• Sonuç bulunamadı

1.3. GÜDÜLENME KAVRAMINA GENEL BĠR BAKIġ

1.3.6. Güdülenmenin Tarihsel GeliĢimi

Bugün insan ihtiyaçlarının bilinmesi ve insanı iĢ görmeye özendirici araçların bulunması davranıĢ bilimcilerinin ve özellikle psikologların çalıĢmaları sayesinde olmuĢtur. Güdüleme adını verdiğimiz bu teknik, tamamen bireysel davranıĢların nedenlerini araĢtırma, bireysel ihtiyaçların temeline inme ve bu sayede amaca uygun arzulanan davranıĢları gerçekleĢtirecek özendirme araçlarını belirleme ile ilgilidir (Eren, 2001: 6). Yönetsel geliĢime bakıldığında, 19. yüzyılın sonlarında Taylor ile baĢlayan, daha çok örgütün yapısı üzerinde odaklaĢan, klasik yönetim kuramlarında, örgüt içinde insan ikinci planda görülüp; gereken özenden yoksun bırakılmıĢtır (Açıkalın, 1994: 32; akt: Tok, 2004). ÇalıĢma yaĢamında insanın saygınlık kazanması, ilginin çalıĢan birey üzerinde toplanması, yüzyıllar süren bir geliĢmenin sonucundadır. Ġnsan iliĢkileri akımının bilimsel çalıĢmalarla değer kazanması, on sekizinci yüzyılın baĢlarına rastlar. 1800‟lerde, ilk olarak, bir Ġngiliz iĢvereni Robert Owen‟in, çalıĢanların gereksinimlerinden söz ederek, iĢyerinde bazı denemelere giriĢtiği görülmektedir. Bu denemelerin özünü, temizlik ve sağlık koĢullarına uygun iĢyeri sağlamak, onlara huylarına

göre davranmak gibi insani yaklaĢımlar oluĢturmaktadır. Bu yaklaĢımları “insan iliĢkileri “ne bir baĢlangıç olarak kabul etmek mümkündür (BaĢaran, 1979: 11, akt: Tok, 2004).

1.3.6.1. Endüstri Devriminin Getirdiği Önemli Yenilikler

Endüstri devriminin getirdiği önemli yeniliklerden biri olan iĢbölümü ve onun doğal uzantısı uzmanlaĢma ve diğer etkenler, iĢgörenlerde, zaman içinde monotonluk denen psikolojik bir yorgunluğu ortaya çıkarmıĢtır. Taylor‟dan Mayo‟ya ve günümüze dek birçok araĢtırmacı bu ilgisiz ve isteksiz insanı yeniden ilgili ve istekli kılmanın yollarını araĢtırmıĢ ve güdü konusunda kuramsal boyutlara ulaĢan araĢtırma ve incelemeler yapmıĢlardır. AraĢtırmacıların üzerinde durdukları en önemli konu iĢgörenlerin davranıĢlarını, iĢe olan farklı bağıntılarını ve bunların gerçek nedenlerini bulmaktır. Bugün birçok üretim alanlarında otomasyona geçilmiĢ olması iĢgücü çalıĢmalarına, insan kiĢiliği ve yönetimine, mal ve hizmetlerin tüketimine ve insan yaĢayıĢına büyük değiĢiklikler getirmiĢtir (Eren, 2001: 10).

19. Yüzyılda çalıĢma güdülenmesi kavramlarının temelinde yatan “ekonomik insan” kuramına göre; ekonomik iĢverenin, bulabileceği en ucuz üretim araçlarını satın alacağı, ekonomik iĢçinin de iĢgücünü en yüksek fiyattan satacağını varsayardı. Taylor‟un öncülüğünü yaptığı “bilimsel yönetim” yaklaĢımı da bu doğrultudadır. (Taylor, 1947: 73, akt: Balaban, 2006: 23). Taylor‟a göre iĢverenlerin temel amacı maliyetleri en aza indirmek, isçilerinki ise ücretlerini en yukarı çıkarmaktır. Taylor, bu öncülden hareketle, amaçlar arasındaki çeliĢkiyi çözümlemeye yönelmiĢtir. Önerdiği çözüm çeĢitli aĢamaları içerir ki, bunlar görevlerin açıkça belirlenmesi, bu görevler için uygun kiĢilerin seçilmesi, gerekli eğitim programlarının uygulanması, artırılan verimliliği ödüllendirmek için parça basına ücret ödenmesi, yöneticilerin ise artan verimlilikten ötürü ücretleri düĢürmeyecek bir sorumluluk düzeyini benimsemeleri olarak sıralanmaktadır. Taylor‟a göre, yöneticilerin görevi her çalıĢanın en uygun olduğu ise yerleĢtirilerek, söz konusu görevi en iyi Ģekilde yapmak üzere yetiĢtirilmeleri olacaktır. Bu baĢarıldığında hem iĢletmenin, hem de iĢçilerin amaçları karĢılanacaktır. Ancak, zaman ve devinim incelemeleri sonucu geliĢen makineler ve kitle üretimi sonucu sık sık yinelenen tekdüze iĢlemler Taylor‟un istediği bireyin yeteneklerinden tam yararlanılması ilkesinin uygulanmasına olanak vermemiĢtir.

