• Sonuç bulunamadı

Gümrük Birliği‟ne Uyum Ġçin Yapılan ÇalıĢmalar ve Tespit Edilen

II. BÖLÜM

2.2 Gümrük Birliği‟nin Kurulması

2.2.1 Gümrük Birliği‟ne Uyum Ġçin Yapılan ÇalıĢmalar ve Tespit Edilen

Türkiye‟nin ticaret politikası mevzuatı ile AB‟nin Ortak Tarım Politikası mevzuatına uyumu konusunda önemli mesafeler kat edilen bir baĢlık Gümrük Birliği kapsamına giren konular olmuĢtur. Türkiye‟nin gümrük mevzuatı ile AB‟nin gümrük mevzuatı bugün gelinen son noktada birkaç baĢlık haricinde birbirleri ile uyumlu hale gelmiĢtir. Gümrük Birliğinin kurulmasından sonra uyum ile ilgili yapılan çalıĢmalar Ģunlardır:

• Gümrük Birliği sonrasında Türkiye ile AB üyesi ülkeler arasındaki sanayi malları ile iĢlenmiĢ gıda ürünleri ticaretinde, (gıda ürünlerinin sanayi payı için) gümrük vergisi ve miktar kısıtlamaları ve benzeri mali yükümlülükler kaldırılmıĢtır. Gümrük Birliği ile birlikte Türkiye ayrıca AB‟nin Ortak Gümrük Tarifesini uygulamaya baĢlamıĢ ve ortak dıĢ ticaret politikasına uyum sağlama hazırlıkları içine girmiĢtir (Ülger,2006:109)

Gümrük Birliği kapsamı dıĢında bırakılan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) AnlaĢması ekinde yer alan kömür ve çelik ürünleri ise, 1 Ağustos 1996 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret AnlaĢması hükümlerine tabi kılınmıĢtır9. Söz konusu AnlaĢma gereğince, AB, AnlaĢmanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Türkiye‟ye karĢı gümrük vergilerini sıfırlamıĢtır. Türkiye ise, AB‟ye karĢı gümrük vergilerini üç yıllık bir takvim çerçevesinde indirerek 1999 yılında sıfırlamıĢtır.

• 1/95 sayılı OKK ile malların serbest dolaĢımının teminat altına alınması için ticaret politikasının yanı sıra rekabet, fikri mülkiyet, standartlar ve teknik mevzuat uyumu gibi ticareti doğrudan veya dolaylı etkileyen tüm alanlarda 2 ila 5 yıllık geçiĢ süreleri çerçevesinde AB mevzuatına uyum sağlanması zorunlu kılınmıĢtır. Bu mevzuatın büyük bir kısmı ile ilgili uyum çalıĢmaları tamamlanmıĢ ve uygulamaya

9 AKÇT AntlaĢması‟nın 50 yıllık yürürlük süresinin 23 Temmuz 2002 tarihinde dolmasını müteakip, AB, 2002/595/EC sayılı Konsey Kararı ile AKÇT ile üçüncü ülkeler arasında yapılmıĢ olan anlaĢmalardan doğan hak ve yükümlülükleri 24 Temmuz 2002 tarihinden itibaren AT‟ye devretme kararı almıĢ ve yeni muhatap AT olmuĢtur.

konulmuĢtur. Bu kapsamda, 1/95 sayılı OKK çerçevesinde Gümrük Birliği‟nin düzgün iĢlemesi ve Ortak Ticaret Politikası‟na uyum kapsamında ihracat ve ithalatta ortak kurallar, kotaların yönetimi, dampingli ve sübvansiyonlu ithalata karĢı korunma, tekstil ürünleri ithalatında otonom düzenlemeler, dahilde ve hariçte iĢleme rejimlerine iliĢkin mevzuat AB ile uyumlu hale getirilmiĢtir.

