• Sonuç bulunamadı

2.4. Etkili Bir Görsel Sanatlar Eğitimi Nasıl Olmalı?

2.4.1. Görsel Sanatlar Eğitimi Ve Çocuk

Sanat eğitiminin önemli bir bölümünü resim etkinlikleri oluşturur. Çocuğun büyük bir mutlulukla, neşe içinde yaptığı en önemli uğrası oyundur. Çocuk için resim yapmakta bir oyundur ve ciddi bir istir. Çocukluk döneminin temel amacı olan oyun,

öğrenme, yaratma, deneyim kazanma, iletişim kurma ve yetişkinliğe hazırlanma aracıdır.

Çocuk oyun oynar gibi resim yapar, resim yaparken hem kendi iç dünyasını anlatarak dış dünya ile iletişim kurar, hem de dış dünyadaki nesne ve varlıkların resmini yapma yoluyla kendi dışındaki dünyayı tanımaya ve düşünmeye başlar. Çocuk soyut duygu ve düşüncelerini dolaysız ve doğrudan resim yoluyla somutlaştırmaktadır.

Resim, bilinçaltının, ruhsal sorunların dışa vurulmasında kolaylık sağlar ve terapi görevini üstlenir. Resmin kalıcı oluşu, üzerinde gözlem ve inceleme yapabilme olanağı çocuğu tanıma sürecinde önem kazanır. Çocuk yaptığı resimlerde kendini tanıtan ipuçlarını verir, yaşama bakışını, ailesine, kendisine bakışını sergiler. Çocuk diğer hiçbir sanat dalıyla bu denli dolaysız kendini anlatamaz, çocuk konuşurken bile gerçek duygularını dile getirmeyebilir ancak resim yaparken bilinç altının doğrudan yansıması söz konusudur.Çocuk resimleri, onların tüm gelişimlerini, toplumsal, çizgisel, ruhsal, bedensel ve kişilik gelişimlerini gösteren ve onların büyük ölçüde boşalımlarını sağlayan belgelerdir” (Etike,1995: 17).

Çocuğun ruhsal durumu resimlerinden anlaşılabilir. Bu yolla kendini yetişkinlere ifade edebildiğinde daha sağlıklı bir birey olarak yetişir. Bu kadar çok etken varken neden çocuklarımıza kendilerini ifade edebilecekleri ortamlar hazırlamıyoruz. Duyuşsal becerileri gelişemeyen çocuklar bilişsel alanda çok başarılı olsalar da sosyal hayattan kopuk, iletişim engeli yaşayan bireyler olarak yetişiyorlar. Çocuklar ergenlik dönemine geldiklerinde topluma uyum sağlayamama, kendini ifade edememe ve beraberinde aile içi çatışmalar yaşarlar. Bunun temelinde çocuklarımızı yetiştirirken toplumdan uzaklaştırmamız ve kendilerini anlatmalarına fırsat vermememiz yatar. Çocuk gelişimi duyuşsal, bilişsel ve psikomotor alanlarla bir bütündür.

Görsel sanatlar eğitimi öncelikle duygusal yönden gelişmesini sağlar. Çocuk iç dünyasında yaşadıklarını anlatmak için farklı yönler seçebilir. Bu yönlerden biride resim yapmasıdır. Resimlerinde çocuğun korkularını, isteklerini, sevinçlerini görürüz ve onunla iletişim kurabiliriz. Bu eğitim psikomotor yönden çocuğun küçük kaslarının çalışmasını, başladığı bir işi ciddiye alarak bitirmesini sağlar. Bilişsel yönden gelişim ise çocuk duygu ve düşüncelerini aktarırken renk ve biçim seçimi nasıl olmalıdır? Sorusuna zihninde çözüm ararken gerçekleşir.

