• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2.1.2. Gölgesizler

Roman bir berber dükkanında baĢlar. Ġçerde berber, çırak, keçi sakallı, zindan karası tespihi olan bir adam ve dükkana sonradan gelen berberin “Hoş geldin beyim.”192 dediği bir baĢka müĢteri vardır. Sonradan bu müĢterinin bir roman yazdığı öğrenilir. Koltuktaki müĢterinin tıraĢı bitmiĢtir. “Ruhum sıkılıyor… Gene de geçmedi bak…”193 diyerek berber dükkanından çıkar. Zindan karası tespihi olan adam hareketlense de keçi sakallı adamı oturtur koltuğa berber. “Yeni bir oyun başlıyor.”194 diye geçirir içinden roman yazarı olan adam. Sonra yine aynı roman yazarı olan kiĢi “oyun kanlı olacak anlaşılan”195 der kendi kendine. Berber neden konuĢmadığını sorar en son gelen müĢteriye. Ne anlatacağını soran roman yazarı olan adama “Ne anlatırsan anlat… yeter ki anlat.”196 der berber. Bu noktadan sonra anlatılanlar yazarın kurguladığı hayal ürünü bir Ģey midir, yoksa berberden köy meydanına, köy meydanından muhtarlık odasına ve oradan tek tek evlere yayılarak geniĢleyen gerçekliğin seyircisi midir roman yazarı olan adam, bu belirsizdir. Bu belirsizlik son bölümde biraz daha belirginleĢse de netleĢmez. Kırk yedinci bölümde

“Apartmanın önüne geldiğimde, başımı kaldırıp üçüncü kattaki odanın penceresine baktım; her zamanki gibi bir kanadı açıktı. İşte bu iyi, dedim merdivenleri yorgun adımlarla tırmanırken kendi kendime, karşıma çıkan onca engele karşın hâlâ yazıyorum demek ki…”197 diye konuĢur kendi kendine yazar ve merdivenleri çıkarken kendisini Ģeffaf, görünmez, hatta yokmuĢ gibi hisseder. Böylelikle yanından geçen insanlar onu fark etmeden kapının önüne gelir. Yine o görünmezliğin mutluluğuyla kapıdan içeri girer ve çalıĢma odasına geçer. Kendisine bir çay alır, oturur ve beklemeye baĢlar. Ancak neyi beklediğini bilmez ya da hatırlamaz. Kapı çalınır, oğlunu kapıda görünce ĢaĢırır. Oğlunun ĢaĢkınlıkla “Aaaa yüzündeki sabunu yıkamamışsın.”198 demesi kendisini ĢaĢırtır. “Şunlar senin Perma-Sharp marka

192 TOPTAġ, Hasan Ali, Gölgesizler, s. 5.

193 a.g.e., s. 5.

194 a.g.e., s. 6.

195 a.g.e., s. 6.

196 a.g.e., s. 6.

197 a.g.e., s. 231.

198 a.g.e, s. 232.

70

jiletlerin”199 der oğlu. Aldığı gazetedeki bir haberi aktarır çocuk. “Bir kızı ayı kaçırmış.”200

Gölgesizler adlı romanda üstkurmaca tekniği ile ilgili incelemede daha geniĢ bir Ģekilde ele alınacak bu gerçekle hayal ürününün iç içe geçmiĢ görüntüsü olay örgüsünün parçalanmıĢlığını çoğaltan bir unsurdur. Yazar romanını yazmaya berber dükkanında iken mi baĢlamıĢtır, yazar yazdığı romanı berber dükkanında anlatmaya mı baĢlamıĢtır yoksa yazar oğlunun ve karısının da yanında olduğu son bölümdeki apartman katındaki çalıĢma odasında mı yazmıĢtır belirsizdir. KuĢkusuz bütün bu saydıklarımız asıl yazarın bir kurgusudur ve roman içinde bir roman Ģeklinde meydana gelir. Bir baĢka ifadeyle Hasan Ali ToptaĢ Gölgesizler‟de bir roman yazarı yaratmıĢtır eĢi ve çocuğuyla birlikte, bu roman yazarı da kendi romanında baĢka kahramanlar yaratmıĢtır. Aralarında Çıngıl Nuri‟nin, muhtarın, bekçinin, güvercinin vs. olduğu hayal ürünü kahramanlardır bunlar.