• EFTA ülkeleri ile 1992 yılında tamamlanan serbest ticaret anlaĢmasının (STA) ardından bu yöndeki çalıĢmalar Gümrük Birliği ile ivme kazanmıĢ ve 1996 yılından itibaren Ġsrail, Macaristan, Romanya, Litvanya, Çek ve Slovak Cumhuriyetleri, Estonya, Letonya, Slovenya, Bulgaristan, Makedonya, Polonya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Filistin, Tunus, Fas, Suriye ve Mısır ile serbest ticaret anlaĢmaları imzalanarak yürürlüğe konulmuĢtur. Bununla birlikte, Macaristan, Litvanya, Çek ve Slovak Cumhuriyetleri, Estonya, Letonya, Slovenya ve Polonya‟nın 1 Mayıs 2004 tarihinde (Bulgaristan ve Romanya‟nın ise 1 Ocak 2007 tarihinde) AB‟ye üye olmaları nedeniyle, ülkemiz ile anılan ülkeler arasındaki STA‟lar 30 Nisan 2004 itibarıyla (Bulgaristan ve Romanya ile 1 Ocak 2007 itibarıyla) feshedilmiĢ ve bu ülkelerle olan ticaret Gümrük Birliği kapsamında gerçekleĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. Arnavutluk ile 22 Aralık 2006 tarihinde imzalanan STA‟nın onay süreci ise devam etmektedir.

Türkiye GB anlaĢmasıyla AB‟nin dıĢ ticaret politikasına uymayı kabul etmektedir. Böylelikle Türkiye AB‟nin üçüncü ülkelerle yaptığı ve yapacağı ticaret anlaĢmaları, ticari ambargoları, ihracatın teĢvikiyle ilgili politikaları kabul etmek zorunda kalmıĢtır. Bu tür kararlar AB‟ye üye ülkelerin kendi milli çıkarlarına uygun olan politikaları sonucunda alınmaktadır. Buna karĢılık AB‟nin dıĢında bulunan Türkiye‟nin sadece kararlar hakkında bilgiyle yetinerek bu politikalara uyma zorunluluğu bulunmaktadır. Böylelikle Türkiye çağdaĢ bir sömürge ülkesi gibi yabancı merkezlerden belirlenen dıĢ ticaret politikalara uymak zorunda kalmıĢtır (Bahçıvan,2007:5).

• Avrupa Birliği ortak standartlar politikası çerçevesinde gerekli yasalar ve yönetmelikler çıkartılmıĢ ve Türkiye Akreditasyon Kurumu kurulmuĢtur. Teknik mevzuat uyumu ile ilgili yapılan düzenlemelerden biri CE uygunluk iĢareti ile ilgili çıkartılan yönetmeliktir. Bilindiği gibi CE iĢareti taĢıyan bir ürün Avrupa Birliğinde

herhangi bir teknik engelle karĢılaĢmadan serbest dolaĢım imkanına sahiptir (Morgil,2003:108)

• Malların serbest dolaĢımını güvence altına almak ve AB iç pazarına uyum sağlamak amacıyla devlet yardımları, fikri ve sınai mülkiyet hakları, vergilendirme gibi rekabeti doğrudan ilgilendiren hususlarda uluslararası normlara ve standartlara uyumluluk açısından ihtiyaç duyulan düzenlemeler hayata geçirilmiĢtir. Böylelikle, rekabetin korunması alanında AB iç pazarına eĢ düzeyde bir koruma sağlanmaya çalıĢılmıĢ ve bu kapsamda, karĢılıklı ticarette gündemde olan en önemli sorunlar arasında yer alan Türkiye aleyhine açılan anti damping ve anti sübvansiyon soruĢturmalarının Gümrük Birliği ertesinde ortadan kaldırılması hedefi de gözetilmiĢtir.

• Ortak rekabet politikasına uyum sağlanması amacıyla ülkemizde hayata geçirilen düzenlemeler arasında; Rekabet Kurulu‟nun oluĢturulması, devlet yardımları mevzuatının dünya ve AB normlarıyla uyumlu hale getirilmesi, fikri- sınai-ticari mülkiyet haklarına iliĢkin uluslararası sözleĢmelere ülkemizin taraf olması ve uygulanması, Patent Enstitüsü‟nün etkin biçimde çalıĢtırılması gibi hususlar yer almaktadır.

• Gümrük Birliği çerçevesinde Türkiye, ortak ticaret politikasına iliĢkin önlemlerin yanı sıra, teknik mevzuat, fikri ve sınai mülkiyetin korunması, devlet yardımları, ticari nitelikli devlet tekelleri ve rekabet hukuku alanlarında da AB mevzuatına önemli ölçüde eĢdeğer düzenlemeleri hayata geçirmiĢ bulunmaktadır. Bu süreçte vurgulanması gereken önemli bir husus, Türkiye‟nin söz konusu kapsamlı düzenlemeleri AB‟den ciddi ölçülerde teknik ya da mali destek almadan gerçekleĢtirmiĢ olmasıdır. Türkiye, Gümrük Birliği kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirirken gerek idari gerekse ekonomik yapısının yeni koĢullara uyum gösterebilme kapasitesini ortaya koymuĢtur.

