• Sonuç bulunamadı

Görünüşte İhmali Suçlarda Tipikliğin Maddi Unsurları

Belgede SUÇ TEORİSİ (sayfa 123-134)

1- Neticenin meydana gelmesi. Görünüşte ihmali suçlarda, bu suçun icrai hareketle işlenmesine göre tarif edilmiş tipinde belli bir neticenin meydana gelmesine yer verilmesi gerekmektedir.

Sırf hareket suçları görünüşte ihmali suç şeklinde işlenemezler.

2- Emredilen hareketin yapılmaması. Gerçek olmayan ihmali suçlarda neticeye emredilen ve gerekli olan hareketin isnat edilebilir tarzda yapılmaması suretiyle neden olunmalıdır.

Burada ihmal edilen belli bir hareketi yapmamaktan ibarettir.

Yapılması gereken hareket objektif olarak belirlenmekte ve somut olayın şartlarına bağlı olmaktadır.Objektif olarak

yapılması mümkün bir şeyi kişiden yapması beklenebilir.

Örneğin, ağır bir yaralıya bizzat yardım edemeyen kişinin ambulans çağırması gibi.

3- İhmalin nedenselliği ve Objektif isnadiyeti. Gerçek olmayan

ihmali suçların tamamlanması için tipe uygun neticenin meydana gelmesi gerekir. Ancak burada da netice ihmalde bulunan faile objektif olarak isnat edilebilir olmalıdır. Objektif isnadiyet

çerçevesinde, özel yükümlülüğe aykırılık ilişkisi bakımından, bu neticenin ihmal edenin yükümlülüğe aykırı davranmasından

kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalıdır. Objektif isnadiyetin varlığı ancak somut tehlike durumunda emredilen hareketin

yapılmasının, kesinliğe yakın bir ihtimalle tehlikeye düşürülen hukuki değerin korunmasına yol açacak idiyse kabul edilmektedir. Bir

başka deyişle, netice faile ancak ihmal ettiği hareketi yapmış olsa idi, kesinliğe yakın bir olasılıkla hukuki değeri koruyacak idiyse isnat edilebilir.

4- Neticenin önlenmesi yükümlülüğünün (garantörlüğün) bulunması.

´ Gerçek olmayan ihmali suçlarda, ihmali hareketin icrai harekete

eşdeğerde olması sorumluluk bakımından şarttır. TCK m. 83’te bundan ne anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.

´ Buna göre, ihmal yoluyla neticeye sebebiyet vermenin aktif bir hareketle neticeye sebebiyet vermeye eşdeğer kabul edilebilmesi için şu iki koşulun gerçekleşmesi gerekmektedir:

´ a. İhmali harekette bulunan failin neticenin önlenmesi bakımından hukuki bir yükümlülüğünün bulunması (garantörlük durumu),

´ b. İhmal yoluyla neticenin gerçekleştirilmesinin pozitif bir hareketle gerçekleştirilmesine eşdeğer olması (eşdeğerlilik koşulu).

´ Garantörlük Durumları:TCK’nın 83. maddesinde ihmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin; belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması ya da önceden gerçekleştirdiği bir davranışın başkasının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması (öngelen

tehlike) gerektiği belirtilmiştir.

´ Örneğin eşler ve ebeveyn- çocuklar arasındaki bağlılık gibi (kanundan kaynaklanan garantörlük). Yüzme kursundaki öğretmenin çocuklar

üzerindeki gözetim yükümlülüğü (sözleşmeden kaynaklanan garantörlük) ve trafik kazasında bir diğerinin yaralanmasına neden olan kişi ona yardım etme yükümlülüğü altındadır (öngelen tehlikeden kaynaklanan

garantörlük).

Görünüşte İhmali Suçlarda Tipikliğin Manevi Unsuru

´İhmali suçlar kasten işlenebileceği gibi taksirle de işlenebilir.

´İhmali suçlarda kast, genel olarak, tipikliğin tüm objektif

unsurlarını bilerek hareketsiz kalmaya karar verme olarak tarif edilmektedir.

´Gerçek olmayan ihmali suçlarda, emredilen hareketin

yapılmaması, tipik netice ve onun kesinliğe yakın bir ihtimalle önlenebilirliği objektif tipe dâhildir. Garantörlük durumunun kastın kapsamına dahil olduğu kabul edilirken, bundan

kaynaklanan garantörlük yükümlülüğünün ise hukuka aykırılığın bir unsuru olduğu kabul edilmektedir.

´Görünüşte ihmali suçlarda tipikliğin hukuka aykırılığı bakımından özellikle değinilmesi gereken bir husus bulunmamaktadır.

´Yine kusurluluk bakımından da icrai suçlardaki prensipler geçerlidir.

TEŞEBBÜS

´Suçlar, kanuni tarifinde yer alan hareketin icrasıyla veya neticenin gerçekleşmesiyle tamamlanırlar.

´İcrasına başlanan ancak elde olmayan sebeplerle

tamamlanamayan suçlara, teşebbüs halinde kalmış suçlar denilmektedir.

´TCK’nın konuya ilişkin 35. maddesinde teşebbüs, “kişinin, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması” şeklinde tanımlanmıştır.