Gölgesizler romanının bir olay örgüsü varsa bu da roman içindeki roman yazarının romanı yazması / anlatmasıdır. Ancak bunun dıĢında Gölgesizler‟in omurgasını teĢkil edecek herhangi bir olay örgüsünden bahsetmek çok güçtür.

Roman yazarının köyde olup bitenlerin arasında etrafını gözlemlemesi, köy meydanında dolaĢması, berber dükkanında olup bitenleri anlamaya çalıĢması sonra da yazdığı romanın dünyasından tekrar kaldığı apartmana gelmesi, ıĢığa bakıp hâlâ yazdığını düĢünmesi ve bundan mutlu olması, roman yazarının kurduğu hayal dünyasının içine kendisini de bir roman kiĢisi olarak aldığını gösterir. Kendisi de yarattığı hayali kahramanlar gibi kendi romanında bir kahramandır. Bazen yazarın sahip olduğu geniĢ bakıĢ açısıyla, bazen roman kahramanı olan berber dükkanındaki müĢteri bakıĢ açısıyla, hatta bazen baĢka baĢka kahramanların kısıtlı bakıĢ açılarıyla köyde olup bitenler anlatılır.

Köyde olan olaylar sanki bir masal dünyasından fırlamıĢ gibidir. Cıngıl Nuri‟nin bir gün kaybolması, baĢta muhtar bütün köylünün onu araması, herkesin ümidi kestiği bir zamanda çıkıp gelmesi; berberin çırağının jilet almak için çıkıp gitmesi ve bir daha geri gelmemesi, Aynalı Fatma‟yla Asker Hamdi‟in garip

199 a.g.e., s. 232.

200 a.g.e., s.232.

71

hikayesi, ReĢit‟in kızının kaçırılması, bekçinin Cennet‟in oğlunu suçlu sanarak muhtarlık odasında ona iĢkence etmesi, Cennet‟in oğlunun aklını yitirmesi ya da kendi içinde yok olması, bütün aramalara rağmen ReĢit‟in kızı Güvercin‟in bulunamaması ve bir gün Cennet‟in oğlunun Güvercin‟i bulup sırtında köy meydanına getirmesi, köylünün onun kaçırdığını düĢünüp onu öldürmek istemesi, Cennet‟in oğlunun elinde bir oyuncak gibi oynadığı yılan tarafından sıkılarak ölmesi, Rıza‟nın oğlunun bir at tarafından kovalanıp, nal sesleri arasında bütün kemikleri kırılıp ölene kadar ayak altında çiğnenmesi, ReĢit ve Rıza‟nın atı öldürmek için köĢe bucak, dağ taĢ demeden ellerinde tüfekle araması, at yerine bir ayıyı vurup köy meydanına getirmeleri, Güvercin‟in doğurması… Bütün bunlar bir masal tadında ve merak unsuru etkili bir Ģekilde kullanılarak anlatılır. Ancak belirtildiği gibi bütün romanın iskeletini oluĢturacak bir olay örgüsü bulunmaz Gölgesizler‟de. Bu bahsedilen olayların arasında bir haberci, gözlemci gibidir roman yazarı.

Özetle kırk yedi bölümden oluĢmuĢ Gölgesizler romanı, küçük bir köyde insanların kırk yedi parçaya bölünmüĢ yaĢamlarıdır, hayali de olsa. Ancak kırılan büyük parçalar birleĢtirilebilirken un ufak olan parçaların eksikliği aynanın tam Ģeklini birleĢtirmeye imkan vermez. Bazı yerleri bantlarla bir araya getirilmiĢ yamalı, parçalı bir görüntü ortaya koyar. Bu durum da postmodernist metinlerin yamalı, bohçalı anlatımlarıyla eĢ değerdedir. Parçaları bir araya getirip ondan bir hikaye çıkarmak ya da ufalan cam parçalarının yerini doldurmak okuyucunun hayal dünyasını hareket geçirir. Böylece sunulmuĢ bir hikayeden ziyade, parçaları verilmiĢ bir puzzle‟ın varlığından söz edilebilir. Bu yap bozu birleĢtirecek kiĢi de okuyucudur.

72

Benzer Belgeler