için yararlanacak olan Mueck, uzun süreli çalışmalardan sonra istediği anı yakalayamayacağını düşünüyor. Portre duruşları yapmaya alışık gencin her pozu doğalın oldukça dışında kalıyor sanatçı için. Bir köşede, açıklanacak kararı bekleyen çocuğun o anki umutsuz hali, “Big Boy”a ilham kaynağı oluyor.

Mueck hemen çizimlere başlıyor, ardından heykelin küçük bir ön çalışması yapılıyor, ölçekte karar kılınıp, iskelet yapıyla başlanıyor işe. Çalışmalar sırasında geriye dönüp objektif eleştiriler yapabilmek için adım fotoğraflarını çekiyor çalışmalarının, uzun süre izerinde çalışılan objeye gözün alıştığından ve farkı fark etmenin güçleştiğinden dolayı, çalışma sırasında bunu aşmak için ayna kullandığından bahsediyor.

Ana şekil, metal omurga üzerinde tel örgüyle şekillendiriliyor. Çıkan ilk kaba şekil sarı sert bir dişçi plasteriyle kaplanıyor. Plasterin üzerine sürülen cila, tüm bu katmanların üzerine kaplanacak kilin neminden koruyor. Kille yapılan detaylı şekillendirme de daha sonra cila ile kaplanıyor, bu, kilin plaster kalıp çıkartılırken kurumasını engelliyor. Böylece milimetrik hatalardan ya da kalıp kaymaları ihtimalinden kurtulmuş olunuyor. Kilin cila ile spreylenmesi heykele aniden koyu bir renk veriyor. Daha sonra kalıbın tutunacağı tahta bir iskelet yapılıyor. Kalıp çok ince bir plaster tabaka ve kendir bezinden oluştuğu için kırılması ancak bu şekilde sabitlenerek önlenebiliyor. Daha sonra çıkan kalıbın içine katmanlar halinde renkli polyester resin boyanıyor. Kalıptan çıkan ilk görüntü yeni doğmuş biri hissi yaratıyor, daha sonra kırışıklıklar, benler, damarlar işleniyor ince ince. İlk çalışmalarında kendi bacağındaki kılları kullanan ancak bir süre sonra benek benek göründüğünü fark ederek buna son veren ve ardından “maalesef insanların üstü kıllarla kaplı, belli bir noktada durmak zorundayım” diyerek her şeyi kontrol etmek isteyen mükemmeliyetçi Avustralya’lı heykeltıraş, 2001’de “Pregnant Woman”a başlıyor.

(Resim 69)

Ron Mueck “Gebe Kadın”

Heykel, 300 x 385 piksel – 27 k, 2001

3,5-4 metre kadar olan boyuyla, hamilelik sonucu dizlerde oluşan şişlikler ve damarlarla, birazdan dünyaya gelecek bebeği hissediyorsunuz. Tek tek işlenen saç telleri ve jenital bölgedeki kıllar ve bu bölgelerde değişen malzeme silikon çekiyor

dikkati, her şey gerçeğe en yakına ulaşma çabası içinde yarışıyor sanki… “Pregnant Woman” daha sonraları Avustralya’daki National Art Galery tarafından 461.300 dolara alınarak yaşayan Avustralyalı bir sanatçıya verilen en büyük mebla ile dikkatleri başka bir açıdan da olsa yine üzerine çekiyor.

Beklenen çocuğun doğması da gerçekleşiyor sonunda. Hamile bir kadın, yeni doğum yapmış, doğurduğu bebeği hala göbek kordonuna bağlı bir şekilde karnının üzerinde… Annenin yüzündeki yorgunluk ve merak ifadesi ile doğum sonrası rahatlamayı okuyabiliyoruz. Tüm elde edilenlerin ardından heykelleri ile olan ilişkisi kalıyor geriye, soru işaretleriyle. Sanatçı onları ne manken olarak, ne de yarattığı yaşayan insanlar olarak görüyor… Ancak gerçeğe en yakını yaşatmaları, durup şaşırtmaları, dikkatli dalgın izleyici bakışları hoşuna gidiyor, kendi deyimiyle.(24) (Resim 70) Ron Mueck “Anne ve Çocuk” Heykel, 24 x 89 x 38 cm, 2001

(Resim 71) Ron Mueck

“Anne ve Çocuk” farklı açıdan

Sanatçının, Baudrillard’ın “simülasyon” ve Kristeva’nın “Abject” kavramları arasında kurduğu ilişkiyle görünen bedenlerin sahiciliğine ve cismaniliğine geri dönmeyi önererek sistemi eleştirdiği, gerçekliği sorguladığı görülüyor.

_____________________

(24) http://atlas.cc.itu.edutr/ensicia/designopohy/inceleme/ronmueck.php http://images.google.com.tr/images?q=ran+mueck&hl=tr&=lang-tr&sa=N8 http://www.sozluk.sourtimes.org.