Çocuk resim yapıp ailesi tarafından ilgi gördüğünde üretmenin zevkini yaşar. Takdir edilen davranışları tekrarlar. Resim çocuklar için dış dünya ile bir köprüdür. Okuma yazma bilmeyen çocuklar için bu durum oldukça zordur. Korkularını,

sevinçlerini, beklentilerini dile getiremez ama bir oyunun içinde resim yaparken bizlere çok şey anlatabilir. Günümüzde okullarımızda yeterli değeri göremeyen görsel sanatlar dersi çocuğu düşünmeye yönlendirerek hem bilişsel hem psikomotor beceri kazandır.

Çocuğun yaptıkları çevresi tarafından ilgiyle karşılanması onu ruhsal anlamda bir gelişim sağlar. Çocuğun yavaş yavaş kendi beğenileri oluşur. Çocuk sabrederek kağıdın yüzeyini doldururken küçük kas gelişimi sağlanır. Bütün bu gelişimlerin gözlendiği bir çocukta kişilik gelişimi oluşmaya başlar ve çocuğu diğerlerinden ayıran farklar belirginleşir.

2.4.2. İlköğretimde (I. Kademe) Görsel Sanatlar Dersinde Branş Ve Sınıf Öğretmenin Etkisi

Ülkemizde görsel sanatlar dersi öğretmenleri birçok problemle karşı karşıya kalırlar. Öncelikle diğer öğretmenlerle aynı sürelerde eğitim alarak öğretmenlik hakkı kazanmışken meslektaşları ve yöneticileri tarafından derslerine önem verilmez. Ders saatinin yetersizliği, uygulama sınıflarının yokluğunu tartışmadan önce derslerinin gerekli olduğunu savunmak zorunda kalırlar. Görsel sanatlar dersinin saati azaltılırken, görsel sanatlar öğretmenlerinin girdikleri sınıf sayısı da her geçen gün azalmaktadır.

Artut’a(2009: 226)göre ilköğretimde sanat, eğitim programlarının önemli bir alanıdır. Sanat eğitimi lisans öğreniminde, sanat eğitimi dersleri almış sınıf öğretmenleri veya görsel sanatlar öğretmenleri verebilecektir. Özellikle ilköğretim programında önemli bir ifade beceri dersi olarak görülen bu ders ne yazık ki "mihver dersler" adı verilen (matematik ve fen) derslerinin ağırlığı altında ezilmektedir. Aslında sanat dersleri okul öncesi olmak üzere ilkokul programının temelini oluşturmaktadır.

Buna göre görsel sanatlar eğitimi dersinin branş veya sınıf öğretmenleri tarafından verilmesi konusu netlik kazanmamıştır.

Görsel Sanatlar dersleri, tamamen yeteneği olanların başarabildiği bir alan olduğu görüşü çevre ve ailede yaygın bir kanı alarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla bu mantıktan yola çıktığımızda bazı ilkokul öğretmenleri de kendilerini bu alanda yeterli görmediklerinden dolayı ilgili dersi anlam ve amacına uygun bir şekilde yürümeyeceklerini düşünerek gereken çaba ve özeni göstermemektedirler (Artut, 2009: 226).

Bunun nedeni bu dersin diğer derslerden daha fazla ön hazırlık, materyal, uygun kullanım alanlarının temin edilmesine ihtiyacı vardır. Zaten ağır bir yükü olan sınıf

öğretmeni bu derse gereken önemi ve zamanı istese de veremeyebilir. Ancak sınıf öğretmeni normal olarak ilkokulda sanat derslerini verebilecek bir formasyona sahiptir. Başlangıç sınıflarındaki öğrencilerin sınıf öğretmenleriyle olan iletişimleri inkar edilemez. Bu görüşü savunanlar sınıf öğretmeni öğrencileri daha iyi tanıdığı ve daha çok zaman geçirdiği için sanat eğitimini genele yansıtabilir. Ancak bir sınıf öğretmeni ve branş öğretmeninin lisans döneminde görsel sanatlar eğitimi dersi adına aldıkları eğitim, tecrübe, disiplin, birikim tartışılamaz. Bir başka açıdan bakmamız gerekirse bugün ilköğretim okullarında 1,2,3. sınıflarda ikişer saat olan görsel sanatlar eğitimi dersi ne yazık ki 4,5,6,7,8. sınıflarda birer saat olarak verilir. Ele alınması gereken konu okullarımızda dersimiz için ayrılan zaman, mekan ve olanakların yeterli olup olmadığıdır. Diğer bir konu ise çok iyi şartlara sahip okullarda, derslere branş öğretmeninin de girdiğini varsayalım. Uygulamaya dayalı bir dersin haftada bir ders saati süresince verimli olacağı düşünülebilir mi?