Türkiye‟nin GB çerçevesinde, uyum için yukarıda saydığımız geliĢmeleri yerine getirmiĢ olmasına rağmen bazı alanlarda hala uyum sağlanamamıĢtır. GB çerçevesinde uyum sorunu yaĢanan bu alanlar (Milliyet Gazetesi, 2005):

• Türkiye‟nin ilaç sektöründe veri korumasının 1 Ocak 2001 itibariyle geçerli kılınmasına rağmen, GB standartları çerçevesinde gerekli koruma bugün hala

sağlanamamaktadır. Bu koĢul, üretici firmaların Sağlık Bakanlığı‟na verdiği ilaç bilgileri için istenen güvenli ortamın sağlanması ile gerçekleĢtirilebilecektir.

• Devlet yardımları rejimi konusunda da Türkiye, GB mevzuatına uygun Ģartları yerine getirememiĢtir. Bu eksikliğin giderilmesi için yardımların devletten bağımsız bir otorite tarafından izlenmesi gerekmektedir.

• Piyasa gözetiminin sağlanması için ürünlerin tüketiciye ulaĢması aĢamasında bugün hala mevzuatın gereğine uygun olarak hareket edilememektedir. Bunun sağlanması için gerekli önlemlerin alınarak bu konuyla ilgili AB kurallarının etkin bir Ģekilde uygulanması gerekmektedir.

• Ġkinci el ithalatı ile ilgili bazı sorunlar yaĢanmaktadır. Bu sorunların giderilmesi için Türkiye‟nin ikinci el eĢya ithalatına izin verilmesi, bu kapsamda ikinci el oto, beyaz eĢya, telefon ve is makinesi ithalatının serbestleĢtirilmesi gerekmektedir.

• Kıbrıs Rum Kesimi ile olan liman ve havalimanları sorunu diğer bir eksiklik olarak önümüze sürülmüĢtür.

• Gümrük birliğinin kapsamına giren ürünlerin giriĢ noktalarında gümrüksüz satıĢı uygulamasının kaldırılması gerekmektedir. Türkiye, idari kapasite bakımından ilerleme kaydetmiĢtir, ancak, fiziksel kontrollerin sayısının azaltılması ve meĢru ticareti kolaylaĢtırırken insan kaynaklarının baĢka alanlara yönlendirilmesi için basitleĢtirilmiĢ usullerin ve risk esaslı kontrollerin daha fazla kullanılması yönünde çaba gösterilmesi gerekmektedir. (2009 yılı Ġlerleme Raporu:85)

• Serbest ticaret bölgeleri, gümrük vergisi muafiyeti, taklit mallarla mücadele ve sonradan kontrol ile ilgili uyum henüz tamamlanmamıĢtır. Taklit, korsan ve kültürel malların gümrük kontrollerinde hala önemli sorunlar vardır.

AB gümrük mercileri tarafından el konulan taklit mallar bakımından Türkiye‟nin belli baĢlı kaynaklardan biri olmaya devam etmesi sebebiyle, ithalatta ve ihracatta fikri mülkiyet haklarının etkili biçimde uygulanması için özel çaba gösterilmesi gerekmektedir. (2009 yılı Ġlerleme Raporu:84).

AB ile Türkiye arasında kurulan gümrük birliği, 2006‟da yaklaĢık 100 milyar Avro‟ya ulaĢan AB-Türkiye ikili ticaretinin daha da artmasına katkıda bulunmuĢ, dolayısıyla Türkiye‟nin, AB‟nin yedinci ticari ortağı olmasını sağlamıĢtır.

Gümrük Birliği‟nin yürürlüğe girdiği tarihten bu güne gerçekleĢtirilen uyum çalıĢmaları değerlendirildiğinde, 1996 yılında tesis edilen Gümrük Birliği‟nin, taraflar arasında ileri düzeyde bir entegrasyon sağladığı ve Türkiye‟yi özellikle ortak ticaret ve rekabet alanlarındaki AB müktesebatının üstlenilmesi ve uygulanması bakımından diğer aday ülkelere göre ileri bir konuma getirdiği görülmektedir. Bugün Türkiye, AB ile paralel ticaret politikaları uygulayan tek aday ülke durumundadır.