• Sonuç bulunamadı

1. GÖÇ KONUSUNDA TANIMSAL VE TEORİK YAKLAŞIMLAR

1.2. Göç Konusunda Başlıca Teorik Yaklaşımlar

1.2.5. Göçte Kesişen Fırsatlar Teorisi

Stouffer’ın 1940 yılında Clevland üzerinde yapmış olduğu araştırmaya dayanarak oluşturduğu göç teorisine göre kesişen fırsatlara dayanan göç hareketinde ön plana çıkan üç önemli unsur vardır. Bunlar göç edilecek merkezler arasındaki uzaklık, göç edilecek merkezdeki imkânlar ve bunun miktarıdır. Göç edilecek yerdeki çekici güçler, iş olanakları, barınma, sağlık, eğitim vd. imkânlar olup

göçmen için bu imkanlar önemliyse, göç kararını vermede önemli olan söz konusu imkânlara olan ulaşım uzaklığıdır. İmkânlar ne kadar yüksek ve bunlara ulaşım imkanı ne kadar kısaysa göç eden kişi sayısı bu merkezlere doğru o kadar fazla artacaktır. Bu kuramda diğer kuramlara göre farklı olan tarafsa bir yandan göç hareketi gerçekleşirken diğer yandan göç edilen devletler ve bunların sınır kontrollerinin göçmenler için ne kadar elverişli ise göç hareketinin o kadar kolay gerçekleştirilecektir (Çağlayan, 2006: 177-178).

Bir ülkenin iş imkânları ve söz konusu iş imkânlarının yarattığı cazibe, kesişen fırsatlar teorisinin temelini oluşturmaktadır. Bir ülkede istihdam ve beraberinde yüksek yaşam standardı elde etme fırsatı ne kadar yüksek düzeyde ise söz konusu ülkeye doğru gerçekleştirilen göç hareketi de o kadar yoğun olacaktır (Kahraman, 2015: 482).

Kesişen fırsatlar teorisinde Stouffe, göç hareketini matematiksel olarak açıklamaya çalışmıştır. Çalışmasını gerçekleştirdiği dönemde göç konusuna odaklanan bilim insanlarının göç ile mesafe arasında ilişki olduğu yönünde görüşleri mevcuttur. Ancak Stouffe’ye göre göç ile mesafe arasındaki ilişkinin varlığını kabul edenlerin bu görüşlerine rağmen, bu görüşlerinde odaklandıkları mesafenin belirsiz olduğunu savunmaktadır. Dolayısıyla da Stouffe’nin çıkış noktası, göçle ilişkilendirilen mesafenin çok daha net bir şekilde ortaya koyulması ihtiyacının mevcut olduğu yönündedir. İtme – çekme teorisi kapsamında gerçekleştirilen önceki çalışmalarda da mesafenin göz ardı edilmesinden dolayı, bu çalışmalarda gerçekleştirilen analizlerin de verimsiz olduğunu savunmaktadır (Ela Özcan, 2008: 189-190).

1.2.6. Göçte İtme Çekme Teorisi

Bu teoriye göre bireyler göç kararını verirken bulundukları yerlerin negatif özellikleri olan itici güçler ile gidecekleri yerlerin pozitif özellikleri olan çekici güçler arasındaki fayda-maliyet dengesini gözetmektedirler. Gidecekleri yerlerin faydaları, bulundukları yerin yol açmakta olduğu maliyetlerinden daha yüksek ise göç eylemine karar vermektedir (Pazarlıoğlu, 2007: 2). Bireylerin göç etme

yaklaşımı ile seçkinlikleri yani vasıfsal nitelikleri arasında pozitif yönlü bir ilişki mevcuttur. Buna göre göçmenlerin niteliklerinin artması göç etme eğilimlerinin yükselmesine kaynak oluşturmaktadır. Harrison üçüncü dünya ülkelerine ilişkin gözlemlerinde kırsal kesimde bulunan insanlardan en zeki, en sağlıklı ve en iyi eğitim görmüş kişilerin kentlere daha fazla oranda göç ettiğini belirtmektedir (Çelik, 2002: 277).

Lee’nin itme-çekme teorisine göre göç kararını tetikleyen itici güçler ve çekici güçler, göç kararında önemli ölçüde etkilidir. Buna göre göç eylemi, yaşanan yerin negatif yönleri (itici güçler) ve gidilecek yerin negatif yönleri (çekici güçler) ortaya çıkan engellere bağlı olarak kişilerin vereceği karar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Tek başına itici ve çekici güçler göç kararını alınmasında belirleyici etkiye sahip olmamakla birlikte alınacak göç kararında politik, ekonomik ve sosyal etkenler de göz önünde tutularak göç kararı verilmektedir (Çiftçi, 2011: 41).