Her bireyin eşit şartlara sahip olmadığı düşünüldüğünde fırsat eşitliğini sağlamak amaçlı otoriteler tarafından derslerin gerekli materyalleri temin edilmelidir.

Dersin saati, dersin içeriği, atölyeler, ders materyalleri yeniden planlanmalı ve derse gereken değer verilmelidir. Yetişen görsel sanatlar eğitimi öğretmenlerine aldıkları eğitimi iş hayatlarına taşıyabilme fırsatı sunulmalıdır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Araştırma konusuyla ilgili 2007 yılında Reyhan Ateş’in ‘İlköğretim 7-11 Yaş Grubu İçin Görsel Sanatlar Dersinin Önemi’ adlı araştırma yapılmıştır. Bu araştırma 7- 11 yaş grubu için görsel sanatlar dersinin önemi ve diğer derslerle olan ilişkisini belirlemek amacı taşımaktadır. Bu amaç doğrultusunda kaynak tarama modeli kullanılarak ilköğretim 1-5. Sınıflarda görsel sanatlar dersine ait öğretim programları ve görsel algı ve bellek eğitiminin önemini vurgulamak için diğer dersler incelenmiş. 7-11 yaş grubu çocuklarının gelişim basamaklarına göre çocukların somut işlemler döneminde oldukları saptanmıştır. Kavramları çok daha iyi özümseyebildikleri için imgelem ve görsel algı yetilerinin eğitilmesi gerektiğinin sonucuna varılmıştır.

2007 yılında A. Derya Kahraman’ın yaptığı ‘Sınıf Öğretmenlerinin Görsel Sanatlar Dersi Programının Uygulanmasında Karşılaşılan Sorunlara İlişkin Görüşleri Ve Çözüm Önerileri’ konulu tez çalışması yapılmıştır. Bu araştırmanın verileri görüşme türünden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile toplanmıştır. Afyon Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı 12 ilköğretim kurumunda görev yapan 22 öğretmen araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda bu dersin çocukların kendilerini ifade etmelerini sağladığını, yaratıcılığını ve hayal gücünü geliştirdiğini, bu ders sayesinde sınıf içi ve dışını güzelleştirdiğini ifade etmiştir. Görsel sanatlar dersinde karşılaşılan sorunlara ilişkin olarak öğretmenlerin tamamına yakını; dersin önemsenmediğini, öğretmenlerin kimi çalışmalarda yetersiz olduğunu, ailelerin ekonomik durumlarının ve ders saatinin yetersiz olduğu vurgulanmıştır.

2007 yılında Arzu Gürdal’ın yaptığı‘Görsel Sanatlar Dersinde Yapılandırmacı Yaklaşıma Dayalı öğretim Uygulamalarına İlişkin Öğretmen Görüşleri’ konulu araştırmanın temel amacı görsel sanatlar dersinde yapılandırmacı yaklaşıma dayalı öğretim uygulamalarına ilişkin öğretmen görüşlerini ortaya koymaktır. Görsel sanatlar

