• Sonuç bulunamadı

KARŞIT-ESTETİK BAĞLAMINDA ÖNE ÇIKAN SANATÇI TAVIRLAR

3.1. Günümüz Sanatında “Şiddet ve İroni” Bağlamında Bazı Yapıtların Şizofrenik Açıdan Analiz

3.1.12. TRACY EMIN

Babası Kıbrıs Türk kökenli, annesi İngiliz olan, otobiyografik yapıtlarıyla İngiltere’nin Uluslararası tanınmış sanatçıları arasına giren Tracy Emin (1963); üzerinde pis, sidikli, kırışık battaniyeler, çarşaflar, yastıklar, kullanılmış kirli kanlı külotlar, prezervatifler, kanlı tamponlar, kullanılmış pedler ve kirli sümüklü havlular (Zelil, dişil atıklar) bulunan bir yatak ile yatağın yanında yığın halinde duran boş votka şişelerinden, izmarit dolu kültablalarına, boş sigara paketlerinden, gebelik önleyici hap ve aletlere, üç yaşından beri saklamış olduğu oyuncak koltuğuna ve polaroid fotoğraflardan günlüğüne kadar pek çok kişisel eşya içeren “My Bed” (Yatağım) adlı çalışmasında; topladığı yaşanmış nesneleri mekana taşıyarak onları bir temsil aracına ve kendisini çoktan tüketmiş orijinalinin yerine yeniden sunumla sanat nesnesi haline dönüştürüyor (Abject-art). Monitörlerle aktarılan performansın, meşrulaştırılmış mekanlara taşınması ve bir video film olarak gösterime sunulmasıyla orijinal yaşanmış mekanlar yok oluyor, ve temsiller orijinal olanın yerini alıyor. “Şeylerin” sanat olduğuna işaret eden mekan, sanatçının yaşamla giriştiği bunca kaynaşma noktasından sonra, “vahşi ortam” diye nitelenen yaşamdan kurtularak sanat nesnesi haline dönüşüyor, ve bizi sorgulamaya çağırıyor. Bu durumda nesneler yerine kavramlar temsil edilir hale geliyor. Burada biçim ve anlam, imge ve gösterge birbirlerine kaynaşıyor. Plastik nesne gösteren olarak gösterilenleri ima ediyor. Tracy Emin’in yapıtlarındaki yığınlar normal yaşamda kokuşmuş atılması gereken çöplüklerden, meşru mekanda sanat yapıtı olarak “gösteren” konumunda sunulduğunda, burada yaşamın ikiyüzlülüğünü, iğrençliği, kokuşmuşluğu, vahşeti, şiddeti, acıyı temsil eden “gösterilen” konumuna dönüşüyor. Malzeme ile yapıt arasında “gösteren” ve “gösterilen” ilişkileri bir bileşen olarak ele alınıyor.

“My Bed”, “Yaşam ve Sanat” arasındaki çatışmaları gösteren ve yirminci yüzyılın sonunda, evsizlik, yerinden atılma, göç ve kimlik gibi kavramların politik bağlamda, sadece kendini ifade şekliyle değil aynı zamanda bir kir ve tiksintinin estetik bağlamında görselliğe dönüşmüş şeklidir.

(Resim 76) Tracy Emin

“Yatağım” , Enstelasyon, Karışık Malzeme, 1999

(Resim 77)

İlk kez 1998’de Tokyo “Sagacho Galeride” sergilenen “My Bed” bir tarafında pencereleri olan dikdörtgen bir alanda kurgulanmıştır. İlmek şeklinde bir ip ve yanında iki tane kutu bulunan tahta bir tabutla sergilenmiştir. Diğer duvarda iki tane mavi neon yazısı vardır. Serginin unsurları ve yerleştirme şekillerinin her enstelasyonda değişmesi gibi, parçalar da sergiden sergiye değişir.

Turner ödülü için yatağın yeniden düzenlenmesi; (1999, İnmigration and Asylum Act) Britanya’da Avrupa Birliğinin üye devletlerinin toplandığı bir zamana denk gelir. “My Bed” bu müzakerelerin yapıldığı süre içinde, Avrupa Birliğinin üye devletlerinin politika uyumunu sağlamak için yeniden dizayn edilip, yasama bitene kadar sergilenir. Britanya’ya akın eden göçmen dalgalarının, yasa dışı girişlerin önlenmesi için, Britanya’da barınak arayanlara daha katı bir rejim uygulanmaya başlanmıştır. Bu evsiz yurtsuz insanların yaşam şartları sürekli kötüye gitmektedir. Sığınak arayanların sayısının arttığı, Avrupa Birliği dışından olan insanların Britanya’ya ilticaları 1990’larda sorun yaratmaya başlamıştır. 1990’larda Avrupa Birliğindeki bir çok ülke, ortak bir Avrupa kimliği oluşturmakla meşguldürler. Berlin duvarının 1989’da yıkılması, Komünizmin başarısızlığı, daha önce muhalefet olarak kabul edilen ülkelerin Avrupa Birliğine katılımını çekici kılar fakat Avrupa Birliğinin Doğu’yu bir tehdit olarak görmesi, kültürel bir geçimsizlik ideolojisi geliştirmelerine neden olmuştur. Ayrıca İslamiyet, Avrupa kültür ve medeniyeti için bir kesilme, bir tehdittir. Bundan dolayı, Gibraltar Boğazlarından, Akdeniz ve Boğaziçi’ne kadar olan kısım sınır olarak kabul edilir. Bu durumda kültürel farklılıklar politikası güdülerek Türkiye’nin üyeliği reddedilir.