´Teşebbüste sübjektif unsurları yönünden tamam olan bir

suçun objektif unsurları itibariyle eksik kalması söz konusudur.

´Teşebbüs aşamasında kalmış suçlarda kanuni tanımına göre eksik kalan husus; sırf hareket suçlarında icra hareketlerinin tamamlanamamış olmasıdır. Suçun kanuni tarifinde ayrıca neticeye yer veren suçlar bakımından ise, icra hareketlerinin tamamlanamaması veya icra hareketleri tamamlanmış

olmasına rağmen neticenin gerçekleştirilememesidir.

´Suça teşebbüse ilişkin hükümler ceza sorumluluğunun alanını genişletmektedir.

Teşebbüsün Şartları

´Kasten işlenen bir suçun varlığı: Sadece kasten işlenen

suçlar teşebbüse elverişlidir, taksirli suçlara teşebbüs olmaz.

´Suç tipinde sübjektif unsurlar arasında kastın dışında

başkaca manevi unsurlara yer verilmişse, kastın yanı sıra bu unsurların varlığı da gereklidir.

´İcra hareketlerine başlanmış olması: Failin kastettiği suçun doğrudan doğruya icrasına başlamış olması gerekir.

´Düşence itibariyle cezalandırma mümkün olmadığı gibi, hazırlık hareketleri de cezalandırılamaz.

´Kanun koyucunun hazırlık hareketlerinin

cezalandırılabilirliğini kabul ettiği haller bu kuralın istisnasını oluşturur (TCK m. 220; m. 316)

İcra Hareketi-Hazırlık Hareketi Ayrımı

´Madde gerekçesinde doğrudan doğruya icraya

başlamanın, “işlenmek istenen suç tipiyle belirli bir yakınlık ve bağlantı içindeki hareketlerin yapılması”nı ifade ettiği

belirtilmiş, böylelikle “Frank formülü”ne doğrudan atıf yapılmıştır.

´Buna göre, suçun kanuni tarifinde unsur veya nitelikli hal olarak belirtilmiş hareketlerin gerçekleştirilmesi halinde icra hareketlerinin başladığını kabul etmek gerekir.

´Suçun kanuni tanımında neticeye unsur olarak yer verilip bu neticeyi oluşturacak hareketlerin ayrıca gösterilmediği

hallerde, bu neticenin gerçekleşmesine sebebiyet veren fiile zorunlu olarak bağlı olan hareketler de icra hareketi

sayılacaktır.

´Elverişli hareketlerin gerçekleştirilmesi:

´Elverişlilik, bir fiilin doğrudan doğruya icraya başlama

sayılabilmesi için taşıması gereken niteliği oluşturmaktadır.

´Elverişlilik sadece kullanılan araç bakımından değil, suçun konusu da dâhil olmak üzere bütün fiil yönünden

bulunmalıdır.

´Suçun icrasında kullanılan araç fiilin elverişliliği veya elverişsizliği bakımından belirleyici olabilir.

´Elverişlilik işlenmek istenen suça göre fiilin gerçekleştirildiği şartlar göz önünde bulundurularak, yani olay anındaki

şartlara göre (ex ante) yapılacak bir değerlendirmeyle belirlenmelidir.

´Bazı olaylarda failin sahip olduğu özel bilgi de elverişliliğin belirlenmesinde dikkate alınmalıdır.

´ İşlenen fiilin suç tipi bakımdan elverişli olmasıyla, suçun konusunun yokluğu durumunu birbirinden ayırmak gerekir.

´ Suçun konusunun yokluğunun teşebbüsle bir ilgisi yoktur. Bu halde

“işlenemez suç” söz konusu olur.

´ Elverişlilik, teşebbüse vücut verecek nitelikte icra hareketlerinin

bulunup bulunmadığının tespitiyle ilgili iken, konunun yokluğunda icra hareketinin elverişliliği bakımından şüphe bulunmamaktadır.

Gerçekleştirilen hareketler suçun konusuna zarar vermeye veya onu tehlikeye uğratmaya elverişlidir. Ancak suçun konusu bulunmadığı için kastedilen suç gerçekleştirilememektedir.

´ İşlenemez suç halinde, fail konunun yokluğu nedeniyle (maddi

unsurlardan birinin yokluğunun bir sonucu olarak) işlemeyi kastettiği suçtan değil, o ana kadar gerçekleştirdiği hareketlerin oluşturduğu başkaca suçlardan sorumlu tutulur.

´ Örneğin, mektup zarfı içindeki parayı almak için açılır, fakat zarfta para yoktur. Bu durumda hırsızlık değil, haberleşmenin gizliliğini

ihlalden dolayı faili cezalandırmak gerekir.

´Elde Olmayan Sebeplerle İcra Hareketlerinin Tamamlanamaması veya İcra Hareketleri Tamamlanmasına Rağmen Neticenin Gerçekleşmemesi

´Teşebbüsün bu şartı bakımından suçun sırf hareket suçu mu, yoksa neticeli bir suç mu olduğunu belirlemek önem arz etmektedir.

Belgede SUÇ TEORİSİ (sayfa 123-134)

Benzer Belgeler