dersi bireyin özellikle ilk kez sistemli bir eğitim öğretim dönemine girdiği evrelerde duygularını ve düşüncelerini rahatça ortaya koyabilme, farklı kültürler tanıyabilmesi açısından önemli olduğu vurgulanmıştır. Araştırma tarama modelinde ve 2006-2007 öğretim yılında Eskişehir il merkezinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 7 ilköğretim okulunda gerçekleştirilmiştir. Araştırmada 23 sınıf öğretmeniyle görüşme yapılmıştır ve ilköğretim birinci basamak düzeyi Görsel Sanatlar Eğitimi dersi ele alınmıştır. Araştırma verileri öğretmen görüşlerinin eksiksiz ortaya çıkarılması amacıyla nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme yoluyla toplanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde betimsel çözümleme tekniği kullanılmıştır ve elde edilen bulgular sayısallaştırılarak sunulmuştur. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, öğretmenlerin büyük bir kısmının görsel sanatlar dersinde yapılandırmacı yaklaşıma dayalı öğretim uygulamalarının olumlu, bir kısmının ise olumsuz olarak gördükleri sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin görsel sanatlar dersini yapılandırmacı yaklaşıma dayalı ders programıyla işlerken karşılaşılan sorunlara vurgu yapılmıştır.

2006 yılında Serap Tütüncü’nün yaptığı “İlköğretim Görsel Sanatlar (Resim-İş) Eğitimi Dersi Çerçevesinde Çocuk Resminde Yaratıcılık Kavramının Algılanışına İlişkin Durum Çalışması” konulu araştırmanın temel amacı yaratıcılık kavramının önemsenmesi, çocukların yaratıcılık özelliklerinin geliştirilmesi için gerekenlerin yapılmasını vurgulamaktır. Araştırma “Tarama Modeli” kullanılarak evreni İzmir ili merkezinde bulunan 15 ilköğretim okulu seçilmiştir. Amaçlı örnekleme yoluyla, halen görev yapan 22 resim iş eğitimi öğretmenin algılarının saptanmasında, açık uçlu ve kapalı uçlu sorulardan hazırlanmış olan görüşme formundan yararlanılmış, veriler, katılımcı gözlem ve yarı-yapılandırılmış görüşme yöntemi ile kaydedilerek, değerlendirilip, nitel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma nitel araştırma yöntemine dayalı bir araştırmadır. Elde edilen verilerin analizinde nitel araştırma veri analiz yöntemlerinden içerik ve betimsel analiz yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar, içerik analizi doğrultusunda, kategorileştirilmiş ve analiz edilmiştir. Verilerin analizinde frekans (f) ve yüzde (%) dağılımları kullanılmıştır. Katılımcıların yaratıcı çocuğu; özgün(farklı),güçlü ifade unsurları kullanan, özgüveni gelişmiş ve zeki, meraklı, hayal gücü gelişmiş, problem çözebilen, derste dikkatli, yaptığı etkinliklerden zevk alan çocuk, olarak algıladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Çocukta yaratıcılık kavramını etkileyen etkenlerin basında eğitim, sonrasında çevre ve aile faktörünün çok önemli olduğu sonucu ortaya konulmuştur.

2007 yılında Funda KILIÇER’ın yaptığı “İlköğretim İkinci Kademedeki Resim- İş Dersi Müfredat Programında Yer Alan Amaçların Gerçekleşme Durumu” konulu araştırmanın temel amacı geliştirilen programların amaçlarının gerçekleşme düzeyini vurgulamaktır. İlköğretim 8. sınıflarda yapılacak bu anket için Ankara merkezde birbirinden gelişmişlik yönünden farklı düzeyde olması baz alınan üç ilçe seçilmiştir. Seçilen bu ilçelerden random yöntemi ile üç farklı okul ve her okuldan aynı yöntemle birer şube belirlenmiştir. Anketler uygulandıktan sonra elde edilen verilerin dökümü yapılmıştır. Elde edilen nicel verilere 5’li likert tipi dereceleme ölçeği kullanılarak geliştirilen anketin istatistiksel çözümlemelerine SPSS ( The Statistical Packet for the Social Seciences) programı ile analiz edilmesi sonucu ulaşılmıştır. Puan ortalamalarının karşılaştırılmasında aritmetik ortalama, standart sapma ve t-testi kullanılmıştır. Uygulanan anket ve araştırmalar sonucunda elde edilen veriler Görsel Sanatlar Eğitimi dersinin amaçlarına ulaşmada okul ortamı ya da çevre olumsuzluklarının kayda değer bir etkileyici faktör olmadığını göstermiştir. Yapılan bu araştırma müfredattaki amaçlara; dış etkilerin tüm olumsuzluklarına rağmen, yapılacak gerçekçi bir programın uzman bir öğretmen tarafından uygulanması ile ulaşılabilineceğini ortaya koymuştur. Cinsiyet değişkeni açısından bakıldığında, kız öğrenciler erkek örgencilere oranla amaçların gerçekleşme düzeyine daha olumlu baktıkları belirlenmiştir.