İtici ve çekici güçleri oluşturan dört faktör belirlemiştir. Bunlar; yaşanılan yer ile ilgili nedenler, göç edilmesi düşünülen yerin çekici gelen yönleri, göç etme sürecinde karşılaşılacak engeller ve bireysel faktörlerdir. Kişiler göç etmeden önce bulundukları yer ile göç etmek istedikleri yer arasında iki yerin de kendileri için olumlu, olumsuz yönlerini belirleyerek karşılıklı olarak incelerler. Olumlu olumsuz yönleri kişiler kendi bilgileri dahilinde inceleyerek kendi beklentilerine, alabilecekleri risklere ve eksik bilgi sonucu oluşabilecek belirsizliklere göre göç kararına gidebilirler. İlk olarak itici ve çekici güçler ve kişisel faktörlerin şekillendirdiği göç kararına son olarak göçün önündeki engeller eklenmektedirr. Bu engeller göç maliyeti, göç edilecek iki yer arasındaki uzaklık, gidilecek yerle ilgili hukuksal sınırlamalar ve sosyal ya da siyasal belirsizlikler gibi nedenlerdir (Çağlayan, 2006: 72-74).

Lee, göç veren yerin itici güçlerini üçe ayırmıştır. Kırdan kente göç açısından kırsal bölgelerde tarım ağırlıklı ekonomik ilişkilerin ağırlıkta olması, kır nüfusu ilişkilerinin ağırlıkta olması, kır nüfusu içerisinde tarımsal faaliyet gerçekleştirilen toprakların yetersiz veya eşit dağılamama sorununun mevcudiyeti sonucu toprak yetersizliği, birey ve ailelerin kente doğru göç etmelerini teşvik edici bir unsur haline

gelmektedir. Toprak yetersizliği, az veya hiç toprak sahibi olmayanlar açısından gelir eksikliğine ve işsizliğe neden olmaktadır. İşsiz ve gelirden yoksun olan kır nüfusu da sanayi sektörünün gelişmekte olduğu kent merkezlerine doğru göç etmektedirler (Çelik, 2006: 152-153).

Tarımda makineleşmenin artması, tarımda çalışmasına ihtiyaç duyulacak işçi miktarının azalmasına neden olmaktadır. Parnwell makineleşmenin azalmasının göç sorununa çözüm olacağını söylemektedir. Makineler yerine insan gücüne dayanan üretim seçildiği takdirde işsizlik ortadan kalkacaktır. Yaşanabilecek olağan dışı olaylar deprem, sel, cinayet vs. göçe sebep olan diğer bir itici güçtür. Buradaki göç gönüllülük esasına değil zorunluluk esasına dayanmaktadır. Olağan dışı olaylarla karşı karşıya gelen kişiler daha güvende olacakları yerlere doğru göç etmeyi tercih edeceklerdir (Çelik, 2005: 175-176).

Göç kararını etkileyen çekici güçler ise, daha yüksek gelir elde etme imkânı, iş bulma imkânı, daha iyi yaşam koşulları sağlama olanağı, akrabalar, eğitim, sağlık, ulaşım olanakları ve benzerleridir. Gelişen teknoloji ve gelişen teknolojiye bağlı olarak ulaşım imkânlarının gelişmesi, göçmen için göç edilecek yere seyahati kolaylaştırmaktadır. Göç edilecek yerde bulunan akrabalar göçmen için göç maliyetini azaltıcı bir etkiye sahiptir. Göçmen için yerleşme koşullarını kolaylaştırıp belirsizlikleri azaltmaktadırlar. Yeni iş imkânları umudu göç etmeye en çok etki eden çekici güçtür. Göçmenin en başta göç kararı almasındaki sebeplerden birisi olan gelir eksikliği ve işsizliğin çözüm imkânının varlığı, göç etme istediğini de artıracaktır. Eğitim ve sağlık alanlarında kentlerde bulunan imkânlar kır yaşamına göre kat ve kat gelişmiştir (Aşkın vd, 2013: 234).

Lee, itici ve çekici güçlerin toplamında ortaya çıkan soncun göç karanını belirlediğini ortaya koymuştur. Türkiye için itme-çekme güçleri dikkate alındığında 1950’lerden günümüze artan sanayileşme ve tarımda makineleşme sonucu kırsal alanda azalan iş imkânları ve sanayileşmenin arttığı kentlerdeki yeni iş imkânlarının varlığı, bölgelerdeki nüfusu kırdan kente doğru göç etmeye itmiştir. 1950’de kentte yaşayan nüfusun genel nüfus içindeki payı %19 oranında iken bu oran, 1970’de %36’ya, 1990’da %56’ya yükselmiştir (Tuzcu ve Bademli 2014: 58).