1.3.6.2. Endüstri Devrimi-MakineleĢme (19.yy. sonları) - Otomasyon (20. yy’ın ortaları ) Endüstri devriminden bu yana evvelce elle veya basit aletlerle yapılan iĢlerin birçoğu mekanikleĢmiĢ ve böylece de makinelerin çalıĢmasına iliĢkin iĢler ön plana geçmiĢtir.

MakineleĢmenin geliĢmesi ev sanatını ve artisan sanatları ortadan kaldırmıĢtır. Böylece birçok küçük üretim birimleri yerlerini büyük fabrikalara bırakmıĢlardır. Ustalık sistemi yerini uzmanlaĢma olgusuna bırakmıĢtır. UzmanlaĢma verimi artıran ancak iĢgöreni modern makinelerin süratine de bağlı kılan bir durumu gerektirmiĢtir (Eren, 2001: 9)

Endüstri devriminin getirdiği önemli yeniliklerden biri olan iĢbölümü ve onun doğal uzantısı uzmanlaĢma olayı ve diğer etkenler, iĢgörenlerde, zaman içinde iĢe ve iĢletmeye karĢı ilgisizlik ve isteksizlik yaratmıĢtır (Erol, 1998: 17). Birinci endüstri devrimini simgeleyen en önemli geliĢme makineleĢme iken, ikinci endüstri devrimin oluĢturan olay, otomasyon denilen geliĢmedir (Eren, 2001). Ġkinci endüstri devrimiyle baĢlayan otomasyon daha sonra elektronik, sibernetik, bilgisayar gibi geliĢmelere kadar uzanmıĢtır. Günümüzde bu geliĢmelere “üçüncü endüstri devrimi” ya da “bilgi çağı” denilmektedir (Can ve Tekarslan, 1996).

1930 ve 1940 yılları arasında iĢ doyumunu etkileyen konulara daha çok ilgi duyulmuĢtur. Hawthorne AraĢtırmalarından sonra Mayo (1933), Roethlisberger ve Dickson (1939)‟ın yaptığı araĢtırmalar ile yönetimin; iĢgörenler, iĢ grupları, iĢ doyumu ve edim üzerindeki etkisi konusunda güçlü kanıtlar bulunmuĢtur. II. Dünya SavaĢı sırasında ve sonrasında yapılan bazı araĢtırmalarla, yönetim etkinliklerinin ve resmi olmayan iĢ gruplarının genel iĢ doyumunu etkilediği konusunda önemli bulgulara ulaĢılmıĢtır (Feldman and Arnold, 1983: 193; akt: Tok, 2004).

EndüstrileĢme ile birlikte otomasyonun getirdiği giderek azalan iĢ saatleri insanların boĢ zamanlarının artmasına yol açmıĢtır. Böylelikle de iĢ dıĢındaki artan bu zaman parçasının değerlendirilmesi sorunu ortaya çıkmıĢtır. Modern toplumlardaki insanlar, iĢ streslerinden uzaklaĢmak için yalnızca dinlenmeye değil, iĢ dıĢındaki faaliyetlere ve tatminlere de ihtiyaç duyarlar (Süzer, 2000: 132).

ĠĢgörenlerin eğitilmesi, iĢgörenlerin kiĢisel ve mesleki geliĢmelerini sağlamanın yanı sıra örgütsel etkinliğin artırılmasına da katkıda bulunur. Eğitim faaliyetleri, iĢgörenlerin eski yeteneklerini günün koĢullarına uygun duruma getirebileceği gibi onların yeni bilgiler kazanmalarını ve yeni beceriler geliĢtirmelerini olanaklı kılar. Son yıllarda teknolojinin hızlı geliĢmesi, makineleĢme ve otomasyonun artan kullanımı, eğitimin önemini günümüzde daha da artırmaktadır (Doğan, 1995: 234).

Benzer Belgeler