2008 yılında Gülşen CEYLAN’ın yaptığı “Ortaöğretim 10. Sınıf Düzeyinde Görsel Sanatlar Eğitimi Alan Ve Almayan Öğrencilerin Yasadıkları Çevrenin Estetiğine Bakış Açılarının Karşılaştırılması” konulu araştırmanın temel amacı ortaöğretim düzeyinde sanat eğitimi dersi alan ve almayan öğrencilerin, yasadıkları çevrenin estetiğine bakış açıları arasında herhangi bir farkın olup olmadığının tespit edilmesidir. Bu çalışmada kaynak tarama yöntemi kullanılarak, araştırmanın kavramsal çerçevesi oluşturulmuştur. Araştırma kaynak tarama, anket ve alan araştırması yöntemiyle yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini Yozgat ili dâhilindeki tüm orta öğretim 10. sınıf öğrencileri (840 kişi) oluşturmaktadır. Bu araştırmanın örneklemini, Yozgat ilinde bulunan, müfredat kapsamında görsel sanatlar eğitimi dersleri bulunan; Sürmeli Lisesi ve müfredat kapsamında görsel sanatlar eğitimi dersleri bulunmayan Atatürk Lisesi okulları 10. sınıf öğrencilerinden 50’ser kişi olmak üzere toplam 100 öğrenci oluşturmaktadır. Elde edilen veriler doğrultusunda, sanat eğitimi dersi alan ve almayan öğrencilerin çevre estetiği bilinç düzeyleri arasında belirgin bir farklılık olmasa da,

sanat eğitimi dersi alan öğrencilerin çevre estetiği algılarının dersi almayanlara oranla daha doğru şekillendiği sonucuna varılmıştır.

2009 yılında Mehmet SAĞ’ın hazırladığı “İlköğretim Görsel Sanatlar Dersinde Eleştiri Becerilerinin Kazandırılması (Kilim Örneği)” konulu araştırmanın temel amacı eleştirel becerilerin geliştirilmesini vurgulamaktır. Araştırmada elde edilen bulgular, öğrencinin başarısına göre yorumlanmış ve ulaşılan sonuçlara dayalı olarak önerilerde bulunulmuştur. Araştırma, deneysel desenlerden “Öntest-Sontest Kontrol Gruplu Desen” modelinde yapılmıştır. Deneysel desen modeli temelinde nicel araştırma geleneği içinde gelişmiş olasılık temelli örnekleme yöntemleri (yani seçkisiz, sistematik, tabaka ve küme örnekleme) kullanmıştır.

2009 yılında Lütfiye Ekin YEŞİLYURT tarafından hazırlanan “İlköğretim Okullarındaki İkinci Kademe Görsel Sanatlar Dersi Programlarının İşlenişinde Karşılaşılan Temel Sorunlar” konulu araştırmanın amacı ilköğretim II. kademe Görsel Sanatlar dersi programının işlenişinde karşılaşılan temel sorunları bu dersi işleyen öğretmenlerin görüşlerine göre değerlendirmektir. Araştırma betimsel nitelikte olup; araştırmada betimleme (survey) modeli kullanılmıştır. Bu araştırmanın evrenini 2008– 2009 eğitim-öğretim yılında Çanakkale il merkezindeki ilköğretim okullarında görev yapmakta olan II. kademe Görsel Sanatlar öğretmenleri oluşturmaktadır. Öğretmenlere uygulanan anket sonuçları ise istatistiksel veriler ışığında analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen veriler bilgisayar ortamında değerlendirilmiş, istatistiki çözümleme için SPSS programından yararlanılmıştır.

2010 yılında Kibar Evren BOLAT AYDOĞAN’ın yaptığı “Sanat Eğitimi Ve Sanat Eleştirisi: Türkiye’de Görsel Sanatlar Öğretmeni Yetiştiren Kurumlar Örneği” konulu araştırmanın amacı lisans düzeyinde sanat eleştirisi dersi veren öğretim elemanlarının bu derse ilişkin görüşlerinden yola çıkarak yaklaşımlarını ortaya koymak ve bu yaklaşımları belirli ana temalar altında okuyucuya sunmaktır. Araştırma modelinde Konuyla ilgili yayınların listelerini içeren özlerin, kütüphane listelerinin taranması, ilgili programların incelenmesinin yanı sıra konuyla ilgili diğer olanakların (seminer, konferans) değerlendirilmesi de söz konusu olmuştur.

2010 yılında Dilber İLDANLI’nın yaptığı “İlköğretim Okullarının I. Kademesinde Görsel Sanatlar Dersi Haftalık Ders Saati Süresinin Yeterliğinin Araştırılması” konulu araştırmanın amacı ilköğretim okullarının II. kademesinde görsel sanatlar eğitimi ( Resim-İş ) alan öğrencilerin ders işleyiş durumlarını ders süresinin nasıl etkilediğini ortaya koymaktır. İlköğretim okullarının II. Kademesindeki görsel sanatlar Dersi süresinin yeterliğini tespit etmek amacıyla anket uygulaması, çeşitli kitap, dergi ve internet sitelerinden elde edilen yazılı dokümanlar (makaleler, bildiriler, vb.), veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırmanın evreni, Gaziantep ilinin merkez ilçesi Şahinbey’e bağlı 14 ilköğretim okulundan oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemini bu okullarında görev yapan Görsel Sanatlar dersi öğretmenleri, okul yöneticileri ve okullarda eğitim görmekte olan öğrenciler oluşturmaktadırlar. Anket uygulamasının ardından yapılan analizler neticesinde, ankete katılan öğrenci, öğretmen ve yöneticilerin demografik özellikleri, sanat ve sanat eğitimine verdikleri önem, okullarda sanat eğitiminin ve mevcut uygulamaların durumu tespit edilmiştir.

2006 yılında Erhan GÖKSU’nun yaptığı “İlköğretim Okulu Görsel Sanatlar Dersi Öğretmenlerinin Görsel Sanatlar Dersini Değerlendirmeye Yönelik Görüşleri” konulu araştırmanın amacı İlköğretim 6, 7, 8 sınıf Görsel Sanatlar öğretmenlerinin okullarda karşılaştıkları sorunları ve mevcut durumu belirlemektir. Ankara ili merkezinde bulunan İlköğretim okullarında görev yapan görsel sanatlar öğretmenlerine kişisel bilgi formu ve anket uygulanmıştır. Araştırma verilerinin elde edildiği anket formları, SPSS for Windows (1.00) programında çözümlenmiştir. Öğretmenlerin görüşleri tek yönlü varyans analizi (One way ANOVA ), t- testi, f- testi ve çapraz tablolardan yararlanılarak çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda, Görsel Sanatlar Eğitimi dersi ile ilgili sorunların öncelikle başlangıç aşamasında belirlenip ve yerinde alınacak önemler ile çözüme ulaşabileceği gözlenmiştir. İlköğretim okullarında görev yapan Görsel Sanatlar Eğitimi dersi Öğretmenlerinin karşılaştıkları problemlere dayalı çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.