Tracy Emin “My Bed”i bu tarihi zaman tartışmaları içinde bozup, tekrar yerleştirerek sergiler (Emin, Kıbrıs Türk kökenli göçmen bir babanın kızıdır ve Türkiye ile ilişkileri kopmamıştır). Emin bu enstalasyonuna Türkiye’ye gidiş gelişlerinin, Asya’dan Avrupa’ya Avrupa’dan Asya’ya geçişlerinin görüntülendiği bir video gösterimi de dahil ederek Batı sınırındaki Laik Hıristiyan şehrin ve Doğudaki Müslüman şehrin aralarında şekillendirilen kimlikleri ve dinamik kontrastlarıyla; Ulusal

kimlikleri çağırdığı kadar, tekrar yazılan, tekrar dikilen ve şekillendirilen dokuma parçalarından oluşmuş çalışmalarıyla; New Lakour’un “Cool Britania” promosyonunu ve hayal edilen halk sorusunu çağrıştırır.

Emin’in sanatını, kendi duyguları için ifadesel bir geçiş yolu ya da sahne yönetimi olarak açıklayan Çağdaş eleştiri, belirli kapanışları etkilemektedir. “My Bed” başlığı bile bir sahiplik ve çoğu insana göre sanatçının kendisi olmakla birlikte sahibin kim olduğunu ifade etmektedir. Jacques Derida’ya göre (1972) başlık, tıpkı imza gibi, bir çalışma için nihai bir sınır olmasa bile belirli bir sınır çizerek anlamların aniden artmasını engelleyen bir sınır çizgisi rolü oynar. Ancak anlamların çoğalması, başlığın belirlediği bu sınır içinde alabildiğine gelişir. “Eğer, bir yazıya yaklaşacaksak onun bir sınırı olmalıdır” diye açıklamaktadır. Ve imza sadece güvenilirlik sağlamaz aynı zamanda da garanti verir. Batılı bir varlık yokluk metafiziğinde, imza ve başlık, bir zamanlar var ama şimdi yok olan bir sanatçıyı belirtir. Bu mantık içinde “yatak” sosyal bir yaşama sahiptir. Yatağın dağınık hali aslında artık giden ya da kaybolan figürlerin varlığını simgeler ve sanatçının eşyaları ya da sanatçıda kalan eşyalar bir kayıp insanın, belki de iç çamaşırlarını giyen adamın varlığını anlatır.(26)

Doğulu ve Batılı olma imgeleri üzerinden kurulu ikilikle, şizofrenik olan aynılaşıyor ve bu şekilde de farklılaşıyor. Sömürge sonrası bir dönemde, metropollerde oturup, çalışıp, kendi kültürünü kendisinin azınlık durumu gibi azlıklaştırarak, yersiz- yurtsuzlaştırıyor.

Varlığın ve yokluğun metafiziği, Emin’in yatağı üzerinde, giysilerinin bazılarını çıkarıp, bağırıp, zıplayan, yastık savaşı yapan Cia Yuan ve Xı Jianjun adında iki sanatçının performansıyla sorgulanmaya başlar. Medya için, sanatın sıcak yatağında tüylerin uçuştuğu bu olay bir eğlenceyken; sanatçılar için sanat kurumunu ve sanatın siyasetini sorgulamak için dizayn edilmiş zekice ama aynı zamanda ciddi bir performanstır.

(Resim 78)

Tracy Emin’in “Yatağım” yapıtı üzerinde performans yapan sanatçılar

Sanatsal politika ve sosyal aktivitenin geleneklerinde, Londra’yı sergi alanları olarak kullanan sanatsal yer işgalcileri rolü oynarlar. Edvorado Walsh’e göre, bu ironik ve eğlenceli kişisel gösteri, İngiltere’deki Çinli sanatçıların varlığına dikkat çekmek, güvenilirlik arzularını çürütmek ve aynı zamanda Çağdaş İngiliz Sanatının ve basınının dikkat çekmesi için gerçekleştirilmiştir. Bu sanatçılar, insanları şoke etmeye çalışmadıklarını sadece kendiliğinden yapılan sanatın, Turner Ödüllerinde baskın olan kurgulanmış sanata üstün olduğunu göstermeye çalıştıklarından bahsetmişlerdir.(27)

_________________________

(26) http:www.sussex.ac.uk/unist/ar.. Aol (27) http:/www.renewal.org.au/artcri Aol