2009 yılında Neriman DORUKAN’ın yaptığı “İlköğretim Kurumlarındaki Görsel Sanatlar Dersinin Uygulamaları Ve Sonuçları” konulu araştırmanın amacı ilköğretim kurumlarında öğretmenlere görsel sanatlar dersi için örnek bir uygulama kalıbının oluşturulmasıdır. Nitel araştırma desenlerinden Örnek Olay Deseni (Canse Study) kullanılmıştır. Araştırmanın evreni, İstanbul ili Bahçelievler ilçesi Behiye-Dr.

Nevhiz Işıl İlköğretim Okuludur. Araştırmanın örneklemi İstanbul ili Bahçelievler ilçesi Behiye-Dr. Nevhiz Işıl İlköğretim Okulundaki 4,5 ve 6. sınıf ve tüm sınıfların uygulamalara göre değişiklik gösteren a-b-c-d-e-f şubeleridir. araştırmaya konu olarak ele alınan Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Programındaki etkinliklerin uygulamaları ve sonuçları görsel sanatlar dersini daha verimli ve daha anlamlı hale getirmekte ve ayrıca nasıl işleneceği üzerine bir örnek teşkil etmektedir.

2010 yılında Pelin AVŞAR’ın yaptığı “Sınıf Öğretmeninin Yürüttüğü Görsel Sanatlar Dersi: Öğretme Ve Öğrenme Sürecine Yönelik Nitel Bir Araştırma” konulu araştırmanın amacı görsel sanatlar dersini yürüten sınıf öğretmeninin öğretme – öğrenme sürecindeki etkinlikleri nasıl yürüttüğünün incelenmesi, bu etkinliklerin güçlü ve zayıf yönlerinin neler olduğunun belirlenmesidir. Araştırmanın uygulaması 2007- 2008 öğretim yılı bahar döneminde Konya ili Seydişehir ilçesinde bulunan, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir ilköğretim okulunda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, ilköğretim 5. sınıfta öğrenim gören öğrencilerin bulunduğu bir şube ve bu şubenin görsel sanatlar dersini yürüten sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Veri toplama tekniği olarak “görüşme” ve “gözlem” teknikleri kullanılmıştır.

2010 yılında Nesrin KURUOĞLU’nun yaptığı “Görsel Sanatlar Dersinin İşlenmesinde Sınıf Öğretmenlerinin Görsel Sanat Teknikleri Ve Malzeme Tercihleri Ve Tercihlerinde Yaşanan Zorluklar” konulu araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerinin Görsel Sanatlar dersinin işleniş sürecinde tercih ettikleri görsel sanat teknikleri ve kullandıkları malzemeler belirlenerek bu konu ile ilgili yasadıkları zorlukların saptanmasıdır. Tarama modelinden yararlanılarak yapılan bu araştırmanın verileri, araştırmacı tarafından geliştirilen anketle toplanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular, SPSS (Statistical Package for Social Sciences) istatistik analiz programında frekans, yüzde, ortalama, standart sapma, t testi ve anova testi analizleri ile değerlendirilmiştir. Araştırma sonunda, sınıf öğretmenlerinin Görsel Sanatlar dersinde sadece çizmeye, boyamaya, görsel sanatların tek yanlı alanına yönelik teknikleri ve malzemeleri tercih ettikleri anlaşılmıştır.

IV. BÖLÜM

YÖNTEM

Araştırmanın Yöntem Bölümünde araştırmada izlenen bilimsel yaklaşım,“araştırma modeli”, araştırmanın “evren ve örneklemi, ”, “veri toplama tekniği” ve“verilerin analizi” alt başlıkları ile açıklanmıştır.

3.1.Araştırma Modeli

Araştırma Görsel Sanatlar Dersi sorunlarına çözüm önerileri getirerek sanat eğitimine faydalı olacağı düşünülen bir çalışma niteliğindedir.Araştırmada durum tespitine yönelik tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modellerinde varolan durum ayrıntılarıyla gözlenir.

Benzer